MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

CİZYE

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

(Gayr-ı Müslimlerle) Müslümanlara Yardım Etmek Üzere Barış Anlaşması Yapmak

 

18658- ŞafiI daha önce zikrettiğimiz isnadla şöyle demiştir: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Kureyşliler arasında savaş başlamıştı. Sonra Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müfrezeleri Necd ahalisine baskın yaptı. Necd halkı Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) askeri birliğinden ve onlarla savaşacak güçleri olmadığından dolayı savaşmaktan çekindiler. Sonra yapılan anlaşmayla Kureyşliler, Tihame halkının Müslümanlara saIdırmasına engel olurken, Necd halkı da Necd ve Maşrık halkının Müslümanlara saIdırmasına engeloldular.

 

18659- Sonra Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bin dört yüz kişiyle Hudeybiye umresine gitti. Kureyş bunu duyunca Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşı adam toplamaya başladı ve kendisini umreden alıkoyma gayreti içine girdi. Onlar sayıca Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendileriyle yola çıkmış olduğu kimselerden daha fazla idi. Sulh anlaşması yaptılar ve Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir zamanlığına kendileriyle anlaşma yaptı. Onlarla daimi bir anlaşma yapmamıştı. Çünkü onlara karşı kuvvetli olduklarında kendileriyle savaşmaları üzerlerine farzdı. Aralarındaki anlaşma on yıllık idi. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlar için yolculuğunda iken:

"Doğrusu Biz sana apaçık bir zafer sağlamışızdır"[Fetih, 1-2] ayeti (Fetih Suresi) nazil oldu.(--- Şafii, el-Ümm (4/189).

 

18660- İbn Şihab der ki: "İslam'da bundan büyük fetih yoktur. Savaş insanlara İslam'ı ulaştırmaya engeloluyordu. Halk anlaşma sebebiyle emniyet içinde olunca, kendilerine İslam anlatılanlar onu anlayıp iman ediyordu. Barış anlaşmasından sonra iki yıl içinde, daha önce Müslüman olanlardan daha çok sayıda kişi Müslüman oldu."

 

18661- Mervan b. el-Hakem ve Misver b. Mahreme, Hudeybiye kıssasını anlatırken şöyle dediler: Kureyşliler Suheyl b. Amr'ı çağırıp "Git ve şu adamla anlaşma yap ve bize zorla girdiği söylenmesin diye anlaşmada bu yıl geri dönmesi maddesi olsun" dediler. Suheyl b. Amr yanlarından çıkınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun geldiğini gördü ve: ''Kureyş bu adamı göndererek barış yapmak istiyor'' buyurdu. Suheyl, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına varınca, birbirleriyle on yıl savaşmamak, insanların birbirinden emniyette olması, Resulullahim (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu yıl geri dönüp gelecek yıl geldiğinde Mekke'de üç gün kalması, Mekke'ye ancak yolcu silahıyla girmesi, kılıçların kınında olması, Müslümanlardan müşriklere iltihak edenlerin geri verilmemesi, müşriklerden Müslümanlara iltihak edenlerin geri verilmesi, birbirlerine kin beslememek, hırsızlık ve hıyanet etmemek üzere anlaşma yaptılar.

 

18662- Mervan ve Misver b. Mahreme Hudeybiye kıssasını anlatırken şöyle dediler: Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geri döndü ve Mekke ile Medine arasındayken Fetih Suresinin tamamı nazil oldu. Fetih Suresinin konusu, fetih ve ağacın altında Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) verilen biattir. İnsanlar güven içinde olup anlaşma yaptıktan sonra, kime İslam anlatıldıysa Müslüman oldu. (Fetihten önceki) iki yılda Müslüman olanların sayısı, o güne kadar Müslüman olanlardan daha fazlaydı. Gerçekten Hudeybiye barışı büyük bir fetih olmuştu.(--- Buhari, Fethu'l-bari (7/444), İbn Sa'd (2/95), İbn Hişam, es-Sıre (3/265), el-Vakidi, Meğazi (1/383), Taberi, Tarih (2/620) ve Beyhakl, Delailu'n-nübüvve (4/90).

 

18663- Şafii der ki: "Sonra Kureyşlilerin bazısı anlaşmayı bozdu ve Kureyşlilerden hiç kimse anlaşmayı bozanlara bir şey demedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) fetih yılı onlara gizlice hareket ederek ani bir baskın yaptı.''(--- Şafii, el-Ümm (4/189).

 

18664- Şafii der ki: İdarecinin bir zaman belirlemeden anlaşma yapma yetkisi yoktur. Ancak dilediği zaman anlaşmayı uzatma veya bozma şartıyla anlaşma yapabilir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hayber'i savaş gücüyle fethetmişti. Sadece bir kale halkı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile kendilerini bir müddet orada bırakma ve hurmaların bir kısmının Müslümanların olması şartı ile barış yapıp teslim oldular.(--- Şafii, el-Ümm (4/189).

 

18665- Eğer: "Bu. Müslümanların lehine miydi?" denilecek olursa: "Evet, Hayber, müşriklerin olduğu yerin ortasındaydı. Hayber Yahudileri ve etrafındaki müşrikler, onu koruyacak güçteydi. Hayber bulaşıcı hastalıkların olduğu bir yer olması sebebiyle ancak ihtiyaçlarını gidermek için zaruret anlarında onlara gidilirdi. Müslümanların da onu koruyacak kadar güçleri yoktu. Müslümanlar çoğalınca Hicaz Yahudilerinin sürgün edilmesini emretti. En son kalanları da Ömer sürgün etti.(--- Şafii, el-Ümm (4/189).

 

18666- Şafii der ki: Eğer: "Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonra her idareci neden: ''Allah dilediği müddetçe sizi orada bırakınm'' demiyor?" diye sorulacak olursa: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile idareci arasındaki fark, Allah'ın emrinin Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vahiyle gelmesidir. Ondan başka kimseye vahiyle Allah'ın emri gelmez" cevabı verilir. Sonrasında Şafii bu konuda naklettiğim yönde açıklamalarda bulundu. Ben bunu, "Malik - Nafi - İbn Ömer" kanalıyla Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah'ın dilediği sürece burada bırakırızlı lafzıyla nakletmiştim.(--- Şafii, el-Ümm (4/190).

 

18667- Aynısı bu rivayetten başka yerlerde de nakledilmiştir.

 

18668- İbn Ömer bildiriyor: Ömer b. el-Hattab, Yahudi ve Hıristiyanları Hicaz'dan sürgün etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hayber'i fethedince Yahudileri oradan çıkarmak istedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir yeri fethedince o yer Allah'ın, Resul'ünün ve Müslümanların olurdu. Yahudiler Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem), mahsulün yarısı karşılığında araziyi kendilerinin işlemesi şartıyla kendilerini Hayber'de bırakmalarını istediler.

Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Dilediğimiz sürece sizin burada kalmanıza izin veriyoruz'' buyurdu. Bunun üzerine orada kaldılar. Ancak Ömer, hilafetinde onları Teyma ve Eriha'ya sürgün etti.

Buhari ve Müslim, Sahıh)de rivayet etmişlerdir.(--- Şafii, el-Ümm (4/190).

 

18669- Aynısı Musa'dan başkası kanalıyla Nafi'den de rivayet edilmiştir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Savaşmaya Gücü Yettiğiyle Anlaşma Yapmak