MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

MUKADDİME

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Mürsel (Munkatı) Hadisler

 

243- Şafii der ki: Munkati' (senedinde kopukluk bulunan) rivayetler konusunda ihtilaf vardır. Tabiundan, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından birini gören kişinin doğrudan Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklettiği hadise, bazı şartları taşıyorsa itibar edilir.

 

244- Biri, mürselolarak rivayet ettiği hadise bakılır. Şayet güvenilir ve hafız kişiler tarafından mana olarak aynısı Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müsned olarak rivayet edilmişse rivayetin sıhhatli olduğunu gösterir. Mürsel olarak rivayet ettiği hadisi başkaları müsned olarak rivayet etmemişse yine bazı durumlarda kabul edilebilir.

 

245- Böylesi bir durumda mürselolan bu hadisi hadis alimlerinden mürselolarak rivayet eden başkalarının olup olmadığına bakılır.

 

246- Bu şekilde rivayet eden başkaları da varsa bu durum onun mürsel hadisini kuvvetlendirir. Ancak yine de ilkinden daha zayıf kalır.

 

247- Mürselolarak rivayet eden başkalarının olmaması durumunda da Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayette bulunan sahabilerden benzer bir sözü bulunan birinin olup olmadığına bakılır. O konuda, Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet edilen hadise mana olarak benzer bir sözü olan sahabi varsa bu durum bize bu kişinin mürselolan bu rivayetini sahih olan bir asıldan aldığını gösterir.

 

248- Alimlerden, bu rivayete muvafık olacak şekilde fetva verenler varsa da aynı durum geçerli olur.

 

249- Kendisinden rivayette bulunduğu kişi, mechOl veya hadislerinden uzak durulan biri değilse de bu durum rivayet ettiği bu mürsel hadisin sıhhatini gösterir.

 

250- Hadis hafızlarından biriyle aynı hadisi mürselolarak rivayet ettiği zaman ona muhalif düşmemesi gerekir. Muhalif düşmesi durumunda hadisi diğerinden eksik görülür. Ancak yine hadisin kaynağının sıhhatli olduğunu gösterir.

 

251- Zikrettiğimiz bu maddelere muhalif düşmesi durumunda ise ravinin mürsel olan bu rivayeti kabul edilemez.

 

252- Şafii, böylesi bir rivayetin derece olarak muttasıl olan rivayetten daha aşağıda bulunmasının sebeplerini açıklarken şöyle der:

 

253- Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bazılarıyla sık sık görüşen Tabiunun büyüklerinden hiç kimsenin mürsel rivayetlerinin kabul edildiğini bilmiyorum. Sebeplerine gelince:

 

254- Biri, kendisinden rivayette bulundukları kişiyi atlamalarıdır.

 

255- Diğeri, mürsel olan rivayetlerinde zikredilmeyen ravinin zayıf olduğu intibası oluşur. Bir diğeri böylesi haberlerin hatalara açık olmasıdır. Hataların çok olması vehme ve ravinin zayıf olarak görülmesine sebep olur.

 

256- Beyhaki der ki: Şafii'nin zikrettiği, bazı şartları taşıması halinde kabul gören ve kabul görmeyen mürsel rivayetler kitapta kendi konuları içinde zikredilecektir.

 

257- Şafii, tabiunun büyüklerinden mürselolarak gelen kusurlu rivayete Zühri'nin namazda gülme konusunda naklettiği hadisi örnek verir. Sonra bu hadisi Süleyman b. Erkam'ın rivayet ettiğini görmüştür. Süleyman b. Erkam'da zayıf biridir. Namazda gülme konusu içinde de bu hadisi zikrettik. (---Bakın: Şafii, er-Risale (s. 461-469).

 

258-259- Ahmed b. Ebi Şureyh der ki: Şafii'yi işittim: "Bu konuda taraflı olduğumuz söyleniyor. Öyle olsaydı Zühri'den yana taraf tutardık. Oysa Zühri'nin mürsetlerinin bir değeri olmadığını düşünüyoruz. Zira Zühri'nin Süleyman b. Erkam'dan rivayette bulunduğu görülmektedir" dedi.(---İbn Ebi Hatİm, Adabu'ş-Şafii ve menakibuhu (s, 82) ve Hatibı el-Kifaye (s. 386).

 

 

260- Şafii der ki: Şu'be, Hammad kanalıyla İbrahım'den bir hadis nakletti ve şöyle dedi: Hammad'a: "Sen bunu İbrahım'den mi işittin?" diye sorduğumda, Hammad: "Hayır! Bunu bana Muğıre bildirdi" dedi. Muğıre'ye gittim ve: "Hammad senden naklen şunu bildirdi" dedim, Muğıre: "Doğru söylemiş" karşılığını verdi. Ona: "Sen bunu İbrahım'den mi işittin?" diye sorduğumda, Muğıre: "Hayır! Bunu bana MansOr bildirdi" dedi. MansOr'la karşılaştığımda ona: "Muğıre senden naklen şunu bildirdi" dedim. MansOr:

"Doğru söylemiş" karşılığını verdi. Ona: "Sen bunu İbrahım'den mi işittin?" diye sorduğumda, MansOr: "Hayır! Bunu bana Hakem bildirdi" dedi. Hadisin kanalını ne kadar öğrenmeye çalıştıysam da bir türlü başaramadım.

 

 

261- BeyhaKi der ki: Medhal eserinde Şafii'nin zikrettiği mürsel hadisin kusurlarına yönelik başka örnekler de zikrettik. Mensuh olması dışında hadis alimlerinin tümünün muhalefet ettiği muttasıl bir hadis de görmüş değiliz,

 

262- Ancak hadis alimlerinin tümünün de muhalefet ettiği mürsel hadisler bulunmaktadır.

 

263- Şafii bunlardan biri olarak Muhammed b. el-Münkedir'in şu (mürsel) rivayetini zikreder: Adamın biri Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Benim malım ve çoluk çocuğum var. Babamın da malları ve çoluk çocuğu var. Ancak babam benim mallarımı alıp kendi çoluk çocuğuna yedirmek istiyor" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen de, malın da babana aitsiniz" buyurdu. (---Şafii, er-Risale (s. 467) ve SehM, Makasidu'l-hasene (s. 100-102).

 

 

264- Şafii der ki: "Muhammed b. el-Münkedir dindarlık ve vera açısından son derece güvenilir biridir. Ancak bu hadisi kimden aldığını bilmiyoruz."

 

265- Beyhaki der ki: "Bazıları bu hadisi Cabir'i zikrederek mevsul olarak rivayet etmiştir, ancak hatalıdır." 

 

266- Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen de, malın da babana aitsiniz" sözü, bu hadisi Aişe'den mevsul olarak nakledenlerin rivayetinde yoktur. Amr b. Şuayb'ın babası kanalıyla dedesinden bildirdiği çoğu rivayette de bulunmamaktadır. Doğrusunu da Allah bilir.  (---Hz. Aişe'nin hadisini Ebu Davud, büyu (3/392) ile İbn Mace, Sünen (2/768-769) zikretmiştir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Alimin Huzurunda Hadis Kıraati