DELAİLU NÜBÜVVE |
RESULULLAH'IN (S.A.V.) PEYGAMBER OLARAK GÖNDERİLİŞİNE DAİR BÖLÜMLER |
Resulullah'ı (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ve Arkadaşını Ashabının Karşılaması; Sonra Ensar'ın Kendisini
Karşılaması; Medine'ye Girip Yerleşmesi, Gelişinden Dolayı Müslümanların
Sevinci ve Misafir Olacağı Yer Hususunda Zuhur Eden Mucizeler
Musa bin Ukbe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Ebu Bekr, Medine'ye
yaklaştıklarında Talha bin Ubeydillah Şam'dan (Medine'ye) geri döndü. Bu sırada
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Ebu Bekr'in Medine'ye geliyor
oldukları kendisine zikredilince Mekke'ye doğru yola çıktı. Mekke'ye doğru yola
çıkması ya Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Ebu Bekr'i karşılamak
için ya da sadece Mekke'ye gitmek istenmesinden dolayı idi. Yanında Şam işi
giysiler vardı. Talha yolda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Ebu
Bekr ile karşılaşınca o giysileri Ebu Bekr'e hediye etti. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ve Ebu Bekr o giysilerden giyindiler.
Musa bin Ukbe'nin
bildirdiğine göre ibn Şihab, Urve bin ez-Zübeyr'den şöyle nakletmiştir:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), yolda Müslümanların bir kafilesiyle
karşılaştı. Bu ticari kafile Şam'dan dönüyordu ve içlerinde Zübeyr de vardı.
Zübeyr, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Ebu Bekr'e beyaz giysiler
giydirdi. Medineli Müslümanlar da Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
Mekke'den çıktığını duymuşlardı. Bunun için de her gün sabahtan Harre'ye gidip
yolunu bekliyorlardı. Öğle vaktinin o kavurucu sıcağında da geri dönüyorlardı.
Yine bir gün uzun bir beklemenin sonunda Müslümanlar geri dönmüşlerdi. Evlerine
girdikten sonra, bir şeye bakmak için yahudinin biri kulelerinden birine
çıkınca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve ashabının beyaz giysiler
içinde serapların arasında geldiklerini gördü. Kendini tutamayarak: "Ey
Araplar topluluğu! işte beklemekte olduğunuz dostunuz göründü!" diye
bağırdı.
Müslümanlar da hemen
silahlarına sarılıp çıktılar. Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
karşıladılar ve kendisini Amr bin Avf oğullarının yanında indirdiler. O gün
Rebiu'l-Evvel ayının bir Pazartesi günüydü.
insanları karşılama
işini Ebu Bekr yapmış Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise susarak bir
kenarda oturmuştu. Ensar'dan, daha önce Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) görmemiş olanlar Ebu Bekr'i, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
sanmıştı. Güneş Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üzerine gelince Ebu
Bekr üstlüğü ile ona gölge yapmak istedi ve işte o zaman insanlar Resulullah'ı
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) tanıdı.
Sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), yoldan geçmekte iken Abdullah bin Ubey bin
Selul'un evinin yanına geldi. O sırada Abdullah evde idi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisini eve davet etmesini bekledi. O zaman o,
Hazreclilerin efendisi idi. Ancak Abdullah: "Seni davet edenlere bak ve
git onlara misafir ol" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
onun böyle deyişini Ensar'dan bir kaç kişiye anlatınca, Said bin Ubade:
"Ey Allah'ın Resulü! Vallahi Rabbimiz seninle bize lütufta bulundu. Sen
gelmeden önce biz, Abdullah bin Ubeyy'in başına taç giydirip onu kendimize
hükümdar yapacaktık" dedi. --- İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihaye (3/199).
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), Abdullah bin Ubeyy'in yanında durduktan sonra Amr bin Avf
oğullarına doğru yöneldi. Kendisiyle birlikte Ebu Bekr es-Sıddik ve Amir bin
Fuheyre bulunmaktaydı. Sonra Zeyd bin Malik oğullarından Külsum bin Hedm'in
yanında konakladı. Onun evi ibn Ebi Ahmed'in avlusunda idi. Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine'ye gelişinden önce Amr bin Avf
Oğullarının yanına muhacirlerden birçok kişi gelip misafir olmuştu. -Ravi bu
kişilerin isimlerini de saydı.- Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Amr
bin Avf oğullarının yanında üç gece kaldı. Bazıları: "Bu süreden daha
fazla kaldı" demektedir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) orada
bir mescid edindi. Kur'an'da takva üzerine kurulduğu zikredilen mescid de işte
bu mesciddir.
Sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cuma günü bineğine binip Salim oğullarının yanına
gitti ve onlara Cuma namazını kıldırdı. Bu, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Medine'de kıldığı ilk cuma namazı idi. --- İbn Hişam, es-Sire (2/112).
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) namazı kılarken Beyt-i Makdis'e doğru yönelince ve Yahudiler
bunu görünce birbirlerine yanlarındaki Tevrat'ta ve incil'de buldukları peygamberin
bu kişi olduğunu konuşmaya başladılar.
Sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Salim oğullarının yanından çıkmak için bineğine
binince: "Ey Allah'ın Resulü! Sayımızın çokluğundan, hazırlık bakımından
güç ve himaye açısından dolayı yanımızda kal" dediler.
Mucemmi' bin Yezid der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımızda yirmi iki gece kaldı.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) , Amr bin Avf oğullarının yanından
hareket etmeden önce Ensar, onun devesinin çevresinde yürümeye başladı.
Birbirleriyle çekişip duruyor, devenin yularını ellerine geçirmek isteyen
herkes, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) saygı ve tazimde bulunmak
için onu konuk edinmek istiyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Selleml,
Ensar'dan her bir kişinin evinin önünden geçerken, onu evlerine davet
ediyorlardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise: "(Devemi)
bırakın, çünkü o, emrolunmuştur. Allah'ın beni konuk edeceği yere konuk
olacağım" buyuruyordu.
Deve Eyyub oğullarının
kapısına gelince kapının önünde çöktü. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) devesinden inip Ebu Eyyub'un evine girdi. Ebu Eyyub,
Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evin birinci katına indirdi. Kendisi
ise ikinci kata yerleşti. Üst kata çıkan Ebu Eyyub rahat değildi. içinde bir
huzursuzluk vardı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) alt katta iken
kendisinin üst katta kalması hoşuna gitmiyor ve bunu saygıda kusur olarak
değerlendiriyordu. Bu sebeple evin bir köşesine çekilip sabaha kadar uyumadan
bekledi. Sabah olunca Ebu Eyyub: "Ey Allah'ın Resulü! Kendime zulmetmiş
olmaktan korkuyorum. Ben bir peygamberin bulunduğu evin üst katında geceledim.
Biz yürüyünce üzerine toprak inmesinden endişe etmekteyim. Bu sebeple eğer
uygun görürsen alt katta ben kalmak istiyorum" deyince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Alt katta kalmak bizim için ve bizi
ziyaret edecek olanlar için daha uygundur" buyurdu. Ancak Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) üst kata çıkıncaya kadar Ebu Eyyub ısrarlarına
devam etti. Bu şekilde Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Eyyub'un
yanında kalmaya başladı. Orada kendisine Kur'an iniyor ve orada Cibril
kendisine geliyordu. Bu durum Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
mescidini ve evini inşa edinceye kadar devam etti.
Abdurrahman bin Uveym
bin Saide'nin bildirdiğine göre kavminden bazı adamlar şöyle demişlerdir:
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Mekke'den çıktığı haberini
aldığımız zaman her sabah Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yolunu
gözetlemek üzere Harre denilen yere gidiyor ve bir duvarın gölgesinde
oturuyorduk. Güneş gölgeleri bastırıncaya kadar da orada bekliyorduk. Bir gölge
bulamadığımız zaman da geri evlerimize dönüyorduk.
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiği gün, yine önceden olduğu gibi oturmuş
bekliyorduk. Ancak evlerimize geri döndükten sonra Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) geldi. Yahudilerden bir adam onu görünce en yüksek ses tonu
ile: "Ey Kayle oğulları! işte dedeniz geldi" diye seslendi. Bunun
üzerine Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşılamaya çıktık. O, Ebu
Bekr ile birlikte bineğini bir gölgelikte çöktürmüştü. Vallahi yaşça hangisinin
daha büyük olduğunu bilmiyorduk. Yaşça akran idiler. Ebu Bekr, Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yer vermek için gölgeden çekilince Resulullah'ı
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) tanıdık. -Abdurrahman bin Uveym bin Saide'nin
bildirdiğine göre bu adamlardan- biri: "Ebu Bekr kalkıp abasıyla onu
gölgelendirince biz Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tanıdık"
demiştir. --- İbn Hişam, es-Sire (2/109) Bakın: İbn Kesir, el-Bidaye
ve'n-nihaye (3/196).
Enes bin Malik
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine'ye geldiği zaman
ashabı arasında Ebu Bekr'den başka saçları ağaran kimse yoktu. Ebu Bekr
saçlarını kına ve ketem otu ile boyadı.
Buhari, sahih'te
Muhammed bin Himyer kanalıyla rivayet etmiştir.
Muhammed bin ishak der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine'ye Pazartesi günü geldi.
-Bazıları "Rebiu'l-Evvel ayından iki gece geçmiş iken geldi"
demektedir. Oysa bu hususta bilinen hadis, Rebiu'l-Evvel ayından on iki gece
geçtikten sonra Pazartesi günü geldiğidir. -Bazı kişilerin dediğine göre
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Pazartesi, Salı, Çarşamba ve Perşembe
günleri Amr bin Avf oğullarının yanında kalmıştır. Bazı kişilerin dediğine göre
de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), aralarında bundan daha uzun bir
zaman kalmıştır. Sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oradan ayrıldı ve
Salim bin Avf oğullarının yanında iken Cuma namazı vakti geldi. Bunun üzerine
kendisiyle birlikte olanlarla Cuma namazını Mehzur vadisinde kıldı.
Sonra itban bin Malik,
Salim oğulları ve Hubla oğullarından adamlarla Resulullah'a (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) gelip: "Ey Allah'ın Resulü! izzet, servet, sayıca çokluk ve güç
açısından dolayı yanımızda kalın" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Devemin yolunu açın, çünkü o, emr olunmuştur" buyurdu.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) devesi üzerinde Saide oğullarının
yanına ulaştığı zaman Sa'd bin Ubade, Münzir bin Amr ve Ebu Dücane önüne çıkıp
kendisini evlerine davet ettiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yine: "Devenin yolunu açın, çünkü o, emr olunmuştur" buyurdu.
Sonra Beyada oğullarının
yanına ulaştığı zaman Ferve bin Amr ve Ziyad bin Lebid önüne Çıkıp kendisini
evlerine davet ettiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine:
"Devenin yolunu açın, çünkü o, emr olunmuştur" buyurdu. Sonra Neccar
oğullarının yanına ulaştığı zaman Sirma bin Ebi Enes ve Ebu Salit bazı
adamlarla birlikte: "Ey Allah'ın Resulü! Bizim yanımızda kaL. Çünkü biz
senin dayılarınız. Akrabalık bağı olarak Ensar'dan sana en yakın olanız"
dediler.
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) yine: "Devenin yolunu açın, çünkü o, emr olunmuştur"
buyurdu. Sonra deve Medine Mescid'inin yerine geldiğinde orada çöktü. O zaman
orası Neccar oğullarından ve Ganm oğullarından Süheyl ve Sehl adında iki yetim
çocuğa ait bir harman idi. Bu çocuklar Rafi' bin Ebi Amr bin Ubade bin Sa'lebe
bin Ganm bin Malik bin Neccar'ın oğulları idi. ikisi de Muaz bin Afra'nın
velayetinde idi. Deve orada çöktü ve sağına soluna bakınmaya başladı.
Sonra deve çöktüğü
yerden kalkıp çok uzak olmayan bir yere yürüdü.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) onun yularını bırakmıştı, yani onu kendisi durdurmuyordu.
Sonra deve dönüp ilk defa çöktüğü yere baktı ve gidip o yere çöktü. Orada
yerinde kalıp hareket etmedi ve boynunun altını ve göğsünü yere koydu.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emr olunduğu yere geldiğini anlayınca
üzerinden indi. Bunun üzerine Ebu Eyyub, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) eşyalarını evine taşıdı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) harmanın
kime ait olduğunu sorunca kimin olduğunu kendisine söylediler. Muaz bin Afra:
"Ey Allah'ın Resulü! Ben onları razı ederim" dedi. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) orayı mescid edindi. Bazı kimseler
orayı satın aldığını söylemektedir. Biz bu husustaki bütün rivayetleri işittik.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), mescid ve meskenleri inşa edilene
kadar Ebu Eyyub'un evinde kaldı. Sonra da evine taşındı.
Lafız Cerir bin Hazm'ın
lafzıdır.
Bera bin Azib der ki:
Müslümanlardan ilk bize gelenler Mus'ab bin Umeyr ile ibn Ümmü Mektum idi.
Onlar Kur'an okumayı biliyordu. -Affan'ın rivayeti ise: "insanlara
Kur'an'ı onlar okutuyorlardı" şeklindedir- Sonra Ammar bin Yasir, Sa'd ve
Bilal geldi. Sonra Ömer bin el-Hattab ashabdan yirmi kişiyle birlikte geldi.
Sonra da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi. Medinelilerin,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelişine sevindikleri kadar başka
bir şeye sevindiklerini görmedim. Öyle ki gençler ve çocuklar yolda koşarak:
"Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi!" demeye başladılar. Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiğinde ben A'la Suresi ile Mufassal olan
benzeri Sureleri okuyup öğrenmiştim.
Affan rivayetinde:
"Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiğinde ben Mufassal
Sureleri okuyup öğrenmiştim" ibaresi geçmiş ve: "Yolda koşarak"
ifadesi yer almamıştır.
Ebu ishak bildiriyor:
Bera: "Ebu Bekr, Azib'den bir eğer satın aldı" dedi ve hicret
bölümünde geçen söz konusu hadisi zikrederek şöyle devam etti: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte gece vakti Medine'ye geldiğimizde
bizi misafir etme konusunda insanlar birbirleriyle tartışmaya başladı. Bunun
üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Abdulmuttalib'in
dayıları olan Neccar oğullarında kalayım. Bu şekilde de onların gönlünü almış
olurum'' buyurdu. Biz Medine'ye yaklaştığımızda insanlar yollara döküldü. Köle
ve hizmetçiler ise evlerin üzerine çıktılar Hepsi de (sevinçten):
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi, Muhammed (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) geldi. Allahu ekber. Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
geldi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi" demeye başladılar.
Sabahlayınca da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emr olunduğu yere
misafir oldu.
Buhari, Abdullah bin
Reca'dan ve Müslim ise başka bir kanalla israil'den rivayet etmiştir. ---
Müslim 4 (2310) ..
ibn Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine'ye geldiği zaman kadınlar ve
çocuklar: "Ay doğdu üzerimize Veda tepelerinden Şükür gerekti bizlere Allah'a
davetinden" demeye başladılar.
Enes der ki: Çocuklarla
birlikte (oynayıp) koşuyordum. Onlar:
"Muhammed
geldi" diyorlardı. Ben koşup bakıyor ve kimseyi göremiyordum. Sonra yine:
"Muhammed geldi" diyorlardı. Ben yine koşup bakıyor ve kimseyi göremiyordum.
Nihayet Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile arkadaşı Ebu Bekr
geldiler. Biz, Medine'nin (yıkık) evleri içinde gizlendik. Sonra Ensar'a
geldiklerini haber vermek için bedevilerden bir adam gönderdiler. Beş yüz
kişiye yakın bir kalabalık kendisini karşılamaya çıktı. Yanlarına
yetiştiklerinde Ensar: "Güven içinde bizimle birlikte gelin" dedi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve arkadaşı, büyük kalabalık içinde
Medine'ye girerlerken, bütün Medine halkı evlerden çıktılar. Hatta onu görmek
için yetişkin kızlar damlara çıkmış birbirlerine: "Hangisi kendisidir?
Hangisi kendisidir?" diye soruyordu. O günkü gibi bir manzara görmedik.
Ben, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine'ye geldiği günü de,
vefat ettiği günü de gördüm. Ancak bu iki gün gibi bir gün görmedim. --- İbn
Kesir, el-Bidaye ve'n-nihaye (3/197).
Enes der ki: "Allah
Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine'ye girdiği güne şahid oldum. O
günden daha güzel ve daha parlak bir gün görmedim."
Enes der ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine'ye yetişip şehre girdiğinde Ensar
kadınıyla erkeğiyle gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Bizim yanımızda misafir
olun" dediler. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Devenin
yolunu açın, çünkü o, emr olunmuştur" buyurdu. Sonunda Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) devesi Ebu Eyyub'un kapısı önünde çöktü. Bunun
üzerine Neccar oğullarının küçük kızları def çalarak: "Biz Neccar
oğullarının kızlarıyız Muhammed ne güzel bir komşudur" demeye başladılar.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunların yanına giderek: "Beni
seviyor musunuz?" buyurdu. Onlar: "Evet, ey Allah'ın Resulü! Vallahi
seviyoruz" cevabını verince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Vallahi ben de sizi seviyorum. Vallahi ben de sizi seviyorum. Vallahi ben
de sizi seviyorum" buyurdu. --- İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-nihaye (3/199,
200) ve Suyuti, Hasaisu'l-kübra (1/190).
Enes der ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Neccar oğullarının kabilesinden bir kabilenin
yanına gelince orada küçük kızların: "Biz Neccar oğullarının kızlarıyız
Muhammed ne güzel bir komşudur" diyerek def çaldıklarını gördü.
Bunun üzerine onlara:
"Allah biliyor ki gönlüm sizi sevmektedir" buyurdu.
Abdullah bin ez-Zübeyr
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine'ye gelince devesi
(çok sonraları burada oturan) Cafer bin Muhammed bin Ali ile Hasan bin Zeyd'in
evi arasında bir yere çöktü. insanlar yanına gelip: "Ey Allah'ın Resulü!
Bizim yanımızda misafir olun" dediler. Ama devesi tekrar kalkıp harekete
geçti. Kendisi de orada bulunanlara: "Devenin yolunu açın, çünkü o, emr
olunmuştur" buyurdu. Sonra deve oradan kalkıp (Mescid-i Nebevi'de)
minberinin bulunduğu yere geldi ve oraya çöktü. Orada bir gölgelik vardı. insanlar,
orayı gölgelik yapmışlardı. Orada toplanıyor ve orada serinliyorlardı.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) orada devesinden indi ve o gölgeliğe
geldi. Ebu Eyyub gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Buraya en yakın ev benin:
evimdir. Eşyalarını evime taşıyayım" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem):
"Olur'' buyurunca
eşyaları Ebu Eyyub'un evine taşındı. Sonra adamın biri yanına gelip: "Ey
Allah'ın Resulü! Nereye yerleşeceksin?" diye sorunca, Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kişinin yükü nerede ise kendisi de oradadır''
buyurdu. Mescid inşa edilinceye kadar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
orada on iki gece kaldı. --- İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-nihaye (3/202).
Ebu Eyyub: "Allah
Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına melek gelirdi (ve bu sebeple
sarımsaklı yemekten yemek istememiştir" dedi.
Ebu Eyyub'un azatlısı
Eflah bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Eyyub'un
yanında misafir olunca, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) alt kata Ebu
Eyyub ise üst kata yerleşti. Bir gece Ebu Eyyub: "Biz Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) başı üzerinde dolaşıyoruz" diye düşünerek
eşiyle odanın bir kenarına çekildiler ve öylece gecelediler. Sonra bu durumu
Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zikredince: "Alt katta
kalmak bizim için (ve bizi ziyaret edecek olanlar için) daha uygundur"
buyurdu. Ebu Eyyub: "Ben, senin altında bulunduğun üst kata çıkmam"
deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üst kata, Ebu Eyyub da alt
kata taşındı. Ebu Eyyub, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için yemek
yapardı. Sofra geri getirildiği zaman Ebu Eyyub, Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) parmaklarının nereye değdiğini sorar, kendisi de
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) parmaklarının değdiği yerden yerdi.
Bir gün Ebu Eyyub, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sarımsaklı bir
yemek yaptı. Sofra geri getirildiği zaman Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) parmaklarının değdiği yeri sorunca, kendisine:
"O yemedi"
denildi. Bunun üzerine Ebu Eyyub endişeye kapılarak hemen Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına çıktı ve: "(Sarımsak) haram
mıdır?" diye sordu. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Hayır, (değildir), ancak ben ondan hoşlanmıyorum" buyurunca, Ebu
Eyyub: "O halde senin hoşlanmadığın şeyden ben de hoşlanmam" dedi.
Müslim, Sahih'de Ahmed
bin Said ed-Darimi ve başkasından rivayet etmiştir. --- Müslim, eşribe 31
(171), Tirmizi (1807, ''hasen sahih'') ve Ahmed, Müsned (4/249, 252, 5/94, 96,
103, 106).
Ebu Eyyub el-Ensari
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evimde alt kata yerleşti.
Benim bulunduğum üst katta su dökülünce ben ve Ümmü Eyyub bir kadife parçasıyla
suyu silmeye başladık. Suyun, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
üzerine akmasından korkmuştuk. Bunun üzerine yanına inip: "Ey Allah'ın
Resulü! Sen alt katta iken bizim üst katta olmamız hoş değildir, sen üst kata
taşınsan" dedim. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emri üzerine
eşyaları o gece üst kata taşındı. (Bir gün) kendisine: "Ey Allah'ın
Resulü! Yemeği(n fazlasını) bize geri gönderdiğin zaman senin elinin değdiği
yeri bulur ve ben de oradan yerdim. Ancak bu yemeği gönderdiğinde parmaklarının
izini bulamadım" dediğimde: "Evet, o yemekte soğan vardı. Meleğin
bana geliyor olmasından dolayı onu yemek istemedim. Ama siz onu
yiyebilirsiniz'' buyurdu.
Muhammed bin ishak bin
Yesar, Yezid bin Ebi Habib kanalıyla Mersed bin Abdillah el-Yezeni'den rivayet
etmiştir. Mersed bin Abdillah el-Yezenı, Ebu'l-Hayr'ın kendisidir ve
rivayetinde: "Ebu Umame el-Bahilı, Ebu Eyyub'dan bildiriyor"
demiştir. --- İbn Hişam, es-Sire (2/116) Bakın: İbn Kesir, el-Bidaye
ve'n-nihaye (3/201).
Sonraki sayfa için aşağıdaki
link’i kullan: