MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

NAMAZ

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Namazdayken Yanılarak Konuşmak

 

4630- Abdullah (b. Mes'ud) der ki: Habeşistan'a hicretimizden önce Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kılarken selam verir, o da selamımıza karşılık verirdi. Habeşistan'dan döndükten sonra selam vermek için yanına geldiğimde namazda olduğunu gördüm. Selam verdim, ama selamımı almadı. Bunun üzerine oturup daha önce böylesi durumlarda selamı almasını şimdi ise almamasını düşünmeye başladım. Namazı bitirince yanına geldiğimde bana: "Yüce Allah verdiği emirlerden dilediğini yeniler. Yeni emri de namazda kesinlikle konuşmamanızdır" buyurdu.(--- Ebu Davud, salat (924), Nesai, salat (3/19) ve Ahmed, Müsned (1/377,409,415,435,463). 2

 

4631- Beyhaki der ki: Bu hadisi alimlerden bir gurup Asım b. Ebi'n-Necud'dan rivayet etmiş ve fakihler bunu aralarında hüküm olarak kullanmışlardır. Ancak Buhari ve Müslim Asım'ın hıfzının kötü olmasından dolayı onun rivayetinden sakınırlardı.(--- Zeylai, Nasbu'r-Rdye (2/69).

 

4632- Bu hadis başka bir kanalla mana olarak Buhari ve Müslim'in şartına göre sahıh bir kanalla ikisi tarafından Asım'dan başkasından nakledilmiştir.

 

4633- Abdullah (b. Mes'ud) der ki: Önceleri Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazda iken ona selam verir, selamımıza da karşılık verirdi. Ancak Nedışi'nin yanından geri döndükten sonra namazda iken ona selam verdiğimizde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) selamımıza karşılık vermedi. Ona:

"Ey Allah'ın Resulü! Önceleri sana selam verdiğimizde selamımıza karşılık verirdin" dediğimizde: "Namazda kişi için yeterince meşguliyet vardır'' buyurdu.

Buhari ve Müslim bunu sah!h'te Muhammed b. Abdillah b. Numeyr ve başkası kanalıyla Muhammed b. Fudayl'dan rivayet etmiştir. (--- Buhari, menakib (3875) ve Müslim, salat (2/693-694).

 

4634- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki rekat kıldırdıktan sonra selam verdi. Zu'l-Yedeyn: "Ey Allah'ın Resulü! Unuttun mu yoksa namaz mı kısaldı?" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): '2u'l-Yedeyn doğru mu söylüyor?" diye sordu. Cemaat: "Evet'' cevabını verince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp iki rekat daha kıldırdı. Sonra selam verdi. Sonra tekbir getirip normal secdeleri gibi veya biraz daha uzun olacak şekilde bir secde yaptı. Sonra başını kaldırdı.

Buhari bunu Sahih'te Ka'nebi kanalıyla Malik'ten rivayet etmiştir. (--- Ebu Davud, salat (1009) ve Tirmizi, salat (399).

 

4635- Müslim bunu İbn Uyeyne kanalıyla Eyyub'den şu ilaveyle rivayet etmiştir: "Sonra Mescid'in kıble tarafında olan bir kütüğün yanına gidip öfkeli bir şekilde ona yaslandı."

Hadisin sonunda şu ibare de vardır: İmran b. Husayn'dan bana bildirildiğine göre hadisin sonunda: "Sonra selam verdi" geçmektedir.(--- Müslim, salat (2/765-766).

 

4636- Müslim, Hammad b. Zeyd kanalıyla bunu Eyyub'den: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize öğle veya ikindi namazını kıldırdı" ibaresiyle rivayet etmiştir.(--- Ebu Davud, salat (1008- 1011).

 

4637- Humeydı ve Ali b. el-Medını de hadisi bu şekilde nakletmiştir.

Ahmed'in, Süfyan'dan olan rivayeti de aynı şekildedir.

 

4638- Ebu Hureyre bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize aşiyy namazlarından olan öğle veya ikindi namazlarını kıldırırken iki rekat kıldırdıktan sonra selam verdi. Sonra Mescid'in ön tarafına gitti ve orada bulunan bir kütüğün üzerine ellerini koydu. Ravi hadisi zikredip şöyle devam etti: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cemaate dönüp: '2u'l- Yedeyn doğru mu söylüyor?" diye sorunca cemaat: Cemaat "evet" anlamında işaret ettiler.

