MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

HAC

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Hastalıktan Dolayı Engellenmek

 

10794- Şafii der ki: "Ayet düşmanın engelolmasıyla ilgili nazil olmuştur. Gördüğüm kadarıyla Yüce Allah'ın ayetteki emri istisna ettiği dışında hac veya umreye niyet eden her kişinin haccını veya umresini tamamlaması gerekmektedir. Sonrasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) düşmanın engellemesiyle bunda bir ilk oldu."

 

10795- İbn Abbas der ki: "Engelleme durumu ancak bir düşmandan gelirse geçerli olur." Ebu Bekr veya Ebu Zekeriyya veya Ebu Said rivayetinde: "Şu an böyle bir engelleme yoktur" ziyadesinde bulunmuştur.(--- Şafii, Müsned (1/381) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (5/219) ve es-Sünenu's-Suğra (1764).

 

10796- Ebu Said'in rivayetinde Şafii şöyle demiştir: Yani şu an düşman tarafından böyle bir engellemenin olmadığını kastetmektedir. Yine ayetin düşman tarafından engellemen hakkında indiğini, hastalıktan dolayı engellenen hakkında inmediğini kastetmektedir. Hz. Aişe ile İbn Ömer'in: "Hastalık sebebiyle muhsar olan kişi ihramdan çıkamaz" şeklindeki rivayetleri de bu manadadır.

 

10797- Salim b. Abdillah'ın bildirdiğine göre babası: "Hastalık sebebiyle muhsar olan kişi, Kabe'yi tavaf edip Safa ile Merve arasında sa'y etmeden ihramdan çıkamaz" demiştir.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (5/219).

 

10798- Salim'in bildirdiğine göre babası: "Muhsar olan kişi, Kabe'yi tavaf edip Safa ile Merve arasında sa'y etmedikçe ihramdan çıkamaz" demiştir.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (5/219).

 

10799- Şafii, el-Mebsut eserinde: "Eğer elbise giymek zorunda kalırsa, giyer ve bu sebeple fidye öder" ziyadesinde bulunmuştur.

 

10800- Şafii der ki: "Bu, hastalık sebebiyle muhsar olan için geçerlidir.

Doğrusunu da Allah bilir."

 

10801- Süleyman b. Yesar bildiriyor: "İbn Ömer, Mervan ve İbnu'zZübeyr, Mekke yolunda ihramlıyken bineğinden düşen İbn Huzabe el-Mahzumi'ye, tedavi olması ve fidye vermesi, iyileşince de umre yapıp ihramdan çıkması, gelecek yıl da hac yapıp kurban kesmesi yönünde fetva verdiler.''(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (5/219).

 

10802- Eyyub es-Sahtiyanı, Basra halkından ihtiyar bir adamın şöyle dediğini bildiriyor: "Mekke'ye doğru yola çıktım ve yolda uyluk kemiğim kırıldı. Mekke'ye haber gönderdim. Orada bulunan Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Ömer ve diğerlerinden hiç kimse ihramdan çıkmama izin vermediler. O vaziyette suyun başında tam yedi ay ikamet etmek zorunda kaldım. Sonra umre yaparak ihramdan çıktım."(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (5/219).

 

10803- İsmail b. Uleyye bunu adını ve nesebini bildirdiği bir adamdan naklederek ve yanında konakladığı suyun adının Duseyne olduğunu bildirerek Malik'in hadisi yönünde rivayet etmiştir.

 

10804- Ebu Eyyub bildiriyor: Ebu'l-Ala b. Yezid b. Abdillah b. eş-Şıhhır: ''Umre için yola çıktım ve Duseyne'ye yetiştim" dedi ve mana olarak söz konusu hadisin aynısını zikretti.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (5/220).

 

10805- Hz. Aişe der ki: "Kişi ancak Kabe'yi tavaf ederek ihramdan çıkabilir. "

 

10806- Beyhaki der ki: "Başka bir isnadla bize bu Kasım b. Muhammed kanalıyla Hz. Aişe'den mevsul olarak rivayet edilmiştir.''(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (5/220).

 

10807- Nafi'nin bildirdiğine göre Abdullah b. Ömer şöyle derdi: Hac veya umre için ihrama giren kişi bir beladan dolayı Kabe'yİ tavaf etmeden ihramdan çıkmaz. Ancak düşman tarafından engellenmesi bunun dışındadır. Böylesi bir durumda da engellendiği yerde ihramdan çıkar. Bir beladan dolayı umresini yapamayan kişi Kabe'yi tavaf edinceye kadar ihramda kalır. Umresini tamamlayınca da ihramdan çıkar. Eğer düşman tarafından umreden engellenirse (engellendiği yerde ihramdan çıkar ve) Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaptığı gibi sonra güvende olduğu zaman gelip umresini yapar. Hac mevsimi bitene kadar bir beladan dolayı bu görevi yapamayan kimse Kabe'ye geldiği zaman tavaf edip Safa ile Merve arasında sa'y eder, sonra tıraş olur veya kısaltma yapar ve ihramdan çıkar. Bir sonraki yıl hacceder ve kurban keser. Kurbanı bulamayan (kimse) hac esnasında üç, ailesi yanına döndüğü zamanda yedi gün oruç tutar."

 

10808- Şafii, el-Kadim'de şöyle demiştir: "Hasta olup ta muhsar olan kişi tıraş olup normal giysilerini giyerse ihramdan çıktığı yerde fidye öder. Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ka'b b. Ucre'ye ihramdan çıktığı yerde bir oğlak kesmesini emrettiğini görmez misin? Ali b. Ebi Talib de oğlu Hüseyn'in yerine ihrama girmiş ve Sukya'da kurban kesip başını tıraş etmişti.

 

10809- Beyhaki der ki: Ka'b'ın hadisinin isnadı daha önce zikredilmişti.

Ali'nin hadisi ise şöyledir:

 

10810- Abdullah b. Cafer'in azatlısı Ebu Esma er-Rahabı bildiriyor:

Kendisi, Abdullah b. Cafer ile beraber Medine'den çıkıp, Sukya'da hasta olan Hüseyin b. Ali'ye uğradılar. Abdullah b. Cafer, orada haccı kaçırma tehlikesi belirinceye kadar kaldı ve Medine'de olan Ali b. Ebi Talib ve Esma binti Umeys'i çağırdı. Onlar geldikten sonra Hüseyin (tıraş edilmesi için) başını işaret edince Ali b. Ebi Talib'in emriyle başı tıraş edildi. Sonra onun yerine Sukya'da ihrama girdi ve onun yerine bir deve kesti. Yahya der ki: Hz. Hüseyin bu yolculuğa, Osman b. Affan ile beraber çıkmıştı.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (5/218).

 

10811- Şafii der ki: Bazıları hastalıktan dolayı muhsar olan kişi hakkında bize muhalefet ederek: "Hastahktan ve düşmandan dolayı muhsar olan kimse aynı konumdadır" dediler. Biri: "Muhsar olan kişinin kurbanını göndeririz ve kurbanını keseceğimiz günü kendisine bildiriyoruz" derken, başkaları: "Biz bu konuda İbn Mes'ud'dan rivayet ettiğimiz hadise itimat etmekteyiz" demiştir.

 

10812- Beyhaki der ki: Esved ve başkasının bildirdiğine göre İbn Mes'ud, umre için ihrama girmişken yılan tarafından sokulup muhsar olan kişiyle ilgili olarak: "Kurbanlıkları gönderin ve sizinle onun arasında bir gün belirleyin, o gün kurbanlar Mekke'de kesilince bu kişi ihramdan çıksın" demiştir.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (5/221).

 

10813- Şafii bu konuda cevap olarak şöyle demiştir: "Bizim görüşümüzde olanların tüm rivayetleri Kur'an'a daha yakındır ve sayıca çok oldukları için dedikleri kabulde daha uygundur. ''Kurbanı gönderir ve bir gün belirleriz'' diyenlere gelince, kişi kurbanının kesilip kesilmediğini bilmeden ihramdan çıkar ve belki de kurbanı daha kesilmemiştir. Yani böylesi bir durumda şüphe içinde olduğumuz halde kişiye ihramdan çıkmasını söylemiş oluruz."

 

10814- Beyhaki der ki: Haccac b. Amr el-Ensari'nin Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan rivayeti: "Hac esnasında bir organı kırılan veya ayağı sakatlanan kişi ihramdan çıkar ve daha sonra haccını yeniden yapar'' şeklindedir.(--- Ebu Davud, hac (1862,1863), Tirmizi, hac (940), Nesai, hac (5/198) ve İbn Mace, hac (2/1028).

 

10815- İsnadı konusunda ihtilaf vardır.

 

10816- İbn Abbas'ın azatlısı İkrime der ki: "Haccac b. Amr bunu bu şekilde bildirdi." Haccac es-Savvaf da bunu Yahya kanalıyla rivayet etmiştir."

 

10817- Başka bir yolla İkrime bunu Abdullah b. Rafi' kanalıyla Haccac b. Amr'dan rivayet etti. Ma'mer ve Muaviye b. Sellam da böyle demiştir.

İkrime der ki: Ben bu hadisi İbn Abbas ve Ebu Hureyre'ye sorduğumda: "Haccac doğru söylemiş" dediler.

 

10818- Arkadaşlarımızın İbn Abbas'tan olan rivayetleri bunun hilafınadır. çoğu da hac esnasında bir organı kırılan veya ayağı sakatlanan, kişinin ihramdan çıkmayacağı görüşündedir. Bu hadiste açık olana muhalefet etmişlerdir. Eğer bu sahıh bir hadis ise bu da ihramı giyerken kişinin şart koşmuş olmasıdır ki şartın yerine gelmesi durumunda kişi ihramdan çıkabilir ve daha sonra haccını yeniden yapar. Eğer daha önce haccetmiş ise yeniden haccetmesine gerek yoktur. Bazı dostlarımız şayet sahıh ise bu hadise, kişinin hastalık olmadan da ihramdan çıkmak zorunda kalması gibi böylesi bir durumda da ihramdan çıkacağı şeklinde anlam vermişlerdir. Doğrusunu da Allah bilir.

 

10819- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabına Hudeybiye yılında kestikleri kurbanların yerine kaza umresinde bir başkasını kesmelerini emretmiştir. Muhammed b. Seleme b. İshak bunu bu şekilde rivayet etmiştir.(--- Ebu Davud, hac (1864).

 

10820- Amr b. Meymun bildiriyor: (Bir yıl sonra umresini kaza etmek için yola çıkan) Ebu Hadır el-Hadremı, İbn Abbas'a muhsar olduğunuz zaman kestiğiniz kurbanların yerine başkasını kesmeyi sorduğunda: "Evet, yeniden kes, çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve ashabı müşrikler tarafından engellendikleri yıl kurban kesmişlerdi. Ancak kaza umresinde de yeniden kurban kestiler" karşılığını verdi.

 

10821- Hadiste Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yeniden kurban kesmeyi emretmemiştir. Şayet hadis sahıh ise bu da yeniden kurban kesmenin müstehap olması yönündedir. Yani yeniden umre yapılmasının vacip olması gibi vacip değildir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Hacda İstisna