MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

YEMİNLER VE ADAKLAR

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Zorlama Sebebiyle veya Unutarak Yemini Bozmak

 

19587- Şafii der ki: Kitab ve sünnette gördüğüm delillere göre zorlama sebebiyle yeminini bozan kişinin kefaret ödemesi gerekmediği görüşündeyim.

 

19588- Kitab'dan delilim: "Gönlü imanla dolu olduğu halde, zor altında olan kimse müstesna, inandıktan sonra Allah'ı inkar edip, gönlünü kafirliğe açanlara Allah katından bir gazap vardır; büyük azap da onlar içindir"[Nahl, 106] ayetidir.

 

19589- Burada, zorlama sebebiyle bir söz söyleyen, o sözü söylememiş hükmündedir manası çıkar.

 

19590- Şafii'nin sünnetten gösterdiği delil şu rivayet olabilir: İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah, ümmetimden hata, unutma ve zorlama sonucu yaptıkları şeyleri bağışlamıştır" buyurdu.(--- Hakim, Müstedrek (2/198) ve Beyhaki, es-Sünenu'l-Kübra (7/356).

 

19591- Şafii der ki: Ata'nın rivayeti: "Allah, insanları hata ve unuttukları şeylerden sorumlu tutmaz" şeklindedir.

 

19592- Başka bir yerde ise biriyle konuşmamaya yemin eden kişinin, yanından geçerken onu tanımadan selam vermesiyle ilgili şöyle dedi: Bu konuda iki görüş vardır. Ata'ya göre bu durumdaki kişi yeminini bozmuş olmaz. Çünkü yüce Allah, bu ümmeti hata ve unutma sonucu yaptıkları şeylerden sorumlu tutmamıştır. Başkasına göre ise bu kişi yeminini bozmuş olur.

 

19593- Beyhaki der ki: Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yemin, yemin ettirenin kabul edip yemin verdirdiği şekilde geçerlidir '' buyurdu.(--- Müslimı eyman (4204,4205).

 

19594- Başka bir rivayet: "Yeminin, arkadaşının seni tasdik edeceği niyet üzerine geçerlidir" şeklindedir.

 

19595- Bu tür yeminlerı hakimler karşısında olan yeminler için söz konusudur.

 

19596- Beyhaki der ki: İbn Abbas'tan nakledildiğine göre "Hın" kelimesi sabah akşam manasındadır.

 

19597- Hz. Ali ise: "Altı aylık bir süredir" demiştir.

 

19598- İkrime ise: "İnsanoğlu, var edilip bahse değer bir şey olana kadar, şüphesiz, uzun bir zaman geçmemiş midir"[İnsan, 1] ayetini açıklarken: ''İnsanoğlunun yaratılışından sonra ne kadar zaman geçtiğini bilemeyiz" demiştir.

 

19599- Yine İkrime der ki: "Bu ağaç, Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir"[İbrahim, 25] buyruğundan kastedilen sürenin ise bir meyvenin hasat edildikten sonra (tekrar) meyve vereceği zamana kadar olan zaman kastedilmiştir.

 

19600-19601-Katade: "Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman (hın) sonra öğreneceksiniz"[Sad, 88] ayetini açıklarken: "Bundan kasıt, ölümden sonradır" demiştir. "Semud milletinin başına gelende de ibret vardır: Onlara, ''Bir süreye kadar zevklenin'' denilmişti"[Zariyat, 43] ayetindeki süreden kastın ise üç gün olduğunu söylemiştir.

 

19602- "Bu ağaç, Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir''[İbrahim, 25] ayetinde kastedilen sürenin de yedi ay olduğunu söyledi. Bir defasında ise altı ay olduğunu söylemiştir.

 

19603- Hasan: "Altı ay ile yedi ay arası'dır" demiştir.

 

19604- İbnu'l-Müseyyeb de, bir defasında "İki ay" bir defasında ise: "Altı ay" demiştir.

 

19605- Rabia ise: "Altı ay" demiştir.

 

19606- Bu da "Hın" denilen zaman ö!çüsünün belli bir süresinin olmadığını gösterir.

 

19607- Şafii der ki: Hın kelimesinin belli bir süresi yoktur. Hın, dünyanın yaratılışından kıyamete kadar olan süre de olabilir. Hın (şu zamana kadar şunu yapacağım" diyen kişiye şöyle fetva verilir: "Sen bilmediğin bir şeye yemin ettin. Senin durumunu bizim ilmimiz çözemez. Ancak takvalı olan senin o gün bitmeden yeminin kefaretini ödemen gerekir. Bu durumda bile yeminini bozmuş olmayacağını söylemeyiz." Ebu Said'in, Ebu'I-Abbas kanalıyla Rabi'den bildirdiğine göre Şafii: "Vallahi, hakkını bir süre sonra ödeyeceğim" diyen kişiyle ilgili olarak yukarıda geçen sözü söylemiştir.

 

19608- Şafii der ki: "Kişi, malı olmadığına dair yemin ederse ve bu kişinin cariyeleri varsa, yalan yere yemin etmiş olur. Çünkü eğer malı olmadığına dair yemin ederken başka bir şeyi kasd etmemişse, cariyeler de maldan sayılır."

 

19709- Beyhaki der ki: Suveyd b. Hebire'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi için en hayırlı mal, nesli bol bir kısrak ile aşılanmış hurmalıktır" buyurmuştur.(--- Ahmed, Müsned (3/467).

 

19610- Bize rivayet olunduğuna göre Yusuf b. Abdisselam der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir parça arpa ekmeği alıp üzerine bir hurma koyduğunu ve: ''Bu, bunun katığıdır" deyip yediğini gördüm.(--- Ebu Davud, eyman (3259, 3260).

 

19611- Bu da, ekmeğin batırılıp yenemeyeceği hurma gibi yiyeceklerin de, eğer katık diye adlandırılmaları adet olmuşsa, katık olabileceklerini gösterir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Malının Bir Kısmını Sadaka Olarak veya Allah Yolunda Vermek