 

4639- Müslim'in, Rabı kanalıyla Hammad'dan olan rivayetinde: "İşaret ettiler" ibaresi yoktur. Bu, Ebu Davud'un, Muhammed b. Ubeyd'den olan rivayetinde mevcuttur.

 

4640- Ebu Davud, hadiste imamdır.

 

4641-4642- Ebu Hureyre anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize öğle veya ikindi namazını kıldırırken -İbn Sırin der ki: Ebu Hureyre hangi namaz olduğunu söyledi ancak ben unuttum- iki rekat kıldırdıktan sonra selam verdi. Sonra Mescid'deki bir kütüğün yanına gidip sağ elini sol eline koyup parmaklarını birbirine geçirerek öfkeli bir şekilde kütüğe yaslandı. Sağ yanağını da sol elinin dışına dayadı. İnsanlardan acele edenler Mescid'in kapısından çıktılar. İnsanlar kendi aralarında: "Namaz kısaltıldı" dediler. Cemaat içerisinde Ebu Bekr ve Ömer de vardı. Onlar bu konuda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile konuşmaya çekindiler. Cemaat içinde kolları uzun olan Zu'l-Yedeyn diye çağrılan bir adam vardı. Bu adam: "Ey Allah'ın Resulü! Namaz mı kısaltıldı, yoksa unuttun mu?" diye sorunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ne unuttum, ne de namaz kısaltıldı" buyurdu. Sonra cemaate: "Durum Zu'l-Yedeyn'in dediği gibi mi?" diye sordu. Cemaat: "Evet" cevabını verince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hemen geri dönerek kılmadığı iki rekatı kıldırdı. Sonra selam verdi, ardından tekbir getirerek namazdaki secdesi gibi veya daha uzun bir secde yaptı. Sonra başını secdeden kaldırdı ve tekbir getirdi. Sonra bir daha tekbir getirip namazdaki secdesi gibi veya daha uzun bir secde yaptı. Sonra başını secdeden kaldırdı ve tekbir getirdi. Muhammed'e: "(Bu iki secdeden sonra) selam verdi mi?" diye sorulurdu. Muhammed de şöyle cevap verirdi: "Bana bildirildiğine göre İmran b. Husayn: "Sonra selam verdi" demiştir.

 

4643- Kendisine sorulan Nadr b. Şumeyl: "Acele edenlerden kasıt, ilk çıkanlar" demiştir.

Buhari bunu Sahih'te İshak kanalıyla Nadr'dan, Nadr'ın açıklaması olmadan rivayet etmiştir.(--- Buhari, salat (482).

 

4644- Hadisin anlatımında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kütüğün yanına gitmesi, parmaklarını birbirine kenetlemesi, kütüğe yaslanması, yanağını sol elinin üzerine koyması ve hadisin: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize namaz kıldırdı" şeklinde başlayarak anlatılması, ravinin kıssaya baştan sona kadar şahit olduğuna delalet eder.

 

4645- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize ikindi namazını kıldırırken ikinci rekatta selam verdi. Zu'l-Yedeyn kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü! Namaz mı kısaldı, yoksa unuttun mu?" diye sorunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cemaate doğru döndü ve: "Zu'l-Yedeyn doğru mu söylüyor?') diye sordu. Cemaat "Evet" cevabını verince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dönüp namazı tamamladı, namaz sonunda da selam verdikten sonra otururken iki secde yaptı.

Müslim bunu Sahih'te Kuteybe kanalıyla Malik'ten rivayet etmiştir.(--- Müslim, salat (2/766).

 

4646-4647- Ebu Bekr b. Süleyman b. Ebi Hasme der ki: Öğrendiğime göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öğle veya ikindi namazında iki rekat kılıp selam verince, Benı Zühre b. Kilab kabilesinden olan Zu'ş-Şimaleyn: "Ey Allah'ın Resulü! Namaz mı kısaldı, yoksa unuttun mu?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ne namaz kısaldı, ne de unuttum'' karşılığını verdi. Zu'ş-Şimaleyn: "Ey Allah'ın Resulü! Bilakis bunlardan biri oldu" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cemaate dönüp: ''Zu'ş-Şimaleyn doğru mu söylüyor?'' diye sordu. Cemaat: "Evet!" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazın geri kalan kısmını da kıldırdıktan sonra selam verdi. (--- Malik, Muvatta (60).

 

4648- Malik, bunu İbn Şihab kanalıyla Said b. el-Müseyyeb ile Ebu Seleme kanalıyla da rivayet etmiştir.

 

4649- Şafii, el-Kadim'de hadisi Malik'ten bu iki isnadla da rivayet etmiştir.

4650- Bu hadiste Zühri'de ihtilaf edilmiştir.

4651- Malik bu hadisi Zühri kanalıyla üç raviden bu şekilde mürsel olarak rivayet etmiştir.

 

4652- Ma'mer b. Raşid bu hadisi Zühri kanalıyla Ebu Seleme ve Ebu Bekr b. Süleyman'dan, o ikisi de Ebu Hureyre'den müsned olarak rivayet etmiştir.

 

4653- Yunus b. Yezid de Zühri kanalıyla Said - Ebu Seleme - Ebu Bekr b. Abdirrahman ve Ubeydullah b. Abdillah'tan, hepsi de Ebu Hureyre'den:

''Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize namaz kıldırdı ... " şeklinde müsned olarak rivayet etmiştir.

 

4654- Salih b. Keysan da bunu Zühri kanalıyla Ebu Bekr b. Ebi Hasme'den mürsel olarak, diğerlerinden ise müsned olarak nakletmiştir. Muhammed b. Yahya ez-Zühli bu hadisin sahıh olduğu görüşündeydi.

 

4655- Bu hadisin metninde iki tür hata vardır. Birincisi Zu'l-Yedeyn'in Zu'ş-Şimaleyn olarak geçmesi. Zira Zu'ş-Şimaleyn Bedir savaşında öldürülmüştü. Zu'l-Yedeyn ise söylendiğine göre Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından sonra da yaşamıştır.

 

4656- Diğer hata da sehiv secdesinin zikredilmemesidir. Zühri hadisi başka bir yolla rivayet etmiştir.

 

4657- Ma'mer ondan bu hadisi nakledip sonunda şöyle dedi: Zühri: Namazı bitirdikten sonra iki secde yaptı" dedi.

 

4658- Ebu Hureyre: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize öğle veya ikindi namazını kıldırdı" deyip hadisi zikretti ve soruyu soranın adını Zu'I-Yedeyn olarak zikretti. Hadisin sonunda da: "Sonra sehiv secdesi yaptı" dedi,

Buhari bunu Sahih'te rivayet etmiştir. (--- Ebu Davud, salat (1014).

 

4659- Yahya b. Ebi Kesir'in Ebu Seleme kanalıyla bildirdiğine göre Ebu Hureyre: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber öğle namazını kılarken'' deyip hadisi zikretti ve: "Benı Süleym kabilesinden olan Zu'l-Yedeyn ...'' dedi,(--- Müslim, salat (2/767).

 

4660- Yahya, Ebu Seleme'den naklettiği bu hadiste secdeyi zikretmemiş ve şöyle demiştir: Damdam'ın bana bildirdiğine göre Ebu Hureyre: "Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki sehiv secdesi yaptı" demiştir.(--- Ebu Davud, salat (1016).

 

4661- Bu hadis Müslim'de metnin tamamı verilmeden nakledilmiştir.

 

4662- Bütün bu rivayetler, Ebu Hureyre'nin kıssaya şahit olduğunu göstermektedir. "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize namaz kıldırdı" sözünün Ebu Hureyre'nin o namazda olduğuna delalet etmeyeceği bununla müslümanlara kıldırdı anlamı da çıkabileceği söylense de: "Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile namaz kılarken" sözü Ebu Hureyre'nin bizzat kıssaya şahit olduğunu göstermektedir.

 

4663- Zikrettiğimiz rivayetler Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zu'l-Yedeyn kıssasında iki sehiv secdesini, namazda konuşmanın yasaklanmasından sonra yaptığına delalet etmektedir. Verilmemesi gereken yerde selam vermek te konuşmak gibidir.

 

4664- Yine Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazın eksik kılındığını söyleyenin Zu'ş-Şimaleyn değil Zu'l-Yedeyn olduğunu göstermektedir.

 

4665-4667- İbn Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kıldırırken yanılarak ikinci rekatla selam verince Zu'l-Yedeyn adındaki bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Namaz mı kısaldı, yoksa unutlun mu?" diye sordu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ne namaz kısaldı, ne de unuttum"

arşılığını verdi. Zu'l-Yedeyn: "İki rekat kıldın" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Zu'l-Yedeyn'in dediği gibi mi oldu?" diye sordu. Cemaat: "Evet!" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ileri geçip iki rekat kıldıktan sonra selam verdi. Sonra iki sehiv secdesi yaptı.

