MÜSNED-İ HANBEL |
MENKIBELER |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
72- Abdullah b. Selam
1. Enes b. Malik
26716 (1) Enes bildiriyor: Abdullah b. Selam, Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in Medine'ye geldiğini duyunca yanına geldi. "Sana ancak bir Nebiin
bilebileceği üç şey soracağım" dedi ve şöyle devam etti: "Kıyametin
alametlerinden ilki nedir? Cennet ahalisinin ilk yiyeceği şey nedir? Çocuk neye
göre babasına veya annesine çeker?" Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Cibril az önce bunların cevaplarını bildirdi'' buyurunca, Abdullah:
"O, melekler
arasında Yahudilere düşman birisidir" dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: ''Kıyametin alametlerinden ilki doğudan bir ateşin
çıkması ve insanları batıya doğru sürmesidir. Cennet ahalisinin yiyeceği ilk
şey; bir balığın ciğerinin ziyadesidir. çocuğun babasına veya annesine çekmesi
olayına gelince, (ilişki sırasında) erkeğin suyu kadının suyuna baskın olursa
çocuk baba tarafına çeker. Kadının suyunun erkeğin suyuna baskın olması
durumunda ise çocuk kadın tarafına çeker. ''
Bunun üzerine Abdullah:
"Allah'tan başka ilah olmadığına ve senin Allah Resulü olduğuna şehadet
ederim" dedi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Yahudiler iftiracı bir
topluluktur. Müslüman olduğumu öğrenirler se yanında bana iftira atmaya
kalkışırlar. Onun için önce onlara birini gönder ve nasıl biri olduğumu
sordur" diye ekledi.
Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları çağırdı ve: ''Abdullah b.
Selam yanınızda nasıl
biridir?'' diye sordu. "Hem en hayırlımız, hem de en hayırlı olanımızın
oğludur. Hem en bilgilimiz, hem de en bilgilimizin oğludur" dediler. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Peki o müslüman olsa siz de müslüman olur
muydunuz?'' diye sorunca, Yahudiler: "Allah onu böylesi bir şeyden
korusun" dediler. Abdullah b. Selam karşılarına çıktı ve: "Allah'tan
başka ilah olmadığına, Muhammed'in de O'nun Resulü olduğuna şehadet
ederim!" dedi. Onlar da hemen: "Abdullah bizim hem en kötümüz, hem de
içimizde en kötü olanın oğludur! Hem en cahilimiz, hem de en cahilimiz olan
birinin oğludur" demeye başladılar. Bunun üzerine Abdullah: "İşte
onlardan yana ben de bundan korkuyordum" dedi.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari,
menakib 7/272 (3938) ve Müslim, hayd 1/252 (315) rivayet ettiler.
26717 (2)- Enes b. Malik
der ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye giderken Ebu Bekr'i
bineğinin terkine almıştı. Ebu Bekr yaşlı birisiydi ve tanınıyordu. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise daha gençti ve tanınmıyordu. Ebu Bekr'le
karşılaşanlar: "Ey Ebu Bekr! Şu önündeki adam kim?" diye soruyordu.
Ebu Bekr de: "Bu adam beni doğru yola sevkeden kişidir" diyordu. Bunu
duyanlar gerçekten de (yol kılavuzu gibi) yolu ona gösterdiğini zannediyordu.
Oysa Ebu Bekr, hayır yolunu kastediyordu.
Yolda gelirken bir ara
Ebu Bekr arkasına baktığında bir atlının onlara yetiştiğini gördü. "Ey
Allah'ın Resulü! Arkamızda bize yetişen bir atlı var" dediğinde Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasına döndü ve: ''Allahım! Onu yere çal'' diye
dua etti. Atı da adamı (Suraka'yı) yere çaldı. Sonra at kişneyerek ayağa
kalktı... Suraka: "Ey Allah'ın Resulü! Ne yapmamı emredersin?" diye
sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yerinde kal ve kimsenin
bize ulaşmasına izin verme!'' buyurdu. Suraka, günün başında Allah Resulü'nün
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) canına kastetmişken günün sonunda onu koruyan bir
silah oldu.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Harre'nin yanında konakladı. Ensar'a gelmeleri için haber
saldı. Geldiklerinde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Ebu Bekr'e selam
verdiler ve: "Güven içinde bineklerinize binin, size itaat
edilecektir" dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ile Ebu Bekr develerine bindiler. Diğerleri ise silahlı bir şekilde
çevrelerinde yerlerini aldılar. Medine'de: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) geldi!" denilince Medineliler onu görmek için yüksek yerlere
çıktılar ve: "Resulullah geldi!" demeye başladılar. Az bir zaman
sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve Ebu Eyyub'un evinin yanında
konakladı.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) akrabaları ile konuşurken Abdullah b. Selam sesini duydu.
AbduUah, kendi ailesine ait bir hurmalıkta çalışıyordu. Aceleden elindeki sepet
i bırakmadan gelip Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına oturdu. Onun
sözlerini dinleyip ailesine döndü.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): 'Takınlarımızdan hangisinin evi buraya daha yakındır?"
diye sorunca, Ebu Eyyub: "Ey Allah'ın Resulü! Benim evim var! İşte evim!
İşte de kapısı!" dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Git,
bizim için bir istirahat yeri hazırla" buyurunca, Ebu Eyyub gidip
istirahat yeri hazırladı. Sonra gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Sizin için
istirahat yeri hazırladını, Allah'ın bereketiyle kalkıp gelin ve istirahat
edin" dedi.
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) istirahat yerine geldiğinde Abdullah b.
Selam, yanına gelip:
"Senin, Allah'ın hak Nebii olduğuna, getirdiğin şeylerin de hak olduğuna
şehadet ederim. Yahudiler bilirler ki, ben onların efendisi ve efendilerinin
oğluyum. Onların en bilgilisi ve en bilgin şahsiyetlerinin oğluyum. İstersen
onları çağır ve bunu kendilerine de sor" dedi. Yahudiler gelince
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara şöyle buyurdu:
"Yazık size ey
Yahudiler! Allah'tan korkun! Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin
ederim ki siz de benim Allah'ın hak elçisi olduğumu, getirdiğim şeylerin de hak
olduğunu biliyorsunuz. Müslüman olun'' buyurdu. Ancak Yahudiler onun böyle
demesine karşılık üç kez: "Bunların hak olduğunu bilmiyoruz!"
dediler.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(3911) rivayet etti. 25077 (2)'de tekrar etmiştir.
26718 (3)- Enes b. Malik
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldiği zaman
hurmalığında çalışan Abdullalı b. Selam'a Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
Medine'ye hicret ettiği haber verilince yanına geldi ve: "Sana ancak bir
Nebiin bilebileceği üç şey soracağım. Şayet bunlara cevap verirsen sana iman
edeceğim. Ancak cevaplarını bilemezsen Nebi olmadığını anlamış olurum"
dedi. Sonra Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çocuğun neye göre
annesine veya babasına çektiğini, cennet ahalisinin ilk olarak yiyecekleri şeyi
ve kıyametin ilk alametinin ne olduğunu sordu.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Cibril az önce bunların cevaplarını bildirdi'' buyurunca,
Abdullah: "O, Yahudilere düşman biridir" dedi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Çocuğun babasına veya annesine çekmesi
konusunda, (ilişki sırasında) kadının suyunun erkeğin suyuna baskın olması
