DELAİLU NÜBÜVVE |
HENDEK -AHZAB- SAVAŞINA DAİR BÖLÜMLER |
Medine'yi Muhasaraya
Gelen Hiziplerin Oluşması ve Resulullah'ın (s.a.v.) Hendeği Kazması
Muhammed bin Ka'b
el-Kurazi ile Osman bin Yahuza'nın bildirdiğine göre Amr bin Kurayza
oğullarından bir adam kavminden bir kişiden şöyle nakleder:
Hendek savaşı için
Kureyş, Gatafan ve Kurayzalıları bir araya getirenler Huyey bin Ahtab, Kinane
bin er-Rebi bin Ebi'l-Hukayk, Ebu Ammar, Vahvah bin Amr ve Hevze bin Kays'tır.
Bunlar Kureyş'e gelip: "Muhammed'e karşı sizinle beraberiz" deyince,
Kureyşliler: "Siz Yahudilerin din adamları ve Tevrat hakkında bilgileri
olan kişilersiniz. Bizim dinimiz mi, yoksa Muhammed'in dini mi daha
hayırlıdır?" diye sordular. Bunlar: ''Sizin dininiz onun dininden daha
hayırlıdır" cevabını verdiler. Bunun üzerine: "Kendilerine Kitab'dan
bir nasip verilmiş olanları görmüyor musun? Onlar cibt'e ve tağUt'a
inanıyorlar. İnkar edenler için de, ‘‘Bunlar, iman edenlerden daha doğru
yoldadır’‘ diyorlar. Onlar, Allah'ın lanet ettiği kimselerdir. Allah, kime
lanet ederse, artık ona asla bir yardımcı bulamazsın. Yoksa onların
hükümranlıkta bir payı mı var? Öyle olsa insanlara bir çekirdek bile vermezler.
Yoksa, insanları; Allah'ın lütfundan kendilerine verdiği şey dolayısıyla
kıskanıyorlar mı? Şüphesiz biz, İbrahim ailesine de kitap ve hikmet
vermişizdir. Onlara büyük bir hükümranlık da vermiştik"[Nisa 51-54]
ayetleri nazil oldu.
Yahudiler, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Araplardan gönderilmesi sebebiyle Araplara olan
hasetlerinden dolayı böyle demişti. Yahudiler Kureyşlilere bunu söyleyince,
Kureyşliler yardımlarını kabul ettiler. Sonra Gatafan kabilesine gelip
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile savaşta kendilerine yardım
etmelerini isteyip, Kureyşlilerin bu konuda kendileriyle beraber olduğunu
söylediler.
Kureyş, Ahzab yılı
geldiği zaman yağmur sularının biriktiği, Rume denilen yerde Medine kuyusunun
yanında konakladı. Ordunun komutanı Ebu Süfyan idi. Gatafan kabilesi de Uyeyne
bin Hısn ve Haris bin Avf'la birlikte Uhud dağına yakın bir yerde konakladı. Bu
durum Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) haber verilince Müslümanlarla
beraber çalışarak Medine'nin etrafında hendek açmaya başladı. Müslümanları
teşvik etmek için kendisi de bizzat çalıştı. Münafıklardan bazı kişiler işi
ağırdan alıyor ve yavaş çalışıyordu. Onlar, Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) gizli bir şekilde izin almadan ailelerinin yanına gidiyorlardı.
Ancak Müslüman kişinin mutlaka yapması gereken bir işi çıktığında,
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) izin alıp öyle gidiyordu. işi
bitince de geri dönüyordu. Yüce Allah işte bu müminler hakkında: "Müminler
ancak Allah'a ve Peygamber'ine inanan, onunla beraber toplumu ilgilendiren bir
iş üzerindeyken ondan izin almadan çekip gitmeyen kimselerdir. O halde bazı
işlerini görmek için senden izin isterlerse, içlerinden dilediğine izin ver ve
onlar için Allah'tan bağışlama dile. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok
merhamet edendir. (Ey inananlar!) Peygamber'in (sizi) çağırmasını aranızda
birbirinizi çağırmanız gibi tutmayın. İçinizden birbirini siper ederek sıvışıp
gidenleri Allah gerçekten bilir. Artık onun emrine muhalefet edenler, başlarına
bir bela'nın gelmesinden veya elem dolu bir azaba uğramaktan sakınsınlar.
Bilmiş olun ki şüphesiz göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah'ındır. O,
içinde bulunduğunuz durumu gerçekten bilir. Allah'a döndürülecekleri ve
yaptıklarını Allah'ın onlara haber vereceği günü hatırla. Allah, her şeyi
hakkıyla bilendir"[Nur 62-64] ayetlerini indirdi.
Müslümanlar, hendeği
sağlamlaştırıncaya kadar çalıştılar. Sahabe Cuayl adında bir adam hakkında şiir
söylediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), o adama Amr ismini
koymuştu. Sahabiler söz arasında şöyle dediler: "Cuayl'dan sonra ona Amr
adını verdi. Böylece o biçareye Zahr (destek) oldu."
Sahabe "Amr"
kelimesini telaffuz ettiklerinde Resulullah da ''Amr'' diyordu. Onlar
"Zahr" kelimesini telaffuz ettiklerinde, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) da ''Zahr'' diyordu
Enes bin Malik der ki:
Soğuk bir sabah Muhacir ve Ensar hendeği kazarken Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) Çıkıp: ''Gerçek hayır ahiret hayrıdır, Allahım Ensar'ı ve
Muhacirleri bağışla (Allahım) deyince sahabe şöyle karşılık verdi: "Biat
eden bizleriz Muhammed'e Yaşadığımız müddetçe cihad etmek üzere."
Enes bin Malik der ki:
Soğuk bir sabah Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hendeği kazan Muhacir
ve Ensar'ın yanına çıktı. Onların bu işi yapacak köleleri yoktu. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlardaki yorgunluk ve açlığı görüp:
"Gerçek hayat
ahiret hayatıdır, Allahım Ensar'ı ve Muhacirleri bağışla (Allahım)"
deyince sahabe şöyle karşılık verdi: "Biat eden bizleriz Muhammed'e
Yaşadığımız müddetçe cihad etmek üzere."
Buhari bunu başka bir
yolla Humeyd'den rivayet etmiştir. --- Buhari, megazi 29(4099).
Enes'in bildirdiğine
göre hendek günü sahabe: "Biz, İslam üzere Muhammed'e biat edenleriz"
diyorlardı. --- Müslim, cihad 44 (130).
Humeyd der ki: Sahabe:
" ... Yaşadığımız müddetçe cihad etmek üzere" derken Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle karşılık veriyordu: "Gerçek hayır
ahiret hayrıdır, Allahım Ensar'ı ve Muhacirleri bağışla (Allahım)."
Müslim bunu Sahih'te
başka bir yolla Hammad bin Seleme kanalıyla Sabit'ten rivayet etmiştir.
Enes der ki: Ensar ve
Muhacirler Medine çevresinde hendeği kazıp toprağı omuzlarında taşırken şöyle
diyorlardı: "Biat eden bizleriz Muhammed'e Yaşadığımız müddetçe İslam
üzere."
Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ise onları selamlayıp şöyle diyordu: ''Gerçek hayır ahiret hayrıdır
Allahım Ensar'ı ve Muhacirleri bağışla (Allahım)."
Onlara çalışırken yemek
olarak, iki çanak içinde bozulmuş yağ ile pişirilmiş arpa yemeği getirilip, o
da boğazdan geçerken, yiyenleri iğrendirecek şekilde olmasına rağmen önlerine
konuyordu.
Buhari bunu Sahih'te Ebu
Ma'mer kanalıyla Abdulvaris'ten rivayet etmiştir.
Sehl bin Sa'd der ki:
Hendekte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraberdik.
Ensar ve Muhacirler
kazarken biz omuzlarımızda toprak taşıyorduk. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem):
"Gerçek hayat
ahiret hayatıdır Allahım Ensarı ve Muhacirleri bağışla (Allahım)" diyordu.
Buhari bunu Sahih'te
Kuteybe'den, Müslim ise Ka'nebı' kanalıyla Abdülaziz'den rivayet etmiştir.
Bera der ki: Ahzab günü
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizimle beraber toprak taşıyordu.
Toprak onun karnının beyazlığını örtmüş, o ise şöyle diyordu:
"Allahım sen
etmeseydin hidayete eremez Sadaka veremez ve namaz kılamazdık. Üzerimize
sekinet indir Düşmanla karşılaşınca ayaklarımıza sebat ver. Şu topluluk
üzerimize saldırdı.
Eğer fitne istiyorlarsa
reddediyoruz.''
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ''reddediyoruz, reddediyoruz'' derken sesini yükseltiyordu.
Buhari bunu Sahih'te
Ebu'l-Velid'den, Buhari ve Müslim ise başka bir yolla Şu'be'den rivayet
etmiştir. --- Buhari, cihad 34(2836) ve Müslim, megazi 29(4104).
Bera der ki: Hendek günü
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) toprak taşıdığını gördüm.
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karnı çok kıllı olmasına rağmen
toprak onun karnının beyazlığını örtmüş, o ise şöyle diyordu: ''Düşman
üzerimize saldırdı. Eğer (itne istiyorlarsa reddediyoruz. ''
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) "reddediyoruz, reddediyoruz'' derken sesini
yükseltiyordu.
Buhari bunu Sahih'te
Müsedded'den rivayet etmiştir.
Selman'ın bildirdiğine
göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hendeği kazarken şöyle diyordu:
"Allah'ın adıyla, biz onunla hidayet bulduk Ondan başkasına kulluk edersek
bedbaht oluruz Ne güzel rab ve ne güzel din.''
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Hendeği
Kazma Sırasında Gerçekleşen (s.a.v.) Peygamberliğine Delalet Eden Mucizeler