MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

ŞAHİDLİKLER

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Sapkın Görüşlü Kişilerin Şahidliği

 

20121- Şafii'ninı Edebu'l-Kadı eserindeki sözleri bu kişilerin şahitliğinin kabul edildiği görüşünde olduğuna delalet etmektedir. Ancak bunlardan biri yalancı şahitliği helal gören biri olarak biliniyorsa şahitliği kabul edilmez. Zira bu durumda aleyhinde şahitlik yaptığı kişinin kanını ve malını helal görmüş olacaktır. Bu sebeple şahitliği geçerli sayılmaz.

 

20122- Veya bunlardan biri çok güvendiği birinin lehine olaya şahit olmadığı veya olayda hazır bulunmadığı halde emin ve kesin bir şekilde şahitlikte bulunuyorsa bu kişi yalancı şahitliği helal saymış olacağından şahitliği kabul edilmez.

 

20123- Veya taraflardan birine açık bir düşmanlığı olduğu biliniyorsa onun aleyhine yapacağı şahitlik geçerli sayılmaz.

 

20124- Sonra sözlerine devam ederek şöyle dedi: "Bunlardan kim emin olursa şahitliğini geçerli sayarım."

 

20125- Yalanı Allah'a şirk, Allah'a karşı isyan olarak gören ve bunun cehennemi gerektirdiğini söyleyen kişilerin şahitliği, böylesi bir yalanın günahını basit görenlerin şahitliğinden daha tercihe şayandır ve daha kabul edilebilirdir.

 

20126- Daha önce kendisinden ve din adamlarından olan başka kişilerden Kaderiye fırkasından olanlar ile Allah'ın, kelam, ilim ve kudret gibi sıfatlarını inkar edenleri tekfir ettirdiklerini naklettik.

 

20127- Sanırım onları tekfir ettirmekle Allah'ın Kitabı'nda sabit kıldığı sıfatlarını nefyetmelerini ve onlara gerçek manalarından uzak manalar vermelerini kastetmektedir. Burada milletlerinin dininden çıkarak küfre girmelerini kastetmemektedir. Bu şekilde bazı şeylerde aslı bırakıp şüphe ile başka görüşe varmak ile hata etmektedirler. Bu da şüpheli bir görüş ile Muavvizeteyn'in diğer sureler gibi Kur'an'dan sabit sureler olmadığını söyleyen kişinin dinden çıkmadığı gibidir. Doğrusunu da Allah bilir.

 

20128- Bize bildirilene göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kaderiyye (fırkasından olanlar) bu ümmetin Mecusileridir" buyurmuştur.(--- Ebü Davud, sünne (4691) ve Beyhaki, Sünenü'l-kübra (10/203).

 

20129- Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunlara MecOsi demesinin sebebi bu kişilerin bazı konulardaki itikatlarının MecOsilerin inançlarıyla paralellik göstermesindendir.

 

20130- Rivayet edildiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ümmetim yetmiş üçfırkaya ayrılacaktır" buyurmuştur. (--- Ebu Davud, sünne (4596), Tirmizi, el-eyman (2640, "hasen sahilı") ve İbn Mace, fiten (3991).

 

20131- Ebu Süleyman el-Hattabı der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): Ümmetim de yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır'' sözü bize tüm bu fırkaların dinden çıkmamış olduğunu göstermektedir. Zira Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu fırkaların tümünün de ümmetinden olduğunu belirtmiştir. Bunun yanında ayetleri yorumlayan kişi yorumunda hatalı olsa dahi dinden çıkmayacağını anlıyoruz."

 

20132- Beyhaki der ki: Ebu Hazım el-Abidevi'yi işittim dedi ki: Bağdat'taki evimde Ebu'l-Hasan el-Eş'ari'nin vefat anı yaklaşınca beni çağırdı ve: "Sen de şahit ol ki bizim kıblemizden olanlardan hiç kimseyi tekfir etmiyorum. Zira herkes tek bir Mabut'a işaret etmektedir. İhtilaflar da sadece yorumlardadır" dedi.

 

20133- Şafii der ki: "Sapkın görüşlü görülen kişilerin durumu bu iken her ne kadar kerih görsek de satranç veya güvercinlerle oynayanların durumu onların durumundan çok çok daha hafif kalacaktır. Ancak satranç ve güvercinle kumar oynayan kişinin şahitliği kabul edilmez.''(--- Beyhaki, Sünenü'l-kübra (10/211) ve Şafii, el-Ümm (7/208).

 

20134- Beyhaki der ki: "Eğer bunlarla kumar oynamıyorsa bazı alimlerin bu konudaki ihtilafından dolayı şahitlikleri kabul edilir."

 

20135- Şafii der ki: Bir defasında Said b. Cübeyr satranç tahtasına bakmadan rakibiyle satranç oynadı. Birine: "Hangi taşı nasıloynadı?" diye soruyordu. Adam: "Filan taşı şöyle oynadı" deyince, Said: "Sen de şu taşı şöyle oyna" diyordu.

 

20136- Şafii der ki: "Muhammed b. Sirin ve Hişam b. Urve satrancı, satranç tahtasına bakmadan oynarlardı."

 

20137- Beyhaki der ki: "Ben bunu bu şekilde buldum. Sanırım burada İbn Sırın'in yerine Said b. Cübeyr demek istemiştir. Çünkü bize bildirilene göre İbn Sirın bunu kerih görürdü.''

 

20138- Bize bildirilene göre Şa'bi satranç oynardı. Yine bize bildirilene göre Hasan bunda bir sakınca görmezdi.

 

20139- Bunun mekruh olması Hz. Ali'den gelen rivayet sebebiyledir. Zira Hz. Ali, satranç oynayan bir toplulukla karşılaşınca onlara: "Kendilerine bağlandığınız bu heykeller de nedir?" demiştir.(--- Beyhaki, Sünenü'l-kübra (10/112).

 

20140- Rivayet edildiğine göre Hz. Ali: "Bunun için yaratılmış değilsiniz" demiştir.(--- Beyhaki, Sünenü'l-kübra (10/112).

 

20141- Bize bildirilene göre İbn Ömer, İbn Abbas, Ebu Said ve Hz. Aişe bunu mekruh görürlerdi. Bunun mekruh olduğu konusunda Ebu Cafer, İbnu'l-Müseyyeb, İbn Sırın, İbrahım, Zühri, Yezid b. Ebi Habıb ve Malik b. Enes'ten rivayetlerde bulunduk.(--- Beyhaki, Sünenü'l-kübra (10/212, 213) ve Ebu Davud, Sünen (4/285).

 

20142- Ebu Hureyre bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bir adamın saldığı güvercini izlediğini görünce: "Bu, şeytanın peşine düşmüş başka bir şeytandır'' buyurdu.(--- Ebu Davud, Sünen (4/285); İbn Mace, Sünen (3765) ve Beyhaki, Sünenü'l-kübra (10/213).

 

20143- Şafii der ki: "Ziyadesiyle oyalayıcı olduğundan dolayı tavla oyununu mekruh görmekteyiz. Tavla oyunundan daha hafif olmasına rağmen satranç oyununu da sevmeyiz. Mangala ve insanların oynadığı diğer oyunların hepsini mekruh görmekteyiz. Çünkü oyun, dindar ve mert olan insanların adetlerinden değildir. Ancak bunları helal görerek oynayan kişinin şahitliği reddedilmez.''(--- Şafii, el-Ümm (6/208) ve Beyhaki, Sünenü'l-kübra (10/216).

 

20144- Şafii der ki: "Kişi namaz vaktini geçirecek kadar böylesi oyunlara dalarsa, yine oyuna dönüp namaz vaktini geçirirse namaz vakitlerini hafife almasından dolayı şahitliğini reddederiz."(--- Şafii, el-Ümm (6/238).

 

20145- Mangala oyunu bir kütüğün üzerine açılmış çukurlarda taşlarla oynanan bir oyundur.

 

20146- Süleyman b. Bureyde'nin, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Tavla oynayan kişi, elini domuzun etine ve kanına bulaştırmış gibidir" buyurmuştur.

Müslim, Sahih'de Sevrı kanalıyla rivayet etmiştir.(--- Müslim, şiIr (5787).

 

20147- Ebu Musa el-Eş'ari'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Tavla oynayan kişi, Allah'a ve Resulüne karşı gelmiş olur" buyurmuştur.(--- Ebu Davud, edeb (4938), İbn Mace, edeb (3762) ve Beyhaki, Sünenüll-kübra (10/214, 215).

 

 

20148- Harmele'nin kitabında Şafii bunu Malik'ten rivayet etmiştir. Ayrıca bunu, "Süfyan - Eyyub b. Musa - Said b. Ebi Hind" kanalıyla Ebu Musa el-Eş'ari'den (kendi sözü olarak): "Tavla oynayan kişi, Allah'a ve Resulüne karşı gelmiş olur" şeklinde rivayet etmiştir.

 

20149- Beyhaki der ki: Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben batılalan şeylerden uzağım, batıl şeyler de benden uzaktır" buyurmuştur.(--- Beyhaki, Sünenüll-kübra (10/217).

 

20150- Ebu Ubeyd: "Ded ifadesi, oyun ve eğlence manasındadır" demiştir.

 

20151- Beyhaki der ki: Bize bildirilene göre Kasım b. Muhammed: "Allah'ı zikretmekten ve namazdan alıkoyan oyalayan her şey kumardır" demiştir.

 

20152- Şafii der ki: "Kişinin karısıyla vakit geçirip oynaşması, atını eğitip terbiye etmesi ve atıcılığı öğrenip atış yapması diğer oyunlar gibi değildir ve bundan kimseyi men etmeyiz."(--- Şafii, el-Ümm (7/208).

 

20153- Ukbe b. Amir'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ''Yüce Allah tek bir ok vasıtasıyla üç kişiyi cennete sokar. Bunlar, hayır umarak onu yapan kişi, onu atana veren kişi ve onu (düşmana) atan kişidir. Ok atışı ve binicilik talimi yapın. Ancak ok atışı yapmanız benim için binicilik taliminden daha iyidir. Üç oyundan başka (mubah) oyun yoktur. Bunlar kişinin atını eğitmesi, ailesiyle vakit geçirip oynaşması ve yayıyla ok atmasıdır. Kim ok atmayı öğrendikten sonra onu terk ederse böylesi bir nimete nankörlük etmiş olur. ''(--- Ebu Davud, el-cihad (2514), Tirmizi, cihad (1637, "hasen sahilı"), İbn Mace, ekihad (2811)

 

20154- Yahya b. Ebi Kesir bunu, "Ebu Sellam - Abdullah b. Zeyd b. el-Ezrak" kanalıyla Ukbe b. Amir'den rivayet etmiştir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Şarkıcıların Şahitliği