MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
SİYER |
ANA SAYFA Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
İdarecinin İzni
Olmadan Savaş Beldesine Çıkmak ve Yüksek İhtimalle Öldürüleceğini Bildiği Halde
Müşriklerin Üzerine Yürümek
18131- Şafii:
"İdarecinin izni ile çıkılmasını daha hoş görmekteyim" dedi ve el-Müzeni'nin
rivayetiyle kısa olarak izah ettikten sonra şöyle devam etti: "Kişinin
böyle yapmasının haram olduğu görüşünde değilim. Zira Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) cenneti zikredince Ensar'dan bir adam: ''Sabrederek ve
sevabını sadece Allah'tan umarak öldürülürsem bana ne vardır?'' dedi. Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Cennet vardır'' buyurunca, adam
düşmanın üzerine saldırdı ve düşman onu öldürdü."
18132- Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) cenneti zikredince Ensar'dan bir adam üzerindeki
zırhı çıkarıp düşmana saldırdı ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
önünde düşman tarafından öldürüldü.
18133- Şafii der ki:
Ensar'dan bir adam Maune kuyusu ashabından geri kalmıştı. Yırtıcı kuşların
ashabının savaştığı yerde dolaşıp uçtuklarını görünce, Amr b. Umeyye'ye:
"O düşmanların üzerine gideceğim ve beni öldürecekler. Ben arkadaşlarımın
öldürüldüğü savaştan geri duracak değilim" dedi. Öyle yaptı ve öldürüldü.
Amr b. Umeyye geri dönüp bu durumu Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) anlattı ve hakkında güzel şeyler söyledi. Söylenene göre Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Amr'a: "Sen de gidip öldürülene kadar
savaşsaydın ya?" buyurmuştur.
18134- Başka bir yerde
bu isnadla şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Amr
b. Umeyye ed-Damri'yi ve Ensar'dan bir adamı müfreze olarak bir yere gönderdi.
Abdullah b. Uneys'i de yalnız olarak bir yere gönderdi."(--- Şafii, el-Ümm
(7/353) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (9/100).
18135- Şafii der ki:
"Eğer kişinin öldürüleceği belli olduğu halde tek başına düşman üzerine
yürümesi helal ise, bu bir kişinin veya birkaç kişinin idarecinin izni olmadan
düşman üzerine yürümesinden daha büyüktür."
18136- Şafii,
el-Kadım'de bir kişinin tek başına müşriklere karşı savaşması konusunda
açıklamalarda bulunarak şöyle dedi: "Eğer kurtulma ihtimali olduğunu
bilerek saldırıyor ve kurtulmayı ümit ediyorsa ümit ettiği (cennet)
kendisinindir. Yani kendisi tek başına on kişiyle savaşıp onları hezimete uğratan
kimse gibidir. Eğer öylesi bir durumdan kurtulma ihtimali olmadığı halde
saldırıya geçerse kendisine ümit ettiği (cennet) yoktur. Çünkü bu kişi kendini
ateşe atmış kimse gibidir veya kendini içinden kurtuluş olmadığını bildiği
halde denize atmış kimse gibidir."
18137- Bazı kimseler:
"Asım b. Sabit b. Ebi'I-Eflah, müşriklerden bir grupla mübareze edip
onlarla savaştı ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu bu hareketinden
dolayı kınamadı. Hz. Ömer zamanında da başka biri böyle bir şey yaptı ve Ömer de
onu kınamadı" diyebilir. Asım b. Sabit, düşmanın kendisini öldüreceğini
biliyordu. Çünkü kendisi Uhud savaşında Abduddar oğullarından bir grubu
öldürmüştü. O zaman onların annesi Asım'ın kafatasında şarap içmeyi adamıştı.
Asım düşmanla karşılaşınca başını alıp kadına götürmeleri için öldürüleceğini
biliyordu. Asım hayatından ümidini kesmiş bir şekilde onlarla savaştı.
18138- Öldürüleceğini
bildiği halde böyle yapan kişi hakkında biz böyle demekteyiz. Ancak
öldürülmeden önce Müşriklerden bazılarını öldürüp onları öfkelendirebilir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Ganimette
Hainliğin Azının da, çoğunun da Haram Olması