MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

NİKAH

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Hanımlarıyla ilgili Rivayetler

 

13401- Şafii der ki: Yüce Allah Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vahyiyle ve kullarının ona itaat etmesini emretmesiyle üstün kıldığını belirterek: "Peygamber'e itaat eden, Allah'a itaat etmiş olur''[Nisa, 80] buyurmuş, bu konuda başka birçok ayetindirmiştir.(--- Şafii, el-Ümm (5/140).

 

13402- Yüce Allah, Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zatına daha yakın kılmak için başka kulları sorumlu tutmadığı bazı farzları ona emretmiş, ona ikram olarak ve üstünlüğünü göstermek için başka kullarına yasakladığı bazı şeyleri kendisine helal kılmıştır.(--- Şafii, el-Ümm (5/140).

 

13403- Beyhaki der ki: Hadis buraya kadar kıraaten, bundan sonrası ise bir kısmı icazet bir kısmı da kıraat yoluyla nakledilmiştir.

 

13404- Şafii der ki: bu sebeple Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışında hiç kimse hanımını yanında kalmak veya ayrılma arasında muhayyer bırakamaz. Böylesi bir koca hanımına karşı sorumluluğunu yerine getiriyorsa, hanımı istemese bile onu nikahında tutabilir.

 

13405- Yüce Allah Resul'üne hanımlarını muhayyer bırakmasını emredip:

"Eğer dünya hayatını ve süslerini istiyorsanız gelin size bağışta bulunayım ve güzellikle salıvereyim. Eğer Allah'ı, Peygamberini, ahiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah içinizden iyi davrananlara büyük ecir hazırlamıştır''[Ahzab, 28,29] buyurmuştur.

 

13406- Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarını muhayyer bırakınca, onlar Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında kalmayı tercih ettiler. Hanımları onu tercih edince bu muhayyerlik artık bir talak sayılmamıştır ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) da onları boşamasına gerek kalmamıştır.

 

13407- Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarını muhayyer bırakmasıyla hanımları dünya hayatını ve süslerini tercih etselerdi, bu onlara talak yetkisi verilmesi manasına gelmezdi. Çünkü ayette: " ... gelin size bağışta bulunayım ve güzellikle salıvereyim" buyrulmaktadır. Onlar dünya hayatını değil Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tercih edince onları boşayıp bağışta bulunarak salıvermesine gerek kalmadı.

 

13408- Hz. Aişe'nin: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi muhayyer bırakınca, biz onu tercih ettik. Bu talak sayılır mı?" sözüne gelince, -Allah en doğrusunu bilir- ancak Hz. Aişe bundan: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi boşamasına gerek kalmadı" manası anlaşılmaktadır.l(--- Şafii, el-Ümm (5/140).

 

13409- Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hanımları dünya hayatını tercih ederlerse onlara bağışta bulunup salıvermesi emredilince ve onlar da Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tercih edince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarından hiç birini boşamadı.(--- Şafii, el-Ümm (5/140).

 

13410- Muhayyer bırakınca, hanımı boşanmayı tercih etmeyen herkes için aynı şey geçerlidir ve hanımı boş olmaz.

 

13411- Muhayyer bırakılan kadın, tercihi ne olursa olsun, kocası tarafından boşanmadıkça talak gerçekleşmez.

 

13412- ŞafiI isnadıyla bildiriyor: Hz. Aişe: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi muhayyer bıraktı, bu hiç talak olur mu!" demiştir.(--- Buhari, talak (5263) ve Müslim, talak (3619-3622).

 

13413- Şafii der ki: Yüce Allah: "Bundan sonra sana hiçbir kadın, cariyelerin bir yana, güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir"[Ahzab, 52] buyruğuyla ilgili bazı alimler bunun Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarını muhayyer bıraktıktan sonra helalolmaması manasında olduğunu söylemiştir.(--- Şafii, el-Ümm (5/140).

 

13414- Hz. Aişe der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat etmeden önce (kendisine mahrem olmayan) kadınlarla evlenmesi helal kllındı."(--- Şafii, el-Ümm (5/140), Tirmizi, tefsir (3216), Nesai, nikah (6/56) ve Beyhaki, es-Sünenu'l-kübra (7/54).

 

13415- 13416- Şafii der ki: Sanırım, Hz. Aişe: "Bundan sonra sana hiçbir kadın, cariyelerin bir yana, güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir"[Ahzab, 52] ayetinde Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yasaklananları kastetmektedir. Sanırım Hz. Aişe'nin: "(Kendisine mahrem olmayan) kadınlarla evlenmesi helal kılındı" demesi, Yüce Allah'ın: "Ey Peygamber! Muhakkak Biz sana mehirlerini verdiğin zevcelerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden sağ elinin Malik okluğu cariyeleri ve seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını ve bir de nefsini peygambere bağışlayan mümin kadını -eğer peygamber onu nikah etmek isterse- diğer müminler bir yana, yalnız sana has olmak üzere helal kıldık''[Ahzab, 50] buyruğu yönündedir.

 

13417- Bu da iki manaya işaret eder: Birincisi: Hanımlarıyla birlikte, o zamana kadar hanımı olmayan kadınlarla evlenmesi helal kılındı.

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında birçok hanım varken, ne amcakızlarından, ne halakızlarından, ne dayıkızlarından ne de teyze kızlarından kimse yoktu. Yüce Allah, başkasına dört hanımdan fazlasını haram kılarken, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) helal kılmıştır.(--- Şafii, el-Ümm (5/140-141).

 

13418- Sonra yüce Allah Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kendini Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bağışlamak isteyenlerle ilgili dilediğiyle evlenip dilediğini kabul etmemek arasında muhayyer bırakarak: ''Bunlardan istediğini bırakır, istediğini yanına alabilirsin. Sırasını geri bırakmış olduklarından da arzu ettiğini yanına almanda sana bir sorumluluk yoktur"[Ahzab, 51] buyurmuştur.

 

13419- Onlardan hangisini yanına alırsa o zevcesi olur ve artık bu kadın başkasına helal olmaz. Yanına almadığı kadın ise hanımı sayılmayacağından dolayı başkasıyla evlenmesi helal olur.(--- Şafii, el-Ümm (5/141).

 

13420- Şafii der ki: Sehl b. Sa'd'ın bildirdiğine göre kadının biri kendini Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hibe etmek istediğini söyleyerek uzun süre bekledi. Bu sırada bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Eğer senin ona ihtiyacın yoksa onu benimle evlendir" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o kadını bu adamla evlendirdi.(--- Buhari, fadailu'l-Kur'an (5030), nikah (5141) ve Müslim, nikah (3425, 3426).

 

13421-13424- Şafii der ki: Yüce Allah: "Müminlerin, Peygamber'i kendi nefislerinden çok sevmeleri gerekir"[Ahzab, 6]  ve "Bundan sonra ne Allah'ın Peygamber'ini üzmeniz ve ne de O'nun eşlerini nikahlamanız asla caiz değildir"[Ahzab, 53] buyurarak, ondan sonra hanımlarıyla başkasının nikahlanmasını haram kılmıştır. Ondan başkasının hanımları için bu geçerli değildir. Yine yüce Allah: "Ey Peygamber'in hanımları! Sizler herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Allah'tan sakınıyorsanız edalı konuşmayın, yoksa, kalbi bozuk olan kimse kötü şeyler ümit eder" buyurarak Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarının diğer kadınlardan farklı olduğunu bildirmiştir.(---Şafii, el-Ümm (5/141).

 

13425- " ... onun eşleri onların anneleridir"[Ahzab, 6] buyruğuna gelince, daha önce de söylediğim gibi Arap dilinde bir kelime aynı anda birçok manaya gelebilir. Yüce Allah vahyiyle birçok şeyi farz, birçok şeyi de sünnet kılmıştır. Bunlar Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözleri ve fiiliyle açıklık kazanırlar.

 

13426- "Anneleridir" kelimesi değişik manalara gelir. Burada kastedilen bizzat onlarla nikahlanmanın helal olmamasıdır. Onların kızlarıyla ise nikahlanmak haram değildir. Yani, öz annelerinin veya süt annelerinin kızlarıyla nikahlanmalarının haram olması gibi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarının kızlarıyla nikahlanmak haram değildir.

 

13427-13433- Bunun delili, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müminlerin babası, Hz. Hatice de müminlerin annesi olmasına rağmen kızı Fatıma'yı Hz. Ali ile evlendirmesidir. Rukiyye ve Ümmü Gülsüm'ü de Medine'de Hz. Osman ile evlendirmiştir. Müminlerin annesi Ümmü Seleme'nin kızı da evlenmiştir. Zübeyr b. el-Avvam da Ebu Bekr es-Sıddik'in kızıyla evlenmiştir. Talha b. Ubeydillah ta Hz. Ebu Bekr'in başka bir kızıyla evlenmiştir. Hz. Ebu Bekr'in bu iki kızı da müminlerin annesi Hz. Aişe'nin kız kardeşidir. Abdurrahman b. Avf ta Hamne bint Cahş ile evlenmiştir. O da müminlerin annesi Zeyneb'in kız kardeşidir. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımları, diğer kadınların çocuklarına, çocukların da annelerine mirasçı oldukları gibi müminlere varis olamazlar, müminler de onlara varis olamazlar. Onların anneleri sayılmalarının sebebi, onlarla nikahlanmanın haram olmasıyla birlikte, müminler üzerinde büyük hakları olması nedeniyledir.

 

13434- Sonra Şafii, anneleri olmamasına rağmen bazı kadınlara değişik manalarda anne denebileceğini söylemiştir.

 

13435- Şafii der ki: Belirttiğimiz gibi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başkalarından daha çok hanımı vardı ve mehirsiz olarak nefsini Peygamber'e bağışlayan kadınlar vardı. Bu hanımlar, müminlerin annesidir ve Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonra kimsenin onlarla evlenmesi helal değildir.

 

13436- Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zikredilen bu hususiyetleri dışında eşlerine yönelik davranışları ve benzeri konularda diğer insanlarla aynı olduğunu düşünüyoruz.

 

13437- Bunlardan biri, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) günlerini hanımları arasında taksim etmesidir. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sefere çıkacağı zaman hanımları arasında kura çeker ve kurası çıkan onunla sefere katılırdI. Birden çok kadınla evli olan her erkek için de aynı şey geçerlidir.

 

13438- Şafii der ki: "Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir yolculuğa çıkacağı eşleri arasında kura çeker ve kurada kimin ismi çıkarsa onu kendisiyle birlikte götürürdü."

 

13439- Şafii der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sevde'den ayrılmak istediği zaman Sevde: "Beni bırakma ki Allah beni eşlerinle birlikte haşretsin. Ben kendi günümü ve gecemi kardeşim Aişe'ye hibe ediyorum" dedi,(--- Şafii, el-Ümm (5/142).

 

13440- ŞaH! der ki: Muhammed b. Mesleme'nin kızı da kocası kendisini boşamak isteyince böyle yapmıştı. Onun hakkında: "Eğer kadın, kocasının serkeşliğinden veya aldırışsızlığından endişe ederse, aralarında anlaşmaya çalışmalarında kendilerine bir engel yoktur"[Nisa, 128] ayeti nazil olmuştur.

Bunu bize Zühri, İbnu'l-Müseyyeb'den Muhammed b. Mesleme'nin kıssasında rivayet etmiştir. (---- Şafii, el-Ümm (5/142).

 

13441- Ümmü Habıbe binti Ebi Süfyan der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kız kardeşim Binti Ebi Süfyan'ı ister misin?" dediğimde: "Ne yapacağım?" diye sordu. "Onunla evlenirsin" dediğimde: "Kız kardeşinle mi?" buyurdu. "Evet" dediğimde: "Gerçekten bunu ister misin?" diye sordu. "Evet isterim! Senin yanında ortaksız (tek zevcen) olmayacağıma göre hayırlı bir şeyde en çok kız kardeşimin bana ortak olmasını isterim" dediğimde: "Bana helal değildir" buyurdu. Kendisine: "Ey Allah'ın Resulü! Ebu Seleme'nin kızı ile evlenmek istediğin söyleniyor" dediğimde: "Ümmü Seleme'nin kızı mı?" buyurdu. "Evet!" dediğimde: "Vallahi o benim terbiyem altında olmasa dahi yine bana helal olmaz. Zira o, sütkardeşimin kızıdır. Babası Ebu Seleme ile beni, Süveybe emzirmiştir. (Evlenmek için) bana kızlarınızı ve kız kardeşlerinizi teklif etmeyin" buyurdu.(--- Buhari, nafakat (5372) ve Müslim, nikah (3522, 3525).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Evlenmeye Teşvik Etmek