Ebu Usame hadisi bu senetle nakletmede tek kalmıştır, ancak güvenilirdir. (--- Ebu Davud, salat (1017) ve İbn Mace, salat (1213).

 

4668- İmran b. Husayn der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikindi namazını kıldırırken üçüncü rekatta selam verdi ve odasına gitti. Bunun üzerine kolları uzun biri olan Hirbak adında bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Namaz mı kısaldı?" diye seslendi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kızgın bir şekilde ridasını arkasında sürüyerek odadan çıktı ve durumu sordu. Eksik kıldiğ söylenince de geriye kalan bir rekatı da kıldırdı. Selam verdikten sonra da iki sehiv secdesi yaptı ve tekrar selam verdi.

Müslim bunu Sahıh'te İshak b. İbrahım kanalıyla Abdulvehhab'dan rivavet etmiştir.(---Müslim, salat (2/767-768).

 

4669- Bu hadis başka bir kanalla İmran b. Husayn'dan: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikindi namazını kılarken üçüncü rekatta selam verdi" şeklinde başlayıp nakledilmiştir.

 

4670- Şafii bunu el-Kadım'de İbn Uleyye'den rivayet etmiş, ancak hadisi İbn Uleyye'den bizzat işittiğini söylememiştir.

 

4671- Müslim bunu Sahıh'te Ebu Bekr b. Ebi Şeybe kanalıyla Züheyr b. Harb'dan, o da İsmail b. Uleyye'den tahric etmiştir.

 

4672- Şafii, el-Kadim'de der ki: Muaviye b. Hudeye'in bildirdiğine göre bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kıldırırken namazın bitmesine bir rekat kala namazı bitirip gitti. Adamın biri ona yetişip: "Namazda bir rekatı unuttun" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dönüp Mescid'e girdi. Bilal'a kamet getirmesini söyledi ve cemaate bir rekat daha kıldırdı. Bunu insanlara anlattığımda: "Peşinden giden adamın kim olduğunu biliyor musun?" diye sordular. "Bilmiyorum, ama görsem tanırım" dedim. Bu adam yanımdan geçerken de: "işte bu!" dedim. Yanımdakiler: "Bu, Talha b. Ubeydillah'tır" dediler.

 

4673- Ebu Davud bunu Sünen'de Kuteybe kanalıyla Leys'ten: "Namazdan kılmadığı bir rekat daha varken selam verdi ... " şeklinde rivayet etmiştir.(--- Ebu Davud, salat (1023) ve Nesai, salat (2/18-19).

 

4674- Yahya b. Eyyub bunu Yezid b. Ebi Habıb'den: "Akşam namazını kılarken ikinci rekatta selam verdi" şeklinde rivayet etmiştir.

 

4675- Bizdeki rivayetlerde: "Bilal'a ezan okuyup kamet getirmesini emretti" ibaresi yoktur. Sadece Bilal'a kamet etmesini emrettiği vardır.

 

4676- Bu kamet te, namazın kalan kısmını kılmaları için cemaatin toplanmasına yöneliktir. Bu da o zaman Şi'ıfil'nin de zikrettiği illet sebebiyle namazlarına zarar vermiyordu.

 

4677- Namazda yanıldıklarını anladıktan sonra Bilal'a emretmesi, Bilal'ın da cemaatin toplanması işaretle olmuştur. Bu da namaza zarar vermez.

 

4678- ŞafiI: " Genelolarak bizim de görüşümüz budur" demiştir.

 

4679- İbn Mes'ud'un hadisi, Zu'I-Yedeyn'in hadisiyle ters değildir. İbn Mes'ud'un hadisi namazdaki genel konuşmalardır. Zu'I-Yedeyn'in hadisinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kasıtlı veya unutarak konuşmayı ya da namazı bitirdiğini zannederek konuşmayı birbirinden ayırmıştır.

 

4680- İnsanlardan biri, Zu'I-Yedeyn'in hadisinin sabit, ancak mensuh olduğunu söyleyerek bize muhalefet etmiştir.

 

4681- "Bunu nesheden nedir?" diye sorduğumda: "İbn Mes'ud'un hadisi'' cevabını verdi.

 

4682- "İki hadis birbiriyle ters düşünce sonraki hadis (nasih) geçerli olmaz mı?" dediğimde: "Evet" cevabını verdi.

 

4683- Ben: "Hadiste İbn Mes'ud'un hadiste Habeşistan'a hicret ettiğini sonra Mekke'ye döndüğünü ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'de Kabe'nin gölgesinde namaz kılarken yanına gittiğini, sonra Medine'ye hicret ettiğini ve Bedir'e katıldığını bilmiyor musun?" dediğimde: "Biliyorum'' cevabını verdi.

 

4684- Ben: "İbn Mes'ud, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hicret etmeden önce gelmişse, sonra İmran b. Husayn Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mescid'deki kütüğün yanına gittiğini söylemişse, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hicretten sonra Mescid'inde namaz kıldığını bilmiyor mu?" diye sorduğumda: "Biliyor" cevabını verdi.

 

4685- O zaman İmran b. Husayn'ın hadisinden anlaşılmaktadır ki, İbn Mes'ud'un hadisi Zu'l-Yedeyn hadisini neshetmemiştir.

 

4686- Beyhaki der ki: İbn Mes'ud'un, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kabe'nin gölgesindeyken yanına gidişiyle ilgili hadis, Şafii ile aynı görüşte olmayan inkar etmediğine göre değişik yollarla kendisine gelmiş olabilir. O gün onlar hadisi daha sonra Şafii ile aynı görüşte olmayanı destekleyenden daha iyi biliyorlardı. Yine İbn Mes'ud'un Habeşistan'a gittiğini, sonra Mekke'ye döndüğünü, sonra Medine'ye hicret ettiğini ve Bedir savaşına katıldığını Şafii ile aynı görüşte olmayanı destekleyenden daha iyi biliyorlardı. Bu kıssa Musa b. Ukbe'nin Megazi'sinde geçmektedir ve ilim ehline ve hadis alimlerine göre Musa b. Ukbe'nin Megazi'si en sahih Megazilerdendir.

 

4687- Onun bu sözünün sıhhatine Ebu İshak'ın, Abdullah b. Utbe kanalıyla Abdullah b. Mes'ud'dan naklettiği şu hadis şahitlik etmektedir:

"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi seksen kişiyle Necaşi'ye gönderdi." Ravi hadisi zikredip sonunda: "İbn Mes'ud diğerlerinden önce Habeşistan'dan döndü ve Bedir savaşına da katıldı" dedi.(--- Heysemi, Mecma (6/24).

 

 

4688- Megazi alimleri arasında İbn Mes'ud'un Bedir savaşına katıldığı konusunda ihtilaf yoktur.

 

4689- Ebu Hureyre'nin Zu'I-Yedeyn kıssasıyla ilgili hadisi (Bedir'den) daha sonra vaki olmuştur.

 

4690- İmran b. Husayn'ın, Mescid'deki kütükle ilgili hadisiyle ilgili söylediğine gelince; hadis Abdulvehhab'ın rivayetinde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kütüğün yanına gittiği değil, odasına girdiği, İbn Uleyye'nin rivayetinde ise evine geçtiği şeklindedir. Ebu Hureyre'nin hıfzı, İmran'dan daha iyidir.

 

4691- Süfyan b. Uyeyne'nin Eyyub kanalıyla İbn Sirin'den bildirdiğine göre Ebu Hureyre: "Sonra Mescid'in kıble tarafında olan bir kütüğün yanına gitti" demiştir.

 

4692- Hammad b. Zeyd'in Eyyub'dan olan rivayeti de aynı manadadır.

4693- İbn Avn'ın, İbn Sırin'den olan hadisi de aynıdır.

 

4694- Şafii, zikrettiğimiz isnadla şöyle dedi: Ebu Hureyre: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize namaz kıldırdı" demiştir. Ebu Hureyre'nin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile olan beraberliği ne zaman başladı bilmiyorum.

 

4695- Şafii der ki: Ebu Hureyre, Hayber savaşında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sohbetinde bulunmaya başlamıştır.

 

4696- Ebu Hureyre: "Üç veya dört yıl Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sohbetinde bulundum" demiştir.

 

4697- Beyhaki der ki: Sabit olan hadislerde: "Bize namaz kıldırdı demiştir. Bir rivayette ise hadis: "......" şeklindedir.

 

4698- Sabit (sahih) bir hadisle bize Yahya b. Ebi Kesir kanalıyla Ebu Seleme'nin bildirdiğine göre Ebu Hureyre: "Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber namaz kılarken ... " deyip Zu'l-Yedeyn kıssasını zikretti.

Ebu Hureyre der ki: "Hayber'in fethinden sonra ResUlullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve ashabının yanına geldim."(--- Buhari, meğazi (2723).

 

4700-4701- Kays b. Ebi Hazım'ın bildirdiğine göre Ebu Hureyre "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sohbetinde üç yıl bulundum. Bu süre zarfında yaşıtlarım arasında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hadisini ezberleme konusunda benim kadar hırslı olan yoktu".

 

4702- Humeydi'nin söylediğine göre imran b. Husayn Bedir savaşından sonra müslüman olmuştur.

 

4703- Hirbak ismine gelince: (Bu hadisi rivayet eden) Muaviye b. Hudeyc Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından iki ay önce müslüman olmuştur ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ardında namaz kılmıştır.

 

4704- Talha b. Ubeydillah der ki: Muaviye ResUlullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından iki ay önce müslüman olmuştur.

 

4705- Evzai der ki: Muaviye b. el-Hakem'in Müslüman olması bu yöndeki iki uygulama içinden sonraki uygulama zamanında gerçekleşmiştir. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasında namaz kılarken konuştuğu için de Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını yeniden kılmasını söylememiştir.(--- Beyhakl, es-Sünenu'l-Kübra (2/365).

 

4706- Şafii dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Hureyre'nİn kendisinin sohbetinde bulunmaya başlamasından önce İbn Mes'ud'un Habeşistan'dan dönüşünden sonra Mekke'de kaldığı süre dışında, Medine'de yıllarca kaldı.

 

4707- İbn Mes'ud'un hadisi diğerlerini neshetmiş olabilir.

 

4708- Hayır denilecek olursa derim ki: Eğer İbn Mes'ud'un hadisi, dediğin gibi İmran ve Ebu Hureyre'nin hadisine ters düşseydi ve namazda kasıtlı konuşulsaydı, sen de biliyorsun ki; namazı bitirdiğini zannederek konuşmakla veya namazda olduğunu unutarak konuşmak arasında fark olmasaydı, İbn Mes'ud'un hadisi neshedilmiş olurdu ve namazda konuşmak mubah olurdu. Ancak İbn Mes'ud'un hadisi ne nasih, ne mensuhtur.

 

4709- "Bu konuda zikredilen olayın içinde geçen Zu'l-Yedeyn, Bedir savaşında öldürülen kişi midir?" diye sorulacak olursa da şöyle derim: "Hayır! İmran bu kişiyi Hirbak olarak isimlendirmiştir. Bunun kolları kısa veya uzundur. Bedir savaşında öldürülen kişi ise Zu'ş-Şimaleyn'dir. Eğer ikisi de Zu'I-Yedeyn olsaydı isimlerin birbirine benzemesi gerekirdi.

 

4710- Beyhaki der ki: Zu'ş-Şimaleyn, Zühre oğullarının anlaşmalısı, Huzaa kabilesinden Abduamr b. Nadle'nin oğludur ve Bedir günü şehid olmuştur.

 

4711- Urve b. ez-Zübeyr ve diğeri Megazi alimleri böyle demişlerdir.

 

4712- Ebu İshak: "Zu'ş-Şimaleyn'in çocukları olmadığından soyu devam etmemiştir" demiştir.

 

4713- Zu'l-Yedeyn hakkında ise Yahya b. Ebi Kesk "Süleym oğullarındandır. Şuayb b. Matır, babası kanalıyla Zu'l-Yedeyn'den rivayette bulunmuştur" demiştir.

 

4714- Ebu Hureyre'nin hadisinde Zu'ş-Şimaleyn diyenler yanılmıştır. Çünkü bu hadiste bahsedilen kişi Zu'!-Yedeyn'dir ve Bedir'de öldürülen kişi değildir.

 

4715- Şafii'ye soru soran kişi bu yönde Zu'l-Yedeyn'in söylediklerini Resulullah'ın da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda cemaate sorduğunu zikretmiştir.

 

4716- Hammad b. Zeyd'in hadisinde, işaret ettikleri geçmektedir. Zu'l-Yedeyn'in hadisinde ise namazın kısalıp kısalmadığını sorduğu geçmektedir.

 

4717- Şafii buna da yeterli cevabı vermiştir.

 

4718- Şafii der ki: Benim yaptığım imamlık, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaptığı imamlığa yakındır" dediğimde: "Sizin namazınız ve imamlığınızın Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı imamlığı arasında farklı olan nedir?'' diye sordu.

 

4719- Ben: "Yüce Allah, farzlarını peyderpey Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) indirip, bazı farzları da hafifletmiyor muydu?" dedim.

 

4720- "Evet" cevabını verince ben şöyle dedim: "Ne biz, ne de sen ne de hiçbir müslüman, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı bitirdiğini zannederek namazdan çıktığında şüphe etmiyor." O: "Evet öyle" karşılığını verdi.

 

4721- Ben: "Zu'I-Yedeyn, namazın mı kısaldığını veya Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) unuttuğunu bilmediği için, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o soruyu sordu. Öyle değil mi?" diye sorunca: "Evet öyle" cevabını verdi. Ben: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zu'I-Yedeyn'in böyle demesinden emin olmadığı için başkasına da sordu öyle'' değil mi?" diye sorunca: "Evet öyle cevabını verdi.

 

4722- Ben: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aynı şeyi başkasına sorunca ihtimaldir ki sözünü duymayan birine sormuştur. Yine ihtimaldir ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zu'I-Yedeyn'in cevabını işitmediği için başka birine sormuştur. O da Zu'I-Yedeyn'in verdiği cevabı vermiş, Resulullah ta (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zu'I-Yedeyn'e söylediğini adama söylemiştir. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zu'I-Yedeyn'e ve adama verdiği cevap bu durumdaki kişinin ne yapması gerektiğini açıklamaktadır.

 

4723- Ben: "Sahabe ResUlullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı eksik kıldığını söyleyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu kabul edip namazı tamamlayana kadar ne kendisi, ne de cemaat konuşmadı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edince artık farzlar tamamlandı ve ne arttı, ne de eksildi" deyince: "Evet, doğrudur" cevabını verdi.

 

4724- Ben ona: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile bizim aramızdaki fark budur" deyince, orda bulunanlardan biri: "Hiç kimsenin inkar edemeyeceği kadar açık bir fark" dedi.

Ancak soruyu soran itiraz ederek bu konuda Muaviye b. el-Hakem es-Sülemi'nin hadisini delil gösterdi. Şafii buna karşılık namazda konuşmanın haram olduğunu bilmeyen kişinin konuşmasını delil gösterdi. Bu kişi namazda konuşmanın haram olduğunu bilmeden konuşmuştu. Resulullah'ın da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu kişiye namazı iade etmesini söylememişti. Bu yönden bu adamın durumu Zu'l-Yedeyn hadisi gibi hatta daha ileride bir örnektir. Çünkü burada adam kasıtlı olarak konuşmuştur. Ancak namazda konuşmanın haram oluğunu bilmediği için konuştuğunu söylemiştir.

 

4725- "Namazda insanların sözlerinden bir şey söylemek caiz değildir" hadisi, İbn Mes'ud'un hadisi gibidir; ancak Zu'l-Yedeyn'in hadisine muhaliftir.

 

4726- Bundan kasıt ta daha önce söylediğim gibi bilerek kasıtlı konuşmaktır. Zu'!-Yedeyn'in konuşması ise sehven yapılan bir konuşmadır.

 

4727- Beyhaki der ki: Ebu Said b. el-Mualla'nın bildirdiğine göre namaz kılarken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisini çağırdı. Namazı bitirip Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gidince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Seni çağırdığım zaman neden gelmedin?'' diye sordu. Ebu Said "Namaz kıhyordum" cevabını verince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yüce Allah: ''Ey inananlar! Allah ve Peygamber, sizi, hayat verecek şeye çağırdığı zaman icabet edin''[Enfal, 24] buyurmuyar mu?" dedi.

Hadis başka bir kanalla nakledip şöyle devam etmiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sana Kur'an'daki en büyük sureyi öğreteyim mi?" diye sordu. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sureyi bana öğretmeyi unuttuğunu düşündüm ve: "Ey Allah'ın Resulü! Bana söylediğin şey ne oldu?" diye sordum

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bu sure Fatiha Suresidir. O, SEbu'l-Mesani ve bana verilen Kur'an-ı Azım'dir'' buyurdu.

Buhari bunu başka bir yolla Şu'be'den rivayet etmiştir.(--- Ebu Davud, salat (1458), Nesai, salat (913) ve İbn Mace, edeb (3785).

 

4728- Ubey b. Ka'b'dan da aynı şey rivayet edilmiştir.

4729- Bu, Şafii'nin, namazda da olsa konuşmakla ilgili soruya verdiği cevabı tekid etmektedir.

 

4730- Şafii, Hicazlıların, namazın kabulolması için konuşmakla ilgili görüşlerini aktarırken Abdullah b. ez-Zübeyr'den nakledilen hadisi de zikretmiştir.

 

4731- Ata'nın bildirdiğine göre ibnü'z-Zübeyr kendilerine akşam namazını kıldırırken ikinci rekatta selam verdikten sonra Hacer-i Esved'i selamlamak için kalktı. Cemaat: "Sübhanallah" deyince onlara dönüp: "Ne oluyor?" diye sorduktan sonra bir rekat daha kılarak selam verdi, sonra oturduğu yerde sehiv secdesi yaptı. Bu durum İbn Abbas'a anlatılınca İbn Abbas:

"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetinden ayrılmadı" dedi.

 

4732- isı bunu Ata'dan şu şekilde nakletmiştir: "İbnü'z-Zübeyr bize dönüp: "Namazı tamamlamadım mı?" diye sordu. Biz başımızla hayır işareti yapınca, dönüp üçüncü rekatı kıldı.

 

4733- Sa'd b. İbrahım'in bildirdiğine göre Urve b. ez-Zübeyr akşam namazının iki rekatını kılıp selam vererek konuştuktan sonra kalan rekatı kıldı ve sehiv secdesi yaparak: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böyle yaptı" dedi.

 

284

Namaz Kitabı

 

4734-4735- Zeyd b. Erkam der ki: "Namazdayken kişi yanındakiyle konuşurdu. -Ruzbari'nin rivayeti: "Namazdayken yanımızdakiyle konuşurduk" şeklindedir.- Bunun üzerine: "namazlara ve orta namaza devam edin; gönülden boyun eğerek Allah için namaza durun.''[Bakara, 238] aye' nazil oldu ve susup konuşmamamız emredildi.

Müslim bunu Sahıh'te Yahya b. Yahya kanalıyla Huşeym'den, Buhari ve Müslim ise İsa b. Yunus kanalıyla İsmail'den rivayet etmiştir.(--- Buhari, salat (1200) ve Müslim, salat (2/694-695).

 

4736- Bu ve İbn Mes'ud'un hadisinden da kastedilen, sakınılması mümkün olan kasıtlı konuşmalardır.

 

4737- Bu, konuşmanın Zu'l-Yedeyn'in hadisinden sonra yasaklandığına delalet etmez. Çünkü Zeyd b. Erkam, Medine'deki ilk sahabilerdendir. Ebu İshak der ki: Zeyd b. Erkam'a: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kaç gazveye katıldı?" diye sorduğumda: "On dokuz gazve" cevabını verdi. Ben: "Peki sen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber kaç gazveye katıldın?" diye sorunca ise: "On dokuz gazveye" cevabını verdi. Ben: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ilk gazvesi hangisiydi?" diye sorunca da: "Zu'l-Uşeyra gazvesi" cevabını verdi.(--- Müslim, hac (4/660).

 

4738- Namazda konuşmanın yasaklanması bundan önce olabilir.

 

4739- "Namazda konuşurlardı" sözü, daha önce yapılan ancak artık yapılmayan bir şeye işaret eder.

 

4740- Eğer hadis: "Konuşurduk ... " şeklindeyse, konuşmanın daha önce yasaklanmış olması Zeyd b. Erkam'ın bundan haberinin olmaması mümkündür. Bu ayet te yasaklanmış bir şeyi tekid etmek için inmiş olabilir. Zeyd, ayetteki kunut sözünün, susmak manasına geldiğini anladığı için bu şekilde söylemiştir.

 

4741- Abdullah b. Mes'ud da Habeşistan'dan dönünce, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine söyleyene kadar namazda konuşmanın yasaklandığını ailm bilmiyordu.

 

4742- Bazı hükümler Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söylemesiyle sabit olur, sonra Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözüne muvafık şekilde ayet nazil olarak onu tekid ederdi. Namaz kılmak için abdest almanın farz olması da bu konuda ayet nazil olmadan önce geçerliydi. Sonra ayet nazil oldu ve bunu tekid etti.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Şükür Secdesi