DELAİLU

NÜBÜVVE

RESULULLAH'IN (S.A.V.) PEYGAMBER

OLARAK GÖNDERİLİŞİNE DAİR BÖLÜMLER

 

Kıble'nin Kabe'ye Doğru Çevrilmesi

 

Bera der ki: "Ebu Bekr, Azib'den bir eğeri satın aldı." Sonrasında ravi Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine'ye hicret etmesini ve emredildiği yerde konaklamasını zikrederek şöyle devam etti: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) on altı veya on yedi ay boyunca Beytu'l-Makdis'e doğru namaz kıldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kıblenin Kabe'ye doğru çevrilmesini arzuluyordu. Bunun üzerine Yüce Allah: "Yüzünü göğe çevirip durduğunu görüyoruz. Hoşnut olacağın kıbleye seni elbette çevireceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir, bulunduğunuz yerde yüzlerinizi o yöne çevirin. Doğrusu Kitab verilenler, bunun Rab'lerinden bir gerçek olduğunu bilirler. Allah onların yaptıklarından gafil değildir"[Bakara 144] ayetini indirince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazlarda yönünü Kabe'ye doğru çevirmeye başladı.

 

Yahudilerden aklı kıt bazı kimseler: "Daha önceki kıblelerini değiştirmelerine sebep olan ne ki?" diye söylenmeye başlayınca da: "De ki: Doğu da batı da Allah'ındır. O dilediğini doğru yola iletir"[Bakara 142] ayeti nazil oldu.

 

Bir adam Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile namaz kıldıktan sonra çıkıp gitti ve Ensar'dan bir grubun Beyt-i Makdis'e yönelerek namaz kıldığını gördü, Onlara: "Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte namaz kıldım ve Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Kabe'ye doru yöneldi" dedi, Bunun üzerine namaz kılanlar Kabe'ye doğru döndüler.

 

Her iki kanalın lafzı aynıdır. Buhari, Sahih'de Abdullah bin Reca'dan ve Müslim ise farklı iki kanalla israil'den rivayet etmiştir. --- Buhari, salat (31). -  Müslim, mesacid 2 (11). 

 

 

 

Abdullah bin Ömer der ki: insanlar Kuba'da sabah namazını kılarken bir kişi geldi ve: "Bu gece Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Kur'an indirildi ve namaz kılarken kıble olarak Kabe'ye yönelmesini emretti" dedi. Bunun üzerine namaz kılanlar Şam'a doğru yönelmişlerken Kabe'ye doğru döndüler.

 

Buhari, Sahih'de Abdullah bin Yusuf kanalıyla ve Müslim ise Kuteybe kanalıyla Malik'ten rivayet etmiştir. ---  Buhari, salat (32) ve Müslim, mesacid 2 (13). 

 

 

 

Bera der ki: Kıblenin Kabe'ye çevrilmesinden önce eski kıbleye doğru ibadet ediyorken vefat eden ve (Allah yolunda) öldürülen kimseler hakkında ne diyeceğimizi bilemiyorduk. Bunun üzerine Allah, "Allah sİzİn İmanınızı asla zayi edecek değildir. Zira Allah insanlara karşı şefkatli ve merhametlidir"[Bakara 143] ayetini indirdi.

Buhari, Ebu Nuaym'dan rivayet etti.

 

 

 

Said bin el-Müseyyeb der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine'ye hicretinden sonra on yedi ay boyunca Beyt-i Makdis'e doğru namaz kıldı. Bedir savaşına iki ay kala da kıble Kabe'ye doğru çevrildi."

 

 

 

Said bin el-Müseyyeb der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye hicretinden sonra on altı ay boyunca Beytu'l-Makdis'e doğru namaz kıldı. (Sonra kıble Kabe'ye doğru çevrildi.) Bu da Bedir savaşından iki ay önce idi.'' ---  Buhari, salat (31), Müslim, mesacid 2 (12) ve Malik, kıble 24 (7). 

 

 

 

Said bin el-Müseyyeb der ki: Sa'd bin Ebi Vakkas'ın şöyle dediğini işittim: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye hicretinden sonra on altı ay boyunca Beytu'l-Makdis'e doğru namaz kıldı. Bedir savaşına iki ay kala da kıble Mescid-i Haram'a doğru çevrildi."--- Şafii, Risale (366).

 

 

 

Zühri der ki: Kıble, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'den Medine'ye çıkışından on altı ay sonra Receb ayında Beytu'l-Makdis'ten Mescid-i Haram'a (Kabe'ye) çevrildi. Öncesinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Beytu'l-Makdis'e doğru namazlarını kılardı; ancak kıblenin Kabe'ye doğru çevrilmesini temenni eder ve göğe bakıp durarak bu yönde bir emrin gelmesini beklerdi. Kıblenin Kabe'ye doğru çevrilmesinden sonra Yüce Allah:

 

"İnsanlardan bir kısım beyinsizler: ‘‘Yönelmekte oldukları kıblelerinden onları çeviren nedir?’‘ diyecekler. De ki: Doğu da batı da Allah'ındır. O dilediğini doğru yola iletir" [Bakara 142] ayeti ile sonraki ayetleri indirdi.

 

 

 

Kıblenin değişmesinden sonra Yahudiler, Nebi'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kastederek: "Adam memleketini, babasının evini ve geride bıraktıklarını çok özlemiş ki sonunda kıblesini de o tarafa doğru değiştirdi. Nasıl oluyor da bazı zamanlar bir yöne, bazı zamanlar da başka bir yöne doğru namaz kılıyorlar?" demeye başladılar.

 

Sahabeden de bazıları: "Daha önce Beytu'l-Makdis'e doğru namaz kılan ve bu şekilde vefat edenlerin namazlarının durumu ne olacak?" diye sormaya başlayınca müşrikler buna sevindi ve birbirlerine: "Muhammed yeni dininde tereddüt etmeye ve karıştırmaya başladı. Sizin dininize geri dönmesi pek yakındır" demeye başladı. Bunun üzerine Yüce Allah söz konusu ayetleri ve:

 

"Böylece, sizler insanlara birer şahit (ve örnek) olasınız ve Peygamber de size bir şahit (ve örnek) olsun diye sizi orta bir ümmet yaptık. Her ne kadar Allah'ın doğru yolu gösterdiği kimselerden başkasına ağır gelse de biz, yönelmekte olduğun ciheti ancak; ResUl'e tabi olanlarla, gerisin geriye dönecekleri ayırt edelim diye kıble yaptık. Allah, imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz Allah, insanlara çok şefkatli ve çok merhametlidir"[Bakara 143] ayetini indirdi.

 

 

 

ibn Abbas der ki: Kıblenin Şam (Beytu'l-Makdis) tarafından Kabe'ye doğru çevrilmesi, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye hicretinden on yedi ay sonra, Receb ayında gerçekleşti. Kıblenin değişmesinin ardından Rifa'a bin Kays, Kurdum bin Amr, Kab bin el-Eşref, Rabi' bin er-Rabi' bin Ebi'l-Hukayk ve Kinane bin Ebi'l-Hukayk, Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip: "Ey Muhammed! Daha önceki kıbleyi değiştirmenin sebebi nedir? Halbuki sen ibrahim'in dini ve yolu üzerinde olduğunu iddia ediyordun! Önceki kıbleye geri dön ki bunu yaparsan getirdiğin dini tasdik eder sana tabi oluruz" dediler. Bu istekleriyle de aslında Nebi'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dininde fitneye sürüklemek istiyorlardı.

 

Bunun üzerine onlar hakkında: "İnsanlardan bir kısım beyinsizler:

 

Yönelmekte oldukları kıblelerinden onları çeviren nedir? diyecekler. De ki: Doğu da batı da Allah'ındır. O dilediğini doğru yola iletir. Böylece sizi insanlara şahid ve örnek olmanız için sizi mutedil bir ümmet kıldık. Peygamber de size şahit ve örnektir. Senin yöneldiğin yönü, Peygamber'e uyanları, cayacaklardan ayırt etmek için kıble yaptık. Doğrusu Allah'ın yola koyduğu kimselerden başkasına bu ağır bir şeydir. Allah ibadetlerinizi boşa çıkaracak değildir. Doğrusu Allah insanlara şefkat gösterir, merhamet eder. Yüzünü göğe çevirip durduğunu görüyoruz. Hoşnut olacağın kıbleye seni elbette çevireceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir; bulunduğunuz yerde yüzlerinizi o yöne çevirin. Doğrusu Kitab verilenler, bunun Rab'lerinden bir gerçek olduğunu bilirler. Allah onların yaptıklarından gafil değildir. Sen, Kitab verilenlere her türlü delili getirsen, yine de kıblene uymazlar; sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar. And olsun ki, eğer sana gelen ilimden sonra onların heveslerine uyarsan, şüphesiz o zaman zulmedenlerden olursun. Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Peygamber'i) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyle iken içlerinden birtakımı bile bile gerçeği gizlerler. Hak (ancak) Rabbindendir. Artık, sakın şüpheye düşenlerden olma!"[Bakara 142-147] ayetleri nazil oldu. --- İbn Hişam, es-Sire (2/176, 177).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Savaş İçin İzin Verilmesi; Cihadın Farz Kılınması ve Müşrikler ile Ehl-i Kitab'ı Affetmenin Neshedilmesi