MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

DİYETLER

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Ölüme Varmayan Yaralamalarda Diyet

 

16078- Abdullah b. Ebi Bekr, babasından bildirir: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Amr b. Hazm'a yazdığı mektupta şu hükümler vardı: "Tamamen kesilen burunda tam diyet, me'mume'de (kemik altına ve beyin zarına kadar ulaşan yaralamalarda) tam diyetin üçte biri, caife'de (baş ve karın gibi bölgelerde derine ulaşan veya delip geçen yaralamalarda) tam diyetin üçte biri, bir gözde elli deve, bir ayakta elli deve, her bir parmakta on deve, dişte beş deve ve mudiha'da (kemiğe varan derin yaralamalarda) beş deve verilir.''(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (S/S0-S1).

 

16079- Beyhaki der ki: Tabiundan bir grup da biraz eksik, biraz fazlalıkla diyetlere ve başka şeylere yönelik Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderdiği bu mektubu zikretmiştir.

 

16080- Ebu Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm, babası kanalıyla dedesinden bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Yemen ahalisine içinde miras hukuku, sünnetler ve diyetler bulunan bir mektup yazıp Amr b. Hazm ile gönderdi. Bu mektup Yemen ahalisine okundu. Bu da o mektubun bir nüshasıdır ... "

Sonrasında ravi hadisi tüm uzunluğuyla zikredip Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen şöyle devam eder: "Öldürmelerde diyet yüz devedir. Tamamen .le kesilen burunda diyet yüz devedir. Kesilen dilde tam diyet vardır. Kesilen dudaklarda tam diyet vardır. Hayalarda tam diyet vardır. Erkeğin cinsel organında tam diyet vardır. Belde tam diyet vardır. İki gözde tam diyet vardır. Bir ayakta yarım diyet vardır. Me'mume'de (kemik altına ve beyin zarına kadar ulaşan yaralamalarda) tam diyetin üçte biri vardır. Caife'de (baş ve karın gibi bölgelerde derine ulaşan veya delip geçen yaralamalarda) tam diyetin üçte biri vardır. Münakkile'de (başta kemiği ortaya çıkaran yaralamalarda) diyet on beş devedir. El ve ayak parmaklarından her birinde diyet on devedir. Her bir dişte diyet beş devedir. Mudiha'da (kemiğe varan derin yaralamalarda) diyet beş devedir. Kadına karşılık kısas olarak erkek öldürülür. Altın sahipleri tam diyeti bin dinar olarak öder. "

 

16081- Başka bir kanalla Yahya b. Hamza aynısını zikrederken şöyle geçmektedir: "Mektupta ayrıca: ''Kim bir mü mini öldürür de delillerle ispatlanırsa, ölenin velileri diyete razı olmadıktan sonra ona kısas uygulanır'' yazıyordu."

 

16082- Zühri: "Ebu Bekr b. Hazm'ın yanında bulunan mektubu ben de okudum ... " demiş ve biraz eksik, biraz fazlalıkla aynısını bildirmiştir. Bu mektupta: ''Kulakta diyet elli devedir. Bir elde diyet elli devedir" yazdığını da zikretmiştir.

 

16083- Şafii der ki: "MOdiha'nın (kemiğe varan derin yaralama) başta ve yüzde olması arasında fark yoktur. Karşılaştığım bir çok alim de haşime'de (kemiği kıran yaralamalarda) diyetin on deve olduğunu söyledi. Benim de bu konuda görüşüm budur."(--- Şafii, el-Ümm (6/51).

 

16084- Beyhaki der ki: Kabısa b. Zueyb'in bildirdiğine göre Zeyd b. Sabit: "Kemiği kıran yaralamalarda (haşime) diyet on devedir" demiştir.(--- Abdurrezzak, Musannef (9/307, 312) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/82).

 

16085- Şafii der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kemiğe varmayan yaralamalarda diyet olarak bir şey belirlemiş değildir. Karşılaştığım alimlerin çoğu da böylesi hafif yaralamalarda belirli bir diyetin bulunmadığını, bu tür yaralamaların tümünde hükümet-i adil olduğunu söylemişlerdir. Benim de görüşüm böyledir."

 

16086- Beyhaki der ki: Mana olarak aynısı İbn Şihab, Ömer b. Abdilazız, Rabia ve Ebu'z-Zinad'dan da rivayet edilmiştir.

