MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
MÜRTED |
ANA SAYFA Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Daru'l-Harbe Kaçan
Mürtedin Malının Varislerinin Arasında Paylaştırılmaması, Ümmü Veledlerinin ve
Müdebber Kölelerinin Azat Edilmemesi, Mürted İken Öldürülmesi Halinde
Varislerinin Ona Mirasçı Olamaması, Malının Ganimet Sayılması
16623- Şafii (bu konuda kendisiyle
münazara eden adama) şöyle der: Yüce Allah ölülere diri olanları mirasçı kılmış
ve: "çocuğu olmayan bir kişi ölür de kız kardeşi bulunursa, bıraktığı
malın yarısı onundur ... ''[Nisa, 176] buyurmuştur. Buna rağmen Daru'l-harbe
giden mürted birinin ölü biri gibi malının varisleri arasında
paylaştırılacağını, diyetinin helal olacağını, ümmü veledleri ile müdebber
kölelerinin azat edileceğini söylüyorsun? Bunun Allah'ın Kitab'ına muhalif
olması senin için sorun teşkil etmiyor mu?
16624- Şafii der ki:
Usame b. Zeyd'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Müslüman biri kafir birine, kafir biri de Müslüman birine varis olamaz"
buyurmuştur.(--- Buhari, feraid (6764) ve Müslim, feraid (4063).
16625- Şafii der ki: Bu
konuda benimle tartışan adama: "Mürted olan bir düşman da kafir mi yoksa
mümin midir?" diye sorduğumda: "Kafirdir" karşılığını verdi.
Ona: "O zaman müslümanı kafir birine nasıl varis kılabiliyorsun?"
diye sorduğumda: "Bu konuda Hz. Ali'nin öldürdüğü mürted birinin malını
Müslüman varisleri arasında paylaştırmasına dayandık" dedi.
16626- Adama:
"Sizden olan hadis alimleri içinde Ali'nin, mürtedin malını Müslüman
varisleri arasında paylaştırdığına yönelik olan rivayetinin mahfüz olmadığını
ve bu rivayetin hatalı olduğunu söyleyen birini işitmedin mi?" diye
sorduğumda: "Ama güvenilir olan kişiler bunu rivayet etmiştir. Hatalı
olduğunu söyleyen de istidiale dayanarak bunu demiştir ve zanna dayalıdır"
karşılığını verdi.
16627 - Adama:
"Güvenilir biri olan es-Sekafı de Cafer b. Muhammed kanalıyla babasından,
o da Cabir'den bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şahidin yanında yeminle hüküm vermiştir. Ancak hadis hafızları bunu rivayet
ederken Cabir'İ zikretmezler. Bu da rivayetin hatalı olduğunu gösterir.
Başkaları unutsa da veya tereddütle zikretse de es-Sekafı gibi güvenilir olan
biri varken bunun zanna dayandığını söyleyebilir miyiz?" dediğimde, adam:
"Bu insaflı
olmaz" karşılığını verdi. Adama: "Sen de bu konuda insaflı
davranmıyorsun" dedim.(--- Tirmizi, ahkam (1344, 1345) ve İbn Mace, ahkam
(2369)
16628- Adama: "Bir
konuda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözü varken başkasının
sözüne itibar edilmeyeceği sizce de sabit değil mi?" diye sorduğumda,
adam: "Tabi ki" karşılığını verdi. Ona: "Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem):''Müslüman biri kafir birine varis olamaz''
buyurduğu sabittir. Sen buna nasıl muhalefet ediyorsun?" diye sorduğumda,
adam şöyle dedi: "Belki de burada kasıt, daha önce Müslüman olmayan kafir
biridir. Hz. Ali bu konuda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözünü
bilmesine rağmen Berva' binti Vaşik konusunda bu söze muhalefet etmiş, bu
konuda hadise muhalif hüküm vermiştir. Böylece adam, Ali b. Ömer, Zeyd b. Sabit
ve İbn Abbas'ın görüşlerine benzer bir görüş bildirmiştir.
16629- Adama: "Bir
konuda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözü varken başkasının
sözüne ve görüşüne itibar edilmez. Belki de Berva' konusunda bunu rivayet edenlerden
biri (Ma'kil) Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Berva' konusunda
mehrin nikahtan önce belirlenmesine göre, bazıları da zifafa girdikten sonra
belirlenmesine göre hüküm verdiğini düşünmüştür" dediğimde, adam:
"Ma'kil'in hadisinde böyle bir şey yoktur, diğerleri de bunu bu şekilde
rivayet etmiş değildir" karşılığını verdi.
16630- Adama:
"Mürted konusunda Hz. Ali'den yaptığın rivayet de neden böyle
olmasın?" diye sorduğumda onlardan biri: "Mürtedin mirası konusunda
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bir şey rivayet ettin
mi?" dedi.
16631- Şöyle dedim:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kafir biri Müslüman birine,
müslüman biri de kafir birine varis olamaz" buyurduğuna göre ve mürted de
kafir olduğuna göre sünnette malının kafir malı olduğu, varisi bulunmadığı ve
ganimetten sayılacağı konusunda yeterince rivayet var demektir.
16632- Rivayet
edildiğine göre Muaviye, mürtedin malının mirası konusunu sormak için İbn Abbas
ile Zeyd b. Sabife bir mektup yazmış, onlar da: "Onun malı beytülmala
gider" cevabını vermişlerdir.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/208) ve
Şafii, el-Ümm (6/161).
16633- Şafii der ki:
"Bununla da malının ganimet hükmünde olduğunu kastetmişlerdir. "
Adam bana:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), İbn Hatal'ın malını ganimet
saydığı konusunda bilgin var mı?" diye sordu.
16634- Adama:
"Müslümanları onun mallarına varis kıldığını da bilmiyorum. Hatta malının
olduğunu da bilmiyorum" dedim.
16635- Sonrasında Şafii
bu konuda vehme kapılmanın manasız olduğunu söyleyip şöyle devam eder: Adam
bana: "Hocalarından biri Ömer zamanında bir adamın mürted olup
daru'l-harbe gittiğini, ancak Ömer'in, ondan sonra da Osman'ın onun malına
dokunmadığını rivayet eder" dedi.
16636- Ona şu cevabı verdim:
"Ömer'den veya Osman'dan bu konuda sabit olarak gelen bir şey bilmiyoruz.
Sabit olsa bile senin görüşüne muhalif olur ve daha çok bizim görüşle benzerlik
gösterir. Sen böylesi birinin daru'lharbe gitmesi durumunda malının Müslümanlar
arasında taksim edileceğini söylüyorsun. Oysa Ömer ve Osman'dan böylesi birinin
malına dokunmadığı rivayet ediliyor. Sen de malına dokunulmadığını söylüyorsun.
Belki de mürted adamın malı kendisine güvenilen bir adamın elindedir. Belki de
bu malı elinde bulunduran kişi malın sorumluluğunu üzerine almış, adamın ölüm
haberi gelmeyince de ganimet olarak ona el koymuştur."
16638-16637- Beyhaki der
ki: Adiy b. Sabit, Yezid b. el-Bera kanalıyla babasından bildiriyor: Amcamla
karşılaştığımda elinde bir sancak vardı. Ona: "Nereye gidiyorsun?"
diye sorduğumda: "Analığıyla evlenen bir adam var. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) beni bu adamın boynunu vurmam ve malını almam için
gönderdi" dedi.(--- Ebu Davud, hudud (4456, 4457), Tirmizi, ahkam (1362)
ve İbn Mace, hudud (2607).
16639- Hocalarımızın
dediğine göre evlilik konusunda birini öldürme, ancak haram olan bir şeyi helal
saymakla olur. Belki de adam bu evliliğin haram olduğunu bildiği halde helal
saymış ve bu şekilde de mürted olmuştur. Bu da onun boynunun vurulması ve malının
ganimet olarak alınmasını gerekli kılmıştır. Doğrusunu da Allah bilir.
16640- ŞafiI der ki:
"Zifaftan sonra eşlerden biri dinden çıkarsa iddet bitmeden nikah bitmiş
sayılmaz. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Putperest karı kocadan
biri Müslüman olduğu zaman diğerine haram olur" buyurmuştur. Bu da mana
olarak bu hükmün kapsamındadır. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu
şekilde olan kan kocanın aralarındaki nikahın tamamen düşmesinin diğerinin
Müslüman olmadan önce iddetin bitimiyle olduğunu bildirmiştir. Bu yönde gelen
hadislerden anladığımız budur ... "
16641- Sonrasında ŞafiI
bu yöndeki sünneti açıklamaya çalışır. "Bu yönde gelen hadislerden
anladığımız budur" sözünden kastı, Zühri'nin Mekke'nin fethi zamanında Ebu
Süfyan, Hakım b. Hizam, Safvan b. Umeyye ve İkrime b. Ebi Cehl ile bunlardan
her birinin karısı hakkında rivayet ettiği hadistir. Nikah konusu içinde de bu
hadis zikredilmişti.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: