MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

ALIŞVERİŞ

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Önceden Satın Alınan Mahsule Gelecek Zararın (Caiha) Verilen Meblağdan Düşülmesi

 

11223- Cabir b. Abdillah bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birkaç senelik mahsulün önceden satışını yasakladı. (Dalında iken satılan ve) afete maruz kalan mahsul de de zararın alıcının vereceği meblağdan düşürülmesi emretti.''(--- Müslim, buyu' (101).

 

11224- Şafii der ki: Süfyan ile yaptığım tüm oturumlarda sayamayacağım kadar çok bu hadisi naklettiğini işittim. Ancak hiçbir zaman bu hadiste "Afete maruz kalan mahsulde de zararın alıcının vereceği meblağdan düşürülmesini emretti" ifadesini zikretmemiştir. Rivayet ederken "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birkaç senelik mahsul ün önceden satışını yasakladı" der, buna başka bir ilave yapmazdı. Daha sonraları ise bunu rivayet ederken "Afete maruz kalan mahsulde de zararın alıcının vereceği meblağdan düşürülmesini emretti" ifadesini de eklemeye başlamış ve şöyle demiştir:

"Humeyd bu hadisi rivayet ederken birkaç senelik mahsul ün satışı bölümünü zikrettikten sonra ''Afete maruz kalan mahsul de de zararın alıcının vereceği meblağdan düşürülmesini emretti'' sözünü söylemeden önce ne olduğunu hatırlayamadığım bir şeyler söylerdi. Bu kısmı bilemediğim için de rivayetin afet ile kısmını zikretmezdim. Yoksa bu rivayetin içinde ''Afete maruz kalan mahsulde de zararın alıcının vereceği meblağdan düşürülmesini emretti'' sözü de vardır.

 

11225- Ebu'z-Zübeyr de Cabir kanalıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aynısını bildirmiştir.(--- Nesai, buyu' (7/294).

 

11226- Ebu'r-Rical Muhammed b. Abdirrahman, annesi Amre'den bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında adamın biri bir adamdan bahçesinin mahsulünü önceden satın aldı. Adam mahsulünü aldığı bahçenin bakımını yapıp onunla ilgilendi. Ancak mahsul yetişince verdiği meblağdan daha az çıktığını gördü. Bahçe sahibinden alacağı meblağdan biraz düşmesini istedi, ancak mal sahibi böyle bir şeyi yapmayacağına dair yemin etti. Müşterinin annesi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gidip olanları anlatınca, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Adam hayır yapmayacağına dair yemin etmiş!'' buyurdu. Bahçe sahibi bu sözden haberdar olunca Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! İstediği gibi olsun" dedi.(--- Malik, buyu' (IS), Şafii, el-Ümm (3/56-57) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (5/305).

 

11227- Ebu Said'in rivayetine göre Şafii şöyle demiştir: Süfyan'ın Cabir kanalıyla afete maruz kalan mahsulde zararın alıcının vereceği meblağdan düşürülmesi konusunda Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan rivayetinde aklında tutamadığını söylediği kısım ''Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) görev olarak değil de hayra teşvik babından, meblağın yarı kısmında anlaşma yapılmasını veya nafile sadaka verilmesini emretmesi gibi- böylesi bir afe durumunda verilen meblağdan birazının düşülmesi ile ilgili olabilir. Başka bir şey de olabilir. Rivayet her iki ihtimali de taşıdığı ve hangi ihtimalin öncelikli olduğu belli olmadığı için bizim yanımızda Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabit bir rivayet olmadan böylesi bir durumda insanlara meblağdan bir kısmını düşürmelerini söylemeye yeterli değildir. Doğrusunu da Allah bilir.

 

11228- Şafii der ki: Amre'nin hadisi mürsel bir hadistir. Biz ve diğer hadis alimleri de mürsel hadisleri sabit saymayız. Şayet Amre'nin hadisi sabit bir hadis ise -Allah doğrusunu bilir- bu hadis, afetlerin sebep olacağı zararın alıcının vereceği meblağdan düşürülmesi gerekmediğini göstermektedir. Zira bu olay için Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Adam hayır yapmayacağına dair yemin etmiş!" buyurmuştur. Şayet satıcının, afetlerin sebep olacağı zaran alıcının vereceği meblağdan düşürmesi gerekli olsaydı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu söz yerine "Yemin etse de, etmese de zararı meblağdan düşmesi gerekir" şeklinde bir söz söylerdi.(--- Şafii, el-Ümm (3/57).

 

11229- Beyhaki der ki: Amre'nin hadisini Harise b. Ebi'r-Rical müsned olarak babasından, o da Amre'den, o da Aişe'den rivayet etmiştir. Ancak Harise hadis alimlerinin yanında zayıf biridir. Yahya b. Said de bunu Ebu'r-Rical'dan müsned olarak rivayet etmiştir. Ancak bu rivayeti muhtasardır ve bunda hurma olayı zikredilmez.

 

11230- Süleyman b. Atik'in hadisini ise Müslim, Sahih'de rivayet etmiştir.

 

11231- Ebu'z-Zübeyr'in Cabir'den olan rivayetine gelince, Şafii'nin bunu Süfyan'dan rivayet ettiği gibi Ali b. el-Medını de Süfyan'dan, o da Ebu'zZübeyr kanalıyla Cabir'den, o da Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) afete maruz kalan mahsulde zararın alıcının vereceği meblağdan düşürülmesi konusunda rivayet etmiştir.

 

11232- İbn Cüreyc de bunu Ebu'z-Zübeyr kanalıyla Cabir'den rivayet ederken: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kardeşine (ağaç üzerindeki) meyveleri satıp da sonra (henüz toplanmamışken) onlara bir afet isabet etse sattığın kardeşinden bir şey alman helalolmaz. Kardeşinin parasını hak etmeden ne karşılığı alacaksın ki?'' buyurdu" demiştir.

 

11233- Hadisi Müslim rivayet etmiştir.

Bu hadis olgunlaşmadan önce meyvelerin satışı konusunda olmasa da "Malik - Humeyd - Enes" kanalıyla gelen hadis gibi afete maruz kalan malın parasını almama konusunda açık bir hadistir.(--- Müslim, müsAkAt (1554).

 

11234- Muhammed b. Sevr ise bunu İbn Cüreyc'ten: "Malı semadan (Allah tarafından) afete maruz kalan kişi" lafzıyla rivayet etmiştir, ancak ihtiyatla yaklaşılması gereken bir rivayettir. Bunu da ancak haracı Müslümanlar tarafından alınan toprakların mahsulleri için geçerli sayabiliriz. Böylesi bir durumda haraçlarında bir indirim yapılabilir. Ancak alışverişi yapılan mallarda öylesi bir durum geçerli değildir. Zira Cabir'in hadisi alışveriş konusunda gelmiştir ve o zamanlarda da Müslümanların arazileri üzerinde haraç yoktu. Aynı şekilde henüz teslim alınmayan mal konusunda da geçerli değildir. Zira hadisin hükmü meyvelere ve semadan gelen afete özel bir hükümdür. Muhammed b. Sevr'den gelen hadis şayet mahfuz ise hadiste teslimartan önce veya sonra gibi bir kayıt yoktur ve geneldir. Ancak bazı lafızlarında Malik'in Humeyd kanalıyla Enes'ten olan rivayetiyle benzerlik göstermektedir. Mana olarak da benzerlik gösteriyor olabilir. Belki de Şafii bu manaya veya başkasına dayanarak Süleyman b. Atik'in rivayeti konusunda açıklama yapmış ve Ebu'z-Zübeyr'in hadisinden ziyade Süleyman'ın hadisinin sabit olduğunu belirtmiştir. Doğrusunu da Allah bilir.

 

11235- İbn Cüreyc bildiriyor: Amr b. DInar, kişinin sattığı malın afete maruz kalması hakkında: "Satıcı istemedikten sonra alacağı paradan bir şe-düşmez" demiştir.

 

11236- ŞafiI der ki: "Rivayet edildiğine göre Sa'd b. Ebi Vakkas bahçesindeki meyveyi birine satmış, mahsul afete maruz kalmasına rağmen tüm parasını almıştır. Ancak bu rivayetin sabit olup olmadığını bilmiyorum."

 

11237- Beyhaki der ki: ŞafiI'nin zikrettiği rivayetin isnadı bana ulaşmadığı için nasılolduğunu bilmiyorum. Ancak bu konuda huccet olarak bize aktarılan en sahih rivayet, Ebu Said'den gelen rivayettir. Ebu Said şöyle der:

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında adamın birinin satın aldığı hurmalar afete maruz kalınca borcu çoğaldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ''Adama sadaka verin" buyurunca Müslümanlar adama sadaka verdiler. Ancak toplanan sadaka adamın borcunu karşılamayınca Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) alacaklılara: ''Adamda bulduğunuzu alın, ondan başka da bir şey alamazsınız" buyurdu.

Müslim, Sahih'de Kuteybe'den rivayet etmiştir.(--- Müslim, müsakat (1556).

 

11238- ŞafiI, bu hadise karşı afete maruz kalmasından emin olununcaya kadar meyvenin satışının yasaklanması hadisini ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yüce Allah meyve vermeyecek olsa kişi kardeşinin malını (parasını) ne karşılığında almış olacakl" sözünü delil olarak getirip şöyle der: "Mahsulün sahibi şayet afete maruz kalan kısmın parasına önceden sahip olamayacaksa bu durumda mahsulün olgunlaşmadan önce satışının kendisine yasaklanmasının bir anlamı kalmaz."

 

11239- Sonrasında Şafii bunun açıklamasına girer, sonunda da: "Afetlerin sebep olacağı zararın alıcının vereceği meblağdan düşürülmesi hakkındaki rivayetler sabit ise de bu konuda huccet sayılamaz" der.

 

11240- Sonrasında hadisi olduğu gibi zikredip: "Bu konuda Allah'ın bana doğru yolu göstermesini diliyorum. Ancak hadise göre görüş bildirecek olsaydım az olsun, çok olsun afete maruz kalan meyvenin parasının tümünü düşerdim" der.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Muzabene ve Muhakale Türü Satışlar