16087- Malik b. Enes de aynı şeyi söylemiştir.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübdi (8/83). ---  Malik, Muvatta (2/859).

 

16088-16089- Said b. el-Müseyyeb bildiriyor: "Ömer ile Osman kemiğin üzerindeki zara ulaşan yaralamalarda (miltat) diyetin, kemiğe varan derin yaralamalarda (mudiha) olan diyetin yarısı kadar olduğuna hükmettiler.''(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/83).

 

 

16090- Şafii der ki: "İşiten birinin bana bildirdiğine göre ibn Nafi de Malik'ten naklen bu isnadla aynısını bildirmiştir."

 

16091- Şafii der ki: "Eski ve yeni alimlerden hiç birinin, kemiğe varmayan yaralamalarda bir diyete hükmettiğini bilmiyoruz" ifadesini Malik'e okuduk. (--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/83) ve Malik, Muvatta (2/859).

 

16092- Ebu Said'in rivayetinde ise Şafii'nin (münazara yaptığı kişi için) şu sözü ekı en ir: "O ise -Allah bizi de onu da bağışlasın- Müslümanların iki büyük lideri olan Ömer ve Osman'ın kemiğe varmayan yaralamalarda belirli bir diyete hükmettiklerini rivayet etmektedir."

 

16093- Abdurrezzak der ki: Malik b. Enes'e, kemiğin üzerindeki zara ulaşan yaralamalar konusunda Ömer ile Osman'dan gelen rivayeti bana nakletmesini istediğimde buna yanaşmadı ve: "Bizdeki uygulama onların verdiği hükümden farklıdır. Yezid b. Kusayt da bizim orada yaşayan biri değildir" dedi.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/83-84).

 

16094- Şafii der ki: "Kemiğin üzerindeki zara ulaşan yaralama ile kaburga kemiği konusunda Ömer b. el-Hattab'ın hükmü bize göre -Allah doğrusunu bilir- yarayı alan kişinin göreceği zarara bağlıdır. Bu da hükümet-i adl'dir."

 

16095- Şafii bu konuyu anlatırken şöyle der: "Bize rivayet edildiğine göre Zeyd b. Sabit kemiğe ulaşmayan hafif yaralamalarda, hatta kanatan ama kanı akmayan yaralamalarda (damiye) bile diyete hükmetmiştir.''(--- Abdurrezzak, Musannef(9/307-312).

 

16096- Beyhaki der ki: Muhammed b. Raşid'in Mekhul kanalıyla Kabısa'dan bildirdiğine göre Zeyd şöyle demiştir: "Kanatan ama kanı akmayan yaralamalarda (damiye) diyet olarak bir deve, deri altına işleyen yaralamalarda (badi'a) iki deve, eti iyice kesen yaralamalarda (mütelahime) üç deve, kemiğin üzerindeki zara ulaşan yaralamalarda (simhak) dört deve, kemiğe kadar varan derin yaralamalarda (mOdiha) beş deve vardır.''(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/84).

 

16097- Muhammed b. Raşid rivayeten güçlü biri değildir.

 

16098- Hakem b. Uteybe'nin bildirdiğine göre Hz. Ali: "Kemiğin üzerindeki zara ulaşan yaralamalarda (simhak) diyet dört devedir" demiştir.(--- Abdurrezzak, Musannef (9/369) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/84).

 

16099- Cabir el-Cu'fı'nin vasıtasıyla Abdullah b. Nucey de Hz. Ali'den aynısını bildirmiştir.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/84).

 

16100- İlk hadisin isnadında kopukluk vardır. İkincisinin isnadı ise zayıftır.

Rivayet sahih olsa da Şafii'nin belirttiği gibi kemiğe varmayan yaralamalarda hükümet-i adı ile bu kadarına hüküm verdikleri şeklinde anlaşılır. Doğrusunu da Allah bilir.

 

16101- İbrahım b. Ebi Able'nin de bildirdiğine göre Muaz ile Ömer kemiğe varmayan yaralamalarda sadece tedavi ücretinin alınmasına hükmetmişlerdir.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/83).

 

16102- Ancak her ikisinden gelen rivayetlerin isnadlarında kopukluk vardır.

 

16103- Amr b. Şuayb'ın babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Ebu Bekr ile Ömer: "Kemiğe kadar varan derin yaralamalarda yüz ile başın hükmü aynıdır" demişlerdir.(--- Abdurrezzak, Musannef (10/245, 309) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/82).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Baştaki Yara Türleri