MÜSNED-İ HANBEL |
DİYETLER |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
8- En Yakını Olsa Bile
Kişi Başkasının Suçundan Dolayı Sorumlu Tutulmaz
1. Ebu Rimse et-Teymi
17161 (1) Ebu Rimse et-Teymi der ki: Babam ile birlikte Allah
Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gittik. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem), babama: ''Bu oğlun mudur?" diye sorunca: "Evet"
cevabını verdi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Onu sever misin''
diye sorunca da babam yine: "Evet" dedi. Bunun üzerine Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bilmiş ol ki, ne oğlun senin suçundan dolayı,
ne de sen onun suçundan dolayı sorumlu tutulursun'' buyurdu.
[sahih]
Diğer tahric: Ebu Davud
(4208) rivayet etti.
17162 (2)- Ebu Rimse der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gittiğimde Rabia
kabilesinden bazılarının kan davası sebebiyle davalaştıklarını olduklarını
gördüm. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Annenı babanı
kızkardeşin, erkek kardeşin ve bu şekilde yakından uzağa olan akrabalarındır''
buyurduğunu işittim. Sonra bana: ''Beraberindeki bu kişi kimdir ey Ebu Rimse!''
diye sordu. Ben: "Oğlumdur" deyince: ''Bilmiş ol ki ne o senin
suçundan dolayı, ne de sen onun suçundan dolayı sorumlu tutulursun'' buyurdu.
Baktığımda omuzunda deve kığısı veya güvercin yumurtası gibi bir et parçası
olduğunu gördüm. Kendisine: "Ey Allah'ın Resulü! Seni tedavi edeyim mi?
Biz tabiblik eden bir aileyiz" dediğimde: ''Onu oraya koyan tedavi eder''
karşılığını verdi.
[sahih]
Diğer tahric: İbn Sa'd,
Tabakat (1/2/132) rivayet etti.
17163 (3)- Ebu Rimse der
ki: Babamla birlikte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e doğru gittik.
Hz. Nebi'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gördüğüm zaman babam bana: "Bunun
kim olduğunu biliyor musun?" diye sordu. Ben: "Hayır" deyince,
babam: "Bu, Resulullah'tır" dedi. Babam öyle deyince ürpermiştim.
çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in insanlara benzemediğini
samrdım. Oysa o saçları kulak memeleri hizasında olan bir beşerdi. -Affan
rivayetinde: "Saçları kulak memeleri hizasında olan bir kişiydi"
ibaresi geçmiştir.- Saçlarında kına lekeleri vardı. üzerinde iki yeşil cübbe
bulunmaktaydı. Babam kendisine selam verdi ve sonra oturduk. Bir müddet sohbet
ettikten sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), babama: ''Bu oğlun
mudur?'' diye sordu. "Babam: "Kabe'nin Rabbine yenıin olsun ki
oğlumdur! dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Hakikaten mi?''
buyurunca: "Şehadet ederim oğlumdur" dedi. Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) babamın yemini ve benim babama benzerliğimin fazlalığı
sebebiyle tebessüm etti ve: "Bilmiş ol ki ne o senin suçundan dolayı, ne
de sen onun suçundan dolayı sorumlu tutulursun'' buyurdu ve: "Hiçbir
günahkar, başkasının günahını yüklenmez"[En'am 164] ayetini okudu. Sonra
babam, ResuluIIahlın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) omuzları arasındaki et
parçasına (mühre) bakıp: "Ey AIIah'ın Resulü! Ben insanlar içinde tabiblik
yapan biriyim. İstersen sana onu tedavi edeyim" dedi. Bunun üzerine
ResuluIIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Onu tabibi onu yaratandır''
buyurdu.
[sahih]
Diğer tahric: Darimi
(2388-9), İbn Sa'd, Tabakat (1/2/132), Ebu Davud, (4065,4206,4/4495,
91/137,138,287), Tirmizi (4/23) ve Nesai (1/233) Beyhaki, es-Sünenu'l-Kübra
(8/23, 345) rivayet ettiler.
17164 (4)-Z Ebu Rimse
et-Teymi der ki: Oğlumla birlikte AIIah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yanına gittim. Oğlum bana AIIah Resulü'nü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
gösterince oğluma: "Bu, ResuluIIah'tır" dedim. Hz. Nebi'in
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) heybetinden dolayı ürkmüştü. ResuluIIah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey AIIah'ın Resulü! Ben tabib sülalesinden
gelme bir tabibim. Bana sırtını göster, eğer bir yara varsa onu tedavi ederim.
Eğer başka bir şey ise sana söylerim. Yaraları benden daha iyi bilen kimse
yoktur" dedim. Bunun üzerine AIIah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''O'nun tabibi Allah'tır'' buyurdu. üzerinde iki yeşil erulunmaktaydı.
Saçlarının akları belli olmuştu. Akı da kırmızı (kınalı) idi. Bana: ''Bu, oğlun
mudur?'' diye sorunca: "Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki oğlumdur"
dedim. Bana:
''Bu öz oğlun mudur?''
diye sorunca: "Şahadet ederim ki öz oğlumdur" cevabını verdim. Bunun
üzerine: "(Bilmiş ol ki) ne o senin suçundan dolayı, ne de sen onun suçundan
dolayı sorumlu tutulursun'' buyurdu.
[Sahih]
Diğer tahric: İbn Sa'd,
Tabakat (1/2/132, 133), Nesai (2/298) ve Hakim, Müstedrek (2/607) rivayet
ettiler.
17167 (7)'de tekrar
etmiştir.
17165 (5)-Z Ebu Rimse
anlatıyor: Babamla birlikte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına
gitmek için yola çıktık. Yolda Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
karşılaştık ve babam: "Evladım! Bu, Resulullah'tır" dedi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in insanlara benzemediğini sanırdım. Oysa o
saçları kulak memeleri hizasında olan bir beşerdi. Saçlarında kına lekeleri
vardı. üzerinde iki yeşil cübbe bulunmaktaydı. Sanki şimdi baldırlarına bakar
gibiyim. Babama: ''Beraberinde olan kişi kimdir?'' diye sorunca: "Vallahi
oğlumdur" cevabını verdi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
babamın yemin etmesi sebebiyle güldü ve: ''Doğru söyledin. Bilmiş ol ki ne o
senin suçundan dolayı, ne de sen onun suçundan dolayı sorumlu tutulursun"
buyurdu. Sonra da: "Hiçbir günahkar, başkasının günahını yüklenmez"[En'am
164] ayetini okudu.
[Hasen]
Diğer tahric: Darakutni
(4/20) rivayet etti.
17166 (6)-Z Ebu Rimse
et- Teymi der ki: Oğlumla birlikte Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yanına gittim. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bana: ''Bu oğlun
mudur?'' diye sorunca: "Oğlum olduğuna şahadet ederim" dedim. Bunun
üzerine: "Ne o senin suçundan dolayı, ne de sen onun suçundan dolayı
sorumlu turulursun'' buyurdu. Ancak aklarının kırmızı (yani kınalı) olduğunu
gördüm.
[Sahih]
17167 (7)-Z Ebu Rimse
der ki: Ben çocuk iken babamla birlikte çıktık. Sıcağın şiddetli olduğu zamanda
evinin gölgesinde oturan bir adamın yanına vardık. üzerinde iki yeşil cübbe
vardı. Saçları aklaşmıştı ve başında kına lekeleri bulunmaktaydı. Babam bana:
"Bunun kim olduğunu biliyor musun?" diye sorunca: "Hayır"
dedim. Babam: "Bu, Resulullah'tır" dedi. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) uzun süre bizimle konuştu. Babam ona:
"Ben tabib
sülalesinden gelen bir tab ib im. Bana omuzların arasını göster, eğer bir yara
varsa onu tedavi ederim. Eğer başka bir şey ise sana söylerim." dedi.
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onun tabibi Allah'tır''
buyurdu. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana bakıp: "Bu
oğlun mudur?'' diye sorunca, babam: "Şahadet ederim ki oğlumdur"
karşılığını verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ne dediğine
dikkat et'' buyurunca: "Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki oğlumdur"
dedi. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) babamın yemini
ve benim babama benzerliğimin fazlalığı sebebiyle tebessüm etti ve: "Ey
sen! Ne o senin suçundan dolayı, ne de sen onun suçundan dolayı sorumlu
tutulursun'' buyurdu.
[Sahih]
17168 (8)-Z Ebu Rimse
anlatıyor: Medine'ye geldim, daha Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i
görmemiştim. Çıktığında üzerinde iki yeşil giysi vardı. Oğluma: "Vallahi
bu, Resulullah'tır" dedim. Bunun üzerine oğlum Hz. Nebi'in (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) heybetinden dolayı titremeye başladı. Allah Resulü'ne
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Ben tabiblik yapan
biriyim. Babamda tabiblik yapardı. Biz tabiblik yapan bir sülaledeniz. Vallahi
bize cesetten ne bir damar, ne de bir kemik gizli kalmaz. Şu omuzundakini bana
göster. Eğer yara ise onu kesip tedavi ederim" dedim. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Hayır! onun tabibi Allah'tır'' dedi. Sonra:
''Beraberinde olan bu kişi kimdir?'' diye sorunca: "Kabe'nin Rabbine yemin
olsun ki oğlumdur" dedim. ''Oğlun mudur?'' buyurduğunda: "Oğlum
olduğuna şahadet ederim" dedim. Bunun üzerine bana: "Ne bu oğlun
senin suçundan dolayı, ne de sen onun suçundan dolayı sorumlu tutulursun''
buyurdu.
[sahih]
17169 (9)-Z Ebu Rimse
anlatıyor: Babamla birlikte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e doğru
yola çıktık. Onu gördüğüm zaman babam: "Bunun kim olduğunu biliyor
musun?" diye sordu. Ben: "Hayır" deyince: "Bu, Allah'ın
Resulü Muhammed'dir" dedi. Babam öyle dediği zaman ürpermiştım. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in insanlara benzemediğini sanırdım. Oysa o
saçları kulak memeleri hizasında olan bir beşerdi. Saçlarında kına lekeleri
vardı. üzerinde iki yeşil cübbe bulunmaktaydı. Babam kendisine selam verdi ve
yanına oturduk. Bir süre bize bir şeyler anlattı. Sonra babama: ''Bu oğlun
mudur?'' diye sordu. Babam: "Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki
oğlumdur" dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Hakikaten
mi?'' buyurunca. Babam: "Şahadet ederim ki oğlumdur" dedi. Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) babamın yemini ve benim babama
benzerliğimin fazlalığı sebebiyle tebessüm etti ve: "Bilmiş ol ki ne o
senin suçundan dolayı, ne de sen onun suçundan dolayı sorumlu turulursun''
buyurdu. Sonra: "Hiçbir günahkar. başkasının günahını yüklenmez"[En'am
164] ayetini okudu. Sonra babam omuzları arasındaki et parçasına (mühre) baktı
ve: "Ey Allah'ın Resulü! Ben adamları tedavi eden biriyim. Onu sana tedavi
edeyim mi?" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Hayır! onun tabibi onu yaratandır'' buyurdu.
[sahih]
17170 (10)- Ebu Rimse
et-Temimi der ki: Oğlumla birlikte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
yanına gittim. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bu oğlun mudur?'' diye
sorunca: "Evet, oğlum olduğuna şahadet ederim" dedim. Bunun üzerine:
"Ne o senin suçundan dolayı, ne de sen onun suçundan dolayı sorumlu
tutulursun'' buyurdu. Ancak aklarının kırmızı olduğunu gördüm.
[sahih]
20675 (5)'te tekrar
edecektir.
17171 (11)- Ebu Rimse
der ki: Babamla birlikte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına
gittim. Babam, Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sırtındaki (eti)
görünce: "Ey Allah'ın Resulü! Ben tabibim, onu sana tedavi edeyim
mi?" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Sen şefkatli
birisin. (Onun) tabib(i) Allah'tır'' buyurdu. Sonra: ''Beraberinde olan bu kişi
kimdir?'' diye sorunca: "Oğlum olduğuna şahadet ederim" dedim. Bunun
üzerine bana: "Bilmiş ol ki ne o senin suçundan dolayı, ne de sen onun
suçundan dolayı sorumlu tutulursun'' buyurdu.
Abdullah der ki: Babam:
"Ebu Rimse'nin adı Rifa'a b. Yesribrdir" dedi.
[sahih]
25747 (l)'de tekrar
edecektir.
17172 (12)- Ebu Rimse
et-Temimi der ki: Babamla birlikte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
yanına gittim. Başında kına lekeleri gördüm. Omuzunda da elma gibi bir şey
gördüm. Babam: "Ben tabibim, onu sana tedavi edeyim mi?" dedi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''O'nun tabibi onu yaratandır''
buyurdu. Sonra babama: ''Bu, oğlun mudur?'' diye sorunca, babam:
"Evet" cevabını verdi. Bunun üzerine: "Bilmiş ol ki ne o senin
suçundan dolayı, ne de sen onun suçundan dolayı sorumlu tutulursun"
buyurdu.
