MÜSNED-İ HANBEL |
KARI KOCA |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
3- Kocanın, Kansı
üzerindeki Haklarının Önemi
1. Muaz b. Cebel
18088 (1) Muaz b. Cebel der ki: Yemen'den döndüğüm zaman: "Ey
Allah'ın Resulü! Orada birbirine secde eden adaMlar gördüm. Biz de sana secde
edelim mi?" dedim. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Şayet
birinin birine secde etmesini emredecek olsaydım üzerindeki haklardan dolayı
kadının kocasına secde etmesini emrederdim'' buyurdu.
[Sahih]
18089 (2)- Muaz b. Cebel
der ki: "Yemen'den döndüğüm zaman şöyle dedim: "Ey Allah'ın Resulü!
Orada birbirine secde eden adamlar gördüm ... " Sonrasında ravi bir
öncekinin aynısını aktarır.
[Zayıf]
2. Abdullah b. Ebi
Evfa
18090 (1) Abdullah b. Ebi Evfa der ki: Muaz, Yemen'e (veya Şam'a)
gittiğinde orada Hıristiyanların, patrik ve piskoposlarına secde ettiklerini
gördü ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bu şekildeki saygıyı daha
fazla hakettiğini düşündü. Medine'ye döndüğünde: "Ey Allah'ın Resulü!
Hıristiyanların patrik ve piskoposlarına secde ettiklerini gördüm ve senin bu
şekildeki saygıyı daha fazla hakettiğini düşündüm" dedi. Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) buna şu karşılığı verdi: "Şayet birinin birine secde
etmesini emredecek olsaydım üzerindeki hakkından dolayı kadının kocasına secde
etmesini emrederdim. Kadını kocasının üzerindeki haklarını tamamıyla ifa
etmedikçe Allah'ın haklarını da tamamıyla ifa edemez. Eğer kocası ilişki için
onu çağırırsa, binek üstünde olsa dahi bundan geri durmamalıdır.''
[Sahih]
Diğer tahric: Ebu Davud,
nikah 2/244 (2140), İbn Mace, nikah 1/595 (1853), Tirmizi, rada' 3/456 (1159,
"hasen garib") ve Darimi, salat 1/406 (1464) rivayet ettiler. Hakim
(2/187) sahih olduğunu söylemiş, Zehebi bu hükmünde onu onaylamıştır.
18091 (2)- Abdurrahman b.
Ebi Leyla, babasından bildiriyor: "Muaz, Şam'a gittiğinde orada
Hıristiyanların patrik ve piskoposlarına secde ettiklerini gördü ... "
Sonrasında ravi, bir önceki hadisin aynısını aktarıp Muaz'dan naklen şöyle
devam eder: Onlara: "Neden öyle bir şey yapıyorsunuz?" diye
sorduğumda: "Bu, bizden önce Nebileri selamlama şeklidir" karşılığını
verdiler. Ben de içimden: "Nebiimizi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu
şekilde selamlaya biz daha layığız!" dedim. Döndüğümde bunu Allah Resulü'ne
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) zikrettiğimde: ''Kitaplarını tahrif ettikleri
gibi Nebileri adına da yalan söylemişler! Allah bize onların selamından daha
güzelini olan cennet ahalisinin selamlaşma şeklini verdi'' buyurdu.
[Hasen]
Diğer tahric: Hakim
(4/172) rivayet etti.
3. Enes b. Malik
18092- Enes b. Malik der ki: Ensar'dan bir ailenin su taşımada
kullandıkları bir develeri vardı. Ancak bir ara bu deve huysuzlaştı ve kimseyi
sırtına almaz oldu. Bu aile Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldi
ve: "Su taşımada kullandığımız bir devemiz vardı. Ancak huysuzlaştı ve
sırtına hiçbir şeyalmaz oldu. Bunun yüzünden ekinlerimiz ve hurmalarımız susuz
kaldı" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kalkın
gidelim'' buyurunca kalkıp bahçeye gittiler. Deve de bahçenin bir kenannda
duruyordu. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) deveye doğru yürüyünce sahipleri:
"Ey Allah'ın Resulü! Kuduz köpek gibi olmuş! Sana saldırmasından
korkuyoruz" dediler. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bana
bir zararı dokunmaz'' karşılığını verdi. Deve Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) görünce ona doğru gitti. Önüne gelince de secdeye kapandı.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) perçeminden tutunca deve daha önce hiç
olmadığı kadar uysal davrandı. Bu şekilde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) deveyi çekip işe başlattı.
Ashabı: "Ey
Allah'ın Resulü! Bu hayvan akılsız olmasına rağmen sana secde ediyor. Biz ise
akıllıyız ve sana secde etmek daha çok bize düşer" deyince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Bir insanın başka bir insana
secde etmesi doğru değildir. Şayet bir insanın başka bir insana secde etmesi
caiz olsaydı üzerindeki haklarından dolayı kadının kocasına secde etmesini
emrederdim. Canım elimde olana yemin olsun ki şayet erkek başından ayaklarına
kadar yara bere içinde olsa ve yaralarından irin aksa, kadın da diliyle bunu
yalayıp temizlese yine de kocasının üzerindeki hakkını ödemiş olmaz.''
[Sahih]
Diğer tahric: Muhtare'de
(1895) Diyau'l-Makdisı ve Ebu Nuaym, Delail'de (137) ;i;ayet ettiler.
25954 (l)'de tekrar
edecektir.
4. Hz. Aişe
18093- Hz. Aişe bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Muhacir ve Ensar'dan bir toplulukla birlikteyken bir deve gelip ona
secde etti. Ashabı: "Ey Allah'ın Resulü! Hayvanlar ve ağaçlar sana secde
ediyor. Oysa sana secde bize daha çok yakışır" deyince, Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu karşılığı verdi: ''Sadece Rabbinize kulluk
edin ve din kardeşinize gereken saygıyı gösterin. Birinin diğerine secde
etmesini etmedecek olsaydım kadının kocasına secde etmesini emrederdim. Bir
adam karısına sarı dağdan siyah dağa, siyah dağdan da sarı dağa taş taşımasını
emretse, kadına düşen bu emri yerine getirmektir. ''
[Hasen]
Diğer tahric: İbn Mace
(1852) rivayet etti. Heysemi (7654) der ki: "Ben derim ki: İbn Mace farklı
bir metinle bu hadisin bir kısmını_ı:ivayet etmiştir. Hadisi Ahmed rivayet
etmiş olup, ravilerden Ali b. Zeyd'in hadisi hasendir. Zayıf kabul edenler de
olmuştur."
25825 (1)'de tekrar
edecektir.
5. Muaz b. Cebel
18094- Aizullah b. Abdullah bildiriyor: Muaz b. Cebel Yemen'e
geldiği zaman yanına Havlan kabilesinden on iki oğlu olan bir kadın geldi.
Kocasını evde bırakmıştı ve oğullarından en küçüğünün bile sakalları çıkmıştı.
Oğullarından ikisi kollarından tutmuş öyle getirmişlerdi. Kadın geldiğinde
Muaz'a selam verdi ve: "Eyadam! Seni bize kim gönderdi?" diye sordu.
Muaz: "Beni Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderdi"
karşılığını verdi. Kadın: "Seni Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
mı gönderdi? O zaman sen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in elçisisin.
Sorularıma cevap verrir misin?" deyince, Muaz: "İstediğini
sorabilirsin" karşılığını verdi.
Kadın: "Bana
kocanın karısının üzerindeki haklarını söyle" deyince, Muaz: "Kocan
konusunda Allah'tan korkar ve elinden geldiği kadarıyla onu dinleyip itaat
edersin" karşılığını verdi. Kadın: "Allah aşkına bana kocanın
karısının üzerindeki haklarını söyle" deyince, Muaz: "Onun emirlerini
dinleyip itaat etmeye ve kocan konusunda Allah'tan korkmaya razı olmadın
mı?" diye sordu. Kadın: "Razıyım, ama bana kocanın karısının
üzerindeki haklarını söyle. Zira bu çocukların yaşlı olan babalarını evde
bırakıp geldim" karşılığını verince, Muaz şöyle dedi: "Muaz'ın canı
elinde olana yemin olsun ki şayet şimdi eve dönünce kocanın etlerinin cüzzamdan
eridiğini, burnundan irin ve kanların aktığını görsen, bu irinIeri ağzına alsan
dahi kocanın üzerindeki haklarını ifa etmiş olmazsın."
[Hasen]
Heysemi (7642) der ki:
"Hadisi Ahmed ve Taberani, Abdülhamıd b. Behram kanalıyla Şehr'den rivayet
etmişlerdir. Her ikisinde de zayıflık bulunmaktadır. Güvenilir kabul edenler de
olmuştur."