MÜSNED-İ HANBEL

CENAİZ

 

DEVAM: 49- Kabir Korkusu, Kabir Fitnesi, Kabir Sorgusu, Kabir Azabı ve Ondan Allah'a Sığınmak

 

6. Hz. Aişe ile Ebu Hureyre

 

8932 (1) Mesrük bildiriyor: Yahudi bir kadın Aişe'nin yanına gırıp kendisinden koku istedi. Aişe de ona verdi. Bunun üzerine kadın: "Allah seni kabir azabından korusun" dedi. Aişe anlatıyor: Bu konuda kalbime bir takım düşünceler geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelinceye kadar da devam etti. Ancak geldiğinde ve bu konuyu kendisine aktarıp: "Ey Allah'ın Resulü! Kabir azabı var mıdır?" diye sorduğumda: "Evet (vardır)ı onlara mezarlarında öyle azab edilir ki yer hayvanları bunu (seslerini) işitir'' dedi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (6366), Müslim (586) ve Nesai (4/105) rivayet ettiler.

 

 

 

8933 (2)- Said, Hz. Aişe'den bildiriyor: Yahudi bir kadın Aişe'nin yanında çalışır ona hizmet ederdi. Aişe kendisine ne zaman bir iyilik yapsa yahudi kadın: "Allah seni kabir azabından korusun" derdi. Aişe anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanıma gelince: "Ey Allah'ın Resulü! Kıyamet gününden önce kabir azabı var mıdır?" diye sordum. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Hayırl o da nedir (o da nereden çıktı) ?'' buyurdu. Kendisine: "Bu yahudi kadına bir iyilik yaptığımızda mutlaka: ''Allah seni kabir azabından korusun'' diyor" dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yahudiler yalan söylüyor. Onlar Allah adına daha da fazla yalan söylerler. Kıyamet gününden başka azab yoktur'' buyurdu.

 

Bir müddet sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gün, gün ortasında giysilerine bürünmüş ve gözleri kızarmış bir şekilde sesinin en yüksek tonuyla şöyle seslendi: ''Ey insanlar! Gecenin karanlık parçaları gibi fitneler sizi kapladı. Ey insanlar! Şayet benim bildiklerimi bilseydiniz az güler çok ağlardınız. Ey insanlar! Kabir azabından Allah'a sığının. Çünkü kabir azabı haktır (gerçektir).''

 

[-Sahih-]

 

Heysemi (4281) der ki: "Hadisi, İmam Ahmed rivayet etmiştir. Ravileri Sahih'in ravileridir."

 

 

 

8994 (3)- Hz. Aişe anlatıyor: Yahudi bir kadın kapıma geldi ve: "Bana yemek yedirin, Allah seni Deccal'in ve kabrin fitnesinden korusun" dedi. Ben de onu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelene kadar yanımda tuttum, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiğinde, ona: "Ey Allah'ın Resulü! Bak bu kadın ne demektedir?" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ne diyor?" diye sorduğunda: "Allah, seni Deccal'in ve kabrin fıtnesinden korusun" diyor" dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp ellerini açarak Deccal'in ve kabrin fıtnesinden Allah'a sığınıp şöyle dedi: "Her peygamber ümmetini Deccal konusunda ikaz etmiştir. Ben de sizleri hiçbir peygamberin ümmetini ikaz etmediği bir şekilde ikaz edeceğim. Deccal kördürı oysa Allah kör değildir. Deccal'im alnında her Mu'minin okuyabileceği bir şekilde ''Kafir'' yazmaktadır.

Kabirdeki imtihana gelince, benden dolayı sorguya çekilecek ve bu şekilde imtihana tabi tutulacaksınız. Eğer kişi Mu'min ise, kabrinde herhangi bir korku ve endişe taşımadan oturtulur ve ona:''Dünyadayken hangi hal üzere idin?'' diye sorulur. O da: ''Müslümandım'' karşılığını verir. Benden dolayı ona: ''Bu aranızdaki adam neyin nesidir?'' diye sorulduğunda: ''O, bize Allah katından delillerle gelen Resulullah'tır. Ona inandık ve iman ettik'' der. Önce ona cehennem gösterilir, kendi kendini yiyen Cehennemi görür. Ona: ''Allah'ın seni neyden koruduğuna bak'' denilir. Sonra ona Cennet gösterilir, oradaki güzellikleri ve içindekileri görür. ''Burası senin yerindir. Sen inanmış biriydin, inanmış olarak öldün, öyle de haşr olursun inşallah'' derler.

