MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
NAMAZ |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Namazdayken Yanılarak
Konuşmak
4630- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: Habeşistan'a hicretimizden önce Resulullah'a (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) namaz kılarken selam verir, o da selamımıza karşılık verirdi.
Habeşistan'dan döndükten sonra selam vermek için yanına geldiğimde namazda
olduğunu gördüm. Selam verdim, ama selamımı almadı. Bunun üzerine oturup daha
önce böylesi durumlarda selamı almasını şimdi ise almamasını düşünmeye
başladım. Namazı bitirince yanına geldiğimde bana: "Yüce Allah verdiği
emirlerden dilediğini yeniler. Yeni emri de namazda kesinlikle
konuşmamanızdır" buyurdu.(--- Ebu Davud, salat (924), Nesai, salat (3/19)
ve Ahmed, Müsned (1/377,409,415,435,463). 2
4631- Beyhaki der ki: Bu
hadisi alimlerden bir gurup Asım b. Ebi'n-Necud'dan rivayet etmiş ve fakihler
bunu aralarında hüküm olarak kullanmışlardır. Ancak Buhari ve Müslim Asım'ın
hıfzının kötü olmasından dolayı onun rivayetinden sakınırlardı.(--- Zeylai,
Nasbu'r-Rdye (2/69).
4632- Bu hadis başka bir
kanalla mana olarak Buhari ve Müslim'in şartına göre sahıh bir kanalla ikisi
tarafından Asım'dan başkasından nakledilmiştir.
4633- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: Önceleri Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazda
iken ona selam verir, selamımıza da karşılık verirdi. Ancak Nedışi'nin yanından
geri döndükten sonra namazda iken ona selam verdiğimizde Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) selamımıza karşılık vermedi. Ona:
"Ey Allah'ın
Resulü! Önceleri sana selam verdiğimizde selamımıza karşılık verirdin"
dediğimizde: "Namazda kişi için yeterince meşguliyet vardır'' buyurdu.
Buhari ve Müslim bunu
sah!h'te Muhammed b. Abdillah b. Numeyr ve başkası kanalıyla Muhammed b.
Fudayl'dan rivayet etmiştir. (--- Buhari, menakib (3875) ve Müslim, salat
(2/693-694).
4634- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki rekat
kıldırdıktan sonra selam verdi. Zu'l-Yedeyn: "Ey Allah'ın Resulü! Unuttun
mu yoksa namaz mı kısaldı?" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): '2u'l-Yedeyn doğru mu söylüyor?" diye sordu. Cemaat: "Evet''
cevabını verince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp iki rekat
daha kıldırdı. Sonra selam verdi. Sonra tekbir getirip normal secdeleri gibi
veya biraz daha uzun olacak şekilde bir secde yaptı. Sonra başını kaldırdı.
Buhari bunu Sahih'te
Ka'nebi kanalıyla Malik'ten rivayet etmiştir. (--- Ebu Davud, salat (1009) ve
Tirmizi, salat (399).
4635- Müslim bunu İbn
Uyeyne kanalıyla Eyyub'den şu ilaveyle rivayet etmiştir: "Sonra Mescid'in
kıble tarafında olan bir kütüğün yanına gidip öfkeli bir şekilde ona
yaslandı."
Hadisin sonunda şu ibare
de vardır: İmran b. Husayn'dan bana bildirildiğine göre hadisin sonunda:
"Sonra selam verdi" geçmektedir.(--- Müslim, salat (2/765-766).
4636- Müslim, Hammad b.
Zeyd kanalıyla bunu Eyyub'den: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bize öğle veya ikindi namazını kıldırdı" ibaresiyle rivayet etmiştir.(--- Ebu
Davud, salat (1008- 1011).
4637- Humeydı ve Ali b.
el-Medını de hadisi bu şekilde nakletmiştir.
Ahmed'in, Süfyan'dan
olan rivayeti de aynı şekildedir.
4638- Ebu Hureyre
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize aşiyy namazlarından olan
öğle veya ikindi namazlarını kıldırırken iki rekat kıldırdıktan sonra selam
verdi. Sonra Mescid'in ön tarafına gitti ve orada bulunan bir kütüğün üzerine
ellerini koydu. Ravi hadisi zikredip şöyle devam etti: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) cemaate dönüp: '2u'l- Yedeyn doğru mu
söylüyor?" diye sorunca cemaat: Cemaat "evet" anlamında işaret
ettiler.
