MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

KORKU NAMAZI

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Korku Namazı

 

6697- Şafii der ki: Yüce Allah: "Namaz müminlere belirli vakitlerde farz kılınmıştır"[Nisa, 103] buyurur.

 

6698- Şafii: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu vakitterin hangi vakitler olduğunu açıklamış ve namazları bu vakitlerde kılmıştır. Fakat Hendek savaşında düşmanlar tarafından kuşatıldığında namazı vaktinde kılamamış, bundan dolayı öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını bir vakitte kılmak zorunda kalmıştır" demiş ve bu konuda Ebu Said el-Hudri'den gelen hadisi zikretmiştir. Bu hadisin sonunda da Ebu Said: "Bu da Yüce Allah'ın ''Eğer korkarsanız yaya veya binekte iken kılın''[Bakara, 239] ayetini indirmesinden önceydi" demiştir. 

Namaz konusunun başlarında da bu hadis isnadıyla birlikte zikredilmişti.

 

6699- Şafii der ki: Ebu Said bunun, savaş ortamında namazın nasıl kılınacağına dair söz konusu ayetin indirilmesinden önce olduğunu söylemiştir. Yüce Allah: "Yolculuk ettiğinizde, kafirlerin size bir fenalık yapmasından korkarsanız, namazı kısaltmanızda size bir sorumluluk yoktur"[Nisa, 101] buyurmuştur. Yine: "Sen içlerinde olup da namazlarını kıldırdığın zaman, bir kısmı seninle beraber namaza dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar; secdeyi yaptıktan sonra onlar arkanıza geçsinler; kılmayan öbür kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar... ''[Nisa, 102] buyurmuştur.

Sonrasında Şafii, Salih b. Havvat'ın hadisini zikreder.

 

6700- Ardından Şafii şöyle der: Bu şekilde Yüce Allah, Kitab'ıyla korku zamanında namazların geciktirilip vakti dışında kılınmasını neshetmiş, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazları kendi vakitleri içinde kılmasını emretmiştir. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de korku anlarında namazları Allah'ın emri doğrultusunda kendi vaktinde kılarak daha önce geciktirilmesine yönelik uygulamasını neshetmiştir.(--- Şa61, el-Ümm (1/210) ile er-Risale (s. 244, 245).

 

6701- Şafii başka bir yerde bu uygulamanın Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) özelolduğunu iddia edenlere karşı şöyle demiştir: "Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelen bir şey sabit ise ve Kitab, sünnet veya icmada kendisine özelolduğuna dair bir delalet bulunmuyorsa bu şey genele hitap ediyor demektir. Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nakledilen bir hadis bu konuda yeterli olur."

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Düşman Müslümanların Kıblesinde Olsun veya Olmasın Güvenliğin Olmaması Durumunda Korku Namazı