MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
BAĞİYLERLE SAVAŞ |
ANA SAYFA Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Bağilerle Savaşta
Kaçanı Takip Etmemek, Esiri ve Yaralıyı Öldürmemek ve Mallarını Almamak
16479- Şafii der ki:
Cafer b. Muhammed, babası kanalıyla dedesi Ali b. elHüseyn'den bildiriyor:
Mervan b. el-Hakem'in yanına girdiğimde bana şöyle dedi: "Savaşta babandan
daha saygılı olan birini görmüş değilim. Cemel savaşında biz kaçmaya
başladığımızda babanın münadisinin: ''Kaçanları öldürmeyin! Yaralılara
saidırmayın!'' diye bağırdığını işittik."(--- Şafii, el-Ümm (4/216),
Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/181), Abdurrezzak, Musannef (10/124) ve İbn
Kesir, el-Bidaye ve'n-nihaye (7/245).
16480- Şafii der ki:
Hadisi bu şekilde Deraverdi'ye zikrettiğimde: "Ezberimde değil" dedi
ve bu şekilde ezberlenmesine de şaşırdı. Cafer bunu bu isnadla rivayet
etmiştir.
16481- Deraverdı der ki:
Cafer'in, babasından bildirdiğine göre Hz. Ali (bağilerle savaşta) bizzat
kendisi de savaşmasına rağmen ölülerin eşyalarını almaz, yaralılara saldırmaz
ve kaçanın peşinden gidip öldürmezdi.(--- Şafii, el-Ümm (4/216) ve Beyhaki,
es-Sünenü'l-kübra (8/181).
16482- Şafii bunu
el-Kadım'de İbrahım b. Muhammed kanalıyla Cafer'den rivayet etmiştir. Ebu
Abdirrahman el-Bağdadı de bunu ondan rivayet ederken: "Birden fazla
kişinin bize bildirdiğine göre Cafer b. Muhammed şöyle demiştir" der ve
mana olarak aynısını zikreder.
16483- İbn Ebi İdrıs'in
Husayn'dan, onun da Ebu Cemile'den bildirdiğine
göre Hz. Ali, Cemel
savaşında: "Kaçanların peşinden gitmeyin, yaralılara saldırıp öldürmeyin,
mallarına ganimet diye el koymayın" demiştir.(--- Şafii, el-Ümm (4/216) ve
Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/181).
16484- Şafii der ki:
Müslümanların malları ganimet olarak alınamaz. Zira Yüce Allah ganimeti
Müslümanların değil kafirlerin mallarına yönelik kılmıştır. Bir müslümanın
malını da kendi rızası olmadan almak helal değildir. Zira Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Gönül hoşluğuyla verilmedikten sonra Müslüman
kişinin malı başkasına haramdır" buyurmuştur.(--- Ahmed, Müsned (5/73) ve
Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (8/182).
16485- Şafii: "Müslümanların
malının ganimet olarak alınması konusunda Hz. Ali'den rivayetinde ihtilaf
edilmiştir" demiş bu konuda Salt b. Behram'dan gelen rivayeti
zikretmiştir. Bu rivayetin sonunda ravi şöyle demiştir: "Ebu Vail'e: ''Ali
onlardan (Nehrevan savaşı sonrası Haricilerden) ele geçirilen malları ganimet
saydı mı?'' diye sorduğumda: ''Hayır!'' dedi.''(--- er-Ravdu'n-nadir (4/667).
16486- Yine Arfece'nin,
babasından naklen olan şu rivayetini zikreder: "Nehrevan savaşı sonrası
Hz. Ali'ye eskimiş eşyalar getirilince bunların sahiplerini sordu. Eşyasını
tanıyanlar bunları aldı. Geriye de sahipsiz bir kazan kaldı.''(--- Beyhaki,
es-Sünenü'l-kübra (8/183).
16487- Yine
İbnu'l-Hanefiyye'nin şu rivayetini zikreder: "Hz. Ali: ''Bizlere karşı
kullandıkları silah ve atları ganimet olarak alırız'' demiştir.''(---
Abdurrezzak, Musannef(10/123), Zeyd b. Ali, Müsned (4/662) ve Ebu Yusuf, Harac
(s. 254).
16488- Beyhaki der ki:
"İsnadında bulunan Haccac huccet biri değildir."
16489- munkatı olan
başka bir kanalla da bildirildiğine göre Cemel savaşında Hz. Ali şöyle
demiştir: "Karşı tarafı yenmeniz durumunda kaçanların peşinden gitmeyin,
yaralılara saldırıp öldürmeyin. Getirdikleri savaş aletlerini alın, geriye
kalan eşyaları da varislerinindir."
16490- Bunu da Cafer b.
İbrahım, Muhammed b. Ömer b. Ali'den, o da Hz. Ali'den mürselolarak rivayet
etmiştir ve böylesi bir rivayet huccet olamaz.
16491- Ancak bilindiği
kadarıyla Hz. Ali, Cemel ve Nehrevan savaşlarında ne esir almış, ne de karşı
tarafın eşyalarından bir şeye el koymuştur.
16492- Ebu Umame der ki:
"Sıffın savaşına ben de katıldım. Yaralıya saldırmaz, kaçanı öldürmez ve
ölenin eşyalarını almazlardı."(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/182).
16493- Beyhaki der ki:
"Savaşta da ölen bir askerin silahının olmaması pek nadirdir."
16494- Simak el-Hanefi
de İbn Abbas'ın Haricilerle olan münazarasını anlattığı hadiste, Haricilerin
Hz. Ali hakkında: "Ölenin eşyalarına el koymayan, esir de almayan katil
biridir" dediklerini zikreder.
16495- Ebu Fahite
bildiriyor: Sıffın savaşında Hz. Ali'ye bir esir getirildi.
Adam: "Beni asarak
öldürme!" deyince, Hz. Ali: "Seni asarak öldürecek değilim! Zira
alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım" karşılığını verdi ve adamı
serbest bıraktı. Bıraktıktan sonra adama: "Hala sen de bir hayır varsa
bana biat edersin" dedi.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/182).
16496- Şafii bu konuda
kendisiyle münazara eden adama şöyle dedi: Bu sırada da Sıffin'de savaşı devam
ediyordu. Muaviye de ara vermeden her gün savaşıyordu. Bu savaşta karşı tarafla
bazen eşit, bazen de ilerde oluyordu. Buna rağmen Hz. Ali, Muaviye'nin
askerlerinden birine: "Seni asarak öldürecek değilim! Zira alemlerin Rabbi
olan Allah'tan korkarım" diyordu. Sen ise böylesi birinin
öldürülebileceğini söylüyorsun!(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/182).
16497- Şafii'nin:
"Bu savaşta karşı tarafla bazen eşit, bazen de ilerde oluyordu"
sözünden kasıt, savaşta üstünlük bakımından bazen Hz. Ali'yle denk olması bazen
de Hz. Ali'den daha baskın olması olabilir. Şafii'nin sözünden kastın
Muaviye'nin, Osman'ın kanını talep etmede kendini haklı görmesi, başkaları
tarafından ise Hz. Ali böylesi bir kandan berl olduğu için haksız görülmesi
olduğunu söyleyenler de vardır. Ancak birinci açıklama daha doğrudur.(---
Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/182).
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: