MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

TAHARE

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Kusma ve Burun Kanamasından Dolayı Abdest

 

1152- Şafii Kitabu'l-Kadim'de şöyle der: "Yüce Allah hangi durumlarda abdestin gerektiğini ve nasılolduğunu açıklamıştır. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetinde de bu durum bildirilmiştir. Ancak kan konusunda ayet veya sünnet olmadığı için bu yöndeki sağlam haberlere dayanarak bunun abdesti gerektirmediğini söyleyebiliriz."

 

1153- Sonrasında Şafii bu konuda kıyası zikredip şöyle devam eder: Adamın biri Humeyd et-Tavil kanalıyla Bekr b. Abdillah'ın şöyle dediğini bildirmiştir: "İbn Ömer'in yüzünde çıkan bir sivilceyi sıktığını, içinden çıkan kanı da iki parmağıyla parçalayıp attıktan sonra ellerini yıkamadan namazı kıldığını gördüm." (--- İbn Ebi Şeybe, Musannef (1/138), İbn Hazm, el-Muhalla (1/26) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (1/14ı).

 

1154- Bekr b. Abdillah der ki: "İbn Ömer'in yüzünde çıkan bir sivilceyi sıktığını, içinden çıkan kanı da iki parmağıyla parçalayıp attıktan sonra abdestini yenilemeden namazı kıldığını gördüm."

 

1155- Nafi' bildiriyor: "İbn Ömer hacamat olduğu zaman (abdestini tazelemez) sadece kan izlerini yıkardı." (--- Abdurrezzak, Musannef (1/43) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (1/140).

 

1156- Başka bir kanalla Ubeydullah b. Ömer aynısını zikreder, ancak burada: "Kan aldırdığı yerleri yıkardı" lafzını kullanır.

 

1157- Tavus'un bildirdiğine göre İbn Abbas: "Hacamat olduğun zaman kan aldırdığın yerleri yıkaman yeterli olur" demiştir. (--- Abdurrezzak, Musannef (1/44) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (1/140)0

 

1158- Kasım b. Muhammed der ki: "Kan aldıran kişinin abdest tazelemesi gerekmez."

 

1159- Said b. İbrahım der ki: "Said b. el-Müseyyeb'in burnunun kanadığını, kanı bir pamukla sildikten sonra da namaza durduğunu gördüm."

 

1160- Abdurrahman b. el-Mücebber bildiriyor: "Salim b. Abdillah'ın burnundaki kanı parmaklarıyla çıkardıktan sonra silip temizlediğini, ardından da abdest tazelemeden namaz kıldığını gördüm," (--- Malik, taharet (1/39).

 

1161- Abdurrahman b. Harmele der ki: "İbnu'l-Müseyyeb'in burnunun kanadığını gördüm. Bir bez getirip kanı temizledi ve abdestini tazelemeden namaz kıldı." (--- Malik, taharet (1/39).

 

1162- Şafii der ki: İbn Ömer, Ebu Hureyre ve İbn Ebi Evfa kandan dolayı abdesti gerekli görmezlerdi. İbn Abbas'tan da şöyle bir rivayet gelmiştir:

 

1163- Malik bildiriyor: "Bana bildirildiğine göre Abdullah b. Abbas, namazda burnu kanadığı zaman çıkar, kanı yıkayıp temizledikten sonra da gelip namazını tamamlardı." (--- Malik, taharet (1/39).

 

1164- Abdurrahman b. Harmele el-Eslemı der ki: "Said b. el-Müseyyeb'in burnunun kanadığını gördüm. Burnundan çıkan kanla parmakları kırmızıye boyandI. Ancak abdestini tazelemeden namazını kıldı." (--- Malik, taharet (1/39).

 

1165- Abdurrahman b. el-Mücebber bildiriyor: "Salim b. Abdillah'ın burnundaki kanı parmaklarıyla çıkardıktan sonra silip temizlediğini, abdestini de tazelemediğini gördüm."

 

1166- İbn Ömer ve İbnu'l-Müseyyeb'in burun kanamalarında abdest tazeleyip namazlarına kaldığı yerden devam ettikleri yönündeki rivayetler konusunda Şafii şöyle demiştir: Bize rivayet edildiğine göre İbn Ömer ve İbnu'l-Müseyyeb kanın abdesti gerektirmediğini söylemişlerdir.

 

1167- Ancak onların da burada abdestten (vudu) kastı, namaz için alınan abdest değil, kanı ve bedende değdiği yeri yıkamadır.

 

1168- Bize rivayet edildiğine göre İbn Mes'ud yemek sonrası ellerini yıkamış, elinin ıslaklığıyla da yüzünü silip: "Abdesti bozulmayıp tazelemek isteyen kişinin abdesti bu şekildedir" demiştir. (--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (1/143).

 

1169- Arapların da namaz için alınan abdest dışında bu şekilde bazı uzuvları yıkama için abdest (vudu) ifadesini kullandıkları da bilinen bir şeydir.

 

1170- Burun kanaması konusunda İbn Cüreyc'in, babası kanalıyla burun kanaması konusunda Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet ettiği hadisin anlamı bizce budur. Doğrusunu da Allah bilir. (--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (1/143).

 

1171- Bunun yanında bu rivayet de Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabit değildir. Doğrusunu da Allah bilir. (--- Darakutnı, Sünen (1/56) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (1/143).

 

1172- Beyhaki der ki: Şafii'nin bahsettiği (abdesti gerekli gören) rivayetin isnadında kopukluk vardır. Zira Abdulmelik b. Abdilazız b. Cüreyc'in babası Abdulazız b. Cüreyc tabiunun son nesillerinden biridir. Hz. Aişe'den vitir konusunda naklettiği hadis dışında sahabeden birinden rivayette bulunduğu bilinmemektedir.

 

1173- Buhari onun için: "Hadislerinin mutabaatı yoktur" demiştir. (--- Buhari, Tarihu'l-kebir (3/4/23).

 

1174- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Namazda iken burnu kanayan veya kusan kişi bırakıp abdest alsın ve şayet arada hiç konuşmamışsa namazına kaldığı yerden devam etsin" buyurmuştur. (--- İbn Mace, salat (1/385-386) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (1/143).

 

1175- Beyhaki der ki: ismail b. Ayyaş hadisi ibn Cüreyc'ten bu şekilde rivayet etmiştir.

 

1176- Bazen de bu hadisi ibn Cüreyc'ten, o da babasından, o da Aişe'den rivayet etmiştir. Ancak her iki hadis de mahfuz değildir. (--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (1/142).

 

1177- Bazen de bu hadisi ibn Cüreyc'ten, o da babasından, o da Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mürselolarak rivayet etmiştir. Mahfuz olanı da budur. (--- Darakutni, Sünen (1/56) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (1/ 143).

 

1178- İbn Cüreyc'in, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Biriniz namazda iken kustuğu veya boğazına acı su geldiği veya mezisi aktığı zaman bırakıp abdest alsın ve şayet arada hiç konuşmamışsa dönüp namazına kaldığı yerden devam etsin. " (--- Darakutnı, Sünen (1/56) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (1/143).

 

1179- Muhammed b. Yahya der ki: "İbn Cüreyc kanalıyla gelen ve salih olan rivayet budur ve mürsel bir hadistir. İsmail b. Ayyaş tarafından rivayet edilen ve "İbn Cüreyc - İbn Ebi Müleyke - Aişe" kanalıyla gelen hadisin ise bir değeri yoktur.

 

1180- Beyhaki der ki: Ahmed b. Hanbel ve başka hadis alimleri de böyle demiştir.

 

1181- İsmail de bunu Abbad b. Kesir ile Ata b. Aclan'dan, ikisi de İbn Ebi Müleyke'den rivayet etmiştir.

 

1182- İsmail, Abbad ve Ata zayıf kişilerdir.

 

1183- Süleyman b. Erkam da bunu İbn Cüreyc kanalıyla İbn Ebi Müleyke'den rivayet etmiştir. Süleyman b. Erkam hadisleri metruk biridir.

 

1184- Darakutnı ve başka hadis alimleri böyle demiştir.

 

1185- Süleyman b. Erkam bunu Ata kanalıyla da İbn Abbas'tan rivayet etmiştir.

 

1186- Ömer b. Ribah da İbn Tavus kanalıyla babasından, o da İbn Abbas'tan rivayet etmiştir.(---  Bakın: Darakutnı, Sünen (1/57).

 

1187- Ebu Bekr ed-Dahirl, Haccac kanalıyla Zühri'den, o da Ata b. Yezid kanalıyla Ebu Said'den rivayet etmiştir.

 

1188- Süleyman b. Erkam zayıf biridir.

1189- Ömer b. Ribah zayıf biridir.

1190- Ebu Bekr ed-Dahirı de zayıf biridir.

1191- Darakutnı ve başkaları böyle demiştir.

 

1192- Selman der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) burnumdan kan aktığını görünce: "Bundan dolayı abdestini tazele" buyurdu. (--- Darakutnı, Sünen (1/57).

 

1193- Bunun ravisi Amr b. Halid hadis uyduranlardan biridir.

 

1194- Aynısı Cafer b. Ziyad el-Ahmar kanalıyla da Ebu Haşim'den rivayet

edilmiştir.

 

1195- Cafer zayıf biridir.

 

1196- Bu hadis Cafer kanalıyla Ebu Halid'den de rivayet edilmiştir. 1197- Ebu Halid, Amr b. Halid el-Vasiti'dir ve metruk biridir.

 

1198- Darakutnı ve başkaları böyle demiştir.

 

1199- Temım ed-Dari'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişiden çıkıp akan kan abdesti gerektirir" buyurmuştuR. (--- Darakutnı, Sünen (1/57).

 

1200- Ömer b. Abdilazız, Temım ed-Dari'den hadis işitmiş ve onu görmüş değildir. Yezid b. Halid ile Yezid b. Muhammed de meçhul ravilerdir.

 

1201- Yezid b. Halid meçhul biridir. (--- Bakın: Zehebl, Mizan (4/421).

 

1202- Yezid b. Muhammed de meçhul biridir.(--- Bakın: Zehebi, Mizan (4/439).

 

1203- Darakutnı ve başkaları böyle demiştir.

 

1204- Akan kan konusunda Muhammed b. el-Fadl b. Atiyye, babasından o da Meymun b. Mihran'dan, o da İbnu'l-Müseyyeb'den, o da Ebu Hureyre'den merfu bir rivayette bulunmuştur. (--- Darakutni, Sünen (1/57).

 

1205- Muhammed b. Fadl zayıf biridir.

 

1206-1207- Darakutnı ve başkaları böyle demiştir. (--- Darakutni, ed-Duafa (482).

 

1208- Zeyd b. Ali'nin, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Boğaza gelen acı su abdesti bozar'' buyurmuştur. (--- Darakutni, Sünen (1/57).

 

1209- Bunu Sevvar b. Mus'ab rivayet etmiştir ve metruk biridir. Ondan başka da bu hadisi (Zeyd'den) rivayet eden olmamıştır.

 

1210- Yaiş b. el-Velid b. Hişam'ın, babası kanalıyla Ma'dan b. Ebi Talha veya Ma'dan b. Talha'dan bildirdiğine göre Ebu'd-Derda şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kusunca devam etmeyip orucunu bozdu."

 

Ma'dan b. Ebi Talha (veya Ma'dan b. Talha) der ki: Dimaşk (Şam) mescidinde Sevban ile karşılaştığımda ona Ebu'd-Derda'nın bu sözünü zikrettim. Sevban: "Doğrudur, bozduktan sonra abdest almış, suyu da kendisine ben dökmüştüm" dedi. (--- Darakutni, Sünen (1/57-58), Ahmed, Müsned (5/195) ve Hakim, Müstedrek (1/426).

 

1211- Hadisin isnadı muztaribdir.

1212- Yaiş b. el-Velid hakkında tenkitler vardır.

1213- Buhari ve Müslim onu huccet kabul etmemişlerdir.

 

1214- Şayet bu hadis sahih ise İbn Cüreyc'in babasından yaptığı rivayet gibi burada da abdestten (vudu) kasıt bedenin bazı yerlerini yıkama olabilir. Doğrusunu da Allah bilir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Namazda Konuşma veya Gülmekten Dolayı Abdest