MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

NİKAH

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Baba ve Başkalarının Evlendirmesi

 

13559-13561- Hz. Aişe der ki: "Ben altı -veya yedi- yaşındayken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benimle evlendi. Dokuz yaşında ise gerdeğe girdi. Ben oyuncak kız bebekleriyle oynardım ve yanıma kız çocukları gelirdi. Bu kızlar Resulullah'1 (Sallallahu aleyhi ve Sellem) görünce utanarak saklanırlar, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de onları benimle oynamaları ıçın yanıma gönderirdi."

Hadisteki yaşı şüpheyle veren Şafii'dir. Buhari ve Müslim bunu başka bir yolla Hişam b. Urve'den: "Altı yaşında" şeklinde rivayet etmiştir.

Hammad b. Zeyd ise: "Yedi yaşında" demiştir.(--- Buhari, menakibu'l-ensar (3896) ve Müslim (3417, 3418).  ---  Şafii, el-Ümm (S/17).

 

13562- Ebu Said'in rivayetinde Şafii, hükümlerin baliğ olmakla alakah olduğunu söyledikten sonra şöyle dedi: "Hz. Ebu Bekr'in, kızı Aişe'yi altı yaşında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile evlendirmesi, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onunla dokuz yaşında gerdeğe girmesi, babanın, bakire kızını buluğa ermiş olsa bile evlendirmesinde ondan daha çok hak sahibi olduğunu gösterir. Büluğa eren bakire, kendi kararını vermede babasından daha çok hak sahibi olsaydı, bakire baliğ olup kendisi karar vermeden babasının onu evlendirmesi caiz olmazdı.(--- Şafii, el-Ümm (S/17).

 

13563- Başka bir yerde ise Ebu Abdillah'ın rivayetinde Şafii şöyle dedi: Babası öldürülen çocukla ilgili şöyle demişti k: Çocuk buluğa erip katili affedene veya barışı kabul edene ya da onu öldürene kadar katil hapsedilir. Çünkü bu üç şey de oğulun emriyle olur. Oğul da küçük olduğu için emredecek durumda değildir.

 

13564- Şafii, el-Kadim'de der ki: "Hz. Ali, Ümmü Gülsüm'e danışmadan onu Hz. Ömer ile evlendirmiştir. Zübeyr de yaşı küçük olan kızını evlendirmiştir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de Hz. Aişe ile altı yaşında evlenmiş, dokuz yaşında gerdeğe girmiştir."

 

13565- ibn Ömer, Kasım ve Salim, bakireleri evlendirirlerdi.

 

13566- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Dul kadın kendini evlendirme konusunda velisinden daha fazla hak sahibidir. Bakire kızdan ise evlendirileceği zaman rızası istenir. Susması da razı olması demektir.''

Müslim bunu Sahih'te Yahya b. Yahya ve başkası kanalıyla Malik'ten rivayet etmiştir.

 

13567- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Dul kadın kendini evlendirme konusunda velisinden daha fazla hak sahibidir. Bakire kızı ise babası evlendireceği zaman rızasım ister. Susması da razı olması demektir.''

Şafii, bunu el-Kadım'de Süfyan b. Uyeyne'den; Müslim ise İbn Ebi Ömer'den rivayet etmiştir.

 

13568- Şafii der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bakireyle dulu birbirinden ayırarak dulun kendini evlendirme konusunda velisinden daha fazla hak sahibi olduğunu, bakireden ise rızasının isteneceğini söylerken, Allah en doğrusunu bilir ki bu veliden öncelikle baba kastedilmiştir. Bu hadisten anlaşılan, babanın, kızının rızasını alması farz değil, ihtiyaridir. Çünkü bu durumda bakire reddedecek olursa onu evlendiremez ve bakire de dul ile aynı konumda olur. Dul kadın kendini evlendirme konusunda velisinden daha fazla hak sahibi olduğuna göre onun da izin vermesi bizzat söylemesidir. Bakirenin ise susması kabul etmesi demektir."

 

13569- İlim ehlinden hiçbiri, baba dışında hiç kimsenin ne bakire, ne dulu izni olmadan evlendirebileceğini söylememiştir. Baba dışında buluğa eren bakire veya dulu bu konuda aynı tutmuşlarsa, bu iş ancak dediğim gibi gerçekleşir demektir.(--- Şafii, el-Ümm (5/18).

 

13570-13572- Şafii: "Bakire kızın rızasının alınması onun gönlünün yapılması içindir" deyip bunu açıkladıktan sonra buna delil olarak Yüce Allah'ın, Peygamber'ine: " ... iş hakkında onlara danış"[Al-i İmran, 159] ayetini göstermiştir.

Yüce Allah kararı onlara bırakmamış, ancak istişareyle onların gönüllerinin alınmasını, sonra gelenlerin de buna uyarak istişare etmesini istemiştir.

 

13573-13575- Başka bir yerde ise Ebu Abdillah'ın rivayetinde, rıza almanın gönüllerini hoş etmek için olduğunu söylemiş ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kızları hakkında kadınlara danışınız" buyurduğunu söylemiştir.

Başka bir yerde ise şöyle demiştir: "İbn Cüreyc'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Nuaym'a kızı konusunda annesine danışmasını emretti."

Şafii der ki: "Annenin kızı üzerinde bu konuda yetkisi olmadığında ihtilaf yoktur. Ancak annenin gönlünün alınması için onlara danışılır."(--- Ebu Davud, nikah (2095) ve Abdürrezzak, Musannef ( 6 /149).

 

13576-13577 - Beyhaki der ki: İbn Ömer vasıtasıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nakledilen: "Kızları hakkında kadınlara danışınız" hadisini ayrıca Ebu Davud, Osman b. Ebi Şeybe kanalıyla Muaviye b. Hişam'dan rivayet etmiştir.

İbn Cüreyc'in hadisinin ise isnadı kopuktur.

 

13578-13579- Yahya b. Urve b. ez-Zübeyr, babası kanalıyla Abdullah b. Ömer'den, Nuaym b. en-Nehham'ın kızını istediğini anlatıp, Zeyd b. el-Hattab ile beraber ona gittiğini söyleyerek şöyle devam etti: Nuaym: "Yetim olan bir yeğenim var. Etimden olanı bırakıp ta başkasıyla kızımı evlendirmem" deyince, evin bir kenarında duran hanımı: "Vallahi; bu konuda ResUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aramızda hüküm vermedikçe olmaz. Benı Adiy'in kızını sefih -veya zayıf- olan yeğenin için evde mi bırakacaksın!?" karşılığını verdi. Sonra hanımı Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip durumu anlatınca Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Nuaym'ı çağırdı. Nuaym, Abdullah b. Ömer'e söylediğini Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tekrar edince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Nuaym'a: "Akrabanı gözet, kızını ve annesini de razı et. Kendileriyle ilgili konuda onların da görüş bildirme hakkı vardır" buyurdu.

Hadisin isnadı mevsuldur. (--- Beyhaki, es-Sünenu'l-Kübra (7/116) ve Heysemi, Mecma (4/278-279).

 

13580- Hansa binti Hizam'ın bildirdiğine göre kendisi dul bir kadın iken babası onu evlendirince kendisi buna razı olmayıp Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) giderek durumu anlatınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu nikahı bozdu.

Buhari bunu Sahih'te Malik'ten rivayet etmiştir. Bunun sıhhatine şahitlik eden şahitleri vardır.(--- Şafii, el-Ümm (5/17), Malik, Muvatta (2/535), Ebu Davud, nikah (2101), İbn Mace, nikah (1873), Ahmed (6/32S) ve Darimi (2/139).

 

13581- 13582- Ebu Said'in rivayetinde Şafii şöyle dedi: Dulolsun, bakire olsun izni alınmadan velisi tarafından evlendirilen kadının nikahı geçersizdir. Sadece babalar bakireleri, efendiler de cariyelerini onların rızasını almadan evlendirebilirler. Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), babası tarafından rızası olmadan evlendirilen Hansa binti Hizam'ın nikahını bozmuştur. Ona: "Eğer istersen babanın gönlünü almak için nikahı kabul edebilirsin" dememiştir. Eğer babasının nikahlaması geçerli olsaydı, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nikahı kabul etmesini emrederdi.(--- Şafii, el-Ümm (5/17-lS).

 

13583- 13584- 13585- 13586- 13587- 13588- 13589- Beyhaki der ki: Cerır b. Hazım'ın, Eyyub kanalıyla ikrime'den, onun da ibn Abbas'tan bildirdiğine göre bakire bir kız Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek babasının kendisini rızası dışında evlendirmek istediğini söyleyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu bu konuda muhayyer bıraktı.

Bu, hatalıdır. Hammad b. Zeyd ve başkası bunu Eyyub kanalıyla İkrime'den, o da Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mürselolarak nakletmiştir.

Ebu Davud: "Bu hadis bu şekilde mürselolarak bilinmektedir" demiştir. Beyhaki der ki: Abdulmelik b. Abdirrahman ez-Zimarı bunu Sevrl kanalıyla Hişam ed-Destuval'den, o Yahya'dan, o da İkrime'den bu şekilde nakletmiştir ve bu da hatalıdır.

Ebu Abdirrahman es-Sülemı ve başkasının bildirdiğine göre Darekutnı der ki: Hadisin bu şekilde nakli yanılgıdır. Doğru olan, Yahya kanalıyla Muhaciri'den, o da İkrime'den mürselolarak nakledilmesidir. Zimarı, bunu Sevri'den naklederken yanılmıştır ve bu kişi zayıftır.

Beyhaki der ki: Sevrı hadisi el-Cami'de mürselolarak bu şekilde nakletmiştir. Başkası da bunu Hişam'dan bu şekilde nakletmiştir.

Şuayb b. İshak ta bunu Evzai kanalıyla Ata'dan, o da Cabir'den nakletmiştir ve bu da yanılgıdır. Sahih olan, İbnu'l-Mübarek ve başkalarının Evzai kanalıyla İbrahım b. Murre'den, o Ata'dan, o da Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mürselolarak rivayet edilmesidir. Darekutnı ve başka hadis hafızları da bununla ilgili böyle demişlerdir.(--- Ebu Davud, nikah (2096) ve İbn Mace (1875). ---  Beyhaki, es-Sünenu'l-kübra (7/117).

 

13590-13591- Abdullah b. Bureyde der ki: Kızın biri Hz. Aişe'ye geldi ve:

"Babam istemediğim halde beni kardeşinin oğluyla evlendirdi. Bununla da onun değerini yükseltmek istedi" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiğinde kız olanları anlatınca Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evlenme kararını kıza bıraktı. Kız kararın kendisine bırakıldığını görünce: "Babamın verdiği kararı ben de kabul ediyorum. Sadece bu konuda kadınların bir hakkı var mı, yok mu öğrenmek istedim" dedi.

Darekutnı der ki: Hadisin isnadı kopuktur. İbn Bureyde, Hz. Aişe'den hadis dinlememiştir.(--- Darekutni, Sünen (3/232).

 

13592-13599- Hz. Aişe'den bildirildiğine göre bir kadın Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Babam beni kardeşinin oğluyla evlendirip bununla onun değerini yükseltmek istiyor. Bu konuda benim tercih hakkım var mı?" diye sordu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Evet'' cevabını verince kadın şöyle dedi: "O zaman babamın verdiği kararı ben de kabul ediyorum. Sadece bu konuda kadınların bir hakkı var mı, yok mu öğrenmek istedim."

Bu hadisi Ahmed b. Ubeyd'in Müsned'inde bu şekilde mevsul olarak, senedinde Yahya b. Ya'mer zikredilmiş bir şekilde buldum.

İbn Ubeyd bunu Muhammed b. Galib b. Temtam'dan, o Abdusselam'dan o da Yahya b. Ya'mer'i zikretmeden nakletmiştir.

Ahmed b. MansOr er-Remadı de hadisi Abdusselam'dan bu şekilde rivayet etmiştir.

Vekı ve Ali b. Gurab da, Kehmes b. el-Hasan'dan bu şekilde nakletmiştir. Abdulvehhab b. Ata ve Avn b. Kehmes te Kehmes kanalıyla İbn Bureyde'den: "Hz. Aişe'ye bir kız çocuğu geldi... " şeklinde rivayet etmiştir.

Aynı manada bir rivayeti Kavarırı, Cafer b. Süleyman kanalıyla Kehmes'ten yapmıştır.

Bunların hepsinin hadisin mürselolduğunda icma etmesi, mevsul olarak rivayet edenlerin hatalı olduğunu göstermektedir.

Beyhaki der ki: Bu rivayetlerin hiç birinde kadınların ne dul, ne de bakire olduğundan bahsedilmemiştir. Hadislerde babanın, kızını vermek istediği kişinin değerini yükseltmek istediği de belirtilmiştir. Yapılan bu evlilik makul bir evlilik olmadığı için Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadını muhayyer bırakmıştır.

 

13600- İbn Cüreyc der ki: Ata'ya: "Kişinin, bakire olan kızını onun rızası olmasa da evlendirmesi caiz midir?" diye sordum. Ata: "Evet" cevabını verince: "Peki dulolan kızını?" diye sordum. Ata: "Hayır, dul kadının bu konudaki yetkisi kendi elindedir" cevabını verdi.

 

13601- Beyhaki der ki: Ebu'z-Zinad, Medine halkından olan Tabiundan fakihlerden aynı şeyi nakletmiştir.

 

13602- İbrahım en-Nehal'nin de: "Bakireyi babası muhayyer bırakır" dediği nakledilmiştir.

 

13603- Şa'bi: "Bakirenin evlendirilmesinde sadece baba muhayyerdir" demiştir.

 

13604- Ebu Hureyre bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Rızası alınmadan dul bir kadın, izni alınmadan da bakire kız evlendirilemez" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! izni nasıl alınacak?" diye sorulunca: ''Susması razı olması demektir'' buyurdu.

Buhari bunu Sahih'te Müslim b. İbrahım'den; Müslim ise başka bir yolla Hişam'dan rivayet etmiştir.(--- Buhari, nikah (5136) ve Müslim, nikah (3411, 3412).

 

13605- Hadisteki bakireden kastın, babası olmayan yetim kızın olması muhtemeldir.

 

13606- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ''Evlendirileceği zaman yetim kızın rızası alınır. Susması razı olması demektir. Razı olmaması halinde de zorla evlendirilemez. ''(--- Ebu Davud, nikah (2093), Tirmizi (1109), Ahmed (2/259,475), İbn Hibban (1239) ve Malik (2/534).

 

13607-13609- Beyhaki der ki: Yahya b. Ebi Kesir ve Muhammed b. Amr'ın ihtilaf etmeleri durumunda, bilgisi ve hıfzı sebebiyle Yahya b. Ebi Kesir'in rivayetine göre hüküm verileceğini biliyoruz. Ancak burada ihtilaf gözükmüyor. Yahya b. Ebi Kesir, baki rekız ve dul hakkında işittiklerini birlikte nakletti. Muhammed b. Amr ise sadece bakireyle ilgili rivayeti nakletti. Muhammed b. Amr, Yahya kadar olmasa da, hadis alimleri onun hadislerini kabul etmişlerdir. Muhammed'in bu rivayetini başka yollarla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nakledenler de vardır.

 

13610- Ebu Burde b. Ebi Musa'nın babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evlendirileceği zaman yetim kızın rızası alınır. Susması razı olması demektir. Razı olmaması halinde de zorla evlendirilemez'' buyurdu.(--- Beyhaki, es-Sünenu'l-Kübra (7/120) ve Darekutni, Sünen (3/241, 242).

 

13611- Bu hadisin isnadı mevsuldür. Alimlerden bir gurup bunu Yunus'tan nakletmiştir.

 

13612-İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kadın dul ise (evlenmesinde) velisinin söz hakkı yoktur. Yetim kızın ise rızası alınır. Susması da razı olması demektir. ''

 

13613- Ma'mer hadisi Salih'ten bu şekilde rivayet etmiştir.

 

13614- Muhammed b. İshak ise Salih kanalıyla Abdullah b. el-fadl'dan, o Nati b. Cübeyr'den, o İbn Abbas'tan, o da Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Dul kadın kendini evlendirme konusunda daha fazla hak sahibidir. Yetim kızdan ise evlendirileceği zaman rızası istenir. Susması da razı olması demektir'' şeklinde nakletmiştir.

 

13615- Şu'be ve başkası ise bunu Malik kanalıyla Abdullah b. el-fadl'dan: "Yetim kızın rızası alınır'' şeklinde rivayet etmiştir.

 

13616- Zekvan'ın bildirdiğine göre Hz. Aişe, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem), ailesi bir kızı evlendireceği zaman onun rızasını alıp almayacaklarını sorduğunda: "Evet, rızası alınır'' buyurdu. "Ama kız utanıp susabilir" dediğinde ise: ''Susması kabul etmesi demektir'' buyurdu.(--- Buhari, terku'l-hiyel (6971) ve Müslim, nikah (3413).

 

13617- Sevrı bu hadisi ibn Cüreyc'den: "Yetim kızın rızası alınır'' şeklinde rivayet etmiştir.

 

13618- Ebu'I-Hasan Ali b. Ömer ed-Darekutni der ki: "Bakire kızın rızası alınır'' sözünden, yetim kız kastedilmiş olabilir. Çünkü Salih b. Keysan ve ona mutabaat edenlerden: "Bakire kızın rızası alınır'' şeklinde nakledilen rivayetler vardır.

 

13619- Ebu Burde kanalıyla Ebu Musa'dan, o da Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aynı rivayet aktarılmıştır. İbn Uyeyne'nin Ziyad b. Sa'd'dan: "Babası, bakire kızın rızasını alır" hadisinde İbn Uyeyne'ye hiç kimsenin muvafakat ettiğini bilmiyoruz. İbn Uyeyne bunu ezberinden söylemiş ve dili sürçmüş olabilir. Allah en doğrusunu bilir.

 

13620- Beyhaki der ki: Ebu Davud es-Sicistani hadisteki "Babası" kelimesinin mahfuz olmadığını söylemiştir.

 

13621- Bu hadise göre baba dışındaki velinin kızın rızasını alması gerekir.

 

13622- "Dul kadın kendini evlendirme konusunda velisinden daha fazla hak sahibidir'' sözü, dul kadının evlenmeye zorlanamayacağını göstermektedir. Bunun sebebi de dulolmasıdır. "Dul erkekle dul kadın zina yaparsa, onlara yüz kırbaç ve recim cezası verilir. Bakire kızla evlenmemiş erkek zina yaparsa, onlara yüz kırban ve bir yıl sürgün cezası verilir" sözü bunun illetini açıklamaktadır.

 

13623-13624- "Dul kadın kendini evlendirme konusunda daha fazla hak sahibidir'' sözü, bakirenin evlenmeye zorlanabileceğine delalet eder. "Yetim kızın rızası alınır" sözü, babası olmayan kızın evlenmeye zorlanamayacağını gösterir. Bu da evlenmeye zorlanabilecek kızın, babası olan kız olduğunu gösterir.

 

13625- Bu ölçüyü, bazı yerlerde daha kuvvetli bir delil sebebiyle terketmek, her zaman terk etmeyi gerektirmez. Allah en doğrusunu bilir.

 

13626- Bazıları bu konuda şu hadisi delil göstermişlerdir: ibn Ömer der ki: Osman b. Maz'On vefat etmiş, geriye Havle binti Hakım b. Umeyye'den olan kızını bırakmıştı. Bu kızına da kardeşi Kudame b. Maz'On'u vasi kılmıştı. Bu ikisi de benim dayılarımdır. Kudame b. Maz'On'a gidip Osman b. Maz'On'un kızını istediğimde beni onunla evlendirdi. Muğıre kızın annesinin yanına gidip ortaya mal da koyarak kıza talip oldu. Kızın annesi kızını Muğıre'yle evlendirmeye ikna olunca kızı da annesinin etkisinde kalıp Muğıre'yle evlenmek istedi. Bu konuda sorun yaşadığımızda olay Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) taşındı. Kudame: "Ey Allah'ın Resulü! Bu, kardeşimin kızıdır. Kardeşim ölmeden beni vasisi kıldı, ben de onu ibn Ömer'le evlendirdim. Evlendirirken de onun için en uygun ve ona en layık olan kişiyi seçtim. Ama kadın olduğu için bu konuda annesinin etkisinde kaldı" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kız yetim bir kızdır ve izni olmadan evlendirilemez" buyurdu. Vallahi ben kıza sahip olmadan benden alınıp Muğıre b. Şu'be ile evlendirildi.(--- Ahmed, Müsned (2/130), BeyhakI, es-Sünenu'l-Kübra (7/120) ve İbn Mace, nikah (1878).

 

13627- Beyhaki der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kızın yetim olması sebebiyle zorlanamayacağını bildirmesi, yetim olmayanın bunun aksine olduğuna delalet eder.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Nikahı Şahitlerin Huzurunda Yapmak