MÜSNED-İ HANBEL

KIYAMET ALAMETLERİ VE KIYAMET

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

23- Deccal Olduğu Sanılan ibnu's-Sayyud

 

1. Ebu Bekre

 

28567 (1) Abdurrahman b. Ebi Bekre, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Deccal'ın anne ve babası otuz yıl kalacak, fakat çocukları olmayacaktır. Sonra onların en zararlı varlık olanı faydası çok az bulunan kör bir erkek çocukları olacaktır. Onun gözleri uyuyacak, ama kalbi uyumayacaktır. '' Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun anne ve babasını vasfederek şöyle buyurdu: ''Babası uzun boylu ve etli birisidir. Burnu gagaya benzer bir şekilde uzundur. Annesi ise tombulolup göğüsleri büyüktür. '' Abdurrahman b. Ebi Bekre'nin babası der ki: Bize Medine'de Yahudilerden bir çocuğun doğduğu haber yetişince ben ve Zübeyr b. el-Avvam gidip yanlarına girdik. Anne ve babasının Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vasıflandırdığı gibi olduklarını gördük. Çocuk bir kadife üzerinde güneşe uzanmış bir şeyler mırıldanıyordu. Onlara sorduğumuzda: "Otuz sene bekledik, ama çocuğumuz olmadı. Sonra en zararlı varlık olan, faydası çok az bulunan kör bir oğlumuz oldu" dediler. Yanlarından çıktığımızda çocuk bize: "Ne diyordunuz?" diye sordu. Biz: "Ne dediğimizi işittin mi?" dediğimizde "Evet, benim gözlerim uyur kalbim uyumaz" dedi. Baktığımızda bu kişinin İbnu's-Sayyad olduğunu gördük.

 

[Hasen]

 

Diğer tahric: Tirmizi 4/518 (2248) rivayet etti.

 

 

 

28568 (2)- Ebu Berke anlatıyor: Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Deccal'ı vasfedip şöyle buyurdu: ''Deccal'in anne ve babası otuz yıl kalacak, fakat çocukları olmayacaktır. Sonra onların göbeği ve sünnet derisi kesilmiş, en zararlı varlık olan faydası çok az bulunan kör bir erkek çocukları olacaktır. Onun gözleri uyuyacak ama kalbi uyumayacaktır. '' Sonrasında bir önceki hadisin aynısını aktardı. Ancak bu rivayetinde: (Çocuğun anne ve babası) "Göbeği ve sünnet derisi kesilmiş, en zararlı varlık olan, faydası çok az bulunan şu kör oğlumuz doğdu" (dediler) ibaresi geçmiştir.

 

[Hasen]

 

 

 

28569 (3)- Abdurrahman b. Ebi Berke, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Deccal'ın anne ve babası otuz yıl kalacak, fakat çocukları olmayacaktır. Sonra onların zararı çok, faydası az olan kör bir erkek çocukları olacaktır. Onun gözleri uyuyacak, ama kalbi uyumayacaktır.'' sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun anne ve babasını vasfederek şöyle buyurdu: ''Babası uzun boylu ve etli birisidir. Burnu gagaya benzer bir şekilde uzundur. Annesi ise tombulolup göğüsleri uzundur. '' Ebu Bekre der ki: Bize Medine'de Yahudilerden bir çocuğun doğduğu haberi ulaşınca ben ve Zübeyr b. el-A vvam gidip yanlarına girdik. Anne ve babasının Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vasıflandırdığı gibi olduklarını gördük. Onlara: "Sizin çocuğunuz var mıdır?" dediğimizde: "Otuz sene bekledik, ama çocuğumuz olmadı. sonra zararı çok, yararı az olan kör bir oğlumuz oldu" dediler. Yanlarından çıktığımızda çocuğun bir kadife üzerinde güneşe uzanmış bir şeyler mırıldanıyor olduğunu gördük. Çocuk yüzünü açarak: "Ne diyordunuz?" diye sordu. Biz: "Ne dediğimizi işittin mi?" dediğimizde "Evet, benim gözlerim uyur, kalbim uyumaz" dedi. Hammad "Bu kişi İbnu's-Sayyad'dır" diye ekledi.

