DELAİLU

NÜBÜVVE

RESULULLAH'IN (S.A.V.) PEYGAMBER

OLARAK GÖNDERİLİŞİNE DAİR BÖLÜMLER

 

Sahih Hadiste Adı Zikredilmeyen Kahin Kişinin Olduğu Sanılan Sevad bin Karib

 

Bera anlatıyor: Ömer bin el-Hattab, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minberinde insanlara hutbe verirken: "Ey insanlar! Aranızda Sevad bin Karib diye biri var mı?" diye sordu. O yıl kimse ona cevap vermedi. Bir yıl sonra yine: "Ey insanlar! Aranızda Sevad bin Karib diye biri var mı?" diye sordu. Kendisine: "Ey müminlerin emiri! Sevad bin Karib de neyin nesidir?" dediğimde: "Onun İslam'a girişi çok acayib bir şeydi" karşılığını verdi. Biz böyle konuşup dururken birden Sevad bin Karib çıkıp geldi. Ömer: "Ey Sevad! Bize İslam'a ilk girişini anlat. Nasıl Müslüman olmuştun?" deyince, Sevad şöyle anlattı:

 

"Ben Hind'de konaklamıştım. O vakit benim cinlerden bir cinim vardı. Bir gece ben uyurken bu cin rüyamda bana geldi ve: ‘‘Kalk ve şayet aklın varsa diyeceklerimi iyice dinle! Luey bin Galib oğullarından bir peygamber gönderildi’‘ deyip şu şiiri okudu:

‘‘Cinlerin meraklarına hayret ediyorum Eğerleyip alaca bineklerini yola düştüler Mekke'ye hidayeti aramak için hareket ettiler Elbette ki cinlerin iyileri, adileri gibi değildir Haşim oğullarından seçilmiş olana doğru sen de yola çık Cinlerin başında ilk önce sen gidip onu gör.’‘

 

Sonra beni dürtüp uyandırdı ve: ‘‘Ey Sevad! Yüce Allah bir peygamber gönderdi. Haydi durma, ona gidip hidayet ve rüşde ulaş’‘ dedi. ikinci gece olunca yine gelip beni uyandırdı ve şöyle söyledi:

 

‘‘Şu cinlere ve heveslerine hayret ediyorum Alaca bineklerine semerleri vurdular

Hidayeti aramak için Mekke'ye doğru yola koyuldular Doğru söyleyen cinler, yalancı cinlere benzemezler Mekke'nin tepeleri ve taşlıkları arasında Haşim oğullarından seçilmiş olana doğru sen de yola çık.’‘ Üçüncü gece yine gelip beni uyandırdı ve:

 

‘‘Cinlere ve verdikleri haberlere hayret ediyorum Soylu alaca bineklerine bindiler

Hidayeti bulmak için Mekke'ye doğru yola düştüler Mümin cinler kafir cinler gibi değildirler

Haşim oğullarından seçilmiş olana doğru sen de yola çık Zira ilk önce oraya varanlar sonradan gelen gibi değildirler.’‘

 

Ben cinin bunları ard arda her gece gelip tekrar ettiğini duyunca Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu durumundan gönlüme İslam sevgisi düştü. Bunun üzerine bineğime binip Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldim. O zaman Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'de idi. insanlar etrafını at yelesi gibi sarmışlardı. Beni görünce: ‘‘Merhaba ey Sevad bin Karib! Seni buraya neyin getirdiğini biliyoruz’‘ buyurdu. Kendisine: ‘‘Ey Allah'ın Resulü! Ben şiir yazdım onu dinler misin?’‘ dedim ve şöyle okudum:

‘‘Rahatlayıp uyuduktan sonra sırdaşım bana geldi O, bana söylediklerinde hiç te yalancı değildi

 

Üç gece boyunca yanıma geldi ve hep aynı şeyi söyledi Luey bin Galib oğullarından sana bir elçi gönderildi, dedi Eteğimi toplayıp yola koyuldum Dağları ovaları aşıp yoruldum

Allah'tan başka Rab olmadığına ben şahadet ederim Her bilinmeyen şeyde güvenilir olduğunu da derim Saygın ve güzel insanların oğlusun sen Allah'a ulaşmada en güzel vesilesin sen Ey şu insanların en hayırlısı! Sana gelenleri bize de emret Çocukların saçlarını ağartacak kadar ağır olsa da Senden başka hiçbir şefaatçinin fayda veremeyeceği o günde de Sevad bin Karib'e sen şefaatçi ol.’‘

 

Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) azı dişleri görünecek kadar güldü ve bana: ‘‘Kurtuldun ey Sevad!’‘ buyurdu." Ömer: "Bu cin hala sana geliyor mu?" deyince: "Kur'an'ı okuduğum zamandan sonra bir daha gelmedi. Cinin yerine Allah'ın Kitab'ı ne güzel oldu" dedi.

 

Bu hadis bu isnad ile bu şekilde rivayet edilmiştir. Yine farklı iki kanalla da rivayet edilmiştir. Bunlardan biri şöyledir:

 

 

 

Muhammed bin Ka'b el-Kurazi anlatıyor: Ömer bin el-Hattab, Mescid'de oturuyorken, Mescid'in arka taraflarından adamın biri geçti. Ömer'e: "Şu geçen adamın kim olduğunu biliyor musun?" denilince, Ömer: "Hayır! Kim o?" dedi. Oradakiler kendisine: "Bu, Sevad bin Karib'tir" dediler. Bunun üzerine Ömer gelmesi için adama birini gönderdi ve geldiğinde ona: "Sevad bin Karib sen misin?" diye sordu. Sevad: "Evet!" dedi. Ömer: "Cini, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zuhur ettiğini kendisine bildiren kişi sen misin?" diye sorunca, Sevad: "Evet!" dedi. Ömer ona: "Sen hala eskiden olduğu gibi kahinlik yapıyor musun?" diye sorunca, Sevad çok kızdı ve: "Ey müminlerin emiri! Müslüman olduğumdan beri beni bu şekilde kimse karşılamadı!" diye çıkıştı. Ömer de: "Sübhanallah! Vallahi bizim eskiden içinde bulunduğumuz şirk senin kahinliğinden daha büyük bir şeydi! Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zuhuruna dair cinin sana gelip haber vermesini bana da anlat" dedi. Sevad şu karşılığı verdi: "Gecenin birinde uyku ile uyanıklık arasındayken cinim gelip ayağıyla beni dürttü ve: ‘‘Ey Sevad bin Karib! Kalk ve şayet aklın varsa diyeceklerimi iyice dinle! Luey bin Galib oğullarından, Yüce Allah'a ve O'na kulluk etmeye çağıran bir elçi gönderildi!’‘ dedi." Sonra Sevad söz konusu şiire yakın bir şiir okudu.

 

Sonra Ömer şöyle dedi: Biz bir gün Kureyş'ten kendilerine Al-i Zerıh denilen bir topluluk içinde idik. Onlar bir buzağı kesmişlerdi. Kasapta onu parçalamakla meşguldü. Birden buzağının içinden bir ses işittik. Halbuki hiç bir şey görmüyorduk. O: "Ey Zerih ahalisi! Muvaffak olmuş bir iş, yakın bir zamanda fasih konuşan bir adam: ‘‘La ilahe illallah’‘ diyecek!" diyordu.

 

 

 

Ebu'l-Hasan Ali bin Şeyban el-Mevsili bunu Yahya bin Hucr es-Samı kanalıyla bu şekilde rivayet etmiştir.

 

Diğer bir kanalla rivayet edilen ise şöyledir: Said bin Cübeyr'in bildirdiğine göre Sevad bin Karib şöyle demiştir: "Ben, Serat dağlarından birinde uyuyordum. Biri gelip beni ayağıyla dürterek: ‘‘Kalk ey Sevad bin Karib! Luey bin Galib oğullarından sana bir peygamber geldi’‘ dedi. Ben kalkıp oturduğumda o geri dönmüş gidiyor ve şöyle diyordu:

‘‘Cinlerin adilerine hayret ediyorum Eğerleyip alaca bineklerini yola düştüler Mekke'ye hidayeti aramak için hareket ettiler Elbette ki cinlerin iyileri, adileri gibi değildir.’‘

 

Böyle demesine rağmen tekrar uyudum. Yine beni ayağıyla dürterek: ‘‘Kalk ey Sevad bin Karibl Luey bin Galib oğullarından sana bir peygamber geldi’‘ dedi. Ben kalkıp oturduğumda o geri dönmüş gidiyordu ve şöyle diyordu:

 

‘‘Cinlere ve verdikleri haberlere hayret ediyorum Soylu alaca bineklerine bindiler Hidayeti bulmak için Mekke'ye yola düştüler Mümin cinler kafır cinler gibi değildirler.’‘

 

Fakat ben yine uyudum ve yine beni ayağıyla dürterek: ‘‘Kalk ey Sevad bin Karib! Luey bin Galib oğullarından sana bir peygamber geldi’‘ dedi. Ben kalkıp oturduğumda o geri dönmüş gidiyordu ve şöyle diyordu:

 

‘‘Şu cinlere ve heveslerine hayret ediyorum Alaca bineklerine semerleri vurdular

Hidayeti aramak için Mekke'ye doğru yola koyuldular Doğru söyleyen cinler, yalancı cinlere benzemezler Mekke'nin tepeleri ve taşlıkları arasında Haşim oğullarından seçilmiş olana doğru sen de yola çık.’‘

 

Sabahladığımda bir deve hazırlayıp Mekke'ye doğru yola çıktım.

 

Gittiğimde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) peygamber olarak gönderildiğini gördüm. Bunun üzerine yaşadığım durumu kendisine bildirdim ve kendisine tabi oldum."

 

"Mekke'ye doğru yola çıktım" demesi daha önce zikrettiğimiz iki rivayete göre doğruya daha yakındır. Sahih olan o rivayetlerden sonra da bu rivayetin pek önemi yoktur. Doğrusunu da Allah bilir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Mazin et-Tai Kıssası