DELAİLU

NÜBÜVVE

UHUD GAZVESİNE DAİR

BÖLÜMLER

 

Kurradan Olanların Öldürüldüğü Maune Kuyusu Müfrezesi

 

ibn ishak der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Uhud gazvesinden sonra Şevval'in kalan günlerini, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem aylarını geçirdikten sonra Bi'r-i Maune müfrezesine katılan adamları bu birlik için göreve gönderdi.

 

 

 

Muğire bin Abdirrahman bin el-Haris bin Hişam, Abdullah bin Ebi Bekr bin Muhammed bin Amr bin Hazm ve ilim ehlinden başkaları şöyle dediler: Ebu'lBera Amir bin Malik bin Cafer Mulaibu'l-Esinne, Medine'ye Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelince Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu İslam'a davet etti. O, Müslüman olmadı; ancak İslam'dan da uzaklaşmadı ve şöyle dedi: "Ey Muhammed! Eğer ashabından Necd halkına birtakım adamlar göndersen ve onlar da onları, senin emrine davet etseler, umarım ki sana icabet ederler.'' Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Necd halkının ashabıma kötülük yapmasından korkarım'' karşılığını verince, Ebu'l-Bera: "Ben onların kefiliyim. Ashabını gönder de halkı İslam'a davet etsinler" dedi.

 

Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Münzir bin Amr'ı -ki Münzir, kendisine ölüme süratli koşan kişi anlamına gelen "Mun'iku li yemute'' lakabı verilmiştir- ashabından ve Müslümanların hayırlılarından, aralarında Harise bin es-Sımme, Adiy bin Neccar oğullarına mensup Haram bin Milhan, Urve bin Esma bin es-Salt es-Sülemi, Nafi bin Budeyl bin Verka el-Huzai, Ebu Bekr'in azatlısı Amir bin Fuheyre'nin de bulunduğu kırk kişi ile birlikte gönderdi.

 

Bunlar yola çıkıp Beni Amir'in yurdu ile Beni Süleym'in arazileri arasında bir yer olan Bi'r-i Maune'de konakladılar. iki kabile de bu kuyuya yakındır; ancak Beni Süleym arazisi daha yakındır. Kuyunun yanına konakladıkları zaman Haram bin Milhan'ı Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mektubuyla birlikte Allah'ın düşmanı Amir bin et-Tufeyl'e gönderdiler. Ona geldiği zaman o, onun mektubuna bakmadı ve orada Haram bin Milhan'ı öldürdü. Sonra müslümanlara karşı Beni Amir'den yardım istedi. Ancak Beni Amir, yardım çağrısına icabet etmeye yanaşmadılar ve: "Ebu'l-Bera'nın ahdini asla bozmayız" dediler. Ebu'l-Bera, onlar için ahid vermişti. Bunun üzerine Amir, onlara karşı Beni Süleym'den Usayye, Ri'l ve Zekvan kabilelerinden yardım isteyerek çağırdı. Onlar da bu çağrıya icabet ederek sahabileri kuşatma altına aldılar ve sahabenin yüklerinin etrafında çember tuttular. Onlar da bunları gördükleri zaman kılıçlarını çekip savaştılar ve son neferlerine varıncaya kadar öldürüldüler. Sadece ölmek üzere olan Ka'b bin Zeyd hayatta kaldı. O da ölülerin arasından yaralı olarak kalkıp yola çıktı. Hendek gününde şehid olarak öldürülünceye kadar yaşadı.

 

Kavmin merasında Amr bin Umeyye ed-Damrı ile Beni Amr bin Avf'tan olan Ensarlı bir adam vardı. Bu iki kişi arkadaşlarının başına gelen musibeti ancak askerlerin çevresinde dolaşan bir kuştan anladılar ve: "Vallahi bu kuşta bir iş var" dediler. Gidip baktıklarında sahabenin kanlar içerisinde olduklarını gördüler. Onları bu hale getiren süvariler de oradaydı. Bunun üzerine Ensarlı adam, Amr bin Umeyye'ye: "Ne dersin?" diye sorunca, Amr: "Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) varıp durumu kendisine haber vermemiz gerektiğini düşünüyorum" cevabını verdi. Ensar'dan olan adam: "Fakat ben, Münzir bin Amr'ın öldürüldüğü bir yerden yüz çevirip ayrılmam ve bunu başka adamlara da bildirmem" deyip oradaki süvarilerle ölünceye kadar savaştı. Amr bin Umeyye'yi de esir aldılar. Ancak Amr, Mudar kabilesinden olduğunu onlara söylediği zaman Amir bin et-Tufeyl onun saçının perçemini kesti ve anasının bir köle azad etme adağını yerine getirmek için de onu azad ettiğini söyleyip serbest bıraktı.

 

Amr bin Umeyye çıkıp da Kanat vadisinin yamacındaki Karkara'ya vardığı zaman, Beni Amir'den iki adam geldi. Bu iki adam onun bulunduğu gölgeliğe gelip konakladılar. Amirlilerin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile yapmış oldukları bir antlaşma vardı. Amr bin Umeyye bunu bilmiyordu. Onlara: "Siz kimlerdensiniz?" diye sorunca: "Beni Amir'deniz" cevabını verdiler. Amr onların uyumasını bekledi ve üzerlerine saldırıp onları öldürdü. Amr, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabının başına getirdikleri şeyden dolayı Beni Amir kabilesinden bir intikam alarak bunu yaptığını zannediyordu.

 

Amr bin Umeyye, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip olanları ona anlattığında Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Öyle iki adamı öldürdün ki, onların diyetlerini ödeyeceğim" buyurduktan sonra: "Bu, Ebu'l-Bera'nın yaptığı bir iştir. Ben bunun yapılmasını istemezdim ve korkuyordum" dedi.

 

Ebu'l-Bera bu haberi öğrenince Amir bin et-Tufeyl'in onun antlaşmasını bozması ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabına onun sebebiyle ve eman vermesiyle bu durumun başa gelmesi, ağrına geldi. Öldürülenler arasında Amir bin Fuheyre de vardı.

 

Hassan bin Sabit, Amir bin et-Tufeyl'in, Ebu'l-Bera'nın yaptığı anlaşmayı bozmasıyla ilgili şiir söyledi. Rabia bin Amir bin Malik, Amir bin et-Tufeyl'in üzerine saldırdı ve süngü ile vurdu. Süngü, Amir bin et-Tufeyl'in uyluğuna isabet etti, ama can alıcı noktaya değmedi. Atından düştü ve şöyle dedi: "Bu, Ebu'lBera'nın işidir. Eğer ölürsem benim kanım, amcama aittir. Kanımın peşine düşmesin. Eğer yaşarsam ben ne yapacağımı bilirim."

 

 

 

Musa bin Ukbe anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Beni Süleym taraflarına bir askeri birlik gönderdi. Birliğin komutanı Münzir bin Amr'dı. Mersed bin Ebi Mersed olduğu da söylenir. Yolun bir yerine geldiklerinde Haram bin Milhan'ı onlara Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mektubuyla gönderdiler. Beni Amir'e mensup Amir bin Malik onu karşılayıp, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mektubunu okuması için koruması altına aldı. Ancak Amir bin et-Tufeyl ona saldırıp öldürdü. Sonra: "Vallahi bunu öldürmekle yetinmeyeceğim" deyip diğer müslümanları aramaya çıktılar. Müslümanların Münzir ile birlikte geldiğini görünce: "Dilersen sana eman veririz" dediler. Münzir: "Kendi elimle size teslim olmam. Ancak Haram bin Milhan'ın öldürüldüğü yere gitmem için izin verirseniz, sonra yanınızdan ayrılıp giderim" karşılığını verdi ve öldürülünceye kadar onlarla savaştı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Ölmek için koşan'' lakabını takmıştı. Urve bin ez-Zübeyr der ki: Amir bin Fuheyre'nin cesedini bulamadılar. Onu meleklerin defnettiği söylenir.

 

Musa der ki: Urve bin es-Salt'a eman verildi; ancak o da kabul etmeyince öldürüldü.

 

Ka'b bin Zeyd yaralı halde kurtuldu ve bu kişi Hendek savaşında şehid oldu. Amr bin Umeyye ed-Damri'yi Amir bin et-Tufeyl alıp serbest bıraktı ve: "Adamına (Resulullah'a) dönüp olanları anlat" dedi. Amr da geri dönüp ola nları Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlattı.

 

Münzir bin Amr'ın müfrezesinde, kaybolan hayvanlarını bulmak için geride kalan üç kişi vardı. Bunlar uçan kuşların gagalarından üzerlerine kan damladığını görünce: "Vallahi arkadaşlarımız öldürüldü. Amir'i ve Süleym'in iki oğlunu öldüreceklerini biliyorduk; ancak arkadaşlarımız öldürüldü. Ne yapalım?" dediler. Biri: "Vallahi ben kendimi onlardan ayrı görmem" deyip onlara doğru gitti ve şehid oldu. Diğer ikisi ise Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gitmek için yola çıktılar. Yolun bir yerinde Beni Kilab'dan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile anlaşma yapmış kafir iki adamı gördüler ve onlarla aynı yerde konakladılar. Kilabiler uyuyunca, müslüman olan iki kişi, Kilabilerin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile anlaşma yaptığından habersiz onları öldürdüler.

 

 

 

Musa bin Ukbe der ki: ibn Şihab bu hadiste şöyle derdi: Abdurrahman bin Abdillah bin Ka'b bin Malik es-Sülemi ve ilim ehlinden bazılarının bildirdiğine göre, Mulaibu'l-Esinne lakaplı Amir bin Malik bin Cafer, müşrik olarak Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelince Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona İslam'ı anlattı; ancak bu kişi müslüman olmadı ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir hediye verdi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bir müşrikin hediyesini kabul etmem" buyurdu. Bunun üzerine Amir bin Malik: "Ey Allah'ın Resulü! Elçilerinden dilediğini benimle gönder. Ben onları korurum" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aralarında Münzir bin Amr es-Saidı'nin de bulunduğu bir grubu onunla gönderdi. Amir'e: "Ölmek için koşan" lakabı takılmıştı. Amir bin et-Tufeyl Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderdiği bu gruptan haberdar olunca Amir oğullarını onlara karşı çıkmak için teşvik etti; ancak onlar kabul etmediler ve Amir bin Malik'in yaptığı anlaşmayı bozmayacaklarını söylediler. Bunun üzerine Amir bin et-Tufeyl Beni Süleym'i onlara karşı çıkardı ve bu müslüman grubu Maune kuyusunda öldürdüler. Sadece Amr bin Umeyye ed-Damri, Amir bin et-Tufeyl tarafından serbest bırakıldı. Amr bin Umeyye, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip olanları anlattı.

 

 

 

Enes der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bazıları gelip: "Bize Kur'an ve sünneti öğretecek kişiler gönder" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlarla birlikte Ensar'dan Kurra denilen (Kur'an hafızı) yetmiş kişiyi gönderdi. Bunların arasında dayım Haram da vardı. Bunlar gece Kur'an'ı okuyup öğrenir, gündüz ise Mescid'e su taşırlar, odun toplayıp satarlar ve Suffe ehlinin geçimini temin ederlerdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları gönderince, yolda karşılarına çıkıp onları öldürdüler. Onlar öldürülürken: "Allahım! Senden razı olduğumuz ve senin de bizden razı olduğun halde sana kavuştuğumuzu Peygamberimize bildir" dediler.

 

Bir adam dayıma arkadan gelip mızrakla vurarak öldürürken dayım: "Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki muvaffak oldum" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabına: "Kardeşleriniz öldürüldüler ve öldürülürken: ‘‘Allahım! Senden razı olduğumuz ve senin de bizden razı olduğun halde sana kavuştuğumuzu Peygamberimize bildir’‘ dediler" buyurdu.

Müslim bunu Sahih'te Muhammed bin Hatim kanalıyla Affan'dan rivayet etmiştir. --- Müslim, imare 41(147).

 

 

 

Abdullah bin Mes'ud der ki: Şu şahitliklerden sakının: Kişi: "Falan kişi şehit olarak öldürüldü" demesin. Çünkü kişi gayretkeşlik için savaşabilir, dünyalık için savaşabilir. Cesaretli olduğunu göstermek için savaşabilir. Ancak size bir şeyanlatacağım: Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir müfreze gönderdi, Çok geçmeden ayağa kalkıp Allah'a hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurdu:

 

"Kardeşleriniz müşriklerle karşılaştılar ve öldürüldüler. Onlardan sadece bir kişi sağ kaldı. Onlar öldürülürken şöyle dediler: ‘‘Ey Rabbimiz! Rabbimizden razı olduğumuz ve Rabbimiz de bizden razı olduğu halde sana kavuştuğumuzu kavmimize bildir.’‘ Ben, onların Allah'tan hoşnut olduğunu, Allah'ın da onlardan razı olduğunu sizlere bildiren elçiyim.''

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Resulullah'ın (s.a.v.) Maune Kuyusunda Öldürülenlere Üzülmesi, Katillere Beddua Etmesi, Onlar Hakkında İnen Ayetler ve Amir bin Fuheyre'de Görülen Olağanüstü Haller