 

[Hasen]

 

 

2. Ebu Zer

 

28570 (1) Ebu Zer der ki: İbn Said'in, Deccal olduğuna dair on defa yemin etmem, benim için Deccal olmadığına dair bir defa yemin etmemden daha yeğdir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni onun annesine gönderdi ve bana: ''Ona kaç ay hamile kaldığını sor bakalım?'' buyurdu. Ben de yanına varıp ona sorunca: "Ona on iki ay hamile kaldım" dedi. Sonra Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni bir daha kadına gönderdi ve: ''Doğduğu zamanki ağlamasını sor'' buyurdu. Ben de kadına geri dönüp bunu sorunca: "Bir aylık çocuk gibi ağladı" dedi. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), İbn Said'e: ''Ben sana bir şey sakladım (bil bakalım)'' buyurunca: "Sen bana alaca bir koyunun burnunu ve dumanı sakladın" karşılığını verdi. O: "Duhan" demek istedi, ama buna güç yetiremedi. Ancak: "Duh, duh" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Defol git, sen asla gücünü aşamazsın'' buyurdu.

 

[Hasen]

 

Heysemi (8/2): "Güvenilir olan Haris b. Hasira dışındaki ravileri Sahih'in ravileridir" dedi.

 

 

3. Cabir b. Abdullah

 

28571 (1) Cabir b. Abdullah bildiriyor: Medine'de Yahudi bir kadın gözü silinmiş ve sişmiş bir çocuk doğurdu. Resululiah {Sallallahu aleyhi ve Sellem} bu çocuğun Decd.l olmasından endişe etmişti. Gidip baktığında onu bir kadife örtünün altında mırıldanıyor buldu. Bu sırada annesi ona haber vererek: "Ey Allah'ın kulu! Bu, Ebu'l-Kasım'dır. Onun yanına çık" dedi. Bunun üzerine o da kadife örtünün altından çıktı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''O kadına ne ki, Allah onu kahretsin! Eğer onu kendi haline bıraksaydı o kendi durumunu açıklardı'' buyurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha sonra kendisine: ''Ey İbnu Said! Ne görüyorsun?'' diye sorunca: "Hakkı da, batılı da görüyorum. Suyun üzerinde bir taht ta görüyorum" karşılığını verdi ve örtüyü üzerine çekti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Benim! Allah'ın Resulü olduğuma şahitlik ediyor musun ?'' diye sorunca: "Sen, benim Allah'ın Resulü olduğuma şahittik ediyor musun?" karşılığını verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Benl Allah'a ve peygamberlerine iman ettim'' diye karşılık verdi. Sonra onu orada bırakarak gitti. Daha sonra bir kez daha yanına geldiğinde onu kendisine ait hurma bahçesinde kendi kendine konuşurken buldu. Yine annesi ona haber vererek: "Ey Allah'ın kulu! Bu Ebu'l-Kasım'dır. Onun yanına çık!" dedi. Bunun üzerine o da kadife örtünün altından çıktı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''O kadına ne ki, Allah onu kahretsin! Eğer onu kendi haline bıraksaydı o kendi durumunu açıklardı'' buyurdu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun konuştuklarından bir şeyler işitmek ve o mudur, yoksa o değil midir bilmek istiyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha sonra kendisine: ''Ey İbnu Said! Ne görüyorsun?'' diye sorunca: "Hakkı da, batılı da görüyorum. Suyun üzerinde bir de taht görüyorum" karşılığını verdi ve örtüyü üzerine çekti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Benim! Allah'ın Resulü olduğuma şahitlik ediyor musun ?'' diye sorunca:

"Sen, benim Allah'ın Resulü olduğuma şahitlik ediyor musun?" cevabını verdi. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Benl Allah'a ve peygamberlerine iman ettim'' diye karşılık verdi. O da örtüyü üzerine çekti.

 

Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu bırakıp oradan ayrıldı. Daha sonra üçüncü veya dördüncü defa onun yanına geldiğinde yanında Ebu Bekr, Ömer b. el-Hattab, Muhacir ve Ensar'dan oluşan bir grup vardı. Ben de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında bulunmaktaydım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi geçerek onun sözlerinden bir şeyler işitmek istedi. Ancak yine annesi: "Ey Allah'ın kulu! Bu Ebu'l-Kasım'dır. Onun yanına çık!" dedi. Bunun üzerine o da kadife örtünün altından çıktı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O kadına ne ki, Allah onu kahretsin! Eğer onu kendi haline bıraksaydı o kendi durumunu açıklardı" buyurdu. Sonra kendisine: "Ey İbnu Said! Ne görüyorsun ?'' diye sorunca: "Hakkı da, batılı da görüyorum. Suyun üzerinde bir de taht görüyorum" karşılığını verdi ve örtüyü üzerine çekti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benim, Allah'ın Resulü olduğuma şahittik ediyor musun ?'' diye sorunca: "Sen, benim Allah'ın Resulü olduğuma şahitlik ediyor musun?" cevabını verdi. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben, Allah'a ve peygamberlerine iman ettim" diye karşılık verdi. O da örtüyü üzerine çekti. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey İbnu Said! Ben sana (içimden) bir şey sakladım, bil bakalım nedir?'' buyurunca: "Duh, duh" karşılığını verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine: "Defol!" buyurdu. Ömer b. el-Hattab: "Ey Allah'ın Resulü! Bana izin verde onu öldüreyim" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer o (Deccal) ise onu öldürecek kişi sen değilsin, İsa b. Meryem'dir. Eğer değil ise anlaşmalı olduğumuz birini (azınlık tebayı) öldürmeye hakkın yoktur" karşılığını verdi. Ravi der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) her zaman onun Deccal olduğundan endişe etmişti.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Tahavi, Şerh müşkili'l-asar'da (2942) rivayet etti.

 

 

 

28572 (2)- Ebu Said el-Hudri bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), İbnu Said'e: ''Ne görüyorsun?'' diye sorunca: "Deniz üzerinde etrafında yılanlar olan bir talıt görmekteyim" dedi. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''İşte o, İblis'in tahtıdır'' buyurdu.

 

[Hasen]

 

Diğer tahric: Ebu Ya'la (1316) rivayet etti.

24541 (4)'te tekrar etmiştir.

 

 

4. Ebu't-Tufeyl

 

28573 (1) İmran el-Mazini der ki: Ebu't-Tufeyl'e: "Sen Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gördün mü?" diye sorulunca: "Evet (gördüm)" cevabını verdiğini duydum. "Peki onunla konuştun mu?" diye sorduklarında ise şu karşılığı verdi: "Hayır, ancak onu şu ve şu yerlere giderken gördüm. Yanında Abdullah b. Mes'ud ile ashabından bir grup vardı. Geniş bir eve geldiklerinde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Şu kapıyı açın'' buyurdu ve kapı açıldı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içeri girince ben de kendisiyle birlikte içeri girdim. Evin ortasında kadife bir örtü vardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Şu kadifeyi kaldırın'' buyurunca baktık ki örtünün altında kör bir çocuk bulunmaktadır. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kalk ey çocuk!" buyurdu ve çocuk kalktı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), ona: ''Ey çocuk! Benim, Allah'ın Resulü olduğuma şahittik ediyor musun?" diye sorunca, o da: "Sen benim, Allah'ın Resulü olduğuma şahitlik ediyor musun?" diye karşılık verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki defa:

''Bunun şerrinden Allah'a sığının'' buyurdu.

 

[Hasen]

 

 

5. İbn Mes'ud

 

28574 (1) Abdullah (b. Mes'üd) der ki: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte yürüyorduk. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), İbn Sayyad'a rastlayınca, ona: "Ben sana (içimde) bir şey sakladım (bil bakalım nedir?)" buyurdu. İbn Sayyad da: "Duh" diye karşılık verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Defol git, sen asla gücünü aşamazsın'' buyurdu. Ömer: "Ey Allah'ın Resulü! İzin ver de onu boynunu vurayım" deyince: ''Hayır, eğer o korktuğun kimse ise onu öldürmeye güç yetiremezsin" buyurdu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim (2/372) rivayet etti.

 

 

 

28575 (2)- Abdullah b. Mes'üd der ki: Biz, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte yürüyorduk. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aralarında İbn Sayyad'ın da bulunduğu çocuklara rastladı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), İbn Sayyad'a: ''Elin kurusun, benim, Allah'ın Resulü olduğuma şahitlik ediyor musun ?'' diye sorunca, o da: "Sen benim, Allah'ın Resulü olduğuma şahitlik ediyor musun?" diye karşılık verdi. Ömer: "(Ey Allah'ın Resulü!) Beni bırak ta onun boynunu vurayım" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer o korktuğun kimse ise ona güç yetiremezsin'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

 

6. İbn Ömer

 

28576 (1) İbn Ömer bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aralarında Ömer b. el-Hattab'ın da bulunduğu ashabıyla birlikte İbn Sayyad ile karşılaştı. O, çocuk idi ve çocuklarla birlikte Mağale oğullarının kalesi yanında oynamaktaydı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eliyle onun sırtına vurana kadar geldiğini fark etmemişti. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: ''Benim Allah'ın Resulü olduğuma şahadet ediyor musun ?'' diye sorunca, İbn Sayyad: "Senin, ümmilerin peygamberi olduğuna şehadet ediyorum" karşılığını verdi. Sonra İbn Sayyad, Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen de benim Allah'ın Resulü olduğuma şehadet eder misin?" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Benl Allah'a ve Resullerine iman ettim'' buyurdu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: ''Sana neler gelmektedir?'' diye sorunca: "Bana doğru şeyler de, yalan şeyler de gelmektedir" cevabını verdi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Senin işin çok karışıktır'' buyurdu. Sonra da: ''Ben sana (içimden) bir şey sakladım (bil bakalım nedir?)'' buyurdu. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içinden: "Göğün açık bir duman getireceği günü bekle"[Duhan 10] ayetini geçirmiş ve bunu saklamıştı. İbn Sayyad: "O, Duh'dur (dumandır)" karşılığını verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Defol git, sen asla gücünü aşamazsın'' buyurdu. Ömer: "Ey Allah'ın Resulü! İzin ver onun boynunu vurayım" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Eğer bu, o kişi ise, sen ona musallat olamazsın. Eğer o kişi değilse onu öldürmekte senin için hiçbir hayır yoktur'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud, (43/210-212), Tirmizi (3/240, 241), Müslim (2/373, 374) ve Buhari, (3/175, 6/119-121) rivayet ettiler.

 

 

 

28577 (2)- Salim b. Abdullah bildiriyor: Abdullah b. Ömer: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), İbn Sayyad'a doğru çıkıp gitti" dedi ve bir önceki hadisin aynısını aktardı.

 

[Sahih]

 

 

 

28578 (3)- Salim b. Abdillah bildiriyor: Abdullah b. Ömer der ki:

"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aralarında Ömer b. el-Hattab'ında bulunduğu ashabından bir grupla birlikte çıkıp gitti. Muaviye oğullarının kalesi yanında buluğ çağına yaklaşmış olan ve çocuklarla oynayan İbn Sayyad'a rastladı." sonrasında Abdullah b. Ömer mana olarak önceki hadisi aktardı.

 

[Sahih]

 

 

 

28579 (4)- İbn Ömer der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ubey b. Kab ile birlikte içinde İbn Sayyad'ın bulunduğu hurmalığa gittiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hurmalığa girince İbn Sayyad'ın kendisini görmemesi için hurma dallarının arkasına gizlendi. İbn Sayyad kendisini görmeden ondan bir şeyler işitmek istiyordu. İbn Sayyad kadifeden döşeği üzerinde uzanmış bir şeyler mırıldanıyordu. İbn Sayyad'ın anesi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hurma dalları arkasına gizlendiğini görünce: "Ey Safi! Bu Muhammed'dir" dedi. Safi, İbn Sayyad'ın ismi idi. Bunun üzerine İbn Sayyad yerinden kalktı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Eğer onu kendi haline bıraksaydı hali belli olurdu'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (6/112) rivayet etti.

 

 

 

28580 (5)- Salim b. Abdullah der ki: Abdullah b. Ömer'in: "Bu olaydan sonra Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ubey b. Kab ile birlikte hurmalığa doğru gitti" dediğini işittim. Sonrasında Salim b. Abdullah bir önceki hadisin aynısını aktardı.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (5/184, 10/463) rivayet etti.

 

 

7. Hafsa

 

28581 (1) Nafi' bildiriyor: İbn Ömer, Medine yollarından bir yolda İbn Said'e rastladı. İbn Ömer ona sövüp kötü sözler söyleyince, İbn Said birden şişip yolu dolduracak kadar kocaman oldu. İbn Ömer kendisindeki sopayı üzerinde kırıncaya kadar ona vurdu. Bunun üzerine Hafsa: "Size ne oluyor? Ondan ne istiyorsun? Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Decdil ancak bir öfkesinden dolayı çıkacaktır'' buyurduğunu işitmedin mi?" dedi. Affan rivayetinde: "Öfkelendiği zaman çıkacaktır"; Yunus ise rivayetinde: "Ondan istedeğin nedir?" ibaresi geçmiştir.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim (8/194) rivayet etti.

 

 

 

28582 (2)- İbn Ömer der ki: İbn Said ile iki defa karşılaştım. Bir defa ona arkadaşlarıyla birlikte iken rastladım. Onlara: "Size Allah için söylüyorum. Size bir şey sorarsam bana doğruyu söyler misiniz?" dedim. Onlar da: "Evet" dediler. Onlara: "Onun o (Deccal) olduğunu mu konuşuyorsunuz?" dediğimde: "Hayır" dediler. Bunun üzerine onlara:

"Vallahi yalan söylediniz. Sizden biri bana onun malca ve çocukça hepinizden daha zengin oluncaya kadar ölmeyeceğini söyledi. O da bugün söylenildiği gibidir" dedim. Biraz daha konuştuk ve ondan ayrıldım. Sonra onunla bir daha karşılaştığımda gözünün şişmiş olduğunu gördüm ve: "Bu gözün ne zaman şişti?" dedim. O: "Bilmiyorum" deyince: "Gözün başında olduğu halde mi bilmiyorsun?" dedim. Bunun üzerine o: "Benden ne istiyorsun ey İbn Ömer! Allah dilerse onu senin şu asandan bile yaratır" dedi ve daha önce böylesine şiddetlisini işitmediğim bir şekilde eşeğin anırması gibi anırdı. Arkadaşlarımdan bazıları kırılıncaya kadar sopamla ona vurduğumu söylediler. Vallahi ben öyle bir şey yaptığımın farkına varmadım. "

Ravi dedi ki: İbn Ömer, gidip durumu kardeşi Hafsa'ya bildirdi. O da şöyle dedi: "Ondan ne istiyorsun? -Allah Resulü'nü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kastederek- Onun ''Allah'ın onu insanların üzerine ilk göndermesi onun bir öfkelenmesinden dolayı olacaktır'' buyurduğunu işitmedin mi?"

 

[Sahih]

 

 

 

28583 (3)- Nafi' bildiriyor: İbn Ömer: "İbn Said ile iki defa karşılaştım" dedi ve bir önceki hadisin aynısını aktardı.

Ravi der ki: Ancak rivayetinde şöyle geçmiştir: Müminlerin annesi Hafsa'nın yanına girip durumu haber verdiğimde: "Ondan ne istiyorsun? -Allah Resulü'nü {Sallallahu aleyhi ve Sellem} kastederek- Onun: ''Onun insanların üzerine ilk çıkması bir öfkelenmesinden dolayı olacaktır'' buyurduğunu işitmedin mi?" dedi.

 

[Sahih]

 

 

 

28584 (4)- Nafi' bildiriyor: İbn Ömer: "İbn Said ile iki defa karşılaştım" dedi ve söz konusu hadisi aktardıktan sonra şöyle devam etti: İşittiğim en şiddetli eşek anırması gibi anırdı. Arkadaşlarımdan bazıları kırılıncaya kadar sopamla ona vurduğumu söylediler. Ancak ben öyle bir şey yaptığımın farkına varmadım. Sonra kardeşim Hafsa'ya gidip durumu bildirdim. O da şöyle dedi: "Ondan ne istiyorsun? -Allah Resulü'nü {Sallallahu aleyhi ve Sellem} kastederek- Onun: ''Onun insanların üzerine ilk çıkması bir öfkelenmesinden dolayı olacaktır'' buyurduğunu bilmiyor musun?"

 

[Sahih]

 

 

8. Ebu Said el-Hudri

 

28585 (1) Ebu Said el-Hudri der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çocuklarla birlikte oynayan İbn Sayyad'a gelerek: ''Benim Allah'ın Resulü olduğuma şahitlik ediyor musun?'' diye sorunca, İbn Sayyad: "Sen benim Allah'ın Resulü olduğuma şehitlik ediyor musun?" karşılığını verdi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ben sana (içimden) bir şey sakladım (bil bakalım nedir?'' buyurdu. İbn Sayyad: "O, Duh'dur (dumandır)" cevabını verince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Defol git, sen gücünü aşamazsın'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Tahavi, Şerh müşkili'l-asar'da (2951) rivayet etti.

 

 

9. Ebu Said el-Hudri

 

28586 (1) Ebu Said el-Hudri der ki: İbn Said benimle karşılaştı ve şöyle dedi: "Bak, (şu cahil) insanlar benim Deccal olduğumu söylemektedir -veya- Sanırım insanlar benim Deccal olduğumu söylemektedir. Ey Muhammed'in ashabı! Sizler Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''O, Yahudidir'' buyurduğunu işitmediniz mi? -veya- Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''O Yahudidir'' buyurdu. Oysa ben Müslümanım. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''O kördür'' buyurdu. Ben ise sağlıklıyım" Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''O, ne Mekke'ye, ne de Medine'ye girmeyecektir'' buyurdu. Oysa ben hac ettim ve şimdi seninle birlikte Medine'deyim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Onun çocuğu olmayacktır'' buyurdu, oysa benim çocuğum oldu." Sonra bana: "Ben onun nerede doğduğunu, ne zaman çıkacağını ve şimdi nerede olduğunu biliyorum" dedi. (Ebu Said ekledi) Bu durum beni şaşırttı.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim 4/2241 (2927) rivayet etti.

 

 

 

28587 (2)- Ebu Said el-Hudri der ki: Hac ettik ve (dönerken) bir ağacın altında konakladık. İbnu Said de ağacın yan tarafına inip konakladı. Ben (kendi kendime): "İnna lillah! Bu belayı yanıma ne indirdi!" dedim. O: "Ey Ebu Said! Bu insanlardan çektiğim nedir? Onlar benim Deccal olduğumu söylemektedir? Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Deccal kısırdır, o Mekke ve Medine'ye giremez'' dediğini işitmedim mi sanıyorsun?" dedi. Ben de: "Evet (işittin)" dediğimde: "Halbuki benim çocuğum oldu. Medine'den çıktım ve Mekke'ye gitmekteyim" dedi. Sanki ona karşı yumuşamıştım. O: "Vallahi şimdi onun nerede olduğunu insanlar içinde en iyi bilen benim" deyince: ''Bu günün geri kalan saatlerinde sana yazıklar olsun'' dedim.

 

[Sahih]

 

 

 

28588 (3)- Ebu Said el-Hudri der ki: Bir orduyla Medine'den doğuya doğru yola çıktık. Orduda Abdullah b. Sayyad da bulunmaktaydı. Ona karşı kimse iyi davranmaz, ona kimse yoldaşlık etmez, onunla kimse yemez ve içmezdi. Onu Deccal diye adlandırmışlardı. Bir gün ben bir yerde konaklamışken Abdullah b. Sayyad benim oturmuş olduğumu gördü ve gelip yanıma oturdu. Sonra şöyle dedi: "Ey Ebu Said! İnsanların ne yaptığını görüyor musun? Kimse bana karşı iyi davranınıyor, kimse bana yoldaşlık etmiyor, kimse benimle yemiyor ve içmiyoL Ayrıca beni Deccal diye çağırıyorlar. Ey Ebu Said! Oysa sen Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Decdilı Medine'ye giremeyecektir'' buyurduğunu biliyorsun. Oysa ben Medine'de doğdum. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Decdil kısırdır'' buyurduğunu işittim. Oysa benim çocuğum oldu. Vallahi insanların bu yaptığından dolayı bir ip alıp boynuma takıp kendimi boğmak ve insanlardan kurtulmak istedim. Vallahi ben Deccal değilim. Vallahi istersen onun, babasının, annesinin ve çıkacağı yerin ismini sana söylerim."

 

[Sahih]

 

 

 

28589 (4)- Ebu Said el-Hudri der ki: Hac ettik ve (dönerken) bir ağacın gölgesinde konakladık. İbnu Said de yanıma inip konakladı. Ben (kendi kendime): "Allah'ın bana indirmiş olduğu bu bela nedir!" dedim. O bana şöyle dedi: "Ey Ebu Said! Bu insanlardan çektiğimi görmüyor musun? Onlar bana: ''Sen Deccal'sın'' diyorlar. Sen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Deccal kısırdır, Medine ve Mekke'ye giremez'' dediğini işitimedin mi? Şu anda Medine'den gelmekteyim ve Mekke'ye gidiyorum. -Hammad rivayetinde:

"Mekke'ye girdim" ibaresi geçmiştir- Oysa benim çocuğum oldu." Ona karşı yumuşamıştım. O: "Vallahi şimdi onun nerede olduğunu insanlar içinde en iyi bilen benim" deyince: "Bu günün geri kalan saatlerinde sana yazıklar olsun" dedim.

 

[Sahih]

 

 

10. Ebu Said el-Hudri

 

28590 (1) Ebu Said el-Hudri bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), İbnu Said'e Cennetin toprağını sorunca: "Un şeklinde beyaz topraktır. Halis misktir" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Doğru söyledi'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim, (iten 4/2243 (2928) rivayet etti.

 

 

 

28591 (2)- Ebu Said el-Hudri bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), İbnu Said'e Cennetin toprağını sorunca: "Un şeklinde beyaz topraktır, misktir" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Doğru söyledi'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

 

 

28592 (3)- Ebu Said el-Hudri bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), İbnu Said'e Cennetin toprağını sorunca: "Un şeklinde beyaz topraktır, misktir" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Doğru söyledi'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

 

 

28593 (4)- Ebu Said el-Hudri bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), İbnu Said'e Cennetin toprağını sorunca: "Un şeklinde beyaz topraktır, halis misktir" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Doğru söyledrı buyurdu.

 

 

[Sahih]

 

29150 (1)'de tekrar edecektir.

 

 

11. Cabir

 

28594 (1) Cabir der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), İbnu Said'e: ''Ne görüyorsun?'' diye sorunca: "Su üzerinde -veya- deniz üzerinde etrafında yılanlar olan bir taht görmekteyim" dedi. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''İşte o, İblis'in tahtıdır'' buyurdu.

 

[Hasen]

 

24538 (1)'de tekrar etmiştir.

 

 

12. Ebu Said

 

28595 (1) Ebu Said der ki: Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında İbn Sayyad zikredilince, Ömer: "O, rastladığı her şeyin kendisiyle konuştuğunu iddia ediyor" dedi.

 

[Hasen]

 

 

SONRAKİ