MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

TAHARE

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Taharetlenme (İstinca)

 

800- Ebu Eyyub el-Ensar! bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) küçük veya büyük abdesti bozarken kıblenin öne alınmasını yasakladı ve: "Bunun yerine doğuya veya batıya dönün" buyurdu.

 

801- Ebu Eyyub der ki: "Şam'a geldiğimizde helaları kıbleye gelecek şekilde yaptıklarını gördük. Bundan dolayı helaya girerken kıbleye gelmeyecek şekilde döner ve Allah'tan bağışlanma dilerdik."

 

802- Şafii, İhtilafu'l-ahadis eserinde hadisi bu şekilde rivayet etmiştir.(--- Şafii, el-Ümm (7/269).

 

 

803- er-Risale eserinde ise rivayet ederken: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Büyük veya küçük abdestinizi bozarken kıbleyi önünüze veya arkanıza almayın'' buyurdu" demiş, gerisini aynen zikretmiştir. (--- Şafii, er-Risale (s. 292).

 

 

804- Buhari, Sahih'de Ali b. el-Medini'den rivayet etmiştir. Müslim de Yahya b. Yahya ve başkası kanalıyla Süfyan b. Uyeyne'den rivayet etmiş, rivayetinde: ''Büyük veya küçük abdest için helaya gittiğinizde kıbleyi önünüze veya arkanıza almayın'' lafzını kullanmıştır. (--- Buhari, salat (394) ile taharet (144) ve Müslim, taharet (598).

 

 

805- Şifa ailesinin azatlısı -Ebu Talha'nın azatlısı olduğu da söylenmiştir- bildiriyor: Mısır'dayken Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından olan Ebu Eyyub el-Ensari'nin şöyle dediğini işittim: ''Vallahi şu helalarla ne yapacağımı bilmiyorum. Zira Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ''Biriniz büyük veya küçük abdest için helaya gittiğinde kıbleyi önüne veya arkasına almasın'' buyurdu.'' (--- Malik, Muvatta (1/193).

 

 

806- İbn Ömer'in azatlısı Nafi' bildiriyor: ''Ensar'dan bir adamın babasından naklen bana bildirdiğine göre Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), küçük veya büyük abdesti bozarken kıblenin öne veya arkaya alınmasını yasakladığını işitmiştir.'' (--- Bakın: Malik, Muvatta (1/193).

 

 

807- İbn Bükeyr, Malik'ten her iki hadisi de zikretmiştir.

 

808- Şafii, Eba Eyyub'un hadisini boş alanlarda yapılan def-i hacetler için yormuş, kapalı olan helalarda böylesi bir şeye verilen ruhsatın Eba Eyyub'e ulaşmadığın! söylemiştir. (--- Şafii, İhtilafu'l-ahadis (7/270).

 

 

809- Abdullah b. Ömer der ki: "Bazıları ''Def-i hacet için oturduğun zaman kıbleyi veya Beytu'I-Makdis'i önüne alma'' diyorlar. Oysa bir defasında evimin damına çıktığımda oradan Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki kerpicin üzerine oturup, Beytu'l-Makdis'e doğru dönmüş bir şekilde hacetini giderdiğini gördüm."

 

810- Başka bir kanalla Malik bunu rivayet ederken şu eklemeyi de yapar: ibn Ömer, Yasi'ye: "Sanırım sen secdedeyken kalçasını yere yapıştıranlardan birisin" deyince, Yasi': "Vallahi bunlardan biri olup olmadığımı bilmiyorum" karşılığını verdi.

Malik der ki: "Secdede kalçasını yere koyanlardan kasıt, secdede iken kalçayı havaya kaldırmadan yere yapıştıranlardır."

 

Buhari, Sahih'de tam metniyle Abdullah b. Yusuf kanalıyla Malik'ten ve Müslim ise başka bir kanalla Yahya b. Said'den rivayet etmiştir. (--- Buhari, tahliret (145) ve Müslim, tahliret (600).

 

 

811- Mervan el-Asfar der ki: İbn Ömerin, devesini kıbleye doğru çöktürdükten sonra ona karşı oturup küçük abdestini bozduğunu gördüm. Ona: "Ey Ebu Abdirrahman! Böyle yapılması yasaklanmamış mıydı.?'' dediğimde: "Doğru, ama boş bir alanda yasaklanmıştır. Kıble ile aranda bir engel varsa bir sakıncası olmaz" karşılığını verdi. (--- Ebu Davud, taharet (11) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (1/92),

 

 

812- Başka bir kanalla bir öncekinin aynısı: "Seninle kıble arasında bir engel varsa" lafzıyla rivayet edilmiştir.

 

813- Tavus'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Biriniz hacetini gidermek için ıssız bir yere çıktığı zaman Yüce Allah'ın kıblesine gereken saygıyı göstersin ve kıbleyi önüne veya arkasına alınasın. Sonra taharetlenmeyi üç taşla veya üç tahta parçasıyla veya üç avuç toprakla yapsın. Sonunda da: ''Eziyet verecek şeyi benden çıkarıp faydası olacak şeyi bende bırakanAllah'a hamdolsun'' desin." (--- Darakutni, Sünen (1/21).

 

 

814- Veki' de bunu Zem'a'dan mürselolarak rivayet etmiştir. Abdullah b. Vehb de Zem'a kanalıyla Seleme b. Vehram'dan bu şekilde rivayet etmiştir. İbn Tavus da babası Tavus kanalıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde mürselolarak rivayet etmiştir.

 

815- Süfyan b. Uyeyne ise bunu Seleme b. Vehram'dan rivayet ederken bunu Tavus'tan işittiğini zikreder ve hadisi Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dayandırmaz.

 

816- Ali b. el-Medını der ki: Süfyan'a: "Zem'a bunu rivayet ederken Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dayandırır mıydı?" diye sorduğumda: "Evet!" dedi. Seleme'ye sorduğumda ise merfu olmadığını söyledi.

 

817-818- Şafii der ki: Tavus'un bu hadisi mürseldir. Hadis alimleri sabit görmemişlerdir. Sabit olsa Ebu Eyyub'un hadisi gibi olurdu.

 

819- İbn Ömer'in Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan hadisi ise müsned sahih bir hadistir. Diğerlerine muhalif gibi dursa da sabit almada tercihe şayandır.

 

820- Tavus: "Her bir müslümanın hacetini giderirken Yüce Allah'ın kıblesine gereken saygıyı göstermesi ve kıbleyi önüne almaması gerekir" demişse de -Allah doğrusunu bilir- bu yönde Ebu Eyyub'un Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklettiği hadisi işitmiştir. Ebu Eyyub'un hadisini de kıbleye gereken saygının gösterilmesi gerektiği şeklinde anlamıştır ki kıble de bu saygıyı hak etmektedir.

 

821- Açık alanlarda def-i hacet giderme şekli Ebu Eyyub'un zikrettiği şekildedir.

 

822- Evlerde ise İbn Ömer'in zikrettiği şekildedir ve her iki hadis de bu anlamda birbirine muhalif değildir. (--- Bakın: Şafii, İhtilafu'l-ahadis (7/271).

 

 

823- Beyhaki der ki: Hela adabı konusunda bize rivayet edildiğine göre Muğıre b. Şu'be: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hacetini gidereceği zaman elinden geldiği kadarıyla uzaklaşırdı" demiştir. (--- Ebu Davud, taharet (1), Nesai, taharet (1/17) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (1/93).

 

 

824- Ebu Musa'nın da bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizden biriniz bevledeceği zaman (üzerine sıçrayıp bulaşmayacak şekilde) uygun bir yer arasın" buyurmuştur. (--- Ebu Davud, taharet (3), Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (1/94) ve Ahmed, Müsned 4/396).

 

 

825- Sahih olarak gelen bir rivayette Abdullah b. Cafer ise şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) def-i hacet ederken en çok bir tümseğin veya hurma çalılıklarının arkasında gizlenmeyi severdi." (--- Müslim, taharet (758).

 

 

826- Enes b. Malik'in de bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) helaya gireceği zaman yüzüğünü çıkarırdı. (--- Ebu Davud, taharet (19), Tirmizi, taharet (1746), Nesai, ziynet (8/178), İbn Mace, taharet (303) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (1/95).

 

 

827- Enes b. Malik bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) helaya girince:

"Allahım! Erkek ve dişi şeytanlardan sana sığınırım" derdi. (--- Buhari, vuda (142) ve Müslim, taharet (122).

 

 

828- Hz. Aişe bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) heladan çıktığı zaman: "(Allahım!) Bağışlamanı dilerim" derdi. (--- Ebu Davud, taharet (30), Tirmizi, taharet (7), İbn Mace, taharet (30), Darimi, Sünen (1/174), Hakim, Müstedrek (1/158), Ahmed, Müsned (6/155) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (1/97).

 

 

829- İbn Ömer bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) def-i hacet yapmak istediği zaman çömelip yere yaklaşmadan giysisini indirmezdi." (--- Ebu Davud, taharet (14), Tirmizi, taharet (14), Darimi, Sünen (1/171) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (1/96).

 

 

830- Ebu Hureyre bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Lanete sebep olan iki şeyden sakının!" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Lanete sebep olan bu iki şey nedir?" diye sorduklarında: "Def-i haceti insanların kullandığı yollarda ve gölgeliklerde yapmaktır" buyurdu.

Müslim, Sahih'de Kuteybe ve başkası kanalıyla İsmail'den rivayet etmiştir. (--- Müslim, taharet (607).

 

 

831- Şafii, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böylesi yerlerde def-i hacet yapmayı yasaklamasını zikreder.

 

832- Cabir bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) durgun suda bevletmeyi yasakladı." (--- Müslim, taharet (1/235).

 

 

833- Abdullah b. Muğaffel'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kişi yıkandığı yerde bevledip de sonra aynı yerde yıkanmasın veya abdest almasın, zira vesvesenin geneli bundan kaynaklanır. " (--- Ebu Davud, taharet (27), Tirmizi, taharet (21), Nesai, taharet (1/34), İbn Mace, taharet (304) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (1/98).

 

 

834- Abdullah b. Sercis'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İçinizden hiç kimse deliklere (çatlaklara) bevletmesin" buyurmuştur.

 

835- Katade der ki: "Böylesi yerler cinlerin meskenlerindendir."(--- Ebu Davud, taharet (29), Nesai, taharet (1/33), Ahmed, Müsned (5/82) ve Beyhaki, es-Süneü'l-kübra (1/99).

 

 

836- Abdurrahman b. Hasene der ki: Amr b. el-As ile birlikte giderken karşıdan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elinde deri bir kalkanla veya ona benzer bir şeyle göründü. Sonra arkasına gizlenerek oturup bevletti. Bunun görünce Amr'a: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nasıl kadınlar gibi bevlettiğini görüyor musun?" dedim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza geldi ve şöyle buyurdu: "İsrail oğullarından olan adamın başına gelenleri bilmiyor musunuz? Üzerlerine idrar bulaştığı zaman orayı makasla keserlerdi. Bu adam onları bundan alıkoyunca böyle yapmayı bıraktılar. Bunun üzerine adam kabrinde azaba maruz kaldı." (--- İbn Mace, taharet (1/124) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (1/101, 104).

 

 

837- Sünen Harmele'de geçtiği gibi Şafii, bunu Süfyan b. Uyeyne'den rivayet etmiştir. Ebu Davud da Sünen'de başka bir kanalla A'meş'ten aktarmıştır.

 

838- Rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir kabilenin çöplüğüne gelmiş ve durup ayakta bevletmiştir. (--- Buhari, taharet (224, 225, 226) ve Müslim, taharet (613).

 

 

839- Oturarak bevletmeye yer bulamadığı için Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde ayakta bevlettiği söylenmiştir.

 

840- Bazılarına göre Resulullah'ta (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bel ağrısı olduğu için ayakta bevletmiştir. Zira Araplar bel ağrısına iyi geldiğini düşündükleri için ayakta bevlederlerdi.

 

841- Rivayet edildiğine göre Şafii bu hadisi açıklarken bu manada sözler söylemiştir.

 

842- Rivayeten güçlü olmayan başka bir kanalla rivayet edildiğine göre Ebu Hureyre: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dizindeki bir yaradan dolayı ayakta bevletti" demiştir. (--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (1/100).

 

 

843- Ebu Said el-Hudri'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "İki kişi birlikte abdest bozmaya çıkıp da avret yerleri açık bir şekilde birbirleriyle konuşmasınlar. Çünkü Yüce Allah böylesi bir şeye öfkelenir. " (--- İbn Mace, taharet (1/123).

 

 

844- Abdullah b. Ebi Katade, babasından bildirİyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) su içerken kabın içine nefesimizi vermemizi, bevlederken tenasül uzvumuza sağ elimizle dokunmamızı ve taharetlenmeyi sağ elle yapmamızı yasakladı."

 

845- Sünen Harmele'de geçtiği gibi Şafii bunu Süfyan kanalıyla Ma'mer'den aktarmıştır.

Buhari ve Müslim, Sahih'de Hişam ve başkası kanalıyla Yahya b. Ebi Kesir'den rivayet etmişlerdir. (--- Buhari, taharet (153) ve Müslim, taharet (602).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Taharetlenmenin Gerekliliği, Taharette Kullanılması Caiz Olan ve Olmayan Şeyler