MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
ZEKAT TAKSİMİ |
ANA SAYFA Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Zekatın Farz Kılınması
13268- Şafii der ki:
Yüce Allah şöyle buyurur: "Zekatlar Allah'tan bir farz olarak fakirlere,
miskinlere, onu toplayan memurlara, kalpleri Müslümanlığa ısındırılacaklara verilir;
kölelerin, borçluların, Allah yolunda olanların ve yolda kalanların uğrunda
sarf edilir.''[Tevbe, 60]
13269- Yüce Allah
Kitab'ında zekatın kimlere verileceğini bildirmiş ve: ''Allah'tan bir farz
olarak''[Tevbe, 60] buyurarak bu farziyeti vurgulamıştır. Bundan dolayı ayette
zikredilen sınıflar bulunduğu sürece hiç kimsenin zekatı başka bir sınıf için
harcama hakkı yoktur.(--- Müzeni, Muhtasar (s. 155).
13270- Buvayti'nin
rivayetine göre Şafii şöyle demiştir: Sudai kabilesinden bir adamın bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah zekatın
taksimatını ne yakın meleklerden birine, ne de gönderdiği elçiye bıraktı.
Taksimatı bizzat kendisi yaptı" buyurmuştur.
13271- Ashabdan Ziyad b.
el-Haris es-Sudai der ki: "Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
gelip Müslüman oldum ve ona biat ettim." Sonrasında Ziyad söz konusu
hadisi zikredip şöyle der: "Daha sonra bir adam gelip: ''Ey Allah'ın
Resulü! Zekattan bana da ver'' dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Yüce Allah zekat konusunda ne Peygamber'inin ne de başkalarının
taksimatına razı olmadı ve bu konuda bizzat kendisi hüküm verdi. Zekatın sekiz
sınıfa verileceğini açıkladı. Eğer sen de bu sınıflardan birinin içindeysen
sana da veririm -veya hakkını veririm- '' buyurdu."
13272- Ebu Davud,
Sünen'de bunu Abdurrahman b. Ziyad kanalıyla rivayet ederken tereddütsüz bir
şekilde: "Sana da hakkını veririm" demiştir.(--- Ebu Davud, zekat
(1630).
13273- Ata'nın
bildirdiğine göre Ömer b. el-Hattab bu ayeti açıklarken:
"Zekatı bu
sınıflardan hangisine verirsen geçerli olur" demiştir.
13274- Ata ile Ömer
arasında kopukluk vardır. İsnadındaki Leys rivayeten güçlü biri değildir.
Doğrusunu Allah bilir.
13275- Zir b. Hubeyş'in
bildirdiğine göre Huzeyfe: "Zekat bu sınıflardan sadece birine de verilse
geçerli olur" demiştir.
13276- Ata b. es-Saib'in
bildirdiğine göre Said b. Cübeyr de bu ayeti açıklarken benzeri bir söz
söylemiştir. Benzeri bir açıklama İbn Abbas'tan da rivayet edilmiştir.
13277- İbn Abbas'ın
azatlısı İkrime der ki: "Zekatı Yüce Allah'ın zikrettiği bu sınıflardan
herhangi birine verebilirsin."
13278- Şafii der ki:
"Bir bölgede şayet zekatı hak eden birileri varsa o bölgeden alınan zekat
başka bir bölgeye çıkarılamaz."
13279- İbn Abbas
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve SellemL Muaz'ı (Yemen'e)
gönderirken: "Sana icabet ederlerse zenginlerinden alınıp geri fakirlerine
dağıtılmak üzere zekatın farz kılındığını bildir'' buyurmuştur.
13281-13280- Şafii başka
bir yerde bunu, isnadında ravi konusunda tereddüt etmeden: "Onlara,
zenginlerinden alınıp fakirlerine verilecek olan zekatın farz kılındığını
bildir'' lafzıyla rivayet etmiştir.
Buhari ve Müslim,
Sahih'de Veki' ve başkasından rivayet etmişlerdir.(--- Buhari, zekat (1395) ve
Müslim, iman (19).
13282- Enes b. Malik
bildiriyor: Adamın biri Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah
için söylemeni istiyorum! Zenginlerimizden zekat alıp onu fakirlerimize geri
dağıtmanı sana Allah mı emretti?" deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Allah da şahit olsun ki evet!" karşılığını verdi.
Buhari, Sahih'de
Leys'ten rivayet etmiştir.(--- Buhari, ilm (63).
13283- İbn Tavus,
babasından bildiriyor: "Muaz b. Cebel, kendi kabilesinin bölgesinden başka
bir bölgeye taşınan kişinin mallarının zekatı ile öşrünün, kabilesinin
bulunduğu bölgede dağıtılacağına hükmetmiştir.''(--- Şafii, el-Ümm (4/71) ve
Beyhaki, Sünenü'l-kübra (7/9-10).
13284- Şafii der ki:
Zekat mallarının bir bölgeden başka bir bölgeye götürülmesi konusunda bazıları
Tavus'un rivayetini delil olarak getirmişlerdir. Zira Tavus'un bildirdiğine
göre Muaz b. Cebel, Yemen ahalisinden bazılarına:
"Zekat olarak arpa
ve buğday yerine isterseniz değeri üzerinden sizlerden kumaş alayım. Bu hem
size bir kolaylık olur, hem de Medine'deki Muhacirler için daha hayırlı
olur" demiştir.
13285- Şafii der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Yemen'in Zımmileriyle her yıl kişi
başı bir dinar verilmesi üzerine anlaştı. Ancak Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bazen bunu dinar olarak bazen de değeri üzerinden kumaş
olarak almıştır. Belki Muaz da dinar ödeyemedikleri zaman bedeli üzerinden
onlardan arpa ve buğdayaImıştır. Zira arpa ve buğdayları daha fazladır.
13286- Dinarın
karşılığında başka bir mal alınabiliyorsa, Muaz'ın dinar karşllığl onlardan
yiyecek ve başka şeyler alması da caiz olacaktır. Bundan dolayı Yemenliler
dinar yerine yanlarında daha fazla bulunan tahıllarından vermeye başladılar.
Muaz'ın, kumaşın Medineli Muhacirler için daha hayırlı, Yemenliler için de daha
kolayolacağı yönündeki sözüne gelince, kumaşın Medine'ye taşınması tahıl kadar
zahmetli değildir. Bunun yanında kumaş Medine'de daha pahalıdır.
13287- Şafii bu konuda
Muaz b. Cebel'in öşür ve zekat konusundaki hükümlerini delil olarak getirmiştir.
13288- Şafii der ki:
Muaz böylesi bir hüküm vermişse zekat ahalisinden olan Yemen bölgesinin
zekatını alıp fey ve ganimet ahalisinden olan Medine bölgesine taşımış olması
uzak bir ihtimalolarak durmaktadır.
13289- Beyhaki der ki: Bazılarının
rivayetine göre Muaz onlara: "Zekatın yerine sizlerden bunları
alayım" demiştir. Hocalarımızdan bazıları bunların, zekat adı altında
onlardan alınan şeyler olduğunu söylemiştir.
13290- Şafii ve Tavus:
"Bu konuda Muaz'dan sabit bir şey gelmişse ona muhalefet etmeyiz"
demişlerdir. Tavus zekat malının zekat memuru tarafından teslim alınmadan veya
teslim alındıktan sonra satılmasının helal olmayacağına dair yemin etmiştir.
Bazıları bu konuda Muaz'ın zekat olarak Müslümanlardan toplanan arpa ve buğdayı
kumaş karşılığında sattığını iddia etse de burada yapılan teslim alınmadan önce
satmadır. Oysa olay bizim zikrettiğimiz gibidir.
13291- Beyhaki der ki:
Muaz'dan gelen her iki rivayet de munkatıdır.
Doğrusunu Allah bilir.
13292- Şafii der ki:
Bazıları bu konuda Adiy b. Hatim ile Zibrikan b. Bedr'in zekat mallarını Ebu
Bekr'e getirmelerini zikredebilir. Belki de bunlar kendi bölgelerinde zekat
dağıtımından arka kalan malları getirmişlerdir. Belki de Yemen'in Mudar ve Tayy
kabilelerinden sonra Medine, ihtiyaç sahibi olanlar bakımından onların
bölgelerine en yakın bölgeydi,(--- Beyhaki, Sünenü'l-kübra (7/10-11).
13293- Belki de
çevrelerinde bulunanlar dinden döndüğü için zekat mallarında hakları
kalmamıştır ve onlara en yakın bölge olan Medine'de de bu zekatı daha fazla hak
eden kişiler bulunmaktadır.
13294- Belki de önce Ebu
Bekr'e getirilmiş, Ebu Bekr de bu malları Medine dışında ihtiyacı olan başka
bölgelere göndermiştir.
13295- Bu konuda itibar
edebileceğimiz sabit bir rivayet yoktur.
13296- Biri: "Ömer
de bir çok deveyle Şam ve Irak'a mal gönderirdi" diyecek olursa şu cevabı
veririz: "Bu develer zekat develeri değil, normal yük taşımada kullandığı
develerdi. Zekat develerinin çoğu da yük için kullanılmazdı. "
13297- Şafii'nin
bildirdiğine göre Ömer b. el-Hattab: "Cizye develerinden olan çok sayıda
deve bize getirilirdi" demiştir.
13298-13302- Yahya b.
Abdillah b. Malik bildiriyor: Babama: "Ömer'in, ondan sonra da Osman'ın
savaşa çıkacaklara binmeleri için verdiği develer hangi develerdi?" diye
sorduğumda: "Muaviye ve Amr b. el-As'ın gönderdiği cizye develeriydi"
dedi. Ona: "Bu develer kimlerden alınırdı?" diye sorduğumda:
"Zımmilerden cizye olarak alınırdı. Yine Tağlib kabilesinden zekat olarak
alınır, bunlarla daha iri develer satın alınıp binek üzere kullanılması için de
Ömer'e gönderilirdi" dedi.(--- Şafii, el-Ümm (4/92).
13303- Şafii der ki:
Güvenilir olan hocalarımızın Abdullah b. Ebi Yahya'dan bildirdiğine göre Said
b. Ebi Hind şöyle demiştir: Abdulmelik b. Mervan, Medine ahalisi için
atiyyeleri toplayıp birileriyle gönderdi. Yemame valisine de: "Yemame'den
bir milyon dirhem alıp bu atiyyelerin üzerine ekle ve Medine'ye gönder"
diye bir mektup yazdı. Mallar Medine'ye geldiğinde bunu almayı kabul etmediler
ve: "İnsanların mallarının kiri olan ve almamız hiçbir zaman doğru
sayılmayacak olan bir şeyi mi yiyeceğiz!" dediler. Abdulmelik bundan
haberdar olunca bu malların geri getirilmesini söyledi ve: "Bu şekilde
davrandıkları sürece hayırlar üzerlerinden eksik olmayacaktır" dedi.
13304-13305- Abdullah b.
Ebi Yahya der ki: Said b. Ebi Hind'e: "O zaman bunu diyenler arasında
kimler vardı?" diye sorduğumda: "En başta Said b. el-Müseyyeb, Ebu
Bekr b. Abdirrahman, Harice b. Zeyd, Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe ve benzeri
kişiler geliyordu" dedi.(--- Şafii, el-Ümm (4/92).
13306- Şafii der ki:
"Almamız hiçbir zaman doğru sayılmayacak olan" sözünden kasıt, zekat
olarak bunu almalarının helal olmadığıdır. Zira Medine ahalisi fey ve ganimet
ahalisidir ve zekat mallarında hakları yoktur. Aynı şekilde bir bölgenin zekatı
başka bir bölgeye götürülemez.(--- Şafii, el-Ümm (4/92).
13307- Beyhaki der ki:
Şafii ayrıca Ömer'e zekat develerinin getirildiğini söyleyen rivayeti zikreder.
Ancak bunu açıklarken bu develerin Medine'nin çevresinden ihtiyaç dışı olarak
getirildiğini, ihtiyaç dışı olduğu için de ihtiyaç sahibi en yakın bölgeye
götürüldüğünü söylemiştir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: