MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
ÖLÜ ARAZİ İHYASI |
ANA SAYFA Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Lukata (Buluntu Para /
Eşya / Hayvan)
12398- Zeyd b. Halid
el-Cühenı der ki: Adamın biri Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi
ve buluntu malın hükmünü sordu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kesesini
ve bağını iyice öğrendikten (özelliklerini iyice tanıdıktan) sonra bir sene
boyunca onu ilan et. Eğer sahibi çıkarsa verirsin, çıkmazsa onunla istediğini
yaparsın'' buyurdu.
12399- Zeyd b. Halid
el-Cühenı der ki: Adamın biri Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi
ve buluntu malın hükmünü sordu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kesesini ve bağını iyice öğrendikten sonra bir sene boyunca onu ilan et.
Eğer sahibi çıkarsa verirsin, çıkmazsa onunla istediğini yaparsın'' buyurdu.
Adam: "Kaybolan koyunun durumu nedir?" diye sorunca, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu aL! Zira o ya senin ya da mümin
kardeşinin veya kurdundur'' buyurdu. Adam: "Kaybolan devenin durumu
nedir?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Ondan sana ne? Onun suyu da ayakları da var! Sahibi onu buluncaya kadar
suya gidip içer ve bitkilerden yer'' karşılığını verdi.
Müslim, Sahih'de Malik
kanalıyla rivayet etmiştir.(--- Buhari, lukata (2429) ve Müslim, lukata (1722).
12400- Bir grup bunu
Rabia'dan rivayet ederken bazıları bu şekilde, bazıları: "Bağını ve
kesesini'' lafzıyla rivayet etmiştir. Süfyan es-Sevri ve İsmail b. Cafer
bunlardandır.
12401- Bazıları bunu:
"Biri gelip kaybolan malın özelliklerini sana söylerse verirsin, aksi
halde sen harcarsın" lafzıyla rivayet etmiştir.
12402- Bazıları bunu:
''(Bir yıl geçtikten sonra) onu harcayabilirsin. Daha sonra sahibi çıkarsa onu
adama verirsin" lafzıyla rivayet etmiştir.
12403- Mana olarak
aynısını Busr b. Said, Zeyd b. Halid el-Cüheni'den: ''(Bir yıl geçtikten sonra)
onu yiyebilirsin. Daha sonra sahibi çıkarsa onu adama verirsin" lafzıyla
rivayet etmiştir.
12404- Şafii buluntu mal
konusunda Malik'in Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan rivayetine
benzer bir şekilde: "Bir yıl boyunca onu ilan eder, sahibi çıkmazsa da
durumu iyi de olsa, kötü de olsa istiyorsa onu harcar" demiştir.
12405- Şafii der ki:
Ancak bulduğu malın sayısı, ağırlığı, kabı, kesesi ve bağı konusunda birilerini
şahit tutmadan onu malına katamaz ve harcayamaz. Sahibi çıkıp özelliklerini
söylerse onu alır. Sahibi çıkmadan bulan kişi öldüğü zaman malında bir borç
olarak kalır. Kişi ölmek üzere olan bir koyun bulduğu zaman onu ilan etmesine
gerek yoktur. İsterse kesip yiyebilir. Daha sonradan sahibi çıkarsa bedelini
ona öder.
12406- Kaybolan deve ve
sığır konusunda ise durum böyle değildir. Zira bunlar kendilerini tehlikelere
karşı savunabilirler. Kaybolmuş koyun ve mal konusunda ise böylesi bir
savunmadan bahsedilemez.(--- Şafii, el-Ümm (4/65,66).
12407- At, katır, eşek,
inek gibi vahşi hayvanlara karşı kendini savunabilen hayvanların da hükmünü
kaybolmuş deve gibi görüyorum.
12408- Şafii der ki:
"Buluntu malı fakir veya zengin, kendisine zekat haram olan veya olmayan
her bir kişi yiyebilir: Zira Medinelilerin en zenginlerinden ya da
zenginlerinden biri olan Ubey b. Ka'b içinde yüz veya seksen dinar bulunan bir
kese bulunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona bunu
harcayabileceğini söylemiştir."(--- Müzeni, Muhtasar (BS).
12409- Şafii el-Kadim'de
şöyle der: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona bulduğu yüz veya
seksen dinarı harcayabileceğini söylemiştir. Size göre ise kişi durumu iyi olan
birine sadaka vermez. Durumu kötü olan birine de sadaka olarak yirmi dinar
veremez."
Şafii bu rivayette kaç
dinar olduğu konusunda tereddüt etmiş gibidir.
Doğrusu yüz dinar
olmasıdır.
12410- Suveyd b. Gafele
der ki: çıktığımız bir savaşta bir kamçı buldum. Zeyd b. Suhan ve Selman b.
Rabia bana: "Elinden at!" dediklerinde dinlemedim. Savaş sonrası
hacca giderken Medine'ye uğradım. Ubey b. Ka'b ile karşılaştığımda olayı
anlattım. Ubey bana şöyle dedi: "Ben de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) zamanında içinde yüz dinar olan bir kese bulmuştum. Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) getirdiğimde bana: ''Onu bir yıl ilan et'' buyurdu. Bir yıl
boyunca onu ilan ettim, ama keseyi tanıyan çıkmadı. Tekrar keseyle beraber
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldim. Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bana aynı şeyi söyledi. Bu durum üç defa tekrarlandıktan
sonra dördüncüsünde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: ''Sayısını,
kesesini ve bağını iyice öğren. Sahibi çıkarsa verir, çıkmazsa da onu
kullanabilirsin'' buyurdu."
Seleme der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Üç yıl boyunca ilan
et" mi dedi yoksa: "Bir yıl boyunca ilan et" mi dedi
bilemiyorum.
Buhari, Sahih'de Adem b.
Ebi iyas'tan ve Müslim ise Behz b. Esed kanalıyla Şu'be'den tahrle
etmiştir.(--- BuharI, lukata (2426) ve Müslim, lukata (1723).
12411- Şu'be der ki: On
yıl sonra Seleme'den bu hadisi işittim. O zaman rivayet ederken Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Bir yıl boyunca ilan et"
buyurduğunu zikretti.
12412- Muaviye b.
Abdillah b. Bedr el-Cühenı, babasından bildiriyor: Şam yolu üzerinde bir
topluluğun bölgesinde mola verdim. Orada içinde seksen dinar bulunan bir kese
buldum. Bunu Ömer b. el-Hattab'a zikrettiğimde:
"Mescid kapılarında
bir yıl boyunca ilanını yap ve Şam'dan gelenlere bir yıl boyunca bunu zikret.
Bir yıl geçtikten sonra sahibi çıkmazsa onunla istediğini yapabilirsin"
dedi.
Mevkuf bir
rivayettir.(--- Malik, akdiye (47).
12413- Başka bir kıssada
aynısı Hz. Ömer'den merfu olarak rivayet edilmiştir. Bu rivayete göre Süfyan b.
Abdillah bir torba bulmuş, Ömer'e gelince, Ömer ona: "Bir yıl boyunca
ilanını yap. Sahibi çıkarsa verirsin, çıkmazsa da senindir. Zira Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) böylesi bir durumda bize bunu emretti"
demiştir.(--- Nesai, Sünenü'l-kübrri (5787).
12414- Ata b. Yesar
bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında Ali b. Ebi
Talib bir dinar buldu. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip bunu
bildirince Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir yıl boyunca ilanını
yapmasını söyledi. Bir yıl boyunca sahibi çıkmayınca onu harcamasını söyledi.
Daha sonra sahibi çıkınca da ona bir dinar ödemesini söyledi."(---
Abdurrezzak, Musannef (18637) ve Beyhaki, Sünenü'l-kübra (6/187).
12415- Şafii der ki:
"Ali b. Ebi Talib de kendisine zekat verilmesi haram olan kişilerdendir.
Çünkü Haşim oğullarından biridir.''(--- Müzeni, Muhtasar ( 135).
12416- Buluntu malın bir
yıl ilanından sonra harcanabileceği konusunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
Ali b. Ebi Talib'e, Ubey b. Ka'b'a, Zeyd b. Halid el-Cuheni'ye, Abdullah b. Amr
b. el-As'a ve İyad b. Himar el-Mücaşi!'ye izin vermiştir.
12417- Beyhaki der ki:
Zeyd b. Halid ile Ubey b. Ka'b'ın bu konudaki hadisleri daha önce geçti. Seleme
b. Kuheyl ise Ubey'in hadisinde buluntu malın ilan edilme süresi hakkında
tereddüt ediyordu. Daha sonra bu sürenin bir yılolduğu konusunda karar
kılmıştır.
12418- Ali b. Ebi
Talib'in hadisine gelince Şafii'nin rivayetine göre Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ona buluntu malı ilan etmesini istemiştir. İlan sonrası
sahibi çıkmayınca da onu harcayabileceğini söylemiştir.
12419- Ebu Said
el-Hudrive Sehl b. Sa'd'ın bu konuda gelen rivayetlerine göre Hz. Ali o bir
dinarla o zaman yiyecek satın almıştı. Daha sonra bir kadın veya bir çocuk
gelip bir dinarının kayıp olduğunu söyleyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), Hz. Ali'ye bir dinarı ona vermesini söylemiştir.
12420- Ancak ilan
konusunda belli bir sürenin şart koşulduğuna yönelik rivayetler daha fazladır
ve isnad bakımından bu iki rivayetten daha sahihtir.
12421- Belki de zaruri
bir durumdan dolayı şart koşulan ilan süresinin bitiminden önce o bir dinarı
harcamıştır. Ebu Said ile Sehl'in hadislerinde buna işaret eden ifadeler
vardır. Doğrusunu da Allah bilir.
12422- Abdullah b. Amr
b. el-As bildiriyor: Müzeyne kabilesinden bir adam Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! İşlek bir yolda veya
meskun bir yerde bulunan mal konusunda ne dersin?" diye sordu, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bir yıl boyunca ilanını yap. Şayet sahibi
çıkıp özelliklerini bilirse verirsin, Sahibi çıkınazsa da süre bitimi onunla
istediğini yaparsın, Ancak daha sonraları sahibi ortaya çıkarsa da malı ona
verirsin" buyurdu, (--- Nesai, Sünenü'l-kübra (6/330).
12423- İyad b. Himar'ın
-ki Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yetişmiş biridir- bildirdiğine
göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yitik
bir mal bulan kişi, bunu bulduğuna dair adil olan bir -veya iki- şahit tutsun.
Sahibi çıkıncaya kadar da bulduğu malı ilan etsin. Saklayıp gizlemesin. Sahibi
çıkarsa onu almada herkesten daha fazla hak sahibidir. Ancak sahibi çıkmazsa
mal Allah'ın malıdır ve onu dilediğine verir.''(--- Ebu Davud, lukata (1709),
İbn Mace, lukata (2505), Ahmed, Müsned (4/162, 266) ve İbn Hibban, Sahih
(1169).
12424- Mutarrif b.
Abdillah der ki: Bana Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen iki
hadis rivayet edildi. Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oldukları
konusunda bir şüphem yok, ancak hangisi diğerinden önce bana nakledildi
bilemiyorum.
12425- Şöyle devam etti:
Ebu Müslim, Carud'dan naklen bana şöyle dedi: Yolculuklarından birinde
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikteydik ve binek sıkıntımız
vardı. Müslümanlar binek konusunu dile getirdiklerinde, ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Ben size gerekli bineği tedarik edebilirim" dedim. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Nasıl?" diye sorunca: "Curufa
uğrar, sahipsiz başıboş develeri kullanırız" dedim. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) üç defa: ''Müslümanın yitik malı onu sahiplenen için ateş
alevidir! Ona yaklaşma!" buyurdu.
12426- Mutarrif şöyle
devam eder: Yine bana bildirildiğine göre buluntu veya yitik mal -hangisi olduğunda
Cüreyrı tereddüt etmiştir- konusunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur: "Bulduğunun özelliklerini iyice öğren ve onu bulduğunu
ilan et. Onu saklayıp gizleme. Sahibi çıkarsa verirsin) çıkmazsa da mal
Allah)ın malıdır ve onu dilediğine verir."
12427- Mutarrif bu iki
rivayetten birini diğerini neshettiğini düşünmekte, ancak hangi rivayetin daha
önce geldiğini bilmemektedir. Oysa burada herhangi bir nesh olayı yoktur.
Sadece buluntu mal ile yitik mal arasındaki fark dile getirilmiştir. Doğruya
ancak Allah ulaştırır.
12428- Hüzeyl der ki:
Adamın biri Abdullah b. Mes'ud'a bulduğu kapalı bir keseyle geldi. Abdullah:
"İlan et" dedi. Adam: "Ettim, ancak sahibi çıkmadı"
karşılığını verdi. Abdullah: "O zaman onu kullanabilirsin" dedi.(---
Şafii, el-Ümm (4/70).
12429- ŞafiI der ki: Bu
konuda bizim de görüşümüz böyledir. Kişi bulduğu malın bir yıl boyunca ilanını
yapar. Sahibi çıkmazsa onu kullanabilir. Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bu konuda sabit olan uygulama da budur. Ancak onlar (Iraklılar) bu
rivayetlere muhalefet edip Amir kanalıyla babasından şunu rivayet etmişlerdir:
Abdullah b. Mes'ud bir cariye satın aldı. Ancak sahibi parasını almadan gitti.
Abdullah adamı bulamayınca cariyenin bedelini sadaka olarak verdi ve:
"Allahım! Sahibi adına bu sadakayı veriyorum. Şayet sahibi buna razı
olmazsa sadaka benim adımadır ve bedelini ona veririm" dedi.
12430- Sonra da:
"Buluntu mal konusunda böyle yaparız" dedi.
12431- Buluntu mal konusunda
hem sünnete, hem de Abdullah b. Mes'ud'un sünnete muvafık ve kendilerinin
yanında bile sabit olan hadisine muhalefet etmişlerdir. Bu konuda Amir'in
babasından olan rivayetini delil olarak getirmelerine rağmen bu hadise bile
muhalefet etmektedirler.
12432- Zira:
"Satıcı gittiği zaman müşteri, malın bedeliyle herhangi bir tasarrufta
bulunamaz. Sahibi ne zaman gelirse gelsin gelene kadar malın bedelini yanında
tutar" derler.(--- Şafii, el-Ümm (4/70).
12433- Nafi bildiriyor:
Adamın biri bir para buldu ve onu Abdullah b. Ömer'e getirip: "Bir şey
buldum, onunla ne yapayım?" diye sordu. İbn Ömer: "Bulduğunu ilan
et" dedi. Adam: "Bunu yaptım" karşılığını verince, İbn Ömer:
''Yine yap" dedi. Adam: "Yaptım" karşılığını verince, İbn Ömer:
"Onu kullanmanı söyleyemem! Zira isteseydin onu hiç almayabilirdin"
dedi.(--- Malik, akdiye (48) ve Şafii, el-Ümm (4/69).
12434- Ebu Said'in
rivayetine göre ŞafiI şöyle demiştir: İbn Ömer, Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bu konudaki hadisini işitmemiş gibidir. Eğer biz de bu hadisi
işitmemiş olsaydık İbn Ömer gibi: "Onu yiyemez" derdik.(--- Şafii,
el-Ümm (4/66).
12435- Ashabdan Ömer,
İbn Mes'ud, Aişe ve başkaları da bu hadisin zahirine göre hüküm vermişlerdir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: