MÜSNED-İ HANBEL |
CİHAD |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
62- Fidye Olarak
Müslümanlardan iki Kişiye Karşılık Bir Müşrikin Bırakılması, Esirin Müslüman
Olması Halinde Köle Kalması ve Fidye Olarak Ensar'ın Çocuklarına Okuma Yazmayı
Öğretenler
1. İmran b. Husayn
13553 (1) İmran b. Husayn bildiriyor: "Allah Resnlü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) fidye olarak Müslümanlardan iki kişiye karşılık müşriklerden
Ukayl oğullarından bir kişiyi serbest bıraktı."
[Sahih]
Diğer tahric: Tirmizi,
sire 3/135 (1568, "hasen sahih" ve Müslim, iman 3/1262 (1641) rivayet
ettiler.
13554 (2)- İmran b.
Husayn bildiriyor: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) fidye
olarak Müslümanlardan iki kişiye karşılık müşriklerden Ukayl oğullarından bir
kişiyi serbest bıraktı."
[Sahih]
13555 (3)- İmran b.
Husayn anlatıyor: Adba (isimli deve), Ukayl oğullarından bir adamındı ve hac
kafilesinin en önde gideni idi. Adam esir alınınca deve de kendisiyle birlikte
alındı. Adam bağlı olduğu halde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
üzerinde kadife parçası olan bir merkep üzerinde onun yanından geçiyordu. Adam:
"Ey Muhammed! Beni ve hac kafilesinin önünde giden devesini niye
aldınız?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Seni,
anlaşmalı müttefiklerin olan Sakifin cürmüne karşılık esir aldık'' diye cevap
verdi. Sakif, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından iki
kişiyi esir almıştı. Adam bir şeyler dedikten sonra: "Ben Müslümanım"
dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Eğer sen bunu
esir alınmadan önce söyleseydin, tam olarak kurtulmuş olurdun'' karşılığını
verdi.
Sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir daha oradan geçerken bu kişi: "Ey
Muhammed! Ben açım ve susuzum. Bana yemek ve su verin" dedi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bu senin doğal ihtiyacındır’’ dedi (ve ona
yemek verilmesini emretti). Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) esir
alınan iki Müslümanın bırakılmasına karşılık onu serbest bıraktı. Ancak Adba'yı
eşyalarını yüklemek için yanında tuttu ve bırakmadı.
Sonra müşrikler Medine
sürüsüne saldırıp onu ele geçirdi. Aralarında Adba da bulunmaktaydı. Bu arada
Müslümanlardan bir kadını da esir almışlardı. Kafile konakladığı zaman
develerini yan(taraf)larında dinlenmeye bırakıyordu. Bir gece herkes uyuduktan
sonra kadın kalkıp develerin yanına gitti. Her bir deveye yaklaşmasında deve
böğürüyordu. Nihayet Adba'ya geldi. O uysal ve bir deveydi ve boynuna çan
takılmıştı. Ona binip yönünü Medine'ye doğru çevirdi. Sonra Allah kısmet eder
de kurtulursa deveyi kesmeyi adadı. Kadın Medine'ye geldiği zaman deve tanındı
ve: "Bu, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in devesidir"
denildi. Kadının adağı Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bildirilince -veya:- kadın gelip adağını bildirince: "Ne kötü bir mükafat
vermiş -veya- ne kötü bir mükafat vermişsin. Allah kendisini onunla kurtardı, o
da buna rağmen onu (kendisini kurtaran deveyi) kesecek'' buyurdu. Sonra da:
''Allah'a isyan konusundaki adak ve Ademoğlunun sahip olmadığı bir şeyi adaması
halindeki adak yerine getirilmez (geçersizdir) '' buyurdu.
Vuheyb, yani İbn HiUid:
"Sakif, Ukayl oğullarının müttefiki idi" dedi.
Hammad b. Seleme ise:
"Adba uysal bir deveydi. O, hiçbir havuzdan ve hiçbir meradan men
edilmezdi" ziyadesinde bulundu. Affan ise; "(Boynuna) çan takılmış ve
alıştırılmış (uysal bir deve) idi" dedi.
[Sahih]
Diğer tahric: Müslim
(4255-6), Ebu Davud (3316), İbn Mace (2124), Tirmizi (1568) ve Nesai (7/19)
rivayet ettiler.
13556 (4)- İmran b.
Husayn anlatıyor: Sak1f, Ukayl oğullarının müttefiki idi ve Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından iki kişiyi esir almıştı. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabı da Ukayl oğullarından bir adamı esir aldı.
Bu adamın yanında devesi de vardı. Adam bağlı olduğu halde Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun yanından geçiyordu. Adam: "Ey Muhammed!
Ey Muhammed!" diye seslenince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Ne istiyorsun?'' buyurdu. Adam: "Beni niye tuttun? Hac kafilesinin
önünde giden devemi niye tuttun?" diye sordu. Bu şekilde devenin değerli
olduğunu gösteriyordu. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Seni, anlaşmalı müttefiklerin olan Sakif'n cürmüne karşılık esir aldım’’
karşılığını verdi. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın
yanından ayrıldı. Adam: "Ey Muhammed! Ey Muhammed!" diye seslendi.
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) merhametli ve yufka yürekli idi.
Adamın yanına gelip: ''Ne istiyorsun?'' diye sordu. Adam: "Ben
Müslümanım" deyince: "Eğer sen bunu esir alınmadan önce söyleseydin,
tam olarak kurtulmuş olurdun'' karşılığını verdi.
Sonra yanından
ayrılınca, adam: "Ey Muhammed! Ey Muhammed!" diye seslendi. Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine yanına gelip: ''Ne istiyorsun ?''
diye sordu. Adam: Ben açım ve susuzum. Bana yemek ve su verin" dedi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bu senin doğal ihtiyacındır'' dedi
(ve ona yemek verilmesini emretti). Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
esir alınan iki Müslümanın bırakılmasına karşılık onu serbest bıraktı. Sonra
Ensar'dan bir kadın (müşrikler tarafından) esir alındı. Beraberinde Adba da
alınmıştı. Kadın bağlıydı, ama bir gece bağlarından kurtuldu. Her bir deveye yaklaşmasında
deve böğürüyor ve bu sebeple onu bırakıyordu. Nihayet Adba'ya geldi. Adba
böğürmemişti. O, uysal bir deveydi. Kadın devenin arkasına bindi ve ona
bağırdı. Bunun üzerine kavim kadını yakalamak için arkasına düştü. Fakat kadın
onları yakalama hususunda aciz bıraktı. Ancak kadın kaçıp giderken eğer Allah
kısmet eder de kurtulursa deveyi kesmeyi adadı. Medine'ye geldiğinde insanlar
onu (deveyi) tanıdı ve: "Bu, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
devesi Adba'dır" dediler. Kadın: "Allah'ın beni kurtarması halinde
onu kesmeyi adadım" dedi. Bunun üzerine Allah Resulü'nün (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanına gidip durumu anlattılar. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: ''Sübhanallah! Ne kötü bir mükafat vermiş. Allah
kendisini onunla kurtardı, o da buna rağmen onu (kendisini kurtaran deveyi)
kesecek. Allah'a isyan konusundaki adak ve kulun sahip olmadığı bir şeyi
adaması halindeki adak yerine getirilmez. ''
[Sahih]
2. İbn Abbas
13557 (1) İbn Abbas der ki: Bedir gününde fidyesi olmayan bazı esirler
vardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onların fidyesini Ensar'ın
çocuklarına okuma yazmayı öğretmek olarak saydı. Bir gün çocuğun biri ağlayarak
babasına gelince, babası: "Ne oldu sana?" diye sordu. Çocuk:
"Öğretmenim bana vurdu" dedi. Bunun üzerine çocuğun babası: "Pis
adam! Bedir intikamını almak istiyor. Vallahi ona asla gitmeyeceksin"
dedi.
[Hasen]
Diğer tahric: Beyhaki
(6/322) rivayet etti.