MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
ŞAHİDLİKLER |
ANA SAYFA Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Şahitlikler
20093- Şafii der ki:
Bildiğimiz kadarıyla çok azı hariç insanların geneli Allah'a karşı itaatkar ve
mert olmak ister. İtaatkarlığına günahları bulaştırmak istemediği gibi mertliği
de elden bırakmak istemez. Sırf günahlar üzerinde olan, günahkarlığına da itaat
ile mertliği bulaştırmak istemeyen kişiler de yok denecek kadar azdır. Kişi
genelolarak itaatkar ve mert olarak görülüyorsa şahitliği kabul edilir. Ancak
genelolarak günahkar ve namert olarak görülüyorsa şahitliği kabul edilmez. Her
kime bir masiyetten dolayı had uygulanmış ise şahadeti kabul edilmez. Her kimin
yalanı kendisi gizlemiş olsa bile başkası tarafından açığa çıkarılmış ise yine
şahitliği kabul edilmez. Daha önce yalancı şahitlik eden kişinin de şahitliği
kabul edilmez.
20094- el-Müzenı der ki:
Şafii'ye: "Adilolan kişi kimdir?" diye sorulduğunu işittim. Şafii şu
karşılığı verdi: "Hiç kimse asi olmayacak şekilde Allah'a itaat etmez. Hiç
kimse de itaat etmeyecek şekilde asi olmaz. Ancak kişinin amelinin çoğu itaat
ise ve büyük günahlardan sakınıyorsa bu kişi adildir (dürüst) demektir."
20095- Bu söz, İbn
Abdilhakem kanalıyla da Şafii'den nakledilmiştir.
20096- Ebu'l-Velld
el-Fakıh der ki: Ebu'l-Abbas b. Sureyc'e adil (hukuken dürüst) olan kişinin
vasıflarının sorulduğunu işittim. Ebu'l-Abbas: "Kişinin hür, Müslüman,
baliğ ve akıllı olmasıdır. Büyük günahlara bulaşmamış olması, küçük günahlarda
da ısrarcı olmaması ve genelolarak mertlikten ayrılmamasıdır" dedi.
20097- Bu, Şafii'nin bu
konuda dediğinin özetidir.(--- Beyhaki, Sünenü'l-kübra (10/186) ve Şafii,
el-Ümm (7/88-90).
20098- Şafii der ki:
"(Hukuken) dürüst kişinin bazı durumlarda şahadeti kabul edilirken bazı
durumlarda kabul edilmez. Kendi çıkarı için veya kendine gelecek zararı savmak
için veya babası veya çocuğu veya onların üzerinden bir zararı savmak için ve
zanlı olması durumunda yaptığı şahitlik kabul edilmez."
20099- Abdurrahman
el-A'rec'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Davada
zanlı olan kişinin ve hasma kini olan kişinin şahitliği geçerli değildir"
buyurmuştur.(--- Beyhaki, Sünenü'l-kübra (10/201).
20100- Başka bir kanalla
bir öncekinin aynısı İbn Ebi Zi'b'den: "ve deli olan kişinin (şahitliği
geçerli değildir)" ziyadesiyle rivayet edilmiştir.
20101- Şafii der ki:
"el-Cinnetu ifadesi delilik manasındadır. el-Hinnetu ifadesi ise kişinin
hasmı ile arasında düşmanlık olmasıdır."
20102- Şafii der ki:
"Biz de bu görüşteyiz. Bu görüşe bölgemizin alimlerinden hiç kimse
muhalefet etmediği gibi hiç kimseden de bunun hilafına bir rivayet gelmemiştir.
Bu munkatı olsa bile bize göre kuvvetli bir hadistir. Doğrusunu da Allah
bilir."
20103- Beyhaki der ki:
"Şafii, ilim ehlinin bu mürsel hadis görüşünde olduğunu teyit etmiştir."
20104- Başka bir kanalla
munkatı olarak bu manada rivayet edilmiştir.
Ebu Davud bunu
Mercisil'de rivayet etmiştir.
20105- Talha b. Abdillah
b. Avf bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir münadi
gönderdi. Bu münadi tepeye ulaştığında: ''Davada hasmın veya zanlının şahitliği
geçerli değildir" diye seslendi.(--- Malik, Muvatta (2/720) ve Beyhaki,
Sünenü'l-kübra (10/201).
20106- Başka bir kanalla
mevsul olarak rivayet edilmiştir.
20107- Amr b. Şuayb,
babası kanalıyla dedesinden bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) hıyanet eden erkek ve kadın ile kardeşine kin besleyen kişinin
şahitliğini kabul etmedi. Aynı şekilde geçimi konusunda bir ev halkına bağlı
olan kişinin (hizmetçinin) o ev halkı lehine olan şahitliğini de kabul etmedi.
Fakat bu kişinin başkasının lehine yaptığı şahitliği geçerli saydı.''(---
Beyhaki, Sünenü'l-kübra (10/201).
20108- Süleyman b.
Musa'nın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Hain olan erkek ve kadının, zina eden erkek ve kadının ve
kardeşine kin besleyen kişinin şahittiği geçerli değildir.''(--- Beyhaki,
Sünenü'l-kübra (10/201), Ebu Davud, Sünen (3600, 3601), İbn Mace, Sünen
(2/792), Ahmed, Müsned (2/181), Darakutni, Sünen (4/244) ve Abdurrezzak, Musannef
(8/320).
20109- Beyhaki der ki:
Bana ulaşan habere göre Ebu Ubeyd bu hadis hakkında şöyle demiştir:
"Burada sadece emanet olarak bırakılan bir mala hıyanet etmek
kastedilmemektedir. Allah'ın farz kıldığı ve kullarını onu yapmakla emrettiği
emanetler de kastedilmektedir. Zira Yüce Allah: ''Ey iman edenler! Allah'a ve
Peygamber'e hainlik etmeyin. Bile bile kendi emanetlerinize de hainlik
etmeyin''[Enfal, 27] buyurmaktadır. Allah'ın emrettiği bir şeyi terk eden veya
Allah'ın yasakladığı bir şeyi işleyen kimse görevinde hainlik ettiği için
dürüst değildir ve şahitliği kabul edilmez."
20110- Şafii der ki:
"Babanın oğlu lehinde şahitliği geçerli değildir. Bu durum kişinin kendi
kendine şahitlik etmesi gibidir. Kişi atası lehinde de şahitlik edemez. Çünkü
kendisi onlardan gelmektedir ve bu durumda kendisinden olduğu bir şeye şahitlik
etmiş olur. Bu konuda bunun hilafına bir şey bilmiyorum.''(--- Beyhaki,
Sünenü'l-kübra (10/201).
20111- Beyhaki der ki:
"İbnu'l-Münzir bunun hilafına Ömer b. el-Hattab, Ömer b. Abdilaziz ve
başkalarından rivayette bulunmuştur."
20112- Arkadaşlarımızdan
Ebu Sevr ve el-Müzenı yine bu görüştedir.
20113- Bu konuda Ömer b.
el-Hattab'dan gelen rivayet hakkında görüş vardır. Ömer b. el-Hattab, Ebu Musa el-Eş'ari'ye
şöyle bir mektup yazmıştır: "Müslümanlar birbirine eşittir. Ancak had
cezasına çarptırılan veya yalancı şahitlik ettiği tespit edilen ya da azatlı
oluşu veya akraba oluşu şüpheli olan kimselerin şahitliği geçerli
değildir."
20114- Ebu Ubeyd der ki:
"Azatlı oluşu veya akraba oluşu şüpheli olan kimse babasından başkasına
nispet edilen veya efendilerinden başkasını veli edinen kimsedir. Bu kişi,
babanın oğla ve oğlun babaya şahitlik edemeyişi gibi akrabaları lehine şahitlik
edemez.''(--- Ebu Ubeyd, Garibu'l-hadis (2/155).
20115- Beyhakl der ki:
"Kişinin kendi nefsi için şahitlik etmesi caiz olmuyorsa, kendisinden bir
parça olan çocuğu lehinde nasıl şahitlik edebilir ki! Doğrusunu da Allah
bilir."
20116- Kardeşin kardeş
için şahitlik etmesini ve bunu geçerli sayıldığını İbnu'z-Zübeyr'den rivayet
etmiştik. (Kadı) Şureyh, Ömer b. Abdilazız, Şa'bi ve en-Nehai bu
görüştedir.(--- Beyhaki, Sünenü'l-kübra (10/202).
20117- Beyhaki der ki:
Bize Ma'mer kanalıyla rivayet olunduğuna göre Musa b. Ebi Şeybe bildiriyor:
"Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın birinin şahitliğini
zamanında söylediği bir yalandan dolayı geçersiz saydı."(--- Beyhaki,
Sünenü's-sağir (4/172) ile Sünenü'l-kübra (10/196).
20118- Bu, mürsel bir
hadistir ve yalancının kınanması konusunda şahitleri vardır.
20119- Humeyd b.
Abdirrahman b. Avfı annesi Ümmü Gülsüm binti Ukbe'den bildiriyor:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''İnsanların arasını yapmak
için abartılı, ancak hayırlı sözler söyleyen kişi yalancı değildir''
buyurduğunu işittim.
20120- Ümmü Gülsüm binti
Ukbe der ki: "İnsanların söylediği yalanlar içinde üç tanesi dışında
hiçbirine ruhsat verildiğini de işitmiş değilim. Bunlardan biri savaş alanında
söylenen yalandır. Diğeri, insanların arasını bulmak için söylenen yalandır.
Bir diğeri de; erkeğin karısını, kadının da kocasını razı etmek için söylediği
yalandır.''(--- Buhari, es-sulh (2692) ve Müslim, edeb (6510-6512).
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Sapkın Görüşlü
Kişilerin Şahitliği