durumunda çocuk kadın tarafına çeker. Erkeğin suyu kadının suyuna baskın olursa
da çocuk baba tarafına çeker. Cennet ahalisinin yiyeceği ilk şey bir balığın
ciğerinin ziyadesidir. Kıyametin alametlerinden ilki, doğudan bir ateşin
çıkması ve insanları batıya doğru sürmesidir. ''
Bunun üzerine Abdullah
iman etti ve: "Allah Resulü olduğuna şehadet ederim" dedi. Sonra:
"Ey Allah'ın Resulü! Yahudiler iftiracı bir topluluktur. Müslüman olduğumu
öğrenirlerse bana iftira atarlar. Sen beni yanında sakla ve onları yanına
çağır. Geldiklerinde onlara nasıl biri olduğumu sor" deyince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları yanına çağırdı. Geldiklerinde:
IAbdullah b. Selam
yanınızda nasıl biridir?'' diye sordu. "Hem en hayırlımız, hem de en
hayırlı olanımızın oğludur. Hem efendimiz, hem de efendimiz olan birinin
oğludur. Hem en bilgilimiz, hem de en bilgilimizin oğludur" dediler.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Peki o müslüman olsa, siz de
müslüman olur muydunuz?'' diye sorunca, Yahudiler: "Allah onu böylesi bir
şeyden korusun" dediler.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Ey Abdullah b. Selam! Çık ve onlara müslüman olduğunu
bildir'' buyurunca, Abdullah çıktı ve: "Allah'tan başka ilah olmadığına,
Muhammed'in de O'nun Resulü olduğuna şehadet ederim!" dedi. Onlar da
hemen: "Abdullah bizim hem en kötümüz, hem de içimizde en kötü olanın
oğludur! Hem en cahilimiz, hem de en cahilimiz olan birinin oğludur"
demeye başladılar. Bunun üzerine Abdullah: "Ey Allah'ın Resulü! Yahudilerin
iftiracı olduğunu sana söylemiştim" dedi,
[Sahih]
Diğer tahric: Tayalisı
(2050-1), Ebu Ya'la (3414) ve İbn Hibban (7423) rivayet ettiler.
2. Sa'd b. Ebi Vakkas
26719 (1) Amir b. Sa'd b. Ebi Vakkas, babasından bildiriyor:
"Abdullah b. Selam dışında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
hayatta olan bir insan için ''Bu, cennetliktir" buyurduğunu işitmiş
değilim."
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(3812) ile Müslim (2483) rivayet ettiler.
26720 (2)- Mus'ab b. Sa'd,
babasından bildiriyor: Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir tabak
yemek getirildi. Yedikten sonra biraz artınca: ''Birazdan şu yoldan cennet
ahalisinden olan bir adam gelecek ve arta kalan bu yemeği yiyecektir"
buyurdu. Ben de oraya geldiğimde kardeşim Umeyr abdest alıyordu. Onun gelmesini
beklerken Abdullah b. Selam gelip o yemeği yedi.
[Sahih]
Diğer tahric: İbn Hibban
(3/416) ve Hakim, Müstedrek'te (3/416) rivayet etti.
26721 (3)- Amir b. Sa'd,
babasından bildiriyor: "Abdullah b. Selam dışında Allah Resulü'nün
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hayatta olan bir insan için "Bu,
cennetliktir" buyurduğunu işitmiş değilim."
[Sahih]
26722 (4)- Mus'ab b.
Sa'd, babasından bildiriyor: Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir
tabak tirit getirildi. Yedikten sonra biraz artınca: ''Birazdan şu yoldan
cennet ahalisinden olan bir adam gelecek ve arta kalan bu yemeği yiyecektir''
buyurdu. Ben de oraya geldiğimde kardeşim Umeyr b. Ebi Vakkas, Allah Resulü'nün
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelmek için hazırlanıyordu. Onun gelmesini
bekledim, ama Abdullah b. Selam gelip o yemeği yedi.
[Sahih]
26723 (5)- Asım bir
öncekinin aynısını bildiriyor. Ancak Sa'd b. Ebi Vakkas'ın: "Uveymir b.
Malik'e rastladım" dediğini aktarır.
[Sahih]
3. Abdullah b. Selam
26724 (1) Kays b. Abbad anlatıyor: Mescid'de iken, yüzünde huşü izleri
bulunan bir adam içeriye girdi. Adam kısa iki rekat namaz kıldı. Cemaat:
"Bu, Cennet ahalisinden bir adam" demeye başladılar. Adam çıktıktan sonra
evine kadar onu takip ettim. Onunla birlikte eve girip sohbet ettim. Sohbetten
sonra ona: "Sen Mescid'e girince oradaki cemaat senin için şöyle şöyle
demeye başladı" dediğimde şöyle karşılık verdi: "Sübhanallah! Hiç
kimsenin bilmediği bir konuda bir şey söylemesi uygun değil, ancak bunun neden
olduğunu sana anlatayım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bir
rüya gördüm ve bunu ona anlattım. Rüyamda kendimi yemyeşil bir bahçede gördüm.
-Ravi İbn Avn der ki: Abdullah burada bahçenin yeşilliğinden ve genişliğinden
bahsetti.- Bahçenin orta yerinde demirden bir direk vardı. Dibi yerde baş
tarafı ise göğe kadar uzanıyordu. Baş tarafında da bir kulp vardı. Bana:
"Tırman!" denilince, ben: "Tırmanamam!" karşılığını verdim.
Bunun üzerine bir hizmetçi gelip giysilerimi arkamda topladı ve beni yukarıya
doğru kaldırıp: "Tırman!" dedi. En üste çıkıncaya kadar tırmandım ve
kulpu tuttum. Bana: "İyice tutun!" denildi. Kulp elimdeyken de
uyandım. Bunu Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip bunu
anlattığımda: ''0 bahçe İslam bahçesiydi. O direk İslam'ın direğidir. Kulp da
(Kur'an'da sağlam kulp olarak zikredilen) Urvetu'l-Vuska'dır. Sen ölene kadar
İslam dini üzerinde kalacaksınıf buyurdu." Bu kişi de Abdullah b. Selam
idi.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari,
rüya 12/401 (7014), Müslim, (adaa (4/1930 (2484) ve Hakim (4/394) rivayet
ettiler.
26725 (2)- Hareşe b.
el-Hur der ki: Medine'ye geldiğimde Mescid'de bir grup ihtiyarın yanında
oturdum. O sırada bastonuna dayanarak yaşlı bir adam geldi. Cemaat:
"Cennet ahalisinden bir adam görmek isteyen kişi şu adama baksın"
demeye başladı. Adam bir direğin arkasına durup iki rekat namaz kıldı. Namaz
sonrası yanına gittim ve: "Bazıları senin için şöyle şöyle söyledi"
dedim. Adam şu karşılığı verdi: Cennet Allah'ındır ve oraya dilediğini sokar.
Ancak Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bir rüya gördüm. Rüyamda
yanıma bir adam geldi ve: "Hadi gidelim" dedi. Onunla birlikte
giderken geniş bir caddeye girdik. Bu caddede giderken sol tarafımda çıkan yola
girmek istediğimde adam bana: "Sen bu yolun ahalisinden değilsin"
dedi. Daha sonra sağ tarafımda çıkan yola girdim. Yolda kaygan bir dağın yanına
geldim. Adam elimden tutup fırlatınca kendimi dağın tepesinde buldum. Ancak
kayganlığından duramıyor ve bir yere de tutunamıyordum. Sonra ucunda altın
halka bulunan demir bir direk gördüm. Adam elimden tutup direğin tepesine
fırlatınca oradaki altın halkaya tutundum. Adam: "Ona iyice tutun"
deyince: "Tamam" karşılığını verdim. Adam aşağıdan ayağıyla demir
direğe vurunca ben bu halkaya sıkıca tutundum. Daha sonra bu rüyamı
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlattım. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Hayırlı bir şey görmüşsün'' buyurdu ve rüyamı şöyle yorumladı:
''Girdiğin geniş cadde mahşer yeriydi. Sol tarafında gördüğün yol cehennem
ahalisinden olanların yoluydu. Sağ tarafında gördüğün yol ise cennet
ahalisinden olanların yoludur. Kaygan olan dağ, şehitlerin yeridir ve sen o
konuma ulaşamayacaksın. Sıkıca tutunduğun kulp ise İslam'ın kulpudur ve ölene
kadar sen o kulpu bırakma. ''
Sonra adam: "Ben de
cennet ahalisinden biri olmayı umuyorum" dedi.
Bu adamın da Abdullah b.
Selam olduğunu öğrendim.
[Sahih]
Diğer tahric: Bu kanalla
Müslim (6466) rivayet etti.