[sahih]
17173 (13)- Ebu Rimse
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gittiğimde hutbe
verdiğini ve şöyle buyurduğunu gördüm: "Veren elı üstün olan eldir. Bunu
almaya en layık olan da annenı babanı kız kardeşin, erkek kardeşin ve bu
şekilde yakından uzağa olan akrabalarındır.'' Bu sırada Sa'lebe b. Yerbu
oğullarından bir grup girince, Ensar'dan bir adam: "Ey Allah'ın Resulü!
Bunlar, falanı öldüren Yerbululardan bir gruptur" dedi. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki defa: "Hiç kimse başkasının
işlediği suç sebebiyle cezalandırılamaz'' buyurdu.
[sahih]
9437 (3)'te tekrar
etmiştir.
17174 (14)-Z İyad b.
Lakit bildiriyor: Ebu Rimse şöyle dedi: "Ben de çocuk iken babamla
birlikte çıktım. Öğle sıcağında bir evin gölgesihde oturan bir adamın yanına geldik.
üzerinde iki yeşil giysi vardı. Saçları kulak memesi hizasındaydı. Başında kına
lekeleri bulunmaktaydı. Babam bana: "Bunun kim olduğunu biliyor
musun?" diye sordu. Ben: "Hayır" deyince şöyle dedi: "Bu,
Resulullah'tır..." sonrasında Ebu Rimse söz konusu hadisi aktardı.
[sahih]
20672 (2)'de tekrar
edecektir.
17175 (15)-Z İyad b.
Lakit, Ebu Rimse'den bildiriyor: Kendisi oğluyla birlikte Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına girdi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): ''Bu, oğlun mudur?'' diye sorunca: "Evet" cevabını verdi.
Bunun üzerine Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bilmiş ol ki ne o senin
suçundan dolayı, ne de sen onun suçundan dolayı sorumlu tuıulursun"
buyurdu.
[sahih]
2. Haşhaş el-Anberi
17176 (1) Haşhaş el-Anberi der ki: Oğlumla birlikte Allah Resulü'nün
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Bu, oğlun mudur?'' diye sordu. Ben: "Evet" cevabını
verince: "Ne o senin suçundan dolayı, ne de sen onun suçundan dolayı
sorumlu tulursun'' buyurdu.
[Zayıf]
Diğer tahric: İbn Mace
(2671) rivayet etti.
17177 (2)- Haşhaş
el-Anberi der ki: Oğlumla birlikte Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yanına gittim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bu, oğlun
mudur?'' diye sordu. Ben: "Evet" cevabını verince: "Ne o senin
suçundan dolayı, ne de sen onun suçundan dolayı sorumlu tutulursun'' buyurdu.
Huşeym'in bir
rivayetinde bildirdiğine göre Yunus: "Bir kişi bana Husayn b.
Ebi'lHurri'den bildirdi" şeklinde rivayet etmiştir.
[Sahih]
3. Bir Adam,
Babasından Bildiriyor
17178 (1) Ebu'n-Nadr, Temim oğullarından olan bir adamdan bildiriyor:
Hz. Osman zamanında bir
adamın bildirdiğine göre babası, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
karşılaşıp: "Ey Allah'ın Resulü! Başkasının işlediği bir suçtan dolayı
sorumlu tutulmamam için bana bir yazı yaz" deyince, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Bu durum hem senin için, hem de her müslüman için
geçerlidir'' buyurmuştur.l
[Hasen]
Heysemi (10703) der ki:
"Hadisi Ahmed rivayet etmiştir. Senedinde adı zikredilmeyen bir ravi
bulunmaktadır. Diğer ravileri, Sahih'in ravileridir."
4. Amr b. el-Ahvas
17179 (1) Süleyman b. Amr b. el-Ahvas der ki: Babam bana, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Veda haccında bulunduğunu ve Hz.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Her suç işleyen mutlaka cezasını
kendisi çekecektir. Hiç bir baba çocuğunun suçundan dolayı sorumlu
tutulamayacağı gibi hiç bir çocuk ta babasının suçundan dolayı sorumlu
tutulmaz'' buyurduğunu söyledi.
[Sahih]
Diğer tahric: İbn Mace,
diyat 2/890 (2669) ve Taberani, M. el-Kebir 17/32 (59) rivayet ettiler.