DELAİLU NÜBÜVVE |
RESULULLAH'IN (S.A.V.) PEYGAMBER OLARAK GÖNDERİLİŞİNE DAİR BÖLÜMLER |
Farzın Önce Allah
Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Sonra Diğer İnsanlara İndirilmesi; Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kureyş'i Toplayıp Onlara Yemek Vermesi ve Bu Yemekteki
Bereket
Yüce Allah:
"Öncelikle en yakın akrabalarını uyar''[Şuara 214] buyurmaktadır.
Ebu Hureyre der ki: "Öncelikle
en yakın akrabalarını uyar"[Şuara 214] ayeti nazil olduğu zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp şöyle buyurdu: "Ey Kureyş
topluluğu! Nefislerinizi Allah'tan satın almaya bakın, zira Allah'a karşı sizin
için hiçbir şey yapamam. Ey Abdimenaf oğulları!
Allah'a karşı sizin için de bir şey yapamam. Ey Abbas bin Abdilmuttalib!
Allah'a karşı senin için de hiçbir şey yapamam. Ey Resulullah'ın
halası Safiyye! Allah'a karşı senin için de hiçbir
şey yapamam. Ey Muhammed'in kızı Fatıma! Benden ne
istersen iste, Allah'a karşı senin için de bir şey yapamam. ''
Buhari, Sahih'de Ebu'l-Yeman'dan ve Müslim de başka bir kanalla Zühri'den rivayet etmiştir,
--- Buhari
(2753, 3527),
Ebu Hureyre der ki: "Öncelikle
en yakın akrabalarını uyar"[Şuara 214] ayeti nazil olduğu zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Kureyşlileri çağırdı ve
bazen kişilere bazen de genele hitap ederek şöyle buyurdu: "Ey Ka'b bin Luey oğulları! Kendinizi
ateşten koruyunuz. Ey Murra bin Ka'b
oğulları! Kendinizi ateşten koruyunuz. Ey Abdişems
oğulları! Kendinizi ateşten koruyunuz. Ey Abdimenaf
oğulları! Kendinizi ateşten koruyunuz. Ey Haşim oğulları! Kendinizi ateşten
koruyunuz. Ey Abdulmuttalib oğulları! Kendinizi
ateşten koruyunuz. Ey Fatıma! Kendini ateşten koru.
Allah'ın azabı karşısında sizin için yapabileceğim bir şey yoktur. Ancak
akrabalık hakkı vardır ki, ben onun gereğini yapabilirim. "
Müslim, Sahih'de Kuteybe bin Said ve Züheyr bin Harb kanalıyla Cerir'den rivayet
etmiştir.
--- Müslim (348).
Kabisa bin el-Muharik ve Züheyr bin Amr derler ki: "Öncelikle
en yakın akrabalarını uyar''[Şuara 214] ayeti nazil olduğu zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dağdan kopmuş bir taş yığınına gidip en yüksek
yerine çıkarak şöyle seslendi: "Ey Abdi Menaf
oğulları! Ben bir uyarıcıyım. Sizler ve ben, düşmanı görüp de düşmanın
kendisinden önce ailesine varmasından korkarak hızlı bir şekilde ailesine haber
vermek için giden ve: ‘‘Baskın var’‘ diye seslenen kişi gibiyiz. "
Müslim, Sahih'de Ebu Kamil kanalıyla
rivayet etmiştir.
--- Müslim (353).
Ali bin Ebi Talib der ki: "Öncelikle
en yakın akrabalarını uyar. Sana uyan müminleri kanatların altına
al"[Şuara 214, 215] ayeti nazil olduğu zaman Resulullah:
"Bu konuyu önce kendi kavmime açtığım zaman, onlardan hoşlanmayacağım
şeyler göreceğimi bildiğim için sustum. Sonra Cibril gelip: ‘‘Ey Muhammed! Eğer
emr olunduğun şeyi yapmayacak olursan Rabbin sana azab eder’‘ dedi'' buyurdu. Sonra Resulullah
beni çağırdı ve şöyle buyurdu:
"Ey Ali! Yüce Allah
önce yakın akrabalarımı uyarmamı emretti. Bu konuyu onlara açtığım zaman,
onlardan hoşlanmayacağım şeyler göreceğimi bildiğim için sustum. Sonra Cibril
gelip: ‘‘Ey Muhammed! Eğer emr olunduğun şeyi
yapmayacak olursan Rabbin sana azab eder’‘ dedi. Sen
bizim için bir ölçek yemek yap ve üzerine pişmiş bir koyun budu koy. Sofraya
süt dolu büyük bardaklar da koy. Sonra Abdulmuttalib
oğullarını yanıma çağır.''
Bunun üzerine Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) emirlerini yerine getirdim ve onları Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında topladım. O gün bir kişi eksik veya fazla
kırk kişi toplanmıştı. Gelenlerin arasında Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
amcaları Ebu Talib, Hamza,
Abbas ve pis kafir Ebu Leheb bulunmaktaydı. Bunlar yanında toplandığı zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yapmış olduğum yemeği getirmemi istedi. Yemeği
koyduğum zaman Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) büyük bir et parçası alıp dişleriyle eti parçaladı
ve tekrar eti sofranın kenarlarına bıraktı. Sonra: "Allah'ın adıyla
yiyin'' buyurdu. Oradakiler doyana kadar yediler. Sofrada sadece kavmin parmak
izlerini görüyorduk. Vallahi, onlara getirdiğim yemeğin hepsini onlardan bir
kişi yiyebilirdi. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Ey Ali! Onlara su ver'' buyurdu. Bunun üzerine ben doldurmuş olduğum
bardakları getirdim. Hepsi de kana kana içti.
Vallahi, içtiklerini de onlardan bir kişi içebilirdi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
onlarla bu konuyu konuşmak istediğinde Ebu Leheb daha önce söze başladı ve: "Arkadaşınız sizi
büyüledi" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha
konuşmadan herkes dağılıp gitmişti.
Ertesi gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ali! Gördüğün gibi bu adam benden önce
davrandı ve ben konuşmadan kavim dağılıp gitti. Sen dünkü gibi bize yemekler
yapıp içecek hazırla ve onları bir daha yanıma topla'' buyurdu. Yine Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) emirlerini yerine getirdim ve onları Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında topladım. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bir gün önceki gibi yaptı ve herkes doyana kadar yiyip içti. Vallahi, onlara
getirdiğim yemeğin ve suyun hepsini onlardan bir kişi yiyebilir ve içebilirdi.
Sonra Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Abdulmuttalib
oğulları! Vallahi, Arapların içinde kavmine geldiğimden daha güzel bir şeyle
gelen bir genç bilmiyorum. Ben size dünya ve ahiret
hayırlarıyla geldim" buyurdu.
--- İbn
Sa'd, Tabakat (1/187) ve İbnu'l-Cevzı, el-Vefa (1/184).
Ebu Ömer Ahmed bin Abdilcebbar der ki: Bana bildirilene göre ibn ishak bunu "Abdulğaffar
bin el-Kasım bin Meryem - Minhal bin Amr - Abdullah bin el-Haris" kanalıyla rivayet
etmiştir. ibn ishak der ki: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu
durumunu gizli tutmuş ve peygamber olarak gönderildikten üç yıl sonra bunu
açıklaması emredilince açıklamıştır."
Şerik el-Kadı, "Minhal bin Amr - Abbad bin Abdillah el-Esedi - Ali" kanalıyla yemek konusunu buna yakın bir
şekilde muhtasar olarak rivayet etmiştir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: