DELAİLU NÜBÜVVE |
RESULULLAH'IN (S.A.V.) DOĞUMUYLA İLGİLİ BÖLÜMLER |
Resulullah'ın (s.a.v.)
Doğduğu Gece Kisra'nın Sarayının Sütunlarının Sarsılması, Burçlarının Yıkılması
Mubezan'ın Rüyası, Mecusilerin Ateşinin Sönmesi ve Başka Mucizeler
Mahzum bin Hani
el-Mahzumi'nin bildirdiğine göre babası şöyle anlatıyor: Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) dOğduğu gece Kisra'nın sarayının sütunları
sarsıldı ve on dört burç yıkıldı. Mecusilerin bin yıldır sönmeyen ateşi söndü.
Sava gölü kurudu. Mubezan, bir takım serkeş devenin bir sürü Arap atını
Dicle'den aşırıp iran topraklarına götürdüğünü gördü.
Kisra sütunların
sarsılıp burçların yıkılması sebebiyle korkuya kapıldı, ancak bu korkusunu
kimseye söylemedi. Bir süre cesaretli görünmeye çalıştıysa da sonra
vezirlerinden ve ileri gelen kişilerden saklamamayı uygun gördü. Tacını giyip
tahtına oturduktan sonra onları çağırıp: "Sizi neden çağırdığımı biliyor
musunuz?" diye sordu. Onlar: "Sen bize söylemeden bilemeyiz"
cevabını verdiler. Bu sırada Perslerin ateşinin söndüğünü bildiren bir mektup
gelince, üzüntüsü daha da arttı ve onlara kendisini korkuya düşüren şeyi
anlattı. Mubezan: "Ey kral! Ben de bu gece bir rüya gördüm" deyip
gece gördüğü rüyayı anlattı. Kisra: "Ey Mubezan! Bu neye işaret olabilir?"
diye sordu. oradakilerin en bilgini olan Mubezan: "Araplar tarafından
önemli bir şeyin olacağına işaret olabilir" deyince Kisra hemen şöyle bir
mektup yazdı: "Krallar kralı Kisra'dan Nu'man bin el-Münzir'e:
"Hemen bana bir
ilim adamı gönder ki, kendisine bazı şeyler sorayım."
Nu'man bin el-Münzir,
Kisra'ya Abdulmesih bin Amr bin Hayyan bin Bukayle el-Gassani'yi gönderdi.
Kisra ona: "Sana soracağım şey konusunda bilgin var mı?" diye sorunca
Abdulmesih: "Kral bana soracağı şeyi sorsun. Eğer bildiğim bir şeyse cevap
veririm. Yoksa bunu bilen birisini haber veririm" karşılığını verdi. Kisra
gördüklerini anlatınca, Abdulmesih: "Bunu Şam'ın doğusunda ikamet eden
Satıh adındaki dayım bilir" dedi. Kisra: "Gidip ona sor ve vereceği
cevabı bana getir" deyince, Abdulmesih kalkıp Satıh'in yanına geldi. Bu
sırada Satıh ölmek üzereydi. Abdulmesih ona selam verip halini sordu, ancak
Satıh cevap vermedi. Bunun üzerine Abdulmesih şöyle dedi:
Yemen'in efendisi sağır
mı, yoksa işitiyor da, aldırış mı etmiyor? Yoksa ölüp gitti de, bizleri
büsbütün ye's içinde mi bıraktı.
Ey problemleri çözen
kişi, Senen'den olan kabile lideri sana geldi. O, bu problemleri çözmekten aciz
kaldı.
Annesi de Zi'b bin Hacen
kabilesindendir.
Mavi gözlü, keskin dişli
ve söylenenleri dinlemek için kulak kabartan, Beyaz tenli, geniş abalı, iri
bedenli biridir o Acem hükümdarının elçisidir, gözlerini uyku bürüdü.
İri cüsseli rahvan deve,
onu uzak yerlerden getirdi. Yıldırımlardan ve zamanın kuşkulu hallerinden
ürkmeden Mesafeler katedip tepeler aşarak Nihayet göğsü ve sırtının altı çıplak
bir adama geldi.
Sanki Seken dağının iki
yanı sarsıldı da harekete geçen rüzgar, Çevredeki yığılı topraklarla o çıplağın
açık yerlerini örttü.
Satıh şiiri dinledikten
sonra şöyle dedi: "Ey Abdülmesih! Rahvan deveye binip Satıh'in yanına
geldi. Satıh ise, ölmek üzeredir. Abdülmesıh'i; Kisra'nın sarayı sarsıldığı,
Mecusilerin ateşi söndüğü, Mubezan da rüya gördüğü için, Sason oğullarının
hükümdarı göndermiştir. Mubezan, rüyasında damızlık develerin, rahvan atları
önlerine kattıklarını ve Dicle'yi aşarak öte ülkelere yayıldıklarını görmüştü.
Ey Abdülmesih! Okuma çoğaldığında, büyük bostanun sahibi ortaya çıktığında,
Sema ve vadisi taştığında, Sava gölü kuruduğunda, Perslerin ateşi söndüğünde Şam,
artık Satıh için Şam olmayacaktır. Şam'a, Kisra'nın sarayındaki balkanlar
sayısınca kral ve kraliçeler hakim olacaktır. Gelecek olan her şey, mutlaka
gelecektir." Böyle dedikten sonra Satıh yerinden ayrıldı. Abdülmesih de
kalkıp şu şiiri okuyarak bineğine bindi:
Haydi, paçaları sıva
bakalım. Sen, azimli ve girişkensin. Hiçbir ayırma ve değiştirme, seni
korkutmasın. Sasanilerin memleketi elden giderse, bu onları korkutur. Halbuki
zamanın devir ve dönemleri var.
Onlar bir yere
geldiklerinde, saldırılarından aslanlar bile korkar.
Sarh'ın kardeşi Behram
ve kardeşleri ile Hürmüzan ve Sabur, onlardandır.
İnsanlar, baba bir
kardeşler gibidirler.
Birinin gücünün
azaldığını bildiler mi, artık o hakir olur ve terk edilir. Onları, çalgılar
eğlendirirken ortaya çıkarlar.
Bunlarsa ana bir
kardeşlerdir.
Bir mal ve akar
gördüklerinde böyle yaparlar. Diğerleri gayb tarafından korunup yardım
görürler. İyilikle kötülük, aynı ölçüde ve birbirlerine bitişiktir. İyiliğin
peşinden gidilir, kötülüktense kaçınılır.
Abdulmesih, Kisra'nın
yanına gelip Satıh'in söylediklerini anlatınca Kisra:
"Demek bizden on
dört kral çıkıncaya kadar hakimiyetimiz sürecek" dedi. Ancak dört yıl
içinde onlardan on kral geldi. Kalan dört kral ise Hz. Osman'ın katledilişine
kadar hüküm sürdü.
--- İbn Hişam, Siyer
(1/11-14), Ebu Nuaym, Delail (96-99), Taberi, Tarih (2/131132) Bakın: İbn
Kesir, el-Bidaye (2/268-269) ve Suyuti, Hasais (1/51).
Derim ki: Satıh'in bu
konuda başka bir kıssası vardır ve şöyledir: Mekke'ye geldiği zaman onu
karşılayanlar arasında Kureyş'ten Abdimenaf bin Kusay, Nebi'in hallerini ve
O'ndan sonra gelecekleri haber vermiştir. Onun ve Rabia bin Nasr el-Lahmi'nin
rüyasını tevil eden Şıkk'ın da bir kıssası daha vardır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Resulullah'ın
(s.a.v.) Emzirilmesi ve Süt Annesi