MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
HIRSIZLIK |
ANA SAYFA Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Yol Kesiciler
17273- Şafii der ki:
Yüce Allah şöyle buyurur: "Allah'a ve Resürüne savaş açanların ve
yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri,
yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut o yerden
sürülmeleridir.''[Maide, 33]
17274- Tev'eme'nin
azatlısı Salih bildiriyor: İbn Abbas yol kesiciler konusunda şöyle demiştir:
"Bunlar öldürüp, öldürdüklerinin malını alırlarsa öldürülüp asılırlar.
Öldürür, ancak öldürdüklerinin mallarını almazlarsa öldürülür, ancak
asılmazlar. Sadece kişilerin mallarını alıp onları öldürmezlerse el ve ayakları
çapraz bir şekilde kesilir. Yolcuların mallarını almadan sadece korkuturlarsa
bölgeden sürgün edilirler."(--- Şafii, el-Ümm (6/151-152) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra
(8/283) ile es-Sünenü's-suğra (3/322).
17275- Eba Said'in
rivayetine göre Şafii şöyle demiştir: Bizim de görüşümüz böyledir. Yüce
Allah'ın Kitab'ındaki ayetin manasına da uygundur.
17276- Zira hadler
Müslüman olanlar konusunda nazil olmuştur. Müşriklere gelince bunlara yönelik
öldürülme, esir edilme veya cizye ödeme dışında bir had yoktur.
17277 - Yol kesicilerin
cezalarının farklı olması da İbn Abbas'ın belirttiği gibi suçlarının
farklılığına göredir.(--- Şafii, el-Ümm (6/152).
17278- Şafii: "Yol
kesiciler tarafından öldürülen kişilerin velilerinin affetme yetkisi yoktur.
Yöneticinin bunları öldürmesi gerekir" demiş ve bu konudaki ayeti delil
olarak getirmiştir.
17279- İbnu'I-Münzir der
ki: "Aynısı Ömer b. el-Hattab'tan da rivayet edilmiştir. ''(---
Abdurrezzak, Musannef (10/93) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/33).
17280- Şafii der ki:
"Sürgün edilmeleri de aranıp bulunmaları ve bir bölgeden başka bir bölgeye
sürülmeleridir. Şayet yakalanırlarsa suçlarına göre belirtilen hadler kendilerine
uygulanır."
17281- Şafii der ki:
Yüce Allah: ''Ancak, onları yakalamanızdan önce tövbe edenler bunun dışındadır.
Biliniz ki Allah, bağışlar ve merhamet eder"[Maide, 34] buyurmuştur.
Bunlar içinden yakalanmadan önce tövbe edenlerden hak etikleri had düşer. Ancak
diğer insanlara yönelik olan haklar kendilerine ödetilir.(--- Şafii, el-Ümm
(6/152).
17282- Şafii, şahitlik
kitabı içinde şöyle demiştir: "Yüce Allah, yakalanmadan tövbe etmelerinden
önce böylesi kişilere uygulanması gereken haddi bildirmiştir."
17283- Yüce Allah zina
ve hırsızlık konusundaki haddi de bildirmiş, ancak burada istisna
belirtmemiştir. Belki de bu yöndeki istisna sadece muhariblere yönelik bir
istisnadır. Belki de haddi hak eden ancak yakalanmadan önce tövbe eden her bir
kişi için bu istisna geçerlidir.
17284- Beyhaki der ki:
Muharib olanın tövbesinin kabulüne yönelik Ali ve Ebu Musa el-Eş'ari'den
rivayetler gelmiştir.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/284) ve Zeyd, Müsned
(5/30).
17285- Vail b. Hucr'un
bildirdiğine göre kadının biri sabah namazı için evden çıkıp Mescid'e giderken
adamın biri ona saldırdı ve tecavüz etti. Oradan geçen bir adamdan yardım
isteyince asıl tecavüz eden adam kaçıp kurtuldu, yardıma gelen adam yakalandı.
Yakalanan bu adamın recmedilmesi emredilince asıl tecavüz eden adam kalktı ve:
"Onu recmetmeyin! Beni recmedin! Zira kadına o işi yapan bendim!"
deyip tecavüz ettiğini itiraf etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kadına: ''Sen bağışlandın'' buyurdu. Kadına yardım eden adama da (gönlünü
alacak) güzel sözler söyledi. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Zina ettiğini itiraf eden adamı recmetl" denilince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır! Adam Allah'a öyle bir tövbe etti ki
şayet Medine ahalisi böylesi bir tövbe etseydi kendilerinden kabul
edilirdi" buyurdu ve onları bıraktı.(--- Ebu Davud, hudUd (4379), Tirmizi,
hudad (1454) ve BeyhakI, es-Sünenü'l-kübra (8/284-285).
17286- Bu hadisi Ebu
Davud, Sünen'de rivayet etmiştir ve isnadı hasendir.
17287- Maiz, Cüheyneli
kadın ve Gamidli kadın konusunda da aynı durum olmuş, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) onların tövbelerini Allah'a bırakıp recmedilmelerini
emretmiştir. Maiz hakkında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Keşke onu bıraksaydınız" demesi de belki Maiz'in itirafından cayması
ve Allah'ın haddini gerektiren bir konuda bu caymasının kabul edilmesi içindi.
Doğrusunu da Allah bilir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
İÇECEKLER /
İçecekler ve Bu Yöndeki Hadler (Şeri Cezalar)