MÜSNED-İ HANBEL

ZEKAT

 

DEVAM: 1- Zekatın Vecipliği ve Zekat Vermeye Teşvik

 

6- Ebu Zer el-Ğifari

 

9052 (1) Ebu Zer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Deve, sığır veya koyun sahibi olup bunların zekatını vermeyen kişiye bunlar en büyük ve semiz halleriyle gelip boynuzlarıyla süserler ve ayaklarıyla çiğnerler. En sondaki hayvan geçince, en baştaki hayvan çiğnemek üzere bir daha geri döner ve bu durum tüm kulların hesabı görülünceye kadar devam eder.''

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim (990) rivayet etti.

 

 

 

9053 (2)- Ebu Zer der ki: Kabe'nin gölgesinde oturan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına vardım. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiğimi görünce: ''Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki en çok zararı onlar çekeceklerdir'' buyurdu. Ben aleyhimde bir şeyler nazil olduğunu düşündüm ve: "Anam babam sana feda olsun. En çok zararı çekecek olanlar kimlerdir?" diye sordum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Mallarını çoğaltanlardır, ancak mallarını şöyle şöyle dağıtanlar bunun dışındadır" buyurdu ve nasıl dağıtıldığını göstermek için, önünü, sağını ve solunu gösterdi. Sonra şöyle devam etti: "Canım elinde olana yemin ederim ki, zekatını vermedik deve ve sığır bırakan kişiye kıyamet gününde bu sığır ve develer en iri ve semiz haliyle gelip ayaklarıyla çiğneyip boynuzlarıyla süserler. En son hayvan üzerinden geçince en baştaki hayvan bir daha başlayarak tekrar tekrar üzerinden geçerler. Bu durum tüm insanların hesabı görülünceye kadar devam eder. ''

 

[-Sahih-]

 

 

 

9054 (3)- Ebu Zer anlatıyor: Kabe'nin gölgesinde oturan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına vardım. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki en çok zararı onlar çekeceklerdir. Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki en çok zararı onlar çekeceklerdir'' buyurdu. Bunun üzerine ben üzülüp aleyhimde bir şey nazil olduğunu düşündüm ve: "Anam babam sana feda olsun. Onlar kimlerdir?" diye sordum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle cevap verdi: "Mallarını çoğaltanlardır, ancak kullar arasında mallarını şöyle şöyle dağıtanlar bunun dışındadır. Onlar da pek azdır. Ölüp geriye zekatı verilmeyen koyun veya sığır ya da deve bırakan her kişinin bıraktığı bu hayvanlar en iri ve semiz halleriyle gelip onu ayaklarıyla çiğner ve boynuzlarıyla süser. Bu durum tüm insanların hesabı görülünceye kadar devam eder. Son hayvan onu çiğneyip geçince ilk hayvan bir daha dönüp çiğnemeye başlar. İbn Numeyr'in rivayetinde: ''En son hayvan üzerinden geçince en baştaki hayvan tekrar gelip çiğner'' ibaresi geçer.

 

[-Sahih-]

 

Diğer tahric: Buhari 3/323 (1460), Tirmizi 3/3, 4(617 "hasen sahih"), Nesai 5/10 (2440), İbn Mace 11569 (1785) ve İbn Huzeyme 4/9 (2251) rivayet ettiler.

 

 

 

9055 (4)- Ebu Zer der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurdu: ''Mallarını çoğaltanlar kıyamet günü en aşağıda olanlardır. Ancak malından şöyle, şöyle, şöyle, şöyle dağıtanlar bunun dışındadır. Onlar da pek azdır. ''

 

[-Sahih-]

 

Diğer tahric: İbn Huzeyme (2251) rivayet etti.

 

 

 

9056 (5)- Ebu Zer der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kabe'nin gölgesinde otururken geldim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiğimi görünce: ''Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki en çok zararı onlar çekeceklerdir'' buyurdu. Ben oturdum ve rahat edemeyip kalkarak yanına gittim ve: "Anam babam sana feda olsun. Onlar kimlerdir?" diye sordum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle cevap verdi: "Mallarını çoğaltanlardır, ancak kullar arasında mallarını şöyle şöyle dağıtanlar bunun dışındadır. Onlar da pek azdır. ''

 

[Sahih]

 

 

 

9057 (6)- Ahnef b. Kays der ki: Ben bir halkada otururken Ebu Zer gelince halkın ondan kaçtığılli gördüm ve': "İnsanlar neden senden kaçıyorlar?" diye sordum. Ebu Zer: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kendilerine yasakladığı mal biriktirmeyi onlara yasakladığım için" dedi.

 

[Hasen]

 

 

 

9058 (7)- Ahnef b. Kays anlatıyor: Osman b. Affan'dan maaşımı almak için Medine'ye geldiğimde Kureyş halkalarından birinde oturdum. Bu sırada eski giysiler giymiş ve başına bir şey sarmış bir adam geldi ve şöyle dedi: "Mal biriktirenleri, alınlarının dağlanmasıyla, sırtlarının dağlanmasıyla ve yanlarının dağlanmasıyla müjdele." Sonra bir direğin yanına çekilip ardında iki rekat namaz kıldı. Ben: "Bu kimdir?" diye sorunca: "Ebu Zer" dediler. Ona: "Söylediğini duyduğum bu şey de nedir?" diye sorunca, Ebu Zer: "Onlara, sadece Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den duyduğum şeyi söyledim" dedi. Ben: "Allah sana merhamet etsin. Ömer'den maaş alıyordum. Bu konuda ne dersin?" diye sorunca: "AI(abilirsin). Bu gün o bir yardımdır, ama yakında bir borca dönecektir. Borç olduğu zaman ise almayı kabul etme" dedi.

 

[-Sahih-]

 

Diğer tahric: Buhari (1407, 1408) ve Müslim (2269) rivayet ettiler.

 

 

 

9059 (8)- Ebu Na'ame es-Sa'di aynı manada bir rivayette bulundu ancak: "Onlara, sadece Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den duyduğum şeyi söyledim" kısmını zikretmedi. Gördüğüm kadarıyla Affan yanılmış ve Ebu'l-Eşheb'in hadisinden nakil yapmıştır. çünkü bu ilaveyi Affan yapmıştır ve bizde mevcut değildir.

 

[-Sahih-]

 

 

 

9060 (9)- Ebu Zer anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Medine'nin Harre denilen (volkanik) taşlık bölgesinde yatsı vakti yürürken ve Uhud'a bakarken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Zer!" diye seslendi. Ben: "Buyur ey Allah'ın Resulü!" karşılığını verince, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şu Uhud benim elimde altın olsa, bir borç için bekleteceğim dışında ondan yanımda bir dinarı kalmış olarak üçüncü bir gece geçirmeyi istemez, onu Allah'ın kullarına şöyle dağıtırdım" buyurdu ve bunu derken eliyle sağına, önüne ve soluna işaret etti. Sonra yürümeye devam ettik. ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Zer! Ben sana dönünceye kadar olduğun yerde kal'' buyurdu ve gidip gözden kayboldu. Bu sırada bir ses işittim ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bir şey olur endişesiyle peşinden gitmek istedim; ama: "Ben dönünceye kadar buradan ayrılma'' dediğini hatırlayıp gelene kadar bekledim. Gelince de duyduğum sesi kendisine söyledim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "0, Cibril'dir. Bana geldi ve: ''Ümmetinden, Allah'a ortak koşmadan ölen kişi Cennete girer'' dedi" buyurdu. Ben: "Zina etse, hırsızlık yapsa bile mi?" diye sorunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): 'Zina etse ve hırsızlık yapsa bile'' dedi.

 

[-Sahih-]

 

Diğer tahric: Müslim (s. 687-8) ve Bezzar (3975) rivayet etti.

 

 

 

9061 (10)- Abdullah b. es-Samit anlatıyor: Ebu Zer'in yanındayken, beytülmalden hakkı verildi. Ebu Zer'in yanında bir cariye vardı. Cariye Ebu Zer'e verilen parayla onun ihtiyacı olan şeyleri aldı ve paradan geriye yedi dinar kaldı. Ebu Zer, cariyeye o parayla (infak etmek için) bakır para almasını istedi. Cariye: "Bu parayı ihtiyacın olduğu bir zamana veya ağırladığın bir misafir için saklasan" karşılığını verince, Ebu Zer şöyle dedi: "Dostum (Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana şöyle demişti: ''Kişinin sahip olduğu altın veya gümüş, Allah yolunda harcayıncaya kadar kendisi için kor ateşi gibidir.''

 

[-Sahih-]

 

Diğer tahric: Ebu Nuaym, Hilye'de (1/162) rivayet etti.

 

 

 

9062 (11)- AbduHalı b. es-Samit anlatıyor: Ebu Zer ile beraberdim ve beytülmalden olan hakkı verilmişti. Ebu Zer'in yanında bir cariye vardı. Cariye Ebu Zer'e verilen parayla onun ihtiyacı olan şeyleri satın aldı ve paradan geriye zarınedersem yedi dinar kaldı. Ebu Zer, cariyeye o parayla (infak etmek için) bakır para almasını istedi. Ben: "Ey Ebu Zer! Bu parayı ihtiyacın olduğu bir zamana ve ağırladığın bir misafir için kaldırsan" karşılığım verince, Ebu Zer şöyle dedi: "Dostum (Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana şöyle demişti: ''Kişinin sahip olduğu altın veya gümüş, Allah yolunda harcayıncaya kadar kendisi için kor ateşi gibidir. ''

 

[Sahih]

 

 

 

9063 (12)- Ebu Zer' in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine şöyle buyurdu: ''Ey Ebu Zer! Sana söylediğimi iyi anla. Müslümanlardan bir adamın kendisinden istifade edeceği bir deve, kendisinden sonraya bırakacağı Uhud dağı kadar altından daha hayırlıdır. Ey Ebu Zer! Sana söylediğimi iyi anla. Malları çok olanlar kıyamet gününde (sevabı) en az olanlardır. Ancak şöyle şöyle yapanlar bunun dışındadır. Ey Ebu Zer! Sana söylediğimi iyi anla. Kıyamet gününe kadar atların perçemlerinde hayır vardır. ''

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: İbn Mace 2/1384 (4130) rivayet etti.

13758 (1)'de tekrar edecektir.

 

 

 

9064 (13)- Ahnef b. Kays der ki: Medine'deyken, onu gören insanların kendisinden kaçtığı bir adamla karşılaştım ve: "Sen kimsin?" diye sordum. Adam: "Ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sahabisi Ebu Zer'im" cevabını verince: "İnsanlar neden kaçıyorlar?" diye sordum. Ebu Zer: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kendilerine yasakladığı mal biriktirmeyi onlara yasakladığım için" dedi. 

 

[Hasen]

 

Diğer tahric: Hakim (4/522, "Sahih") rivayet etti.

 

 

 

9065 (14)- Ebu Zer der ki: Dostum (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Kişinin sahip olduğu altın veya gümüş, Allah yolunda harcayıncaya kadar kendisi için kor ateşi gibidir'' buyurdu.

 

[-Sahih-]

 

 

 

9066 (15)- Ahnef b. Kays anlatıyor: Kureyş'ten bazılarıyla otururken Ebu Zer geldi ve yaklaşınca: "Mal biriktirenler sırtlarından dağlanıp ateşirı karınlarından çıkmasıyla, kafalarının arkasından dağlanıp ateşin alınlarından çıkmasıyla müjdelensin" deyip kenara çekildi ve oturdu. Ben: "Bu kimdir?" diye sorunca: "Ebu Zer" cevabını aldım ve kalkıp yanına giderek: "Onlara söylediğini duyduğum şey de nedir?" diye sordum. Ebu Zer: "Onlara sadece Peygamberlerirıden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) duyduğum şeyi söyledim" cevabını verince ben: "Şu maaşlar hakkında ne dersirı?" diye sordum Ebu Zer: "Onu al. Bu gün o bir yardımdır; ama yakında bir borca dönecektir. Borç olduğu zaman ise almayı kabul etme" dedi.

 

[Sahih]

 

 

 

9067 (16)- Ebu Mucib der ki: Ebu Zer, Ebu Hureyre ile karşılaşınca kılıcının kabzasının gümüşten olduğunu gördü ve bunu yasaklayıp şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bir insan -veya kişi- altın veya gümüş bırakarak ölürse (kıyamet günü) onunla dağlanır'' buyurdu.

 

[Zayıf]

 

Diğer tahric: Taberi, Tefsır (10/84) ve Beyhaki (4/144) rivayet ettiler.

 

 

 

7 - Hulb et-Tai

 

9068 (1)-z Hulb et-Tai'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zekattan bahsedip: "Kıyamet günü sizden hiç kimse meleyen bir oğlağı olduğu halde (bana) gelmesin'' buyurdu.

 

[Hasen]

 

Heysemi (3/85) ravilerin güvenilir olduğunu söyledi.

 

 

 

9069 (2)-Z Hulb et-Tai'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zekattan bahsedip: "Sizden hiç kimse (kıyamet günü) meleyen bir oğlağı olduğu halde (bana) gelmesin'' buyurdu.

 

[Zayıf]

 

 

 

9070 (3)- Hulb et-Tai'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zekattan bahsedip: "Sizden hiç kimse (kıyamet günü) meleyen bir oğlağı olduğu halde (bana) gelmesin'' buyurdu.

 

[Zayıf]

 

 

SONRAKİ