 

Fakat adam kötü biriyse, korku ve endişe içinde kabrinde oturtulur ve: ''Dünyadayken hangi hal üzere idin?'' diye sorulur. O: ''Bilmiyorum'' cevabını verir. ''Peki, bu adam hakkında ne diyordun?'' diye sorduklarında: ''İnsanların bir şey dediğini duyardık'' diye cevap verir. Bunun üzerine önce ona Cennet gösterilir, onun güzelliklerini ve içindekileri görür. Ona: ''Bak, Allah seni nelerden mahrum bıraktı'' denilir. Sonra ona cehennem gösterilir. Adam Cehennemin kendi kendini yemesini görür. Sonrasında ona: ''Burası senin yerindir. Sen şüphe içindeydin, o şekilde öldün ve o şekilde haşr olursun inşallah'' denildikten sonra azaba maruz kalır. ''

 

[-Sahih-]

 

Diğer tahric: Müsned'inde (1170) İshak ve İsbatu azabi'l-kabr'da (29) Beyhaki rivayet ettiler.

 

 

 

8935 (4)- Ebu Hureyre bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Kişinin ölüm anında melekler hazır bulunur. Eğer kişi salih biri ise melekler: ''Ey temiz olan bedende bulunan temiz nefis! (Haydi) övülmüş olarak çık. Rahata ve reyhana kavuşup, Rabbinin öfkesi olmaksızın sana müjdeler olsun'' derler. Ruhu cesedinden çıkana kadar bunu tekrar edip dururlar. Sonra o ruhu semaya kadar çıkartırlar ve sema kapısının açılmasını isterler. Bunun üzerine: ''Bu kimdir?'' diye sorulur. Melekler: ''Filandır'' diye cevap verince, karşılayan melekler: ''Merhaba ey temiz bedende olan temiz nefis! Övülmüş olarak gir (Cennete). Rahata ve reyhana kavuşmuş olarak Rabbinin öfkesi olmaksızın sana müjdeler olsun'' derler. Bunu, ruhu Allah'ın bulunduğu semaya yükselene kadar tekrar edip dururlar.

 

Ölen kişi şayet kötü bir kişi ise melekler: ''Ey pis olan bedende bulunan pis nefis! (Haydi) aşağılanmış bir şekilde çık. Kaynar suyla, donduran suyla ve buna benzer başka azaplarla müjdelen'' denilir. Sonra o ruhu semaya kadar çıkartırlar. Kendisine sema kapısının açılmasını isterler. Bunun üzerine: ''Bu kimdir?'' diye sorulur. Melekler: ''Filandır'' diye cevap verince, karşılayan melekler: ''Pis bir bedenden çıkan pis nefis hoş gelmemiş! Aşağılanmış bir şekilde geri dön. Çünkü sana sema kapıları açılmayacak'' demÜr. Ardından yere gönderilip kabrine (bedenine) konulur. ''

Sonra salih kişi oturtulur ve kendisine bir önceki hadiste olduğu gibi söylenir.

Sonra da kötü kişi oturtulur ve kendisine bir önceki hadiste olduğu gibi söylenir.''

 

[-Sahih-]

 

Diğer tahric: İbn Mace (4262, 4268), Nesai, es-Sünenu'l-kübra'da (11442), İbn Huzeyme, Tevhid'de (1/276-7), İbn Hibban (3014) ve Hakim (1/352) rivayet ettiler.

 

 

 

8936 (5)- Hz. Aişe der ki: Yanıma Yahudi bir kadın girdi ve kabir azabından bahsetti. Ben de onu yalanladım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanıma girdiğinde bu durumu kendisine sordum. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "0 doğru söyledi. Canım elinde olana yemin olsun ki onlar mezarlarında azab görür. Hatta yer hayvanları onların sesini işitir" buyurdu.

 

[-Sahih-]

 

 

 

8937 (6)- Urve bildiriyor: Yahudi bir kadın Hz. Aişe'den bir şeyler isteyince Aişe de ona verdi. Bunun üzerine kadın: "Allah seni kabir azabından korusun" dedi. Aişe bunu (kabir azabının varlığını) kabul etmedi. Allah Resulü'nü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) görüp bu durumu kendisine söyleyince: "Hayır (kabir aza bı yoktur) '' buyurdu. Daha sonra da: "Bana, mezarlarınızda sorguya çekileceğiniz vahyedildi" buyurdu.

 

[-Sahih-]

 

 

 

8938 (7)- Hz. Aişe bildiriyor: