DELAİLU NÜBÜVVE |
UHUD GAZVESİNE DAİR BÖLÜMLER |
Nadir Oğulları
Sürüldükten Sonra Yahudi Amr bin Su'da'nın
İslam'a Davet Edilmesi, Onun ve Diğer Yahudilerin, Resulullah'ın
(s.a.v.) Vasıflarını Tevrat'ta Gördüklerini İtiraf Etmeleri
İbrahim bin Cafer'in
bildirdiğine göre babası şöyle anlatıyor: Beni Nadir Yahudileri Medine'den
sürülüp çıkarıldıktan sonra, Beni Kurayza
Yahudilerinden Amr bin Su'da,
Nadir oğulları Yahudilerinin yurtlarına gidip oralarda bir müddet gezip
dolaştı. Nadir oğullarının evlerinin birer harabe haline geldiğini görünce
düşünceye daldı. Sonra, oradan ayrılıp Beni Kurayza
Yahudilerinin yanına döndü. Onları mabetlerinde buldu. Davet borusu çalınınca, Kurayza oğulları orada toplandılar. Zübeyr
bin Bata: "Ey Ebu Said!
Sen şimdiye kadar nerelerde idin?" diye sordu. Amr
kiliseden hiç ayrılmaz, Yahudilik ibadetiyle meşgul olur dururdu. Amr, Zübeyr'e şöyle karşılık
verdi:
"Bugün ben hepimize
ders olacak bir ibret gördüm. izzet, cesaret, üstün
şeref, üstün akıl sahibi olan kardeşlerimizin yurtlarını boşaltarak, mallarını,
mülklerini başkalarına bırakarak nasıl zilletle çıkıp gittiklerini düşündüm.
Tevrat'a andolsun ki, Allah o kavme hiçbir zaman
böyle bir musibet vermemişti. Bundan önce, izzet ve şeref sahibi ibnu'l-Eşref evinde emin bir halde yatarken öldürüldü.
Onların efendisi ve lideri ibn Süneyne
öldürüldü. Yahudilerin ataları Kaynuka' oğulları
öldürüldüler, yurtlarından sürüldüler. Halbuki, onlar cesaretli, silah ve mal
bakımından da hazırlıklı kişilerdi, fakat birden kuşatıldılar. Yerlerini,
yurtlarını bırakarak Yesrib'den sürülüp
çıkarılacakları kendilerine söylenildi. Ey kavmim! Benim gördüğümü sizler de
gördünüz! Beni dinleyiniz! Muhammed'e tabi olalım. Vallahi, siz de biliyorsunuz
ki, o geleceği bize müjdelenen peygamberdir. Yahudilerin en bilginleri olan ibnu'l-Heyyiban Ebu Umeyr ile ibn
Hıraş bize geldiler ve o Peygamber'in gelmek üzere
olduğunu haber verip kendisine tabi olmamızı da bize emir ve tavsiye ettiler.
Onlar, Beytü'l-Makdis'ten
gelmişler, kendilerinden o Peygamber'e selamlarını söylememizi de bize
emretmişlerdi. Sonra onlar dinleri üzerinde öldüler ve şu kara taşlığımıza da
gömüldüler."
Orada bulunan Yahudi
topluluğu sustu ve içlerinden hiçbir konuşan olmadı. Amr
bin Su'da, biraz sonra, bu sözünü tekrarladı ve ona
benzer şeyler söyleyip onları harple, esirlik ve yurtlarından sürülüp
çıkarılmak gibi musibetlere uğramakla korkuttu. Zübeyr
bin Bata: "Tevrat'a and içerim ki, ben de onun
sıfatını Musa Peygambere inmiş olan ve babam Bata tarafından istinsah edilmiş
bulunan Tevrat'ta okudum" dedi. Ka'b bin Esed: "Ey Ebu Abdirrahman! Peki neden ona taabi
olmuyorsun?" diye sorunca: "Sebebi sensin, ey Ka'b!"
cevabını verdi. Ka'b bin Esed:
"Neden böyle söylüyorsun? Tevrat'a andolsun ki;
ben seninle onun arasına hiçbir zaman girmedim" deyince, Zübeyr: "Evet! Sen de bizim ahid
ve akde yetkili adamımızsın. Eğer sen ona tabi olursan, biz de ona tabi oluruz.
Sen ona tabi olmaktan kaçınırsan, biz de kaçınırız" dedi. Amr bin Su'da, Ka'b bin Esed'e dönüp, bu hususta
Zübeyr bin Bata ile aralarında konuşulan şeyleri ona
da anlattı ve sonunda: "O Peygamber'in işi hakkında, benim söylediğimden
başka söyleyecek sözüm yoktur. Benim gönlüm ona tabi ve Müslüman olmayı
özler" dedi.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: