MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

MÜRTED

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

İslam'dan Dolayı Kişinin Kanının Haram Olması

 

16562- ŞafiI der ki: Mürtedin hükmü konusunda hocalarımız ihtilaf etmişlerdir. Bazıları: "Müslüman biri olarak doğan kişi, sonradan başka bir dine geçtiği zaman bunu açıklasa da, gizlese de tövbe etmesi istenmeden öldürülür" demiştir.

Bazıları da: "Müslüman olarak doğmuş olsun veya sonradan müslüman olmuş olsun dinini terk edip Yahudi veya Hıristiyan veya bilinen herhangi bir dine giren kişinin tövbe etmesi istenir. Tövbe ederse kabul edilir. Etmemesi halinde de öldürülür" demiştir.

 

16563- Ancak zındıklık ve benzeri açıkça ortaya konmayan bir dine geçmesi durumunda tövbe etmesi beklenmeden öldürülür.

 

16564- el-Kadim'de ise şöyle demiştir: Hadisçilerimizden bazıları tabilindan buna benzer şeyler rivayet etmişlerdir.

 

16565- Hz. Ali'den de benzeri rivayet edilmiştir. Ancak bu rivayet zayıfa benzemektedir.(--- Abdurrezzak, Musannef (7/342, 10/170).

 

16566- Beyhaki der ki: Bize rivayet edildiğine göre Rabia b. Ebi Abdirrahman zındıklar hakkında:  ''Tövbe etmesi istenmeden öldürülür" demiştir.

 

16567- İbn Şihab da şöyle der: Zındık olduğu İspatlanırsa öldürülür. Ancak zındık olduğunu itiraf edip tövbe ettiğini söylerse öldürülmez.

 

16568- Hz. Ali'den buna delalet eden bir şey bana ulaşmış değildir.

 

16569- Bana nakledildiğine göre Kabus b. el-Muharik, babasından şöyle bildirmiştir: Muhammed b. Ebi Bekr, Hz. Ali'ye bir mektup yazdı ve Müslümanlardan zındık olanların hükmünü sordu. Hz. Ali: "Zındıklar İslam dinine davet edilir. Kabul ederlerse bırakılır, kabul etmemeleri halinde de öldürülürler" cevabını verdi.(--- Abdurrezzak, Musannef (7/342, 10/170).

 

16570- Şafii el-Cedid'de şöyle der: Bazıları da: "İster doğuştan Müslüman olsun, isterse sonradan Müslüman olsun, kişi dinden döndüğü zaman tövbe etmesi istenir. Tövbe etmesi halinde kabul edilir, etmemesi durumunda da öldürülür" demiştir.

 

16571- Şafii der ki: "Benim de görüşüm budur.''(--- Şafii, el-Ümm (6/158).

 

16572- Şafii der ki: Yüce Allah şöyle buyurur: "Münatıklar sana geldiklerinde: ''Şahitlik ederiz ki sen Allah'ın Peygamberisin'' derler. Allah da bilir ki sen elbette, O'nun Peygamberisin. Allah, münatıkların kesinlikle yalancı olduklarını bilmektedir. Yeminlerini kalkan yaptılar da insanları Allah'ın yolundan çevirdiler. Gerçekten onların yaptıkları şey ne kötüdür! Bu, önce inanıp sonra inkar etmiş olmalarındandır. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir; artık anlamazlar."[Münafikün, 1-3]

 

16573- Şafii der ki: "Ayet bize müşrik olduğu halde iman ettiğini gösteren kişi ile müşrikken iman edip sonra dinden çıkan, sonra da iman ettiğini söyleyen kişinin bu imanı öldürülmesinin önüne geçer. Gerçekte müşrik olsun münafık olsun iman ettiğini söylediği müddetçe öldürülmez.''(--- Şafii, el-Ümm (6/156).

 

16574- Şafii sözlerine devam edip sonunda şöyle der: "Yüce Allah münafıkların küfrünü bildirmiş, kullarının içinde olanı sadece kendisi bildiği içinde onlar hakkındaki hükmünü verip cehennemin en alt tabakasında olacaklarını, onların imanlarında yalancı olduklarını bildirmiştir. Ancak dünyadayken yalancı olsalar da zahiren iman ettiklerini söylemelerinin onları öldürmenin önüne geçeceğini ifade etmiştir. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) diliyle de Kitab'ında buyurduğunun aynısını söylemiştir."(--- Şafii, el-Ümm (6/156-157).

 

16575- Mikdad bildiriyor: "Ey Allah'ın Resulü! Kafirlerden bir adam ile kavgaya girişsek, adam benim elimi vurup kesse, sonra bir ağacın arkasına saklanıp: ''Müslüman oldum'' dese, söyledikten sonra onu öldüreyim mi?" dediğimde, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu öldürme! Onu öldürecek olursan adam onu öldürmeden önceki halin gibi, sen ise adam bu sözü söylemeden önceki hali gibi olursun" buyurdu.(--- Şafii, el-Ümm (6/157).

 

16576- Şafii der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), adamın can korkusuyla dile getirdiği imanın kanının dökülmesine engelolduğunu bildirmiş, ölüm korkusuyla Müslüman olduğu bilinse de kanının dökülmesini helal kılmamıştır.(--- Şafii, el-Ümm (6/157).

 

16577- Ubeydullah b. Adiy b. el-Hiyar bildiriyor: Adamın biri Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte gizlice bir şeyler konuştu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) açıktan konuşana kadar da neler konuştuklarını bilmiyorduk. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) açıktan konuşunca adamın münafık birinin öldürülmesi konusunu konuştuğunu öğrendik. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Allah'tan başka ilah olmadığına şahadet etmiyor mu?" diye sorunca, adam: "Ediyor, ancak şahadetinin bir değeri yok" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Adam namaz kılmıyor mu?" diye sorunca, adam: "Kılıyor, ama namazının bir değeri yok" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yüce Allah böylesi kişileri öldürmemi yasakladı'' buyurdu.(--- Şafii, el-Ümm (6/157) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/196).

 

16578- Şafii der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bir münafığın öldürülmesi için İzin isteyen adama, Müslüman olduğunu söylediği sürece Allah'ın onun öldürülmesini yasakladığını bildirmiştir.''(--- Şafii, el-Ümm (6/157).

 

16579- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "İnsanlarla ''Ld ilahe illallah'' diyene kadar savaşıp duracağım. Bunu dedikleri zaman da hak etmedikleri sürece canlarını ve mallarını benden yana koruma altına almış olurlar. İçinde sakladığı şeyler için de hesapları Allah'a kalmıştır.''(--- Buhari, zekat (1399), istitabe (6924) ile i'tisam (7284,7285) ve Müslim, iman (124).

 

16580- Şafii der ki: Bu da daha önce zikrettiğim Yüce Allah'ın ayetleri ile Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetine muvafıktır.

 

16581- Buradan da Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zahire göre hüküm vereceği, "İçinde sakladığı şeyler için de hesapları Allah'a kalmıştır" sözünden de diğer insanların bilemeyeceği şeylerin hesabının Allah'a bırakıldığı anlaşılmaktadır.

 

16582- Yüce Allah da bu ve başka konular hakkında yine: "Onların hesabından sen sorumlu değilsin"[En'am, 52] buyurmuştur.(--- Şafii, el-Ümm (6/157).

 

16583- Ömer b. el-Hattab kendini Müslüman olarak tanıtan, ancak davranışlarıyla farklı olduğu bilinen bir adama: "Sen mümin misin?" diye sordu. Adam: "Evet!" karşılığını verince, Ömer: "Sanırım sen bununla korunuyorsun?" dedi. Adam: "Mümin olmam beni korumuyor mu?" diye sorunca, Ömer: "Tabi ki öyle" dedi.(--- Şafii, el-Ümm (6/158) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/20ı).

 

16584- Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki adam hakkında: "Bunlar cehennem ahalisindendir" buyurdu. Cehennemlik dediği bu adamlardan biri Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte savaşa Çıktı. Savaş esnasında aldığı yaraların acısına dayanamayıp kendini öldürdü.(--- Buhari, kader (6606) ile cihad (3062) ve Müslim, iman (298).

 

16585- Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), münafık olduklarını bildiği -ki Allah tarafından gerekli bilgiler ona verilmekteydi- kişilerin bile dilleriyle mümin olduklarını söylemelerinden dolayı kanlarını dökmüş değildir.(--- Şafii, el-Ümm (6/158).

 

 

16586- Yüce Allah bedevilerden bazıları hakkında: "Bedeviler ''İnandık'' dediler. De ki: "Siz iman etmediniz, ama ''Teslim olduk'' deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi"[Hucurat, 14] buyurmuş, imanın kalplerine henüz yerleşmediğini, ancak dilleriyle inandıklarını söyledikleri için öldürülmekten kurtulduklarını bildirmiştir.

 

16587- Şafii der ki: Mücahid: "Teslim olduk"[Hucurat, 14] buyruğunu: "Öldürülmekten ve esir alınmaktan korktuğumuz için teslim olduk" şeklinde açıklamıştır.(--- Mücahid, Tefsir (2/608).

 

16588- Sonrasında Şafii, münafıkların canlarından yana kendilerini güvenceye almaları konusunu tekrar zikredip şöyle devam eder: "Bu bedevilerin dine herhangi bir bağlılıkları yoktur. Kendilerini Müslüman olarak gösterir, ama gerçekte müşrik ve inkarcıdırlar. Yüce Allah: "Allah'ın razı olmadığı sözü gece kurarlarken, onu, insanlardan gizliyorlar da kendileriyle beraber olan Allah'tan gizlemiyorlar"[Nisa, 108] buyurur.

 

16589- Şafii der ki: Bunlardan bazılarından şirke dair sözler duyulmuş, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında bu durum dile getirilince de bazıları bunu inkar edip şahadet getirmiş, Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onların bu şahadetine dayanarak serbest bırakmıştır. Bazıları ise şirke dair sözler söylediğini itiraf edip tövbe ettiğini dile getirip yeniden şahadet getirmiş, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları da bu şahadetine dayanarak serbest bırakmıştır. Bazıları da böyle demelerinin sebeplerini Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) açıklamışlardır.(--- Şafii, el-Ümm (6/157) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/198).

 

16590- Usame b. Zeyd der ki: "Üç mecliste Abdullah b. Ubey'den münafıklığına dair sözler işittim.''(--- Şafii, el-Ümm (6/166) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/198)

 

16591- Şafii der ki: "Yüce Allah'ın böylesi kişilerin namazlarını kıldırmamasını emretmesi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) -anam babam ona feda olsun- namazının diğerlerinin namazı gibi olmamasından dolayıdır. Münafıkların namazlarını kıldırmamasını emretmesi, namazını kıldığı kişilerin bağışlanmasının takdir edilmesinden dolayı olabilir. Yüce Allah da müşrik olarak ölenleri bağışlamayacağını kendine yazdığı için de bağışlanmayacak kişilerin namazlarını kıldırmasını Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yasaklamıştır. Ancak Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Müslümanlara böylesi kişilerin cenaze namazlarını kılmasını yasaklamış değildir. Bu olaydan sonra da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) münafıklardan hiç kimseyi öldürmemiş, hapsetmemiş ve cezalandırmamıştır. Savaşa katılmaları durumunda ganimetten paylarını vermiş, müminlerin onlardan evlenmesine veya mirastan gelen haklarına engelolmuş değildir. Müslümanlardan bir kısmı kıldığı sürece diğerlerinin böylesi birinin cenaze namazını kılmaması caizdir."(--- Şafii, el-Ümm (6/166).

 

16592- Şafii der ki: "Huzeyfe münafıklarla iç içe yaşadığı için de hepsini tek tek tanımaktadır. Ebu Bekr ve Ömer zamanında da onlarla iç içe yaşamıştır ve bu dönemlerde onların cenaze namazı kılınmıştır. Ömer namaz için bir cenaze getirildiği zaman Huzeyfe'ye bakardı. Huzeyfe ona "otur" anlamında işaret ettiği zaman oturur, namazı kılmazdı. Huzeyfe namaza durduğu zaman Ömer de kalkıp onunla birlikte namaza dururdu. Ne Ömer, ne ondan önce Ebu Bekr, ne de ondan sonra Osman Müslümanların, münafıkların cenaze namazlarını kılmalarına veya İslamı hükümlerin onlara uygulanmasına engelolmuş değildir. Ancak zikrettiğim durumlarda böylesi kişilerin cenaze namazları kılınmayabilir. Müslüman olarak bilinen birinin bile başkaları kıldıktan sonra cenaze namazının kılınmaması mubah iken münafık olarak görülen birinin cenaze namazının kılınmaması tercihe şayan olacaktır."

 

16593- Şafii der ki: "Hz. Aişe'nin de bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edince Medine'de münafıkların sayısında bir artış olmuştur.''(--- Şafii, el-Ümm (6/166) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/199).

 

16594- Şafii der ki: "Ne Ebu Bekr, ne Ömer, ne de Osman münafıklardan kimseyi öldürmüş değildir.''(--- Şafii, el-Ümm (6/166) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/199).

 

16595- Şafii der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi zamanında hak eden herkese istisnasız haddi uygulamış, hatta Yüce Allah'ın farz kıldığı cezalarda kimseye müsamaha göstermemiştir. Hırsızlık yapan ve bazılarının affedilmesi için aracı olmak istediği bir kadın konusunda: "Sizden öncekiler, içlerinden saygın bir kişi hırsızlık yaptığı zaman bırakıp, zayıf kişi hırsızlık yaptığında da elini kestikleri için helak oldular" buyurmuştur.(--- Buhari, hudud (6887) ve Müslimı hudud (4331).

 

16596- Bazıları iman ettikten sonra dinden çıkmış, sonra da iman ettiğini açıklamıştır. Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunları öldürmemİştir.

 

16597- Beyhaki der ki: Abdullah b. Ebi Serh'in şeytana uyup kafirlere katılması, sonra da tekrar Müslüman olması buna örnektir.(--- Ebu Davud, hudad (4358) ve Nesai (7/107).

 

16598- Ensar'dan bir adam hakkında da böylesi bir rivayet gelmiştir.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/197).

 

16599- Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr'in mürselolarak bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), dört defa dinden dönen Nebhan'ı her defasında tövbe etmeye davet etmiştir.(--- İbn Hacer, el-İsabe (3/550).

 

16600- Şafii der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iman ettiklerini söylemeyen bazı mürtedleri de öldürmüştür."

 

16601- Şafii bu konuda lian ile ilgili hadisi huccet olarak getirmiştir.

Hadisi de daha önce zikretmiştik.

 

16602- Yine bu konuda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben de bir insanım. Davalarınızla bana geliyorsunuz. Taraflardan biri olabilir ki kendini diğerinden daha iyi bir şekilde savunabilir. Ben de taraflardan duyduklarıma göre hüküm veriyorum. Her kime böylesi bir şekilde (aslında) müslüman kardeşinin hakkı olanı vermişsem sakın onu almasın. Çünkü ben o kimse için ateşten bir parça vermiş gibi olurum" sözünü huccet olarak getirmiş ve şöyle demiştir: Bil ki Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bütün hükümleri zahire göredir. Yüce Allah'ın haram kıldığı bir şey de (zahire göre aksine hüküm verilse de) helal olmaz. Diğer insanların bilmediği şeyler konusunda hüküm ise Allah'ındır. Zira batıni olan şeyleri Yüce Allah üzerine almıştır.

 

16603- Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda: ''İçinizde olan şeyleri Yüce Allah üzerine almış, zahiri olan şeyler konusunda da delillerle hüküm verilmesini emretmiştir. Yaptıklarınızdan dolayı Allah'a tövbe edin! Allah'ın affına sığınıp bunu gizli tutun. Zira işlediği şeyi bize açıklayan kişiye Yüce Allah'ın hükmünü uygularız" buyurmuştur.(--- Malik, hudud (17).

 

16604- Ömer b. el-Hattab da kendini Müslüman olarak tanıtan, ancak davranışlarıyla farklı olduğu bilinen bir adama: "Sanırım sen bununla korunuyorsun?" demiş, adamın bunu onaylaması üzerine de ona: Ömer: "İslam kendisine sığınanları korur" demiştir.(--- Şafii, el-Ümm (6/167) ve Beyhakl, es-Sünenü'l-kübra (8/201).

 

16605- Beyhaki der ki: "Burada naklettiklerim Şafii'nin münafıklar konusunda ayet ve hadislerden getirdiği deliller ve bu yöndeki sözlerinden bir derlemedir. Açıklamaları uzun olduğu için hepsini burada zikretmedim, ancak naklettiklerim görüşlerinin anlaşılması için yeterlidir. Doğruya ulaşmak, Allah'ın sayesindedir."

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Dinden Dönen Kadının Öldürülmesi