MARİFETU SUNEN VE’L-ASAR |
MUKADDİME |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Irak Ahalisinin
Rivayetlerinden Uzak Durup Hicaz Ahalisinin Rivayetlerini Tercih Edenler ve
Iraklılardan Sadece Güvenilir Kişilerin Rivayetlerini Kabul Edenler
196- Yunus b. Abdila'la
der ki: Şafii, Irak taraflarına işaret ederek bana: "Şuradan gelen
haberlerin" dedi, sonra Hicaz veya Medine taraflarına işaret ederek şöyle
devam etti: "Şurada aslı yoktur. Bundan dolayı onlara itibar etme."
197- Beyhaki der ki: "Sa'd
b. Ebi Vakkas, İbn Ömer, Hz. Aişe, Tavus, Zühri, Hişam b. Urve, Malik b. Enes
ve başkalarından da Irak ahalisinin rivayetlerini kötüleyen rivayetler
gelmiştir."
198- Malik b. Enes de:
"Bizden önce gelenler sizden önce gelenlerden bir şey almazlardı. Bizden
sonra gelenler de sizden sonra gelenlerden bir şey alacak değildir" derdi.
199- Bahr b. Nasr der
ki: Şafii bize şunu yazdırdı: "Irak ahalisi ile bizim beldemizde doğru
sözlü ve ezberi sağlam olarak bilinenlerin hadislerini kabul ederiz. Irak ahalisi
ile bizim beldemizde hatalı olarak bilinenlerin ise hadislerini kabul etmeyiz.
Bu konuda kimseye göz yummaz ve kimseye saldırmayız."
200- Beyhaki der ki:
Hadis alimlerinin çoğu da bu konuda aynı görüştedir. Seleften bazılarının Irak
ahalisinin rivayetlerinden yüz çevirmesi bazılarında münker rivayet ile tedlis
bulunmasından dolayıdır.
201- Daha sonra onlardan
ve başkalarından bazı alimler bu ilmi öğrenmişı doğru sözlü olup olmayanları,
tedlis yapıp yapmayanları ayırmışlar ve bu konuda kitaplar tasnif etmişlerdir.
Bu şekilde hadis ilmiyle uğraşacak olanlar bu alimlerin yazdıklarına dayanarak
gerekli bilgileri elde etmiş, dinlerini öğrenmede onların tecrübelerinden
faydalanmışı Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünneti konusunda
sahih ve sağlam esaslara dayanmışlardır. Hamd ve minnet Allah'ındır. Doğruya
ulaşmak ve günahlardan korunma da O'ndadır.
202- Şafii der ki: Şu'be
olmasaydı Irakta hadis bilinmezdi. Zira adamın yanına gelir ve: "Hadis
rivayetinde bulunma! Yoksa seni yöneticiye şikayet ederim!" derdi.(---İbn
Ebi Hatim, el-Cerh ve't-ta'dil (2/1/370) ve İbn Hacer, Tehzibu't-tehzib
(4/344).
203- Beyhaki der ki:
Bize bildirildiğine göre Şu'be şöyle derdi: Katade'nin ağzını yoklardım.
"Filan kişi bize bildirdi veya filan kişiden işittim" şeklinde
naklettiği hadisleri ezberler, "Filan kişi bildirdi" şeklinde
naklettiği hadisleri ise bırakırdım.(---İbn Ebi Hatim, el-Cerh ve't-ta'dil
(2/1/370).
204- Yine bize
bildirildiğine göre Şu'be: "Sizleri A'meş, Ebu İshak ve Katade olmak üzere
üç kişinin tedlisinden kurtardım" demiştir.
205- Yine bize
bildirildiğine göre Abdurrahman b. Mehdı şöyle demiştir: Süfyan es-Sevrı -veya
Şu'be- ile bir adamın yanına uğradık. Süfyan (veya Şu'be) adam için:
"Yalan söylüyor! Vallahi susup onun hakkında konuşmamam helal olsaydı
susardım" dedi.
206- Beyhaki der ki:
Medhal eserinde, Yüce Allah'ın bu ümmetin her bir yerinde güvenilir ve adil
(dürüstü) kişileri diğerlerinden ayıracak birilerini takdir ettiğine işaret
eden rivayetler zikretmiştik.(---Beyhaki, Medhal (1/32-38).
207- İhtilaf durumunda
Hicaz ahalisinin rivayetlerinin diğerlerinin rivayetlerine tercih edilmesinin
sebebi de, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetini diğerlerinden
daha iyi bilmeleridir. Hadis alimlerinin çoğu da bu görüştedir.
208- Bize bildirildiğine
göre Zeyd b. Sabit: "Medine ahalisinin bir konuda bir şey yaptığını
gördüğün zaman bil ki sünnet odur" demiştir.
209- Mis'ar der ki:
Habib b. Ebi Sabit'e: "Sünneti Hicaz ahalisi mi, yoksa Irak ahalisi mi
daha iyi biliyor?" diye sorduğumda: "Tabi ki Hicaz ahalisi"
dedi.
210- Abdullah b.
el-Mübarek de: "Medine ahalisinin hadisleri daha sahihtir ve isnadları
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) diğerlerinin isnadlarından bir adam
daha yakındır" derdi.
211- Şafii de Kitabu'l-Kadim'de
bu konuda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Dini) Kureyş'ten
öğrenin, onlara öğretmeye kalkmayın! Onları önünüze geçirin, onların önüne
geçmeye çalışmayın" sözünü delil olarak getirir.
212- Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) isabetli görüşlere sahip olma konusunda:
"Kureyşli biri diğer kabilelerden olan birinin iki katı gücündedir"
buyurmuştur.
(---Şafii, Müsned (s.
94), Ahmed, Müsned (4/83), Tayalisi, Müsned (s. 128), Ebu Nuaym, Hilye (9/64),
Hakim, Müstedrek (4/72), Hatib, Tarihu Bağdad (2/61) ve Beyhaki,
Menakibu'ş-Şafii (6).
213- Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine: "İman Yemenlidir, hikmet de
Yemenlidir" buyurmuştur. (---Buhari, menahb (4/217) ve Müslim, iman
(1/71-73).
214- Şafii der ki:
"Üstünlükleri ve ilimlerinin yanında Mekke ve Medine de (Şam'ın sağ
tarafına düştükleri için) Yemenli sayılır."
215- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"İlim öğrenmek için insanların develerini koşturmaları (yolculuk
yapmaları) pek yakındır. Ancak Medine alimlerinden daha bilgili kimse
bulamayacaklardır. " (---Tirmizi, ilm (2680), Humeydi, Müsned (2/485),
Ahmed, Müsned (2/299) ve Hakim, Müstedrek (1/90-91).
216- Şafii, Kitabu'l-Kadim'de
Kureyş'in, Ensar'ın ve diğer Arap kabilelerinin faziletleri hakkında hadisler
imla etmiş, bunların sünnetleri diğerlerinden daha iyi bildiklerini ortaya
koymak istemiştir. Biz de bu hadisleri işittiğimiz gibi rivayet ediyoruz.
217- İbn Şihab der ki:
Bana bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kureyşlileri önünüze geçirin, onların önüne geçmeye çalışmayın (Dini)
onlardan öğrenin ve onlara karşı övünmeyin -veya: (dini onlara) öğretmeye
kalkmayın-" buyurmuştur.
Hangisi olduğu konusunda
İbn Ebi Fudeyk tereddüt etmiştir.
218- Hakım b. Ebi Hakım,
Ömer b. Abdilazız ile İbn Şihab'ın: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Kureyş'i küçümsemek isteyeni Yüce Allah küçük düşürür''
buyurdu" dediklerini işitmiştir. (---Şafii, Müsned (s, 94), Ahmed, Müsned
(1/359) ve Hakim, Müstedrek (4/74).
219- Haris b.
Abdirrahman der ki: Bize bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Şayet azıp şımarmayacak olsalardı Kureyş'in Yüce Allah katında
olan mükafatlarını kendilerine haber ederdim" buyurmuştur. (---Şafii,
Müsned (s. 94), Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (8/144) ve Heysemi, Mecmau'z-zevaid
(10 /25),
220- Ata b. Yesar
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Kureyşlilere: ''Hak
üzerinde bulunduğunuz sürece idarecilik sizde olacak" buyurdu. Sonra
elindeki bir değneği göstererek: "Ancak haktan ayrılmanız durumunda şu
değneğin soyulması gibi bu işten soyulacaksınız" buyurdu. (---Şafii,
Müsned (s. 94) ve Ahmed, Müsned (6/176-177).
221- İsmail b. Ubeyd b.
Rifaa el-Ensari, babası kanalıyla dedesi Rifaa'dan bildiriyor: Resulullah
($allallahu aleyhi ve$ellem) üç defa: "Ey insanlar! Kurenli (mümin)ler
emanet sahibi güvenilir kişilerdir. Bundan dolayı onların kusurunu bulmak
isteyen kişiyi Yüce Allah yüzüstü yere çalar" diye seslendi. (---Şafii,
Müsned (s. 94) ve Hakim, Müstedrek (4/73).
222- Muhammed b. İbrahim
b. el-Haris et-Teymı bildiriyor: Katade b. enNu'man, Kureyşlilere dil uzatıp
onlar hakkında konuşunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona şöyle
buyurdu: "Ey Katade! Sakin ol ve Kureyşlilere dil uzatma! Zira onlardan
öyle adamlarla karşılaşabilirsin ki onların amellerinin yanında kendi
amellerini, onlarının yaptıklarının yanında kendi yaptıklarını değersiz
görebilir, bu yönde onlara gıpta edebilirsin. Şayet azıp şımarmayacak olsalardı
Kureyşin Yüce Allah katında olan mükafatlarını kendilerine haber ederdim.
" (---Ahmed, Müsned (6/383) ve Heysemi, Mecmau'z-zevaid (10/23).
223- Şafii der ki:
Müslim b. Halid'in İbn Ebi Zi'b'den hatırlayamadığım bir isnadla bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Kureyş hakkında ne olduğunu tam
olarak hatırlayamadığım hayırlı bir şeyler söyledi. Yine: ''Kurerş'in en
kötüleri, diğer insanların en kötülerinden daha hayırlıdır" buyurdu.
(---Şafii, Müsned (94), Ebu Nuaym, Hilye (4/64) ve Suyuti, Fethu'l-kebir
(2/176),
224- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
''İnsanların (huyolarak) çeşit çeşit olduklarını görürsünüz. Cahiliye döneminde
hayırlı olan kişilerin dini hükümleri iyice anlamaları halinde İslam döneminde
de en hayırlı kişiler olduğunu görürsünüz. " (---Buhari, menakib
(6/525-526) ve Müslim, fadail (199/2526).
225- Buhari ve Müslim,
bir önceki hadisi Muğıre b. Abdirrahman kanalıyla Ebu'z-Zinad'dan: ''İnsanlar
yönetim konusunda Kureyş'e tabidirler Müslümanları Kureyş'in müslümanlarına,
kafirleri de KureyŞ'in kafirlerine tabi olurlar" ziyadesiyle rivayet
etmişlerdir. (---Buhari, menakib (3/1451).
226- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Yanınıza Yemenliler geldi. Onlar ki yumuşak kalpli ve nezaket sahibi
insanlardır, İman Yemenli, hikmet de Yemenlidir."
Bu isnadla bu şekilde,
ancak mevkuf olarak ta rivayet edilmiştir.
227- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur:
"Yanınıza Yemenliler geldi! Yanınıza Yemenliler geldi! Onlar ki nezaket
sahibi ve yumuşak kalpli insanlardır. İman Yemenli, fıkıh Yemenli, hikmet de Yemenlidir.
"
Müslim, Sahih'de Amr
en-Nakid kanalıyla İshak'tan ve Buhari ile Müslim, Ebu Salih kanalıyla Ebu
Hureyre'den rivayet etmişlerdir. (---Buhari, meğazi (4388) ve Müslim, iman
(1/72).
228- Hasan b. el-Kasım
el-Ezrak! der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Tebuk tepesinde
durdu. "Bu taraf Şam'dır" buyurdu ve eliyle Şam taraflarına işaret
etti. Sonra: "Şu taraf da Yemen" buyurarak eliyle Medine taraflarına
işaret etti. (---Şafii, Müsned (94).
229- Ebu Hureyre der ki:
Tufeyl b. Amr ed-Devsi, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına
geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Devs kabilesi karşı çıkıyor ve İslam'a
girmeyi kabul etmiyor. Onlara beddua et" dedi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ellerini kaldırınca, insanlar: "Devs kabilesi helak
oldu" demeye başladı. Ancak Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Allahım! Devs kabilesine hidayet ver ve onları doğru yola getir"
diye dua etti.
Buhari, Sahih'de
Süfyan'dan rivayet etmiştir. (---Buhari, meğazi'de rivayet etmiştir.
230- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Hicret olmasaydı ben de Ensar'dan biri olurdum, İnsanlar bir vadi veya
yola (Ensar da başka bir vadi veya yola) girse ben Ensar'ın girdiği vadi veya yola
girerim. " (---Buhari, meğazi (4330) ve Müslimı zekat (139/1061).
231- Enes b. Malik
bildiriyor: Hastalığı sırasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çıkıp
bir konuşma yaptı. Konuşmasında Allah'a hamdu senada bulunduktan sonra:
"Ensar üzerine düşeni yapmıştır. Artık diğerlerinin onlara karşı üzerine
düşeni yapması kalmıştır. Onların iyilerine iyi davranıp, kötülerinin
kusurlarını bağışlayın" buyurdu. (---Buhari, menakib (3799) ve Müslim,
fadail (4/1949).
232- Cürcani ise rivayet
ederken Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Ensar'ı,
Ensar'ın çocuklarını ve Ensar'ın çocuklarının çocuklarını bağışla"
buyurduğunu zikreder. (---Buhari, tefsir (4906) ve Müslim, fadail (172/2506).
233- Rivayetinde yine
şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çıktığında
Ensarlı çocuk ve kadınlar onu coşku içinde karşıladılar. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) onlara acıdı ve bir konuşma yaptı. Konuşmasında da bunları
söyledi"
234- Ebu Abdillah bunu
rivayet ederken ilk hadisten sonrasını zikretmemişken, diğerleri zikretmiştir.
235- Şafii der ki:
Alimlerden biri bana şunu anlattı: Bizim ile şu Ensar'ın durumunu en iyi Tufeyl
el-Ganevı açıklamakta ki Tufeyl bir şiirinde şöyle der:
"Bize yardım edip
durmaktan bir türlü bıkmadılar Ki yaptıklarını annemiz yapsaydı o bile usanırdı
Bizleri aralarına katıp evlerini paylaştılar Odalar verip soğuktan ve sıcaktan
korudular."
236- Rabi' der ki:
Şafii'nin önceki beyitleri şu beyitin ardından naklettiğini işittim:
"Bize saldıranlara
karşı yardımlarından dolayı Allah, Cafer oğullarına hayırlar versin."
237- Kasım b.
Abdirrahman der ki: "Muhacirlerden her birinin üzerinde mutlaka bir
Ensarlının minneti vardır. Evlerini onlara açmadılar mı? Mahsullerini onlarla
paylaşmadılar mı? Fakir olsalar dahi Muhacirleri kendilerine tercih etmediler
mi?"
238- Muhammed b. İbrahım
et-Teymı bildiriyor: Bazı kasabalardan Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) hurma ile arpa gelmişti. Zafer oğullarından iki aile de Useyd b.
el-Hudayr'a: "Ne kadar muhtaç durumda olduğumuzu Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) anlat" demişlerdi. Useyd, Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) geldiğinde yanında birilerini gördü. Yanına kadar yaklaştı ve
Zafer oğullarından olan iki ailenin durumunu anlattı. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Her bir aileye bir vesak hurma, yarım vesak da arpa
verilsin" buyurdu. Bunun üzerine Useyd: "Ey Allah'ın Resulü! Yüce
Allah bizden yana sana hayırlar ihsan etsin!" dedi.
239- Yahya der ki:
Muhammed b. İbrahim'in dediğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
onlara: "Ey Ensar! Allah size de hayırlar ihsan etsin! Sizler iffetli ve
sabırlısınız. Benden sonra da idare ve ganimet paylaşımı konusunda başkalarının
sizlere tercih edileceğini göreceksiniz! Ancak bana kavuşana kadar
sabredin" buyurmuştur. (---Ahmed, Müsned (3/150, 4/352) ve Hikim,
Müstedrek (4/79).
240- İbn Ebi Necih
bildiriyor: Mücahid, "Doğrusu bu, hem senin, hem de kavmin için bir
şereftir ..."[Zuhruf, 44] ayetini açıklarken şöyle demiştir: "Kişi
için: Bu adam kimlerden?'' diye sorulunca: ''Araplardan'' denilir. ''Hangi
Araplardan?'' diye sorulunca: ''Kureyşii Araplardan'' denilir." (---Şafii,
er-Risale (s. 13-14) ve Taberi, Tefsir (25/26).
241- Cubeyr b. Mut'im'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kureyşli biri,
diğer kabilelerden olan birinin iki katı gücündedir" buyurmuştur.
İbn Ebi Zi'b der ki:
Zühri'ye: "Ne bakımdan?" diye sorulunca: "İsabetli görüş
bakımından" dedi. (---Şafii, Müsned (s. 94), Ahmed, Müsned (4/83),
Tayalisı, Müsned (s. 12S), Ebu Nuaym, Hilye (9/64) ve Hakim, Müstedrek (4/72).
242- Beyhaki der ki:
"Şafii de bu hadisin mana olarak aynısını zikreder." (---Beyhakl,
es-Sünenü'l-kübra (1/385-386).
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: