MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
SULH |
ANA SAYFA Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Mudarabede Emek Sahibi
Kişinin Mal Sahibinin Lehine Farklı Davranması, Kişinin Sahibinin İzni Olmadan
Bir Malla Ticaret Yapması
12071- Şebib b. Garkade,
kabilesinden bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Urve b.
Ebi'I-Ca'd'a bir dinar verdi ve kendisine bir koyun veya kurbanlık almasını
istedi. Urve bu bir dinarla iki koyun satın aldı. Koyunlardan birini bir dinara
satarken diğerini bir dinarla birlikte Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) getirdi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) alışverişlerinin
bereketli olması için ona dua etti. Bundan dolayı Urve toprak satın alacak olsa
dahi karlı çıkıyordu.''(--- Buhari, menakib (3642).
12072- Şafii der ki:
"Süfyan'dan başkası da bu hadisi benzeri kıssayla Şebib b. Garkade
kanalıyla Urve b. Ebi'l-Ca'd'dan mevsul olarak rivayet etmiştir."
12073- Beyhaki der ki:
Bunu Hasan b. Umara, Şebib'den rivayet ederken onun: "Urve'nin şöyle
dediğini işittim" dediğini zikreder. İbn Uyeyne bunu Şebib'e sorunca:
"Bizzat Urve'den işitmiş değilim. Kabilem bunu bana Urve'den naklen
anlattı" demiştir.
12074- Said b. Zeyd de
Zübeyr b. el-Hırrit'tan, o Ebu Lebid'den, o da Urve'den rivayet etmiştir. Said
b. Zeyd hadiste kavi biri değildir.(--- Ebu Davud, buyu (3385).
12075-12077- Hakım b.
Hizam bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana bir dinar
verip kurbanlık bir koyun almam için gönderdi. Bir dinara satın aldığım koyunu
iki dinara sattı m. Arından bir dinara bir koyun satın alıp kalan bir dinarı
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirdim. Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) o bir dinarı sadaka olarak verdi ve ticaretimin bereketli
olması için bana dua etti.''(--- Ebu Davud, buyu (3386) ve Tirmizi, buyu (257).
12078- Hadisin lafzı Ebu
Huzeyfe'nindir. Ubeydullah'ın rivayetinde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ona dua ettiği zikredilmez.
12079- Şafii burada
Ömer'in hadisini zikredip sabit olduğunu söyler ve el-Mebsut'ta geçtiği gibi
hadis hakkında açıklamalar yapar.
12081-12080- Riyah b.
Ubeyde der ki: Adamın biri Basralı bir adama 10 dinar verdi ve Medine'de
bulunan bir adama vermesini söyledi. Adam Medine'ye gitmeden bu parayla bir
deve satın aldı ve bu deveyi 11 dinara sattı. Bunu Abdullah b. Ömer'e
sorduğunda, Abdullah ona: "11 dinar, parayı sana verenindir. Devenin de
başına bir şey gelseydi ondan sen sorumlu olurdun" dedi.(--- Beyhaki,
es-Sünenü'l-kübra (6/113).
12082- Şafii der ki:
"İbn Ömer, başkasının malı ile bir şey satın alan kişiyi aldığı şeyden
sorumlu tutar, bu maldan elde edilen karın da mal sahibinin olduğunu düşünürdü.
Böylesi bir durumda karı, riski üstlenen kişiye bırakmazdı."
12083- Rabi der ki: Bu
konuda Şafii son görüşü şöyleydi: "Kişi başkasının malını ondan izinsiz
satıp kazanç elde ederse böylesi bir alışveriş geçersizdir. Ancak malın bizzat
kendisini değil de onu kullanarak alışveriş yapıp bunu nakde çevirirse
alışverişi geçerli, karı da kendisinin olur. Malda olabilecek herhangi bir
eksiklikten de sorumlu tutulup, eksik olan kısmı tamamlar."
12084- Müzenı de bu
konuda böyle düşünmüş ve: "Şafii, BariKı'nin hadisinin sabit olmadığını
ileri sürerek sonradan görüşünden dönmüştür" demiştir.
12085- Müzenı:
"Bana göre Ömer'in, iki oğlunun alışverişten elde ettikleri karın yarısını
Müslümanlar için alması gönüllerinin rızasıyla olmuştur. Zira daha fazlasına
talip olup karın tümünü vermelerini isteyince kabul etmemişler, yarısını
isteyince ise gönül rızasıyla vermişlerdir" demiş ve bunun açıklamasını
yapmıştır.
Beyhaki der ki:
"Şebib b. Garkade'nin hadisini Şafii'nin zayıf bulması hadisi kabilesinden
rivayet etmesinden dolayıdır. Zira içlerinde tanınmayan kişiler vardı."
12086- Hakım'in
hadisinde de Medineli ravinin ismi zikredilmemiştir.
12087- İbnu'l-Müseyyeb
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hayber'i fethettiği zaman
bölge Yahudilerine: "Hurma mahsulünün aramızda paylaştırılması şartıyla
Yüce Allah izin verdiği sürece mallarınızın başında kalmanıza müsaade
ediyorum" buyurdu. Bundan dolayı Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), ağaçtaki mahsul ün miktarını tahmin edip hesaplamak üzere İbn
Revaha'ya oraya gönderirdi. Tahmin sonrası da İbn Revaha: "Bu miktarın
yarısını bize vermek üzere isterseniz hurmalığı siz alın, isterseniz de bu
miktarın yarısını size vermek üzere biz hurmalığı alalım" diyerek onları
muhayyer bırakırdi.(--- Malik, müsakılt (2/703) ve Şaru, Müsned (2/13S).
12088- Şafii der ki:
"Bu miktarın yarısını bize vermek üzere isterseniz hurmalığı siz alın,
isterseniz de bu miktarın yarısını size vermek üzere biz hurmalığı alalım"
sözüne gelince, diyelim İbn Revaha henüz ağacında olan hurmayı 110 vesak olarak
tahmin etti. Hurma hasat zamanına kadar 10 vesak eksilip geriye 100 vesak
kalabilir. İbn Revaha onlara: "Hasat zamanı bana 50 vesak hurma vermeyi
garanti ederseniz, Müslümanlar adına sorumluluğunu aldığım bu hurmalığı sizlere
bırakınm. Siz de ondan istediğiniz kadarını yer, yaş olarak da istediğinizi
satarsınız. İsterseniz de hasat zamanı 50 vesak hurma vermeyi ben size garanti
edeyim, hurmalığı da bize bırakın" demiş oluyor.(--- Şafii, el-Ümm (4/11).
12089- Beyhaki der ki:
Şafii'nin rivayete yönelik bu yorumunun aynısını aynı kıssa içinde Ebu Hureyre
şöyle bildirir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Abdullah b. Revaha'yı
Yahudilere gönderir, ağacındaki hurmanın miktarını tahmin ederdi. Tahmin
sonrası da tahmin ettiği miktar üzerinden (yarısını vermek üzere) hurmalığı
almaları veya Müslümanlara bırakmaları konusunda onları muhayyer bırakırdı.
Yahudiler Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip bu konuda şikayette
bulunduklarında Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Abdullah'ı çağırdı.
Abdullah: "Ey Allah'ın Resulü! Tercihi onlara bırakıyorum. Tahmin ettiğim
miktar üzerinden istiyorlarsa hurmalığı alsınlar, istiyorlarsa da aynı miktar üzerinden
hurmalığı bize bıraksınlar" dedi. Bunun üzerine Yahudiler buna razı oldu
ve: "Yer ile gökler bu adaletle ayakta duruyor" dediler.(--- Beyhaki,
es-Sünenü'l-kübra (6/115).
12090- Aynısı Miksem
kanalıyla da İbn Abbas'tan rivayet edilmiştir.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra
(6/115).
12091- ibn Ömer
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hayber ahalisiyle savaşıp
sonunda onları bir kaleye sığınmak zorunda bıraktı. Arazilerini, ekinlerini ve
hurmalıklarını ele geçirince: "Ey Muhammed! Bizi bırak da bu arazileri
işleyelim ve bakımını yapalım" dediler. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ve ashabının da Hayber arazilerini işletecek kadar kölesi
bulunmuyordu, Bundan dolayı Hz, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hurma,
ekin ve diğer şeylerin yarısını almaya mukabil onların bu teklifini kabul etti.
Abdullah b. Revaha her
yıl Hayber Yahudilerinin yanına gelir, ürün tahmini yapar ve tahmin ettiği
miktarın yarısını vermekle onları sorumlu tutardı. Ancak Yahudiler Abdullah'ın
bu tahmin miktarını yüksek tutmasından dolayı Resulullah'a (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) şikayette bulundular. Hatta Abdullah'a rüşvet vermek istediler.
Ancak Abdullah: "Ey Allah'ın düşmanları! Bana haram para mı
yedireceksiniz! Vallahi en sevdiğim insanın yanından geliyorum! Sizlere de
maymun ve domuzlara duyduğum nefretten daha fazlasını duyuyorum! Ancak
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan sevgim, sizlere olan nefretime
rağmen adaletsiz davranmayacağım!" karşılığını verdi. Yahudiler de: "Yer
ile gökler bu adaletle ayakta duruyor" dediler.(--- Ebu Davud, harac
(3006) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (6/114),
12092- Lafız Mukri'nin
lafzıdır. Hadisin Buhari ve Müslim'İn Sahıh'lerinde şahitleri de vardır. Ancak
Hammad'ın Ubeydullah b. Ömer'den olan rivayeti daha tamdır.
12093- Abdullah b. Ömer
bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hurma, ekin ve
diğer şeylerin yarısını almaya mukabil Hayber Yahudileriyle anlaştı."
Buhari, Sahih'de
Müsedded'den ve Müslim ise Ahmed b. Hanbel ve başkası kanalıyla Yahya
el-Kattan'dan rivayet etmiştir.(--- Buhari, muzara'a (2329). ---
Müslim, müsakat (1551).
12094- Cabir b. Abdillah
der ki: "İbn Revaha, Hayber'deki hurmayı 40 bin vesak olarak tahmin etti. Yarısını
almak veya vermek konusunda Yahudileri muhayyer bırakınca da Müslümanlara 20
bin vesak vermek üzere hurmalıkları aldılar.''(--- Ebu Davud, buyu (3415).
12095- Şafii der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müsakatı caiz kıldığı için biz de onun
cevazına dayanarak bunu caiz görüyoruz. Boş araziyi ondan çıkacak mahsulün bir
miktarına karşılık kiralamayı yasakladığı için biz de onun yasaklamasına
dayanarak yasaklıyoruz. Daha sonra ise arazileri özelliklerine göre bir ayrıma
tabi tutmuş ve hurmalıkların içinde bulunan arazilerin kiralanmasının caiz
olacağını bildirmiştir.
12096- Şayet
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hayber Yahudilerine, mahsulün
yarısına karşılık hurma bahçeleri ile ekinlik arazileri verdiğine dair rivayet
olmasaydı, ağaçların arasında bulunan boş arazilerin kiralanmasına cevaz
vermezdik.(--- Şafii, el-Ümm (4/11-12).
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: