MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

HAC

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

İhrama Girerken Namaz Kılmak

 

9497- Şafii der ki: "Kişinin ihrama gireceği zaman nafile namaz kılmasını, sonra bineğine binmesini müstehab görürüm. Bineğine bindikten sonra binek kıbleye dönüp hareket edince ihrama niyet eder. Eğer yürüyorsa, yine kıbleye dönünce ihrama niyet eder."

 

9498- Cabir'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara:

"Mina'ya gideceğiniz zaman telbiye getirin" buyurdu.

 

9499- Şafii der ki: "İbn Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) devesi harekete geçmeden telbiyeye başlamazdı."

 

9500- Said b. Ebi Said el-Makburi: "Ubeydullah veya Ubeyd b. Cüreyc, Abdullah b. Ömer'e şöyle dedi" deyip hadisi zikretti ve şöyle devam etti: Abdullah b. Ömer: ''İhrama gelince, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), devesi harekete geçmeden telbiye getirdiğini görmedim" dedi.

Buhari ve Müslim bunu Sahih'te Malik kanalıyla rivayet etmiştir.(--- Buhari, taharet (166) ve Müslim, hac (2772-2773).

 

9501- Nafi'nin İbn Ömer'den bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), devesine binip kalkınca telbiye getirdi.(--- Buhari, hac (1552) ve Müslim, hac (2775).

 

9502- Nafi'nin İbn Ömer'den bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) devesine binip kalkınca telbiye getirdi.

 

Buhari bunu Sahih'te Ebu Asım kanalıyla; Müslim ise Harun b. Abdillah kanalıyla, Haccac b. Muhammed'den tahric etmiştir.

 

9503- Aynı manada bir rivayeti Ata, Cabir'den yapmıştır.

 

9504- Muhammed b. el-Münkedir de Enes'ten aynı rivayette bulunmuştur.

 

9505- Ebu Hassan el-A'rec de İbn Abbas'tan Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) devesi kalkınca Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) telbiye getirdiğini nakletmiştir. (--- Beyhaki, es-Sünenu'l-Kübra (5/38-39).

 

9506- Sa'd b. Ebi Vakkas der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Fur' yolundan gittiğinde, bineğine binip harekete geçerken telbiyeye başlardı. Başka bir yoldan gittiği zaman ise Beyda sırtlarına çıktığında telbiyeye başlardı."(--- EbüDavud, hac (1775).

 

9507- Ebu Said'in rivayetinde Şafii, Muhtasar Hacci's-Sağir'de: "Farz veya nafile namazın ardından telbiye getirmesini de müstehab görürüm" demiştir.

 

9508- Şafii el-Kadim'de der ki: "Telbiye şu şekilde yapılır: Farz veya nafile namazı kıldıktan sonra oturduğu yerde veya kalkarken telbiye getirir. Bineğine binerse, bineği hareket ettikten sonra telbiye getirmeye başlar."

 

9509- Said b. Cübeyr anlatıyor: Abdullah b. Abbas'a: "Ey Ebu'I-Abbas!

Ashabın, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hac için telbiyeye başladığı an konusunda ihtilafa düşmelerine şaşıyorum" dediğimde şu karşılığı verdi: "Bu konuda insanlardan daha bilgiliyim. İhtilafa düşmelerinin sebebi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir defa haccetmesi ve bu haccındaki uygulamasıdır. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hac için çıktı. ZulHuleyfe'deki mescidde iki rekat namaz kıldıktan sonra orada niyet etti. İki rekat namazını kıldıktan sonra telbiyeye başladı. Bunu bazı topluluklar duydu ve akıllarında öyle tuttular. Sonra devesine bindi. Devesi harekete geçince telbiye getirdi. Bazı topluluklar bunu ondan duydu. Zira o zaman insanlar ona dağınık bir şekilde geliyorlardı. Devesi harekete geçince onun telbiyesini duydular ve: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), devesi harekete geçince telbiyeye başladı" diye düşündüler.

Sonra Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yoluna devam etti. Beyda'nın sırtlarına çıkınca yine telbiye getirdi. Bazı topluluklar bunu ondan duydular ve: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Beyda'nın sırtlarına geldiğinde telbiyeye başladı" diye düşündüler. Yemin olsun ki o, namazgahında niyet etti, devesi harekete geçince de telbiye getirdi. Beyda'nın sırtlarına ulaştığında yine telbiye getirdi."

Abdullah b. Abbas'ın görüşünü kabul edenler Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazgahında iki rekat namaz kıldıktan sonra telbiyeye başlarlar.(--- Ebu Davud, hac (1770).

 

9510- Beyhaki der ki: "Değişik rivayetleri bir arada toplayan bu hadis hasendir. Ancak Husayf el-Cezerı hadis alimlerine göre zayıftır."

 

9511- Vakıdı bunu başka bir isnadla İbn Abbas'tan rivayet etmiştir. Ancak Vakıdı zayıftır. Eğer hadis sahıhse, namazdan sonra oturduğu yerde telbiye getirmeyi uygun görürüz.

 

9512- Bazıları değişik rivayetleri toplayıp kendi mezhebine göre sahıh kabul etmekte ve bu hadisi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mescidde namazdan sonra ihrama girdiğine delil saymakta ve şöyle demektedir: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mescidden çıkmadan hac ve umreyi birleştirdi" diyenler, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kıran haccına niyet ettiğini ve bunun için telbiye getirdiğini işittiklerini iddia ettiler. Bunlar Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mescidde umre için telbiye getirdiğini, mescidden çıktıktan sonra da hac için telbiye getirdiğini işitmiş olabilirler. Bir gurup ta Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sadece hac için telbiye getirdiğini işitmiş ve: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ifrad haccı yaptı" demiş olabilirler. Bir grup ta umre için telbiye getirdiğini işitmiş, sonra hac amellerini yaptığını görüp,

bunları umreden sonra yaptığını düşünerek temettü haccı yaptığını söylemiş olabilirler.

 

9513- Sonra burada söylediklerini unutup iki sayfa sonra şöyle dedi:

"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'ye girinceye kadar hac için ihrama girmiş, sonra bunu umreyle feshetmiş, Mekke'de umre için ihramda kaldıktan sonra, ihramdan çıkıp tekrar hac için ihrama girerek temettü haccına niyet etmiş, sonra hac için ihrama girmeden umre tavafı yapmayarak bu şekilde temettü haccı yapmış olabilir."

 

9514- İbn Abbas'ın bu hadisinde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mescidde hacca niyet edip telbiye getirdiğini nakletmiştik.

 

9515- İbn Abbas'ın rivayetindeki bu söz yukarıdaki sözleri söyleyen gözünden kaçmıştır.

 

9516- Ebu'l-Aliye el-Bera'nın İbn Abbas'tan sabit isnadla naklettiği:

"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hac için telbiye getirdi" sözünü de görmezden gelmiştir. (--- Buhari, salat (1085) ve Müslim, hac (2958-2961).

 

9517- Bu kişi Müslim el-Mukril'nin İbn Abbas'tan naklettiği: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) umreye, ashab ise hacca niyet etti" sözünü delil kabul etmiştir.(--- Müslim, hac (2955, 2956).

 

9518- Müslim'in, rivayetinde Şu'be üzerinde ihtilaf vardır.

 

9519- Sonra Tavus'un İbn Abbas'tan olan şu hadisini nakletmiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve ashabı Zilhicce ayının dördüncü gününde sabah vakti hac için telbiye getirerek Mekke'ye geldiler ve Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara umreye niyet etmelerini emretti. Bu kişi onların ilk sözünü bırakıp ikinci söze itibar etmiştir. Bu da doğru değildir.

 

9520- Sabit hadislerde de bilindiği gibi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kurbanlIğı olmayanların umreye niyet ederek umreyle haccı ayırmasını emretmiş, ancak kendisi böyle yapmamıştır.

 

9521- Cafer b. Muhammed'in babası kanalıyla Cabir b. Abdillah'tan bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Safa ile Merve arasında yedi şavt sa'y ettikten sonra şöyle dedi: "Eğer şimdi yaptığım bu işi yeniden yapacak olsaydım yanımda kurbanlık getirmezdim ve bunu umre sayardım. Kurbanlığı olmayanlar ihramdan çıksın ve bunu umre saysın. ''

 

9522- Bu hadiste Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu umre saymadığı belirtilmişken nasılolur da: "Hac ile umresini birbirinden ayırdı" denilebilir.

 

9523- Hadiste Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ihramdan çıkmadığı açıkça belirtilirken nasılolur da temettü haccı yaptığı söylenebilir.

 

9524- Temettü haccı, umreden sonra ihramdan çıkarak hac için yeniden ihrama girmekle olur. Temettü haccıyla kıran haccı ayrıdır. Temettü haccını yapan nafile olarak kurban keser.

 

9525- Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hacca niyet etmesiyle ilgili sahıh rivayetleri zikrettiğimiz gibidir. Bu rivayetlerde bu konuda ilahi emir inince ihramdan çıkmadan devam ettiği şeklindedir.

 

9526- Hac ve umreyle ilgili ayrı ayrı ve beraber olan rivayetler, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buna izin verdiğine veya sahabeye öğrettiğine delalet eder.

 

9527- Maiz'le ilgili: "Onu recmetti" şeklindeki rivayetin manası, recmedilmesini emretmesidir. Hırsızın elini kestiğiyle ilgili rivayet te hırsızın elinin kesilmesini emretmesi manasındadır.

 

9528- Arapça gramerde, fiili emreden kişiden o fiili yapmış gibi bahsedilmesi caizdir. Allah en doğrusunu bilir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Telbiye Getirirken Hac veya Umreye Niyet Ettiğini Söylemek veya Sadece Kalben Niyet Etmek