4639- Müslim'in, Rabı
kanalıyla Hammad'dan olan rivayetinde: "İşaret ettiler" ibaresi
yoktur. Bu, Ebu Davud'un, Muhammed b. Ubeyd'den olan rivayetinde mevcuttur.
4640- Ebu Davud, hadiste
imamdır.
4641-4642- Ebu Hureyre
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize öğle veya ikindi
namazını kıldırırken -İbn Sırin der ki: Ebu Hureyre hangi namaz olduğunu
söyledi ancak ben unuttum- iki rekat kıldırdıktan sonra selam verdi. Sonra
Mescid'deki bir kütüğün yanına gidip sağ elini sol eline koyup parmaklarını
birbirine geçirerek öfkeli bir şekilde kütüğe yaslandı. Sağ yanağını da sol
elinin dışına dayadı. İnsanlardan acele edenler Mescid'in kapısından çıktılar.
İnsanlar kendi aralarında: "Namaz kısaltıldı" dediler. Cemaat
içerisinde Ebu Bekr ve Ömer de vardı. Onlar bu konuda Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile konuşmaya çekindiler. Cemaat içinde kolları uzun olan
Zu'l-Yedeyn diye çağrılan bir adam vardı. Bu adam: "Ey Allah'ın Resulü!
Namaz mı kısaltıldı, yoksa unuttun mu?" diye sorunca, Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ne unuttum, ne de namaz kısaltıldı"
buyurdu. Sonra cemaate: "Durum Zu'l-Yedeyn'in dediği gibi mi?" diye sordu.
Cemaat: "Evet" cevabını verince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) hemen geri dönerek kılmadığı iki rekatı kıldırdı. Sonra selam verdi,
ardından tekbir getirerek namazdaki secdesi gibi veya daha uzun bir secde
yaptı. Sonra başını secdeden kaldırdı ve tekbir getirdi. Sonra bir daha tekbir
getirip namazdaki secdesi gibi veya daha uzun bir secde yaptı. Sonra başını
secdeden kaldırdı ve tekbir getirdi. Muhammed'e: "(Bu iki secdeden sonra)
selam verdi mi?" diye sorulurdu. Muhammed de şöyle cevap verirdi:
"Bana bildirildiğine göre İmran b. Husayn: "Sonra selam verdi"
demiştir.
4643- Kendisine sorulan
Nadr b. Şumeyl: "Acele edenlerden kasıt, ilk çıkanlar" demiştir.
Buhari bunu Sahih'te
İshak kanalıyla Nadr'dan, Nadr'ın açıklaması olmadan rivayet etmiştir.(---
Buhari, salat (482).
4644- Hadisin
anlatımında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kütüğün yanına gitmesi,
parmaklarını birbirine kenetlemesi, kütüğe yaslanması, yanağını sol elinin
üzerine koyması ve hadisin: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize
namaz kıldırdı" şeklinde başlayarak anlatılması, ravinin kıssaya baştan
sona kadar şahit olduğuna delalet eder.
4645- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize ikindi namazını kıldırırken
ikinci rekatta selam verdi. Zu'l-Yedeyn kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü! Namaz
mı kısaldı, yoksa unuttun mu?" diye sorunca, Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) cemaate doğru döndü ve: "Zu'l-Yedeyn doğru mu
söylüyor?') diye sordu. Cemaat "Evet" cevabını verince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) dönüp namazı tamamladı, namaz sonunda da selam
verdikten sonra otururken iki secde yaptı.
Müslim bunu Sahih'te
Kuteybe kanalıyla Malik'ten rivayet etmiştir.(--- Müslim, salat (2/766).
4646-4647- Ebu Bekr b.
Süleyman b. Ebi Hasme der ki: Öğrendiğime göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) öğle veya ikindi namazında iki rekat kılıp selam verince, Benı Zühre b.
Kilab kabilesinden olan Zu'ş-Şimaleyn: "Ey Allah'ın Resulü! Namaz mı
kısaldı, yoksa unuttun mu?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Ne namaz kısaldı, ne de unuttum'' karşılığını verdi.
Zu'ş-Şimaleyn: "Ey Allah'ın Resulü! Bilakis bunlardan biri oldu"
deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cemaate dönüp:
''Zu'ş-Şimaleyn doğru mu söylüyor?'' diye sordu. Cemaat: "Evet!"
deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazın geri kalan kısmını
da kıldırdıktan sonra selam verdi. (--- Malik, Muvatta (60).
4648- Malik, bunu İbn
Şihab kanalıyla Said b. el-Müseyyeb ile Ebu Seleme kanalıyla da rivayet
etmiştir.
4649- Şafii, el-Kadim'de
hadisi Malik'ten bu iki isnadla da rivayet etmiştir.
4650- Bu hadiste
Zühri'de ihtilaf edilmiştir.
4651- Malik bu hadisi
Zühri kanalıyla üç raviden bu şekilde mürsel olarak rivayet etmiştir.
4652- Ma'mer b. Raşid bu
hadisi Zühri kanalıyla Ebu Seleme ve Ebu Bekr b. Süleyman'dan, o ikisi de Ebu
Hureyre'den müsned olarak rivayet etmiştir.
4653- Yunus b. Yezid de
Zühri kanalıyla Said - Ebu Seleme - Ebu Bekr b. Abdirrahman ve Ubeydullah b.
Abdillah'tan, hepsi de Ebu Hureyre'den:
''Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bize namaz kıldırdı ... " şeklinde müsned olarak rivayet
etmiştir.
4654- Salih b. Keysan da
bunu Zühri kanalıyla Ebu Bekr b. Ebi Hasme'den mürsel olarak, diğerlerinden ise
müsned olarak nakletmiştir. Muhammed b. Yahya ez-Zühli bu hadisin sahıh olduğu
görüşündeydi.
4655- Bu hadisin
metninde iki tür hata vardır. Birincisi Zu'l-Yedeyn'in Zu'ş-Şimaleyn olarak
geçmesi. Zira Zu'ş-Şimaleyn Bedir savaşında öldürülmüştü. Zu'l-Yedeyn ise
söylendiğine göre Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından sonra
da yaşamıştır.
4656- Diğer hata da
sehiv secdesinin zikredilmemesidir. Zühri hadisi başka bir yolla rivayet
etmiştir.
4657- Ma'mer ondan bu
hadisi nakledip sonunda şöyle dedi: Zühri: Namazı bitirdikten sonra iki secde
yaptı" dedi.
4658- Ebu Hureyre:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize öğle veya ikindi namazını
kıldırdı" deyip hadisi zikretti ve soruyu soranın adını Zu'I-Yedeyn olarak
zikretti. Hadisin sonunda da: "Sonra sehiv secdesi yaptı" dedi,
Buhari bunu Sahih'te
rivayet etmiştir. (--- Ebu Davud, salat (1014).
4659- Yahya b. Ebi
Kesir'in Ebu Seleme kanalıyla bildirdiğine göre Ebu Hureyre: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber öğle namazını kılarken'' deyip hadisi
zikretti ve: "Benı Süleym kabilesinden olan Zu'l-Yedeyn ...'' dedi,(---
Müslim, salat (2/767).
4660- Yahya, Ebu
Seleme'den naklettiği bu hadiste secdeyi zikretmemiş ve şöyle demiştir:
Damdam'ın bana bildirdiğine göre Ebu Hureyre: "Sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki sehiv secdesi yaptı" demiştir.(--- Ebu
Davud, salat (1016).
4661- Bu hadis Müslim'de
metnin tamamı verilmeden nakledilmiştir.
4662- Bütün bu
rivayetler, Ebu Hureyre'nin kıssaya şahit olduğunu göstermektedir.
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize namaz kıldırdı"
sözünün Ebu Hureyre'nin o namazda olduğuna delalet etmeyeceği bununla
müslümanlara kıldırdı anlamı da çıkabileceği söylense de: "Ben Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile namaz kılarken" sözü Ebu Hureyre'nin
bizzat kıssaya şahit olduğunu göstermektedir.
4663- Zikrettiğimiz
rivayetler Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zu'l-Yedeyn kıssasında
iki sehiv secdesini, namazda konuşmanın yasaklanmasından sonra yaptığına
delalet etmektedir. Verilmemesi gereken yerde selam vermek te konuşmak gibidir.
4664- Yine Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazın eksik kılındığını söyleyenin
Zu'ş-Şimaleyn değil Zu'l-Yedeyn olduğunu göstermektedir.
4665-4667- İbn Ömer'in bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kıldırırken yanılarak
ikinci rekatla selam verince Zu'l-Yedeyn adındaki bir adam: "Ey Allah'ın
Resulü! Namaz mı kısaldı, yoksa unutlun mu?" diye sordu. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ne namaz kısaldı, ne de unuttum"
arşılığını verdi.
Zu'l-Yedeyn: "İki rekat kıldın" deyince, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Zu'l-Yedeyn'in dediği gibi mi oldu?" diye sordu.
Cemaat: "Evet!" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ileri geçip iki rekat kıldıktan sonra selam verdi. Sonra iki sehiv secdesi
yaptı.
Ebu Usame hadisi bu
senetle nakletmede tek kalmıştır, ancak güvenilirdir. (--- Ebu Davud, salat
(1017) ve İbn Mace, salat (1213).
4668- İmran b. Husayn
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikindi namazını kıldırırken
üçüncü rekatta selam verdi ve odasına gitti. Bunun üzerine kolları uzun biri
olan Hirbak adında bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Namaz mı kısaldı?"
diye seslendi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kızgın bir şekilde
ridasını arkasında sürüyerek odadan çıktı ve durumu sordu. Eksik kıldiğ
söylenince de geriye kalan bir rekatı da kıldırdı. Selam verdikten sonra da iki
sehiv secdesi yaptı ve tekrar selam verdi.
Müslim bunu Sahıh'te
İshak b. İbrahım kanalıyla Abdulvehhab'dan rivavet etmiştir.(---Müslim, salat
(2/767-768).
4669- Bu hadis başka bir
kanalla İmran b. Husayn'dan: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ikindi namazını kılarken üçüncü rekatta selam verdi" şeklinde başlayıp
nakledilmiştir.
4670- Şafii bunu
el-Kadım'de İbn Uleyye'den rivayet etmiş, ancak hadisi İbn Uleyye'den bizzat
işittiğini söylememiştir.
4671- Müslim bunu
Sahıh'te Ebu Bekr b. Ebi Şeybe kanalıyla Züheyr b. Harb'dan, o da İsmail b.
Uleyye'den tahric etmiştir.
4672- Şafii, el-Kadim'de
der ki: Muaviye b. Hudeye'in bildirdiğine göre bir gün Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) namaz kıldırırken namazın bitmesine bir rekat kala namazı
bitirip gitti. Adamın biri ona yetişip: "Namazda bir rekatı unuttun"
deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dönüp Mescid'e girdi.
Bilal'a kamet getirmesini söyledi ve cemaate bir rekat daha kıldırdı. Bunu
insanlara anlattığımda: "Peşinden giden adamın kim olduğunu biliyor
musun?" diye sordular. "Bilmiyorum, ama görsem tanırım" dedim.
Bu adam yanımdan geçerken de: "işte bu!" dedim. Yanımdakiler:
"Bu, Talha b. Ubeydillah'tır" dediler.
4673- Ebu Davud bunu
Sünen'de Kuteybe kanalıyla Leys'ten: "Namazdan kılmadığı bir rekat daha
varken selam verdi ... " şeklinde rivayet etmiştir.(--- Ebu Davud, salat
(1023) ve Nesai, salat (2/18-19).
4674- Yahya b. Eyyub
bunu Yezid b. Ebi Habıb'den: "Akşam namazını kılarken ikinci rekatta selam
verdi" şeklinde rivayet etmiştir.
4675- Bizdeki
rivayetlerde: "Bilal'a ezan okuyup kamet getirmesini emretti" ibaresi
yoktur. Sadece Bilal'a kamet etmesini emrettiği vardır.
4676- Bu kamet te,
namazın kalan kısmını kılmaları için cemaatin toplanmasına yöneliktir. Bu da o
zaman Şi'ıfil'nin de zikrettiği illet sebebiyle namazlarına zarar vermiyordu.
4677- Namazda
yanıldıklarını anladıktan sonra Bilal'a emretmesi, Bilal'ın da cemaatin
toplanması işaretle olmuştur. Bu da namaza zarar vermez.
4678- ŞafiI: "
Genelolarak bizim de görüşümüz budur" demiştir.
4679- İbn Mes'ud'un hadisi,
Zu'I-Yedeyn'in hadisiyle ters değildir. İbn Mes'ud'un hadisi namazdaki genel
konuşmalardır. Zu'I-Yedeyn'in hadisinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) kasıtlı veya unutarak konuşmayı ya da namazı bitirdiğini zannederek
konuşmayı birbirinden ayırmıştır.
4680- İnsanlardan biri,
Zu'I-Yedeyn'in hadisinin sabit, ancak mensuh olduğunu söyleyerek bize muhalefet
etmiştir.
4681- "Bunu
nesheden nedir?" diye sorduğumda: "İbn Mes'ud'un hadisi'' cevabını
verdi.
4682- "İki hadis
birbiriyle ters düşünce sonraki hadis (nasih) geçerli olmaz mı?"
dediğimde: "Evet" cevabını verdi.
4683- Ben: "Hadiste
İbn Mes'ud'un hadiste Habeşistan'a hicret ettiğini sonra Mekke'ye döndüğünü ve
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'de Kabe'nin gölgesinde namaz kılarken
yanına gittiğini, sonra Medine'ye hicret ettiğini ve Bedir'e katıldığını
bilmiyor musun?" dediğimde: "Biliyorum'' cevabını verdi.
4684- Ben: "İbn
Mes'ud, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hicret etmeden önce gelmişse, sonra İmran b.
Husayn Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mescid'deki kütüğün yanına
gittiğini söylemişse, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hicretten
sonra Mescid'inde namaz kıldığını bilmiyor mu?" diye sorduğumda:
"Biliyor" cevabını verdi.
4685- O zaman İmran b.
Husayn'ın hadisinden anlaşılmaktadır ki, İbn Mes'ud'un hadisi Zu'l-Yedeyn
hadisini neshetmemiştir.
4686- Beyhaki der ki:
İbn Mes'ud'un, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kabe'nin gölgesindeyken
yanına gidişiyle ilgili hadis, Şafii ile aynı görüşte olmayan inkar etmediğine
göre değişik yollarla kendisine gelmiş olabilir. O gün onlar hadisi daha sonra
Şafii ile aynı görüşte olmayanı destekleyenden daha iyi biliyorlardı. Yine İbn
Mes'ud'un Habeşistan'a gittiğini, sonra Mekke'ye döndüğünü, sonra Medine'ye
hicret ettiğini ve Bedir savaşına katıldığını Şafii ile aynı görüşte olmayanı
destekleyenden daha iyi biliyorlardı. Bu kıssa Musa b. Ukbe'nin Megazi'sinde
geçmektedir ve ilim ehline ve hadis alimlerine göre Musa b. Ukbe'nin Megazi'si
en sahih Megazilerdendir.
4687- Onun bu sözünün
sıhhatine Ebu İshak'ın, Abdullah b. Utbe kanalıyla Abdullah b. Mes'ud'dan
naklettiği şu hadis şahitlik etmektedir:
"Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi seksen kişiyle Necaşi'ye gönderdi."
Ravi hadisi zikredip sonunda: "İbn Mes'ud diğerlerinden önce
Habeşistan'dan döndü ve Bedir savaşına da katıldı" dedi.(--- Heysemi,
Mecma (6/24).
4688- Megazi alimleri
arasında İbn Mes'ud'un Bedir savaşına katıldığı konusunda ihtilaf yoktur.
4689- Ebu Hureyre'nin
Zu'I-Yedeyn kıssasıyla ilgili hadisi (Bedir'den) daha sonra vaki olmuştur.
4690- İmran b.
Husayn'ın, Mescid'deki kütükle ilgili hadisiyle ilgili söylediğine gelince;
hadis Abdulvehhab'ın rivayetinde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kütüğün yanına gittiği değil, odasına girdiği, İbn Uleyye'nin rivayetinde ise
evine geçtiği şeklindedir. Ebu Hureyre'nin hıfzı, İmran'dan daha iyidir.
4691- Süfyan b.
Uyeyne'nin Eyyub kanalıyla İbn Sirin'den bildirdiğine göre Ebu Hureyre:
"Sonra Mescid'in kıble tarafında olan bir kütüğün yanına gitti"
demiştir.
4692- Hammad b. Zeyd'in
Eyyub'dan olan rivayeti de aynı manadadır.
4693- İbn Avn'ın, İbn
Sırin'den olan hadisi de aynıdır.
4694- Şafii, zikrettiğimiz
isnadla şöyle dedi: Ebu Hureyre: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bize namaz kıldırdı" demiştir. Ebu Hureyre'nin Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile olan beraberliği ne zaman başladı bilmiyorum.
4695- Şafii der ki: Ebu
Hureyre, Hayber savaşında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
sohbetinde bulunmaya başlamıştır.
4696- Ebu Hureyre:
"Üç veya dört yıl Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sohbetinde
bulundum" demiştir.
4697- Beyhaki der ki:
Sabit olan hadislerde: "Bize namaz kıldırdı demiştir. Bir rivayette ise
hadis: "......" şeklindedir.
4698- Sabit (sahih) bir
hadisle bize Yahya b. Ebi Kesir kanalıyla Ebu Seleme'nin bildirdiğine göre Ebu
Hureyre: "Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber namaz
kılarken ... " deyip Zu'l-Yedeyn kıssasını zikretti.
Ebu Hureyre der ki:
"Hayber'in fethinden sonra ResUlullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve
ashabının yanına geldim."(--- Buhari, meğazi (2723).
4700-4701- Kays b. Ebi
Hazım'ın bildirdiğine göre Ebu Hureyre "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) sohbetinde üç yıl bulundum. Bu süre zarfında yaşıtlarım arasında
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hadisini ezberleme konusunda benim
kadar hırslı olan yoktu".
4702- Humeydi'nin söylediğine
göre imran b. Husayn Bedir savaşından sonra müslüman olmuştur.
4703- Hirbak ismine
gelince: (Bu hadisi rivayet eden) Muaviye b. Hudeyc Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) vefatından iki ay önce müslüman olmuştur ve Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ardında namaz kılmıştır.
4704- Talha b.
Ubeydillah der ki: Muaviye ResUlullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
vefatından iki ay önce müslüman olmuştur.
4705- Evzai der ki:
Muaviye b. el-Hakem'in Müslüman olması bu yöndeki iki uygulama içinden sonraki
uygulama zamanında gerçekleşmiştir. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
arkasında namaz kılarken konuştuğu için de Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) namazını yeniden kılmasını söylememiştir.(--- Beyhakl, es-Sünenu'l-Kübra
(2/365).
4706- Şafii dedi ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Hureyre'nİn kendisinin sohbetinde
bulunmaya başlamasından önce İbn Mes'ud'un Habeşistan'dan dönüşünden sonra
Mekke'de kaldığı süre dışında, Medine'de yıllarca kaldı.
4707- İbn Mes'ud'un
hadisi diğerlerini neshetmiş olabilir.
4708- Hayır denilecek
olursa derim ki: Eğer İbn Mes'ud'un hadisi, dediğin gibi İmran ve Ebu
Hureyre'nin hadisine ters düşseydi ve namazda kasıtlı konuşulsaydı, sen de
biliyorsun ki; namazı bitirdiğini zannederek konuşmakla veya namazda olduğunu
unutarak konuşmak arasında fark olmasaydı, İbn Mes'ud'un hadisi neshedilmiş
olurdu ve namazda konuşmak mubah olurdu. Ancak İbn Mes'ud'un hadisi ne nasih,
ne mensuhtur.
4709- "Bu konuda zikredilen
olayın içinde geçen Zu'l-Yedeyn, Bedir savaşında öldürülen kişi midir?"
diye sorulacak olursa da şöyle derim: "Hayır! İmran bu kişiyi Hirbak
olarak isimlendirmiştir. Bunun kolları kısa veya uzundur. Bedir savaşında
öldürülen kişi ise Zu'ş-Şimaleyn'dir. Eğer ikisi de Zu'I-Yedeyn olsaydı
isimlerin birbirine benzemesi gerekirdi.
4710- Beyhaki der ki:
Zu'ş-Şimaleyn, Zühre oğullarının anlaşmalısı, Huzaa kabilesinden Abduamr b.
Nadle'nin oğludur ve Bedir günü şehid olmuştur.
4711- Urve b. ez-Zübeyr
ve diğeri Megazi alimleri böyle demişlerdir.
4712- Ebu İshak:
"Zu'ş-Şimaleyn'in çocukları olmadığından soyu devam etmemiştir"
demiştir.
4713- Zu'l-Yedeyn
hakkında ise Yahya b. Ebi Kesk "Süleym oğullarındandır. Şuayb b. Matır,
babası kanalıyla Zu'l-Yedeyn'den rivayette bulunmuştur" demiştir.
4714- Ebu Hureyre'nin
hadisinde Zu'ş-Şimaleyn diyenler yanılmıştır. Çünkü bu hadiste bahsedilen kişi
Zu'!-Yedeyn'dir ve Bedir'de öldürülen kişi değildir.
4715- Şafii'ye soru
soran kişi bu yönde Zu'l-Yedeyn'in söylediklerini Resulullah'ın da (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bu konuda cemaate sorduğunu zikretmiştir.
4716- Hammad b. Zeyd'in
hadisinde, işaret ettikleri geçmektedir. Zu'l-Yedeyn'in hadisinde ise namazın
kısalıp kısalmadığını sorduğu geçmektedir.
4717- Şafii buna da
yeterli cevabı vermiştir.
4718- Şafii der ki:
Benim yaptığım imamlık, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaptığı
imamlığa yakındır" dediğimde: "Sizin namazınız ve imamlığınızın
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı imamlığı arasında farklı
olan nedir?'' diye sordu.
4719- Ben: "Yüce
Allah, farzlarını peyderpey Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) indirip,
bazı farzları da hafifletmiyor muydu?" dedim.
4720- "Evet"
cevabını verince ben şöyle dedim: "Ne biz, ne de sen ne de hiçbir
müslüman, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı bitirdiğini
zannederek namazdan çıktığında şüphe etmiyor." O: "Evet öyle"
karşılığını verdi.
4721- Ben:
"Zu'I-Yedeyn, namazın mı kısaldığını veya Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) unuttuğunu bilmediği için, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) o soruyu sordu. Öyle değil mi?" diye sorunca: "Evet
öyle" cevabını verdi. Ben: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Zu'I-Yedeyn'in böyle demesinden emin olmadığı için başkasına da sordu öyle''
değil mi?" diye sorunca: "Evet öyle cevabını verdi.
4722- Ben:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aynı şeyi başkasına sorunca
ihtimaldir ki sözünü duymayan birine sormuştur. Yine ihtimaldir ki Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zu'I-Yedeyn'in cevabını işitmediği için başka
birine sormuştur. O da Zu'I-Yedeyn'in verdiği cevabı vermiş, Resulullah ta
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zu'I-Yedeyn'e söylediğini adama söylemiştir.
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zu'I-Yedeyn'e ve adama verdiği
cevap bu durumdaki kişinin ne yapması gerektiğini açıklamaktadır.
4723- Ben: "Sahabe
ResUlullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı eksik kıldığını söyleyince,
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu kabul edip namazı tamamlayana
kadar ne kendisi, ne de cemaat konuşmadı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) vefat edince artık farzlar tamamlandı ve ne arttı, ne de eksildi"
deyince: "Evet, doğrudur" cevabını verdi.
4724- Ben ona: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile bizim aramızdaki fark budur" deyince,
orda bulunanlardan biri: "Hiç kimsenin inkar edemeyeceği kadar açık bir
fark" dedi.
Ancak soruyu soran
itiraz ederek bu konuda Muaviye b. el-Hakem es-Sülemi'nin hadisini delil
gösterdi. Şafii buna karşılık namazda konuşmanın haram olduğunu bilmeyen
kişinin konuşmasını delil gösterdi. Bu kişi namazda konuşmanın haram olduğunu
bilmeden konuşmuştu. Resulullah'ın da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu kişiye
namazı iade etmesini söylememişti. Bu yönden bu adamın durumu Zu'l-Yedeyn
hadisi gibi hatta daha ileride bir örnektir. Çünkü burada adam kasıtlı olarak
konuşmuştur. Ancak namazda konuşmanın haram oluğunu bilmediği için konuştuğunu
söylemiştir.
4725- "Namazda
insanların sözlerinden bir şey söylemek caiz değildir" hadisi, İbn
Mes'ud'un hadisi gibidir; ancak Zu'l-Yedeyn'in hadisine muhaliftir.
4726- Bundan kasıt ta
daha önce söylediğim gibi bilerek kasıtlı konuşmaktır. Zu'!-Yedeyn'in konuşması
ise sehven yapılan bir konuşmadır.
4727- Beyhaki der ki:
Ebu Said b. el-Mualla'nın bildirdiğine göre namaz kılarken Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisini çağırdı. Namazı bitirip Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gidince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Seni çağırdığım zaman neden gelmedin?'' diye sordu. Ebu Said
"Namaz kıhyordum" cevabını verince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): ''Yüce Allah: ''Ey inananlar! Allah ve Peygamber, sizi, hayat
verecek şeye çağırdığı zaman icabet edin''[Enfal, 24] buyurmuyar mu?"
dedi.
Hadis başka bir kanalla
nakledip şöyle devam etmiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Sana Kur'an'daki en büyük sureyi öğreteyim mi?" diye sordu.
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sureyi bana öğretmeyi unuttuğunu
düşündüm ve: "Ey Allah'ın Resulü! Bana söylediğin şey ne oldu?" diye
sordum
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Bu sure Fatiha Suresidir. O, SEbu'l-Mesani ve bana verilen
Kur'an-ı Azım'dir'' buyurdu.
Buhari bunu başka bir
yolla Şu'be'den rivayet etmiştir.(--- Ebu Davud, salat (1458), Nesai, salat
(913) ve İbn Mace, edeb (3785).
4728- Ubey b. Ka'b'dan
da aynı şey rivayet edilmiştir.
4729- Bu, Şafii'nin,
namazda da olsa konuşmakla ilgili soruya verdiği cevabı tekid etmektedir.
4730- Şafii,
Hicazlıların, namazın kabulolması için konuşmakla ilgili görüşlerini aktarırken
Abdullah b. ez-Zübeyr'den nakledilen hadisi de zikretmiştir.
4731- Ata'nın
bildirdiğine göre ibnü'z-Zübeyr kendilerine akşam namazını kıldırırken ikinci
rekatta selam verdikten sonra Hacer-i Esved'i selamlamak için kalktı. Cemaat:
"Sübhanallah" deyince onlara dönüp: "Ne oluyor?" diye
sorduktan sonra bir rekat daha kılarak selam verdi, sonra oturduğu yerde sehiv
secdesi yaptı. Bu durum İbn Abbas'a anlatılınca İbn Abbas:
"Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetinden ayrılmadı" dedi.
4732- isı bunu Ata'dan
şu şekilde nakletmiştir: "İbnü'z-Zübeyr bize dönüp: "Namazı
tamamlamadım mı?" diye sordu. Biz başımızla hayır işareti yapınca, dönüp
üçüncü rekatı kıldı.
4733- Sa'd b. İbrahım'in
bildirdiğine göre Urve b. ez-Zübeyr akşam namazının iki rekatını kılıp selam
vererek konuştuktan sonra kalan rekatı kıldı ve sehiv secdesi yaparak:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böyle yaptı" dedi.
284
Namaz Kitabı
4734-4735- Zeyd b. Erkam
der ki: "Namazdayken kişi yanındakiyle konuşurdu. -Ruzbari'nin rivayeti:
"Namazdayken yanımızdakiyle konuşurduk" şeklindedir.- Bunun üzerine:
"namazlara ve orta namaza devam edin; gönülden boyun eğerek Allah için
namaza durun.''[Bakara, 238] aye' nazil oldu ve susup konuşmamamız emredildi.
Müslim bunu Sahıh'te
Yahya b. Yahya kanalıyla Huşeym'den, Buhari ve Müslim ise İsa b. Yunus
kanalıyla İsmail'den rivayet etmiştir.(--- Buhari, salat (1200) ve Müslim,
salat (2/694-695).
4736- Bu ve İbn
Mes'ud'un hadisinden da kastedilen, sakınılması mümkün olan kasıtlı
konuşmalardır.
4737- Bu, konuşmanın
Zu'l-Yedeyn'in hadisinden sonra yasaklandığına delalet etmez. Çünkü Zeyd b.
Erkam, Medine'deki ilk sahabilerdendir. Ebu İshak der ki: Zeyd b. Erkam'a:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kaç gazveye katıldı?" diye
sorduğumda: "On dokuz gazve" cevabını verdi. Ben: "Peki sen
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber kaç gazveye
katıldın?" diye sorunca ise: "On dokuz gazveye" cevabını verdi.
Ben: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ilk gazvesi
hangisiydi?" diye sorunca da: "Zu'l-Uşeyra gazvesi" cevabını
verdi.(--- Müslim, hac (4/660).
4738- Namazda konuşmanın
yasaklanması bundan önce olabilir.
4739- "Namazda konuşurlardı"
sözü, daha önce yapılan ancak artık yapılmayan bir şeye işaret eder.
4740- Eğer hadis:
"Konuşurduk ... " şeklindeyse, konuşmanın daha önce yasaklanmış
olması Zeyd b. Erkam'ın bundan haberinin olmaması mümkündür. Bu ayet te
yasaklanmış bir şeyi tekid etmek için inmiş olabilir. Zeyd, ayetteki kunut
sözünün, susmak manasına geldiğini anladığı için bu şekilde söylemiştir.
4741- Abdullah b. Mes'ud
da Habeşistan'dan dönünce, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine
söyleyene kadar namazda konuşmanın yasaklandığını ailm bilmiyordu.
4742- Bazı hükümler
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söylemesiyle sabit olur, sonra
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözüne muvafık şekilde ayet nazil
olarak onu tekid ederdi. Namaz kılmak için abdest almanın farz olması da bu
konuda ayet nazil olmadan önce geçerliydi. Sonra ayet nazil oldu ve bunu tekid
etti.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: