DELAİLU NÜBÜVVE |
NEBİ’İN (S.A.V.) ÜSTÜN AHLAKI, NEBİLİK VASIFLARI VE ZUHURUNUN ÖNCEDEN BİLİNMESİ |
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Dünyadaki Zühdü, Sıkıntıya Sabredip Ahiret Yurdunu
Tercih Etmesi ve Allah'ın Kendisine Hazırladığı Mükafaat
Yüce Allah, Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kendilerini sınamak
için, dünya hayatının süsü olarak bol bol geçimlik verdiğimiz kimselere sakın
göz dikme, Rabbinin rızkı daha iyi ve daha devamlıdır."
--- Taha Sur. 131
Nakledildiğine göre
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kul peygamber ve kral peygamber olmak
arasında muhayyer bırakılınca, bunu Cibril'e danıştı. Cibril mütevazi olmasını
tavsiye edince Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kul peygamber olmayı tercih
etti.
Muhammed bin Abdillah
bin Abbas'ın bildirdiğine göre ibn Abbas şöyle anlatırdı: Yüce Allah,
Peygamber'ine bir melek gönderdi. Bu meleğin yanında Cibril de vardı. Melek
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah seni kul peygamber
ve kral peygamber olmak arasında muhayyer bıraktı" deyince Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) istişare eder gibi dönüp Cibril'e baktı. Cibril
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Mütevazı ol" diye işaret
edince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kul peygamber olmayı tercih
ediyorum'' buyurdu. bundan sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
hiçbir zaman yaslanarak yemek yemedi.
--- Buhari, Tarih
(1/124) ve Ahmed (2/231).
ibn Abbas'ın
bildirdiğine göre Ömer bin el-Hattab, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) hanımlarından uzaklaşmasıyla ilgili hadisi anlatıp şöyle anlattı:
Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) huzuruna girdim. Bir hasır üzerine
yatmıştı. Oturdum, üzerine giysisini çekti. Ondan başka da üzerinde bir şey
yoktu. Bir de ne göreyim! Hasır onun yan tarafında bırakmıştı. Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kaldığı yere bir göz attım. Odanın bir tarafında
bir veya iki sa' kadar arpa ile onun kadar selem ağacı yaprağı gördüm. Duvara
asılı bir veya iki tulum vardı, Gözyaşlarımı tutamadım. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Neden ağlıyorsun ey Hattab'ın oğlurdiye sorunca:
"Ey Allah'ın Peygamberi! Nasıl ağlamayayım? işte senin bulunduğun oda. Şu
önemsiz şeylerden başka bir şey görmüyorum. Diğer taraftan Kayser ve Kisra
meyveler, ırmaklar arasında. Sen ise Allah'ın Resulü ve seçkin kulu olduğun
halde böyle bir odada yaşıyorsun" cevabını verdim.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Ey Hattab'ın oğlu! Ahiretin bizim, dünyanın da onların
olması sana yetmez mi?"diye sorunca: "Yeter ey Allah'ın Resulü!"
deyip Allah'a hamd ettim. Hz. Ömer bundan sonra hadisin devamını zikretti.
Müslim bu hadisi
Sahih'te başka bir yolla ikrime bin Ammar'dan rivayet etmiştir.
--- Müslim, talak 5 (30)
Başka bir kanalla ibn
Abbas, Ömer bin el-Hattab'dan şu şekilde rivayet etmiştir: ... Oturduktan sonra
başımı kaldırıp eve baktım. Vallahi; evde üç post'tan başka bir şey göremedim
ve: "Ey Allah'ın Resulü! Allah'a dua et te ümmetinin rızkını genişletsin.
Çünkü Perslerin ve Rumların rızkını genişletmiştir. Halbuki onlar Allah'a
kulluk etmiyorlar" dedim. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) doğrulup
oturdu ve şöyle buyurdu: "Sen şüphede misin, ey Hattablm oğlu! Onlar öyle
bir kavimdirler ki, onların nimetleri dünya hayatlarında onlara hemen (acilen)
verilmiştir. ''Bunun üzerine ben: "Allah'tan bağışlanma dilerim, ey
Allah'ın Resulü!" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir ay
boyunca hanımlarının yanına girmeyeceğine dair yemin etmişti. Sonunda Allah onu
bu konuda uyardı.
Zühri der ki: Urve'nin
bildirdiğine göre Hz. Aişe dedi ki: Yirmi dokuz gün geçince Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ilk olarak benim yanıma girdi. Ben: "Ey
Allah'ın Resulü! Yanımıza bir ay girmemeye yemin etmiştin. Halbuki yanıma yirmi
dokuzuncu gün girdin" dedim. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bir
ay yirmi dokuz gündür" dedikten sonra şöyle buyurdu: "Ey Aişe! Sana
bir şey söyleyeceğim. Ancak anne babana danışmadan karar verme. ''Sonra:
"Ey Peygamber! Eşlerine şöyle söyle: "Eğer dünya hayatını ve
süslerini istiyorsanız gelin size bağışta bulunayım ve güzellikle salıvereyim.
Eğer Allah'ı, Peygamber'ini, ahiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah
içinizden iyi davrananlara büyük ecir hazırlamıştır"[Ahzab 28, 29]
ayetlerini okudu. Vallahi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anne
babamın ayrılmamı istemeyeceklerini biliyordu. Ben: "Bunun için mi anne
babama danışacağım. Ben Allah'ı, Resulü'nü ve ahiret yurdunu istiyorum"
dedim.
Müslim bu hadisi
Sahih'te ishak bin İbrahim kanalıyla Abdurrezzak'tan; Buhari ise başka bir
yolla Zühri'den rivayet etmiştir.
--- Buhari, nikah (83)
ve Müslim, talak 5/35).
Enes bin Malik der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir sedire uzanmış, başının altında
içi lifle dolu deriden bir yastık varken yanına girdim. Hz. Ömer ve sahabeden
bazıları da girince Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalktı. Bu sırada Hz.
Ömer sedirdeki hasırın Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üzerinde
bıraktığı izi görüp ağlayınca Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Neden
alıyorsun ey Ömer?" diye sordu. Hz. Ömer: "Nasıl ağlamayayım? Kayser
ve Kisra bolluk içinde yaşarken, sen gördüğüm bu haldesin" cevabını
verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona şöyle buyurdu: "Ey
Ömer! Dünyanın onların, ahiretin de bizim olmasını istemez misin.'' Bunun
üzerine Hz. Ömer: "Öyle olsun" dedi.
Abdullah (b. Mes'ud)
dedi ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir hasırın üzerine
uzanınca hasır vücudunda iz bıraktı. Ben hasırın bıraktığı izi silip:
"Anam babam sana feda olsun, ey Allah'ın Resulü! Yatman için daha güzel
bir şey sersek te onun üzerinde yatsan" dedim. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle karşılık verdi: "Dünyadan bana ne! Ben dünyada bir ağacın
altında gölgelendikten sonra bırakıp giden yolcu gibiyim.''
--- Tirmizi (2377) ve
İbn Mace (4109).
Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Uhud
dağı kadar altınım olsa, üçüncü gece gelirken borcumu ödemek için bıraktığım
miktarı dışında ondan yanımda hiçbir şey kalmasını istemem.''
Hadisin lafzı ibn Vehb'e
aittir. Buhari bunu Ahmed bin Şebib'den rivayet etmiştir.
--- Buhari, istizan
(30).
Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım!
Muhammed'in ailesinin rızkını yetecek kadar kıl'' buyurdu.
Müslim, bu hadisi
Sahih'te Eşec kanalıyla Ebu Usame'den; Buhari ve Müslim ise Fudayl bin Gazvan
kanalıyla Umare'den rivayet etmiştir.
--- Buhari, rakaik (17),
Müslim, zühd (18,19) ve Ahmed (2/232, 446, 481).
Hz. Aişe der ki:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ailesi Medine'ye geldikten
sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edene kadar peşpeşe üç gün
doyasıya buğdayekmeği yemedi."
Buhari ile Müslim, Cerir
bin Abdilhamid'den rivayet ettiler.
--- Buhari, nuzur (22),
et'ime (23), Müslim, zühd (20) ve Ahmed (2/98, 434, 4/442, 6/156, 187, 255,
277).
Hz. Aişe:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edene kadar peşpeşe üç gün
doyasıya yemek yemedi" demiştir.
Müslim bu hadisi
Sahih'te ishak kanalıyla Ebu Muaviye'den rivayet etmiştir.
Abis bin Rabia'nın
bildirdiğine göre babası şöyle dedi: Hz. Aişe: Bazen hayvan paçasını bir kenara
kaldırır, on beş gün sonra yerdik" deyince:
"Neden böyle
yapıyordunuz?" diye sordum. Hz. Aişe gülerek: "Muhammed'in ailesi,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edene kadar buğdayekmeğini
doyasıya yemedi" dedi.
Buhari bu hadisi
Sahih'te Muhammed bin Kesir'den rivayet etmiştir.
--- Buhari, et'ime (27),
İbn Mace (3313) ve Ahmed (6/128, 136).
Hz. Aişe dedi ki:
"Bazen iki ay geçerdi ve Muhammed'in ailesi yemek pişirmek için ateş
yakmazdı. Sadece hurma yiyip su içerdik. Ancak etrafımızda Ensar'dan ev
sahipleri bazen Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) süt gönderirler,
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize bu sütten içirirdi."
Buhari ve Müslim bunu
Hişam bin Urve'den rivayet etmiştir.
--- Ahmed (6/108).
Katade der ki: Enes bin
Malik'in yanına giderdik ve onun için ekmek pişiren hizmet ederdi. Bir
defasında Enes: "Yiyin, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Allah'a kavuşana kadar ne yufka ekmek, ne de kebap edilmiş bir kuzuyu gördüğünü
bilmiyorum" dedi.
Buhari bu hadisi
Hudbe'den rivayet etmiştir.
--- Buhari, rakaik (17)
ve İbn Mace (3339).
Enes bin Malik der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), tahtadan yapılmış sini veya masa gibi
ayaklı sofralar üzerinde ufak ve ayrı tabaklarda yemek yemedi. Kepeği unundan
iyice ayrılmış ekmek te yemedi." Katade der ki: "Ne üzerinde yemek
yerlerdi?" diye sordum, Enes: "Şu sofralar üzerinde" cevabını
verdi.
Buhari bu hadisi
Sahih'te Abdullah bin Ebi'l-Esved ve başkası kanalıyla Muaz bin Hişam'dan
rivayet etmiştir.
--- Buhari, et'ime (8), Tirmizi
(1788) ve Ahmed (3/120).
Hz. Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edene kadar iki gün üst üste
arpa ekmeğini doyasıya yemedi."
Müslim bu hadisi
Sahih'te Şu'be'den rivayet etmiştir.
--- Müslim, zühd 53(22).
Nu'man bin Beşir der ki:
Ömer bin el-Hattab hutbe verirken, insanlara içinde olduğu bolluğu anlatıp
şöyle dedi: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) açlık dolayısıyla gün
boyu iki büklüm kaldığını gördüm. Açlığını bastıracak kuru hurma bile
bulamazdı."
Müslim bu hadisi
Sahih'te Şu'be'den rivayet etmiştir.
--- Müslim, zühd 53(24).
Enes anlatıyor: Bir gün
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arpa ekmeğiyle biraz bozulmuş iç
yağı götürdüm. Onun zırhı, ailesi için aldığı yirmi ölçek arpa karşılında bir
Yahudi'nin yanında rehin edilmişti. Bir gün Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle dediğini işitmiştim: "Muhammed'in ev halkı, yanında ne bir
ölçek hurma ne de bir ölçek hububat kalmadı.''
Buhari bu hadisin bir
kısmını Sahih'te: "O zaman Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
dokuz hanımı vardı" ibaresiyle nakletmiştir.
--- Buhari, buyu (14).
Hz. Aişe der ki:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) döşeği, içi lifle doldurulmuş
deridendi."
Buhari bu hadisi Sahih'te
Ahmed bin Ebi Reca kanalıyla Nadr'dan ve Müslim ise başka yollarla Hişam'dan
rivayet etmiştir.
Hz. Aişe der ki: Yanıma
Ensar'dan bir kadın girdi ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
döşeğini katlanmış bir aba olduğunu görerek gitti ve bana içi yünle doldurulmuş
bir döşek gönderdi Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanıma girip:
"Bu nedir ey
Aişe?''' diye sorunca: "Ey Allah'ın Resulü! Ensar'dan olan falan kadın
yanıma girip döşeğini görünce gitti ve bana bunu yolladı" cevabını verdim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu geri gönder'' buyurunca:
"Neden geri vereyim?" karşılığını verdim. Döşek hoşuma gitmişti.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç defa onu geri vermemi söyleyip
şöyle buyurdu: "Onu geri ver ey Aişe! Vallahi istesem Allah dağları
benimle beraber altın ve gümüş olarak yürütürdü.''
--- İbn Kesir, el-Bidaye
(6/53).
Ümmü Seleme der ki: Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanıma yüzü sararmış bir şekilde girdi. Ben bunun
bir hastalıktan dolayı olduğunu zannettim ve: "Ey Allah'ın Resulü! Neyin
var; yüzün solmuş?" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Dün bize verilen
yedi dinar sebebiyle; bu yedi dinar yatağımızın kenarında olduğu halde
akşamladık'' buyurdu.
--- Ahmed (6/293).
Ebu Umame bin Sehl bin
Huneyf der ki: Urve bin ez-Zübeyr ile beraber Hz. Aişe'nin yanına girdik. Aişe
şöyle dedi: Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastayken bir
görseydiniz! Yanımda altı veya yedi dinar vardı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bunları infak etmemi söyledi; ancak Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) hastalığı dolayısıyla fırsat bulamadım. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) iyileşince bana bu dinarları sorarak: ''Ne yaptın? Altı -veya yedi-
dinarı infak ettin mi?" diye sordu. Ben: "Hayır Vallahi! Hastalığın
dolayısıyla fırsat bulamadım" cevabını verince Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bu dinarları getirmemi istedi ve onları avucuna alıp:
"Bunlar yanındayken Peygamber Allah'a kavuşacak olursa hali ne olur?''
buyurdu.
--- Ahmed (6/104).
Enes bin Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yarın için bir şey
saklamazdı.
--- Tirmizi (2362)
Bakın: İbn Kesir, el-Bidaye (6/54).
Hz. Aişe der ki: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanlar hurma ve suya doyunca vefat etti. ''
Müslim bu hadisi
Sahih'te Yahya bin Yahya'dan rivayet etmiştir.
--- Müslim, zühd (30).
Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bilal'ın yanına
girince, yanında bir sepet hurma görüp: ''Bu nedir, ey Bilal?'' diye sordu.
Bilal: "Biriktirdiğim hurma" cevabını verince Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Yazık sana ey Bilal! İnfak et ve Arş'ın Rabbi eksiltir diye
korkma'' buyurdu.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: