MÜSNED-İ HANBEL |
YÖNETİCİLİK VE HİLAFET |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
40- Ömer'in Rüyası, Suikasta Uğraması
ve Vasiyeti
41- Ömer'in Vefatı
40- Ömer'in Rüyası,
Suikasta Uğraması ve Vasiyeti
1. Ömer b. el-Hattab
27389 (1) Ma'dan b. Ebi Talha el-Ya'meri bildiriyor: Hz. Ömer hutbe
vermek üzere kalktı. Allah'a hamdu senada bulundu, Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ve Ebu Bekr'i hayırla yad etti ve şöyle dedi: "Rüyamda bir horozun
beni iki defa gagaladığını gördüm ve bunu ecelimin yaklaştığına yordum.
Bazıları benden sonraki halifeyi seçmemi istiyor. Oysa Allah hilafetini, dinini
ve Nebi'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile gönderdiğini heba edecek değildir.
Şayet başıma bir şey gelirse de halifeyi belirleyecek olan şura o altı kişidir
ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiğinde bu altı kişiden
razıydı. İçlerinden kime biat ederseniz emirlerini dinleyip ona itaat edin. Bu
konuda bazılarının itirazda bulunacaklarını da biliyorum. Böylesi kişilerle
İslam için bizzat şu ellerimle savaştım. Bu kişiler bunu yaparlarsa Allah
düşmanı, kafır ve sapkın kişilerdir.
Allah'a yemin olsun ki
(ölüp de) geride bırakacağım ve benim için en önemli konulardan biri kelale
konusudur. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kendisiyle beraber bulunduğum
süre boyunca bu konu dışında bana hiçbir konuda sert davranmış değildir. Hatta
sonunda parmağıyla göğsümü veya yan tarafımı dürtüp: ''Ey Ömer! Bu konuda Nisa
Suresinin sonunda inen ''Yaz ayeti'' sana yeterli olur'' buyurdu. Şayet hayatta
kalırsam bu konuda Kur'an'ı bilen bilmeyen herkesin anlayabileceği şekilde
hüküm vereceğim. Diğer şehirlere gönderdiğim valiler konusunda Allah'ı şahit
tutuyorum ki onları insanlara dinlerini, Peyganıber'lerinin (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) sünnetini öğretmek, ganimetleri aralarında adil bir şekilde
paylaştırmak, içinden çıkamadıkları konuları da bana havale etmek üzere
gönderdim.
Ey insanlar! Benim pis
olarak gördüğüm iki bitkiden yiyorsunuz. Biri soğan, biri de sarımsaktır.
Allah'a yemin olsun ki Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adamdan bunların
kokusunun geldiğini gördüğü zaman emriyle birisi o adamın elinden tutar ve onu
Mescid'den çıkarıp Baki'ye kadar uzaklaştırırdı. Şayet illa bunları
yiyecekseniz pişirip kokusunu öldürerek yiyin."
Ömer bu hutbeyi Cuma
günü verdi. Zilhicce ayının bitmesine dört gün kala bir Çarşamda günü suikasta
uğradı.
[Sahih]
27390 (2)- Cüveyriye b.
Kudame der ki: Hz. Ömer'in suikasta uğradığı yıl haccedip Medine'ye geldim.
Ömer bir hutbe verdi. Hutbesinde: "Rüyamda kırmızı bir horozun beni bir
-veya iki, kaç defa olduğu konusundaki şüphe ravi Şu'be'ye aittir- defa
gagaladığını gördüm" dedi. Sonrasında malum suikast olayı oldu. Suikast
sonrası yanına girymesine izin verince ilk önce Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ashabı yanına( girdiler. Onlardan sonra Medine ahalisi, sonra Şam
ahalisi, sonra da Irak ahalisi girdi. Yanına girenlerden biri de bendim. Yanına
giren her bir topluluk onu övüp ağlıyordu. Ömer yara yeri olan karnını sarık
ile bağlamıştı, ancak kanı da akıyordu.
Benim de içlerinde
bulunduğum grup girdiğinde: "Bize nasihatte bulun" dedik. Bizden
başka da kendisinden nasihat isteyen olmamıştı. Bize: "Allah'ın Kitab'ına
sarılın! Zira ona tabi olduğunuz sürece yoldan çıkmazsınız" dedi. Bir
daha: "Bize nasihatte bulun" dediğimizde:
"Muhacirlere iyi
davranmanızı istiyorum. Zira insanlar çoğalırken onlar azalmaktadır. Yine
Ensar'a iyi davranmazını istiyorum. Zira müslümanların sığınağı olmuşlardır.
Bedevilere iyi davranmanızı istiyorum. Zira onlar sizi ayakta tutacak olan
dayanağınızdır. Zımmilere de iyi davranmazını istiyorum. Zira onlar da Nebi'in
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) emaneti ve aileleriniz için geçim
kaynağıdır" dedi. Sonra: "Yanımdan kalkın!" diyerek yanından
kalkmamızı istedi. Bize bu sözlerden başka da bir şey demedi.
Şu'be der ki: Daha sonra
Ebu Cemre'ye bu hadisi sorduğumda rivayet ederken: "Bedevilere iyi
davranmazını istiyorum. Zira onlar sizin kardeşleriniz ve düşmanlarınızın
düşmanlarıdır" lafzını kullandı.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(3162) rivayet etti.
27391 (3)- Cüveyriye b.
Kudame der ki: "Ömer'in suikasta uğradığı yıl haccedip Medine'ye geldim.
Ömer bir hutbe verdi. Hutbesinde: "Rüyamda kırmızı bir horozun beni bir
-veya iki, kaç defa olduğu konusundaki şüphe ravi Şu'be'ye aittir- defa
gagaladığını gördüm" dedi. Bir hafta geçmeden de suikasta uğradı..."
Sonrasında ravi bir öncekinin aynısını aktarır, ancak: "Zımmllerinize iyi
davranmazını istiyorum. Zira onlar Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
zımmileridir" lafzını kullanır.
27392 (4)- Ma'dan b. Ebi
Talha el-Ya'meri bildiriyor: Ömer b. el-Hattab bir Cuma günü minbere çıktı.
Allah'a hamdu senada bulundu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Ebu
Bekr'i hayırla yad etti. Sonra şöyle dedi: "Bir rüya gördüm ve bu rüyayı
öleceğime yorumladım. Rüyamda kırmızı bir horozun beni iki defa gagaladığını
gördüm. Bu rüyamı Ebu Bekr'in hanımı Esma binti Umeys'e anlattığımda:
"Seni Acemlerden bir adam öldürecek!" şeklinde yorumladı. İnsanlar
yerime bir halife tayin etmemi istiyorlar. Ancak Allah dinini ve Nebiiyle
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderdiği hilafetini heba edecek değildir. Şayet
başıma bir şey gelirse de halifeyi belirleyecek olan şura o altı kişidir ki
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiğinde bu altı kişiden razı
ydı. İçlerinden kime biat ederseniz emirlerini dinleyip ona itaat edin. Bu
konuda bazılarının itirazda bulunacaklarını da biliyorum. Böylesi kişilerle
İslam için bizzat şu ellerimle savaştım. Bu kişiler (bunu yaparlarsa) Allah
düşmanı, kafir ve sapkın kişilerdir.
Allah'a yemin olsun ki
hilafetim boyunca benim için en önemli konulardan biri kelale konusuydu.
Vallahi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kendisiyle beraber bulunduğum
süre boyunca bu konu dışında bana hiçbir konuda sert davranmış değildir. Hatta
sonunda parmağıyla göğsümü dürtüp: "Bu konuda Nisa Suresi'nin sonunda inen
''yaz ayeti'' sana yeterli olur'' buyurdu. Şayet hayatta kalırsam bu konuda
Kur'an'ı bilen bilmeyen herkesin anlayabileceği şekilde hüküm vereceğim. Diğer
şehirlere gönderdiğin valiler konusunda Allah'ı şahit tutuyorum ki onları
insanlara dinlerini, Nebilerinin (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetini
öğretmek, içinden çıkamadıkları konuları da bana havale etmek üzere gönderdim.
Ey insanlar! Benim pis
olarak gördüğüm iki bitkiden yiyorsunuz. Biri soğan, biri de sarımsaktır.
Allah'a yemin 9lsun ki Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adamdan bunların
kokufsunun geldiğini gördüğü zaman emriyle birisi o adamın elinden tutar ve onu
Mescid'den çıkarıp Baki'ye kadar uzaklaştırırdı. Şayet illa bunları
yiyecekseniz pişirip kokusunu öldürerek yiyin."
Ömer bu hutbeyi Cuma
günü verdi, Çarşamda gününde de suikasta uğradı.
[Sahih]
Diğer tahric: İbn Hibban
(2091) rivayet etti.
27393 (5)- Ebu Rafi' der
ki: Ömer b. el-Hattab, İbn Abbas'a yaslanmıştı. Yanında da İbn Ömer ile Said b.
Zeyd vardı. Bir ara: "Bilin ki kelale konusunda bir hüküm vermiş değilim.
Benden sonra halife tayin etmiş değilim. Ben öldüğümde Araplardan olan esirler
beytülmalin hesabından özgürdürler" dedi. Said b. Zeyd: "Hilafet
konusunda bir adamı göstermen halinde müslümanlar bu seçimini makul
karşılayacaktır. Zira Ebu Bekr de böyle yapmış ve müslümanlar bu seçimine
uymuşlardı" deyince, Ömer:
"Arkadaşlarımdan
bazılarının hilafette gözü olduğunu gördüm. Bundan dolayı halife seçme işini
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kendilerinden razı iken vefat
ettiği altı kişiye bırakıyorum" karşılığını verdi ve şöyle devam etti:
"Ama iki adam bana yetişmiş olsaydı, onlara güvenir ve hilafeti onlardan
birine bırakırdım. Bunlardan biri Ebu Huzeyfe'nin azatlısı Salim, diğeri de Ebu
Ubeyde b. el-Cerrah'tır.
[Hasen]
Heysemi (7126) der ki:
"Hadisi, Ahmed rivayet etmiş olup ravilerden Ali b. Zeyd'in hadisi
hasendir. Onu zayıf görenler de bulunmaktadır."
27394 (6)- Humeyd b.
Abdirrahman el-Himyeri bildiriyor: Basra'da İbn Abbas bize şunu anlattı:
Yaralandığı zaman Ömer'in ziyaretine ilk gelen kişi bendim. O zaman: "üç şeyi
bilmeni istiyorum, zira insanların bana yetişememesinden endişe ediyorum.
Kelale hakkında herhangi bir hüküm vermiş değilim. Benden sonra halife tayin
etmiş değilim. Bana ait olan tüm köleler de özgürdür" dedi. Oradakiler:
"Yerine birini halife seç" dediklerinde:
"Bu konuda ne
yaparsam benden daha hayırlı olanların yaptığını yapmış olurum. Halife seçme
işini müslümanlara bırakırsam Nebi de (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böyle
yapmıştı. Benden sonraki halifeyi tayin etsem benden daha hayırlı biri olan Ebu
Bekr de böyle yapmıştı" karşılığını verdi.
Ona: "Cennet sana
kutlu olsun! Zira uzun bir süre Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
arkadaşlık ettin. Ayrıca müslümanların başına geçip bu işin üstesinden geldin
ve görevini layıkıyla yerine getirdin" dediğimde şu karşılığı verdi:
"Beni cennetle müjdelemene gelince, Allah'a yemin olsun ki tüm
içindekilerle birlikte dünyanın benim olmasını ve (öldükten sonra)
nereye gideceğimi bilene
kadar başıma gelecekler için bunları fidye olarak vermeyi isterdim. Hilafet
konusuna gelince, bu işten lehime veya aleyhime herhangi bir şeyolmadan
sıyrılmış olmayı umuyorum. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sahabisi olmam
sözün ise doğrudur."
[Sahih]
Diğer tahric: İbn Sa'd
(3/353) ve Tayalisi (26) rivayet ettiler.
27395 (7)- İbn Ömer der
ki: Ömer'e: "İnsanların birşeyler söylediğini işittim ve bunu sana
soracağıma dair yemin ettim. Senden sonra halife seçmeyeceğini
söylüyorlar" dediğimde, Ömer başını bir süre yere eğdi. Sonra kaldırıp:
"Allah dinini koruyacaktır. Şayet benden sonrası için halife seçmezsem bil
ki Resulullah (sallallahu aleyhi vesellerrı) de kendinden sonra halife
seçmemiştir. Şayet benden sonraki halifeyi seçersem Ebu Bekr de seçmişti"
karşılığını verdi. Vallahi bu konuda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ile Ebu Bekr'i zikredince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
yaptığından başkasını yapmayacağını ve kendinden sonrası için halife
seçmeyeceğini anladım.
[Sahih]
Diğer tahric: Müslim
(2/80-81) ve Ebu Davud (3/93-94) rivayet ettiler.
27396 (8)- İbn Ömer
bildiriyor: Ömer'e: "Senden sonra halife tayin etmeyecek misin?" diye
sorulunca: "Şayet tayin etmezsem benden daha hayırlı biri olan Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) de tayin etmemişti. Halife tayin edersem de benden
daha hayırlı biri olan Ebu Bekr de tayin etmişti" karşılığını verdi.
[Sahih]
41- Ömer'in Vefatı
1. Ali b. Ebi Talib
27397 (1) İbn Abbas der ki: Ömer b. el-Hattab vefat edince yatağına konuldu.
Cenazesi kaldırılmadan insanlar etrafında toplandı, ona dualar edip rahmet
dilemeye başladılar. Ben de içlerindeydim. Arkadan birinin kolumdan tutmasıyla
irkildim. Dönüp baktığımda Ali b. Ebi Talib olduğunu gördüm. O da Ömer'e rahmet
dileyip şöyle dedi: "Senden geriye amelleriyle Allah'ın huzuruna çıkmayı
isteyebileceğim biri kalmış değildir. Allah'ın seni iki arkadaşınla (Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Ebu Bekr'le) birlikte kılacağını düşünüyorum.
Zira Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in devamlı olarak: ''Eba Bekr ve
Ömer'le birlikte gittim ... Eba Bekr ve Ömer'le birlikte şuraya girdim ... Eba
Bekr ve Ömede birlikte çıktım ... '' buyurduğunu çokça işitirdim. Bundan dolayı
Allah'ın seni onlarla birlikte kılacağını umuyorum."
[Sahih]
27398 (2)-Z İbn Ömer der
ki: Ömer b. el-Hattab vefat ettiğinde gömülmeden önce mezarı ile minber arasına
konuldu. Ali gelip saf tutanların önünde durdu. üç defa: "İşte
budur!" dedikten sonra şöyle devam etti: "Allah sana merhamet etsin!
Allah, Nebi'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonra, amel defterinin benzeriyle
Allah'ın huzuruna çıkmayı isteyebileceğim şu giysisiyle örtülmüş adamdan başka
birini yaratmış değildir."
[Hasen]
Diğer tahric: Ömer b.
Şebbe Tarihu'l-Medine'de (3/938-9) rivayet etti.
27399 (3)-Z Avn b. Ebi
Cuhayfe, babasından bildiriyor: Vefat edip giysileriyle örtülmüş olan Ömer'in
yanındaydım. Hz. Ali gelip yüzünü açtı ve: "Ey Ebu Hafs! Allah sana
merhamet etsin! Vallahi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den sonra, amel
defterinin benzeriyle Allah'ın huzuruna çıkmayı isteyebileceğim senden başka
biri kalmış değildir" dedi.
[Sahih]
27400 (4)- Abdullah b.
Ebi'l-Huzeyl el-Anezi, Esed oğullarından bir adamdan bildiriyor: "Hz. Ali
yanımıza çıktı..." Sonrasında ravi Süveyd b. Said'den gelen bir önceki
rivayet in aynısını aktarır.
[Zayıf]