DELAİLU

NÜBÜVVE

NEBİ’İN (S.A.V.) ÜSTÜN AHLAKI, NEBİLİK VASIFLARI

VE ZUHURUNUN ÖNCEDEN BİLİNMESİ

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Şemaili ve Ahlakıyla ilgili, Hind bin Ebi Hale'nin Sahih Hadisine Şahitlik Eden ve Muhtasar olarak Rivayet Edilen Hadisler

 

Yüce Allah şöyle buyurdu: "Şüphesiz sen büyük bir ahlaka sahipsindir ."[Kalem 4]

 

Sa'd bin Hişam der ki: Hz. Aişe'ye: "Ey müminlerin annesi! Bana Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ahlakından bahset" deyince Hz. Aişe: "Kur'an okumuyor musun?" karşılığını verdi. Ben: "Evet, okuyorum" deyince ise: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ah la kı Kur'an'dı" dedi.

 

Müslim bu hadisi Sahih'te Ebu Bekr bin Ebi Şeybe kanalıyla Muhammed bin

Bişr'den rivayet etmiştir.

 

--- Müslim, salat 18(139), Ebu Davud (1342), İbn Mace (2333), Hakim, Müstedrek (2/499), İbn Hibban (466) ve Ahmed (6/54, 91, 111).

 

 

 

Yezid bin Babnus der ki: Hz. Aişe'ye: "Ey müminlerin annesi! Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ahlakı nasıldı?" diye sorduğumuzda Hz. Aişe: "Onun ahlakı Kur'an'dı" dedi. Sonra: "Müminin Suresini okumuyor musun?" deyip "Müminler saadete ermişlerdir ... "[Müminun 1-10] ayetinden başlayarak surenin ilk on ayetini okudu. Sonra: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ahlakı böyleydi" dedi.

 

--- Hakim, Müstedrek (2/392).

 

 

 

Ebu'd-Derda der ki. Hz. Aişe'ye Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ahlakını sorduğumda: "Onun ahlakı Kur'an'dı. Onun razı olduğuna razı olur, kızdığına kızardı" cevabını verdi.

 

 

 

Fudayl bin Merzuk'un bildirdiğine göre Atiyye el-Avfi: "Şüphesiz sen büyük bir ahlaka sahipsindir"[Kalem 4] ayetini: "Ayette kastedilen ahlak, Kur'an ahlakıdır" şeklinde açıklamıştır.

 

 

 

Hişam bin Urve'nin babasından bildirdiğine göre Abdullah bin ez-Zübeyr:

"Sen af yolunu tut, bağışla ..."[A'raf 199] ayetini açıklarken şöyle dedi: "Yüce Allah, Peygamber'ine, insanların huyları konusunda af yolunu tutmayı emretmiştir."

 

Buhari bu hadisi Sahih'te Ebu Usame kanalıyla Hişam'dan rivayet etmiştir.

 

 

 

Urve bin ez-Zübeyr'in bildirdiğine göre Hz. Aişe şöyle dedi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne zaman iki şeyarasında muhayyer bırakıldıysa, günah olmadıkça en kolay olanı tercih ederdi. O şey günahsa, insanlar arasında ondan en çok uzak duran o olurdu. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Allah'ın hürmet edilmesini emrettiği şeylerin çiğnenmesi dışında kendi nefsi için hiç bir zaman intikam almadı."

 

Kattan, rivayetinde: "Sadece Allah için intikam alırdı" ibaresini eklemiştir.

Buhari bu hadisi Sahih'te Abdullah bin Mesleme el-Ka'nebi'den, Müslim ise Yahya bin Yahya'dan rivayet etmiştir.

 

--- Buhari, menakib (23), Müslim, fadail 20 (77) ve Ahmed (6/85, 113, 114, 116, 130,209,223,235,262).

 

 

 

Hişam bin Urve'nin, babasından bildirdiğine göre Hz, Aişe şöyle dedi:

"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hiçbir kadına ve hizmetçiye vurmadı. Allah yolunda cihad etmekten başka hiç bir şeye eliyle vurmadı. Allah'ın hürmet edilmesini emrettiği şeylerin çiğnenmesi dışında kendi nefsi için hiç bir zaman intikam almadı. O, sadece Allah için intikam alırdı."

 

Müslim bu hadisi Sahih'te Ebu Kureyb kanalıyla Ebu Usame'den rivayet etmiştir.

 

--- Müslİm, fadail 20(79).

 

 

 

Hişam bin Urve'nin, babasından bildirdiğine göre Hz. Aişe şöyle dedi:

"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hiçbir hanımına ve hizmetçisine vurduğunu görmedim. Allah yolunda cihad etmekten başka hiç bir şeye eliyle vurmadı. Allah'ın hürmet edilmesini emrettiği şeylerin çiğnenmesi dışında kendi nefsi için hiç bir zaman intikam almadı. O, sadece Allah için intikam alırdı. O ne zaman iki şeyarasında muhayyer bırakıldıysa, günah olmadıkça en kolay olanı tercih ederdi. O şey günahsa, insanlar arasında ondan en çok uzak duran o olurdu.''

 

Müslim bunu Ebu Kureyb kanalıyla Ebu Muaviye'den rivayet etmiştir.

 

--- Müslim fadail (43).

 

 

 

Enes der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) on yıl hizmet ettim ve bu sırada bir defa bile bana: "Öf demedi. "Neden bunu yaptın" veya "Neden şöyle yapmadın" da demedi.

Müslim bu hadisi Said bin Mansur ile Ebu'r-Rebı' kanalıyla Hammad'dan rivayet etmiştir.

 

--- Müslim, fadail 13( 5'1 ) ).

 

 

 

Enes der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanların en güzel ahlaklısıydı. Ebu Umeyr adında bir kardeşim vardı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip onu görünce: "Ey Ebu Umeyr! Nuğeyr ne yaptı?" derdi. Nuğeyr, kardeşimin oynadığı bir kuştu.

Müslim bu hadisi Şeyban bin Ferruh'tan rivayet etmiştir.

 

--- Buhari, edeb (81) Müslim, edeb 5(30), Ebu Davud (4969), Tirmizi (333), İbn MAce (3720) ve Ahmed (3/115, 119, 171, 188, 190,201,212,223).

 

 

 

Enes der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanların en güzeli, en cömerdi ve en cesuruydu."

 

Buhari bu hadisi Sahih'te Süleyman bin Harb'dan; Müslim ise Said bin

Mansur'dan rivayet etmiştir.

 

--- Buhari, cihad (82), Müslim, fadail 11(48) ve Ahmed (3/147, 185,271).

 

 

 

Enes bin Malik der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sövmez, kötü söz söylemez ve lanet etmezdi. Birimizi kınayacağı zaman: "Alnı toprak olasının neyi var'' derdi.

Buhari bunu Muhammed bin Sinan'dan rivayet etmiştir.

 

--- Buhari, edeb (44) ve Ahmed (3/144).

 

 

 

Abdullah bin Amr der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kötü söz söylemez ve kimseye kötü davranmaz: "Sizin en hayırlınız ahlakı en güzel olanınızdır'' derdi.

 

Müslim bu hadisi Sahih'te Muhammed bin Abdillah bin Numeyr kanalıyla babasından, Buhari ve Müslim ise başka bir yolla A'meş'ten rivayet etmiştir.

 

--- Buhari, mena-kıb (23), Müslim, fadail 16(68), Tirmizi (1975) ve Ahmed (2/161, 6/174).

 

 

 

Ebu Abdillah el-Cedeli der ki: Hz. Aişe'ye Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ahlakını sorduğumda şöyle cevap verdi: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kötü söz söylemez ve kimseye kötü davranmaz, çarşılarda bağırıp çağırarak konuşmaz, kötülüğe kötülükle karşılık vermez, affedip bağışlardı."

 

--- Ahmed (6/236).

 

Tev'eme'nin azatlısı Salih'in bildirdiğine göre Ebu Hureyre, Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vasfederken şöyle dedi: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir tarafa yönelirken bütün vücudu ile yönelirdi. Dönerken de aynı şekilde vücudunun tümü ile dönerdi. Anam babam ona feda olsun, o kötü söz söylemez ve kötü davranmaz, çarşılarda bağırıp çağırarak konuşmaz, münakaşa etmezdi."

 

Adem: ''Ne ondan önce, ne sonra onun gibisini görmedim'' ibaresini ilave etmiştir.

 

 

 

Abdullah bin Ebi Utbe der ki: Ebu Said el-Hudri'nin: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çadırında bulunan bakire bir kızdan daha utangaç idi. Bir şey hoşuna gitmediği zaman bunu onun yüzünden anlardık'' dediğini işittim.

 

Buhari bu hadisi Bundar'dan, Müslim ise Züheyr bin Harb ve başkasından, hepsi de Abdurrahman bin Mehdi'den rivayet etmiştir.

 

--- Buhari, menakib (23), Müslim, fadail 16(67) ve Ahmed (3/77, 79, 88, 91, 92).

 

 

 

Selm el-Alevı'nin Enes'ten bildirdiğine göre bir adam üzerinde safran izi olduğu halde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birinde gördüğü hoşlanmadığı bir şeyi nadiren onun yüzüne söylediği için adam çıkınca: ''Bu adama üzerindeki bu safranı yıkamasını söyleseniz'' buyurdu.

 

 

 

Mesruk'un bildirdiğine göre Hz. Aişe şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adam hakkında hoşlanmadığı bir şey işitince: ''Falana ne oluyor da şöyle diyor'' demez: ''Bazılarına ne oluyor da şöyle şöyle diyorlar'' derdi. Hadisin lafzı Osman'a aittir.

 

 

 

Enes bin Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber yürüyordum.

Üzerinde kenarları sert ve kalın bir giysi vardı. Bir bedevi Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yetişerek giysisini sertçe çekti. Giysinin boynuna gelen kısmına baktım, bedevinin sertçe çekmesinden dolayı kenarı boynunda iz bırakmıştı. Bedevi: "Ey Muhammed! Elinde bulunan Allah'a ait mallardan bana da verilmesini söyle" deyince, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bedeviye dönüp güldü. Sonra da ona bir şeyler verilmesini emretti.

 

Buhari bu hadisi ibn Ebi Üveys'ten, Müslim ise başka bir yolla Malik'ten rivayet etmiştir .

 

--- Buhari, salat (19), Müslim, zekat 44 (128) ve Ahmed (3/153, 210).

 

 

 

Zeyd bin Erkam anlatıyor: Devamlı Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına giren ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine güvendiği Ensar'dan bir adam vardı. Bu adam birkaç düğüm atarak Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sihir yapıp bunu bir kuyuya attı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (bu sihirden dolayı) rahatsızlanınca kendisini iki melek ziyaret ederek sihir yapan kişinin kim olduğunu, sihrin hangi kuyuda olduğunu ve sihirden dolayı kuyunun suyunun sarardığını ona söylediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adam gönderip o düğümleri kuyudan çıkarttı. Suyun sararmış olduğunu gördüler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) düğümleri çözdükten sonra uyudu. Daha sonra aynı adamın Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girmeye devam ettiğini gördüm. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona bu yaptığından dolayı hiçbir şey demedi.

 

--- İbn Sa'd, Tabakat (2/199) Bakın: İbn Kesir, el-Bidaye (6/38-39).

 

 

 

Enes bin Malik der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) biriyle musafaha edince veya biri kendisiyle musafaha edince adam elini çekmeden kendisi çekmezdi. o kimse yüzünü çevirmeden Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzünü ondan çevirmezdi. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), beraber oturduğu bir kimsenin önüne ayaklarını uzattığı görülmemiştir."

 

 

 

Enes bin Malik der ki: "Gizlice bir şey söylemek için ağzını Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kulağına yaklaştıran kişi başını Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uzaklaştırmadıkça Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başını ondan uzaklaştırmazdı. Yine Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini tutan kişi onun elini bırakmadıkça Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini bırakmazdı."

Hadisin lafzı Isbehani'ye aittir.

 

--- Ebu Davud (4794).

 

 

 

Yusuf bin Abdillah bin Selam'ın bildirdiğine göre babası şöyle dedi:

"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uzun süre sohbet edeceği zaman gözlerini sık sık semaya çevirirdi."

 

--- Ebu Davud (4837).

 

 

 

Ebu Hazım'ın bildirdiğine göre Ebu Hureyre şöyle dedi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hiçbir yemekte kusur aramazdı. isteği varsa yer, yoksa yemezdi."

 

Buhari, Sahih'te Süfyan ve Şu'be kanalıyla ve Müslim ise Sevri, Zuheyr bin Muaviye, Cerir ve Ebu Muaviye kanalıyla; hepsi A'meş'ten, o da Ebu Hazım'dan, o da Ebu Hureyre'den rivayet ettiler.

 

--- Buhari (6/566, 9/547) ve Müslim (188/1633).

 

 

 

Süleyman bin Yesar'ın bildirdiğine göre Hz. Aişe şöyle dedi: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), ağzının içi görülecek kadar güldüğünü görmüş değilim. Onun gülmesi tebessümden ibaretti."

 

Yahya bin Nasr'ın rivayetinde şu ilave vardır: "Bir bulut veya rüzgar gördüğü zaman da bunun etkisi hemen yüzüne yansırdı. Bir defasında ona:

"Ey Allah'ın Resulü! insanlar bir bulut gördükleri zaman yağmur da getirir ümidiyle sevinirler. Oysa bakıyorum da sen bulut gördüğün zaman bundan hoşlanmadığın yüzünden okunabiliyor" dediğimde şu karşılığı verdi: "Ey Aişe! Gelen bulutun azap da gelmediği konusunda bana kim güvence verebilir? Zira rüzgarla azaba maruz kalan topluluk da olmuştu.'' Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Azabı da getiren bulutu gördüklerinde: ‘‘Bu, bize yağmur yağdıracak bir buluttur’‘ demişlerdi"[Ahkaf 24] ayetini okudu.

 

Buhari bu hadisi Sahih'te Yahya bin Süleyman'dan, Müslim ise Harun bin

Ma'ruf ve başkasından, ibn Vehbiden rivayet etmiştir.

 

--- Buhari, tefsir (2), Müslim, istiska 3(16), Ebu Davud (5098) ve Ahmed (6/66).

 

 

 

Simak bin Harb der ki: Cabir bin Semure'ye: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber oturur muydun?" diye sorduğumda şöyle cevap verdi: "Evet, çok otururdum. (Sabah namazından sonra) namaz kıldığı namazgahından, güneş doğmadan kalkmazdı. Güneş doğunca da kalkardı. Bu sırada Cahiliye döneminden bahsedip gülerler, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise tebessüm ederdi."

 

Müslim bu hadisi Sahih'te Yahya bin Yahya'dan rivayet etmiştir.

 

--- Müslim, salat 52(286).

 

 

 

Simak bin Harb der ki: Cabir bin Semure'ye: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber oturur muydun?" diye sorduğumda şöyle cevap verdi: "Evet, çok otururdum. Uzun süre suskun kalır, az gülerdi. Bazen sahabe onun yanında şiirler söyler veya başka şeyanlatıp gülerlerdi, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise tebessüm ederdi.

 

 

 

Harice bin Zeyd'in bildirdiğine göre bir grup babası Zeyd'in yanına girip:

"Bize Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ahlakından bahset" dediler. Zeyd onlara şöyle karşılık verdi: "Ben, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) komşusuydum. Vahiy geldiği zaman beni çağırır ve ben de yanına gidip vahyi yazardım. Biz dünyadan bahsedince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de bizimle birlikte dünyadan bahsederdi. Biz ahiretten bahsedince de o da bizimle beraber ahiretten bahsederdi. Yemekten bahsedince o da yemekten bahsederdi. Biz Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bütün bu hallerini size naklediyoruz."

 

 

 

Hz. Ali der ki: "Bedir günü Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip korunuyorduk. O, savaş meydanında insanların en çetiniydi."

 

Bu hadis başka bir kanalla: " ... ve müşriklere ondan daha çok yaklaşanı yoktu" ilavesiyle nakledilmiştir.

 

--- Ahmed (1/86).

 

 

 

Enes bin Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanların en güzel yüzlüsü, en cömerdi ve en cesuruydu. Medine halkı (bir sesten) korkunca Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) , Ebu Talha'nın eğersiz bir atına binip gitmişti. Halk dışarı çıkınca Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendilerinden önce sesin geldiği yere gidip sesin sebebini öğrenip dönmüştü. Dönünce de: ''Korkmayın. Bu atı derya gibi bulduk" buyurdu.

 

Hammad der ki: Sabit: "Bu at, daha önce çok yavaş giderdi. Bu olaydan sonra bu atı hiçbir at geçemedi" demiştir.

 

Buhari, bu hadisi Sahih'te Süleyman bin Harb'den, Müslim ise Ebu'r-Rebi ve başkası kanalıyla Hammad'dan rivayet etmiştir.

 

 

 

Cabir der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisinden istenen hiçbir şey için: ''Hayır'' dememiştir. 

 

Buhari bu hadisi Sahih'te Muhammed bin Kesir'den, Müslim ise başka bir yolla Süfyan es-Sevri'den rivayet etmiştir.

 

--- Buhari, edeb (78).

 

 

 

ibn Abbas dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanların en cömerdi idi. En fazla cömert olduğu zamanlar Ramazan ayında Cibril ile buluştuğu zamanlardır. Cibril her gece gelip kendisine Kur'an'ı öğretirdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) esen rüzgardan bile daha cömertti.

 

Buhari bu hadisi Sahih'te Abdan'dan, Müslim ise Ebu Kureyb kanalıyla Abdullah bin el-Mübarek'ten rivayet etmiştir.

 

--- Buhari, edeb (39)

 

 

 

Musa bin Enes'in bildirdiğine göre babası şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) İslam için kendisinden ne istenirse verirdi. Bir adam gelip ondan bir şeyler isteyince Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama iki dağ arasını dolduran bir koyun sürüsünü verdi. Adam da kavmine gidip: "Müslüman olun; çünkü Muhammed fakirlik korkusu duymadan veriyor" demiştir.

 

Müslim bu hadisi Sahih'te Asım bin en-Nadr kanalıyla Halid bin el-Haris'ten rivayet etmiştir.

 

--- Müslim, fadail (14).

 

 

 

Esved der ki: Hz. Aişe'ye: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ailesinin arasındayken ne yapardı?" diye sorunca: "Ailesinin işlerine yardım ederdi. Namaz vakti gelince de namaz kılmak için çıkardı" cevabını verdi.

 

Buhari bu hadisi Sahih'te Ademiden rivayet etmiştir.

 

--- Buhari ezan (44), nafakat (8) ve edeb (40), Tirmizi (2489) ve Ahmed (6/49, 126, 206,256).

 

 

 

Amra der ki: Hz. Aişe'ye: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evinde ne yapardı?" diye sorulunca: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evinde ne gibi işler yapardı?" diye sorulunca: "O da diğer insanlar gibi bir insandı. O, elbisesini temizler, koyununu sağar ve kendi işini kendisi görürdü" cevabını verdi.

 

--- Ahmed (6/256).

 

 

 

Urve'nin bildirdiğine göre Hz. Aişe'ye: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evinde iş yapar mıydı?" diye sorulunca: "Evet. Ayakkabısını tamir eder, giysisini diker ve sizin yaptığınız gibi o da evinde iş yapardı" cevabını verdi.

 

--- Ahmed (6/121, 167, 260).

 

 

 

Abdullah bin Ebi Evfa der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çok zikreder, az konuşur, namazı uzun tutar, hutbeyi kısa tutar, köle ve dul kadının ihtiyaçlarını gidermek için onlarla yürümekten çekinmezdi."

 

--- Hakim, Müstedrek (2/614).

 

 

 

Ebu Burde der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) merkebe biner, yün giysi giyer, davar sağar ve misafirin ihtiyaçlarını bizzat giderirdi."

 

--- İbn Kesir, el-Bidaye (6/45).

 

 

 

Enes der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) merkebe biner, yün giysi giyer, kölenin bile davetine icabet ederdi. Hayber günü onu yuları liften olan bir merkebin üzerinde gördüm."

 

--- İbn Kesir, el-Bidaye (6/44-45).

 

 

 

Amr bin Said; Enes bin Malik'ten: "Çocuklara karşı Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha merhametlisini görmedim ... " deyip aynı hadisi zikretti.

 

Müslim bu hadisi Sahih'te Züheyr bin Harb kanalıyla ismail bin Uleyye'den rivayet etmiştir.

 

--- Müslim, fadailI5 (63).

 

 

 

Sabit el-Bünanı der ki: "Enes bin Malik, çocukların yanından geçerken onlara selam verdi ve bize de Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çocukların yanından geçerken onlara selam verdiğini söyledi''

 

Buhari bu hadisi Sahih'te Ali bin el-Ca'd'dan; Müslim ise başka bir yolla Şu'be'den rivayet etmiştir.

 

--- Müslim, selam 5(14).

 

 

 

Enes bin Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çocuklarla beraberken insanların en şakacısı olurdu."

 

--- İbn Kesir, el-Bidaye (6/46).

 

 

 

Enes bin Malik der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah namazını krıdıktan sonra, Medineli ailelerin hizmetçileri içlerinde su bulunan kaplarla, (elini içine batırması için) yanına gelirlerdi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne zaman kendisine içinde su olan bir kap getirilirse ona elini batırırdı. Bazen soğuk olan sabahlarda geldiklerinde bile yine elini batırırdı."

 

Müslim bu hadisi Sahih'te Ebu Bekr bin Ebi'n-Nadr ve başkası kanalıyla Ebu'l-Fadl'dan rivayet etmiştir.

 

 

 

Enes bin Malik'in bildirdiğine göre aklında biraz (noksanlık) olan bir kadın:

"Ey Allah'ın Resulü! Benim, bir isteğim var" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ümmü Falan! Yolun arzu ettiğin tarafında dur" buyurup kadının ihtiyacını görene kadar onunla durup gizlice konuştu ve isteğini yerine getirdi.

 

Müslim bu hadisi Sahih'te başka bir yolla Hammad'dan rivayet etmiştir.

 

--- Müslim, fadail 19(76).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Dünyadaki Zühdü, Sıkıntıya Sabredip Ahiret Yurdunu Tercih Etmesi ve Allah'ın Kendisine Hazırladığı Mükafaat