MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
SİYER |
ANA SAYFA Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Müşrikin Esir
Alındıktan Sonra Müslüman Olması
17943- İmran b. Husayn
der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı Ukayl oğullarından
bir adamı esir aldılar ve bağlayıp taşlık bir yere attılar. Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bizimle birlikte yanından geçerken" veya: "Merkebin
üzerinde altında bir kadife parçası varken yanından geçince adam: "Ey
Muhammed! Ey Muhammed!" diye seslendi. Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi ve: ''Ne istiyorsun?" diye
sordu. Adam: "Beni neden tuttular? Hac kafilesinde önde giden devem neden
alındı?" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Müttefikiniz olan Sak if kabilesinin işlediği suçtan dolayı tuttular"
buyurdu ve oradan ayrıldı. Sakıf kabilesi Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ashabından iki adamı esir almıştı. Adam tekrar: "Ey Muhammed!
Ey Muhammed!" diye seslendi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona
acıdı ve geri dönüp: "Ne istiyorsun?') diye sordu. Adam: "Ben
müslümanım" deyince: "Eğer bunu serbest iken söylemiş olsaydın tam
anlamıyla kurtulmuş olurdun" buyurdu ve oradan ayrıldı. Adam tekrar:
"Ey Muhammed! Ey
Muhammed!" diye seslendi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine
yanına geldi ve: "Ne istiyorsun?'' diye sordu. Adam: "Açım, bana
yemek ver" dedi. -Sanırım: "Susuzum bana su içir" de demişti-
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''İşte ihtiyacın olan şey(ler alır
buyurdu. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamı fidye olarak
verip Sakıf'in esir aldığı iki adam geri alındı. Ancak adamın devesini yanında
tuttu.
Müslim, SahiNde İshak b.
İbrahım kanalıyla Abdulvehhab'dan rivayet etmiştir.(--- Şafii, el-Ümm
(4/252,253).
17944- İbn İshak
rivayetinde: "O deve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) devesi
oldu" ibaresi geçmiştir.
17945- Sonra:
"Ensar'dan bir kadın esir alınmıştı" diyerek bu kadının kıssasını
zikretmiştir.
17946- Ebu Said'in
rivayetinde Şafii şöyle demiştir: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Müttefikiniz olan Sakif kabilesinin işlediği suçtan dolayı tuttular''
buyruğu ile yakalanan kişinin müşrik olduğu, kanıyla malının şirkinden dolayı
mubah olduğu, onu affetmenin de mubah olduğu kastedilmektedir. Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müttefikiniz olan Sak if kabilesinin
işlediği suçtan dolayı tuttular'' buyurması ve onu esir olarak tutması istediği
kimseyi bırakmaları içindi.(--- Şafii, el-Ümm (4/235).
17947- Velinin sorumlu
olduğunu söyleyen kişi hata etmiş ve:
"Müslümanlardan veli
olan kişi velisi olduğu kişinin suçundan sorumludur. Bu da müşrik olduğu için
her halükarda tutulur" demiştir. Oysa Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Müslümanlardan bir adama: ''Bu oğlun mudur?" buyurunca, adam:
"Evet" cevabını verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Ne o senin işlediğin bir suçtan sorumlu tutulur) ne de sen onun
işlediği bir suçtan sorumlu tutulursun'' buyurdu.(--- Şafii, el-Ümm (4/235).
17948- Yüce Allah ta hiçbir
günahkarını başkasının günah yükünü yüklenmeyeceği yönünde hüküm kılmıştır.
17949- Kişinin
başkasının suçundan sorumlu olmadığı halde tutulması helal ve bırakılması
mübahsa, kişinin sorumluluğu üstlenmesi sebebi ile başkasının suçuyla tutulması
caizdir.(--- Şafii, el-Ümm (4/235).
17950- Şafii der ki: Bu
esir Müslüman olmuştu. Ancak Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun
içten gelerek Müslüman olmadığını bilmiş ve: ''Eğer bunu serbest iken söylemiş
olsaydın tam anlamıyla kurtulmuş olurdun'' buyurmuştur. Esir alındıktan sonra
Müslüman olması geçerli sayılmamış olsa bile bu kişi Müslüman olmakla kanının
dökülmesini engellemiştir. Yani Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu
Müslüman olduktan sonra (birilerinin serbest bırakılmasına karşı) fidye olarak
veriyorsa o zaman Müslüman olmasından sonra da köleliği devam ediyor
demektir.''(--- Şafii, el-Ümm (4/253).
17951- Şafii der ki: Bu
da Mücahid'in dediğini reddetmektedir. Zira Süfyan'ın, ibn Cüreyc kanalıyla
bildirdiğine göre Mücahid: "Kılıç zoruyla alınan yer halkından Müslüman
olanlar hürdür ve malları Müslümanların fey'ine katılır" demiştir. Ancak
Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelen haberi delil sayarak bu
görüşe katılmamaktayız.(--- Şafii, el-Ümm (4/253).
17952- Eğer Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu iki adamına karşılık serbest bırakıyorsa, bu
bırakmasıyla iki arkadaşına karşılık ona hürriyetini veriyor demektir.(---
Şafii, el-Ümm (4/253).
17953- Bu da bir kişiyi,
esir edildikten sonra Müslüman olsa da, müşriklerin elinde olan birine karşılık
verilmesinde bir sakınca olmadığına delalet etmektedir. Ancak verilen kişinin
müşrikler tarafından köle yapılmaması gerekir. Çünkü müşriklere verilen Ukayli,
müşrikler tarafından köle edilmeyecek bir konumdaydı.(--- Şafii, el-Ümm
(4/253).
17954- Şafii sözlerine
devam ederek şöyle demiştir: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
Müslüman olan bu Ukayli'yi memleketlileri arasında kadrinden ve şerefinden
dolayı onu geri döndürmeyeceklerİni bildiği halde (başkasına karşılık) fidye
olarak vermiş ve onu küfrün yeri olan memleketine göndermiştir. ''(--- Şafii,
el-Ümm (4/253).
17955- Beyhaki der ki:
Yüce Allah'ın: ''Eğer siz onların inanmış kadınlar olduklarını anlarsanız,
onları kafirlere geri göndermeyin''[Mumtehine, 10] buyruğu ile bu hadislerin
neshedildiğini söyleyen kişiye gelince; bu ayet nazil olduktan sonra Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Basır'i (babasına) göndermiştir. O da
onlardan kurtulmuştur (ve tekrar Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yanına gelmiştir). Abbas da Müslüman olduktan sonra fetihten önce Mekke'ye
dönmüştür. Çünkü içlerindeki konumundan dolayı kendisine bir zarar verecekleri
endişesini taşımadığı gibi dininden döndürmeleri endişesi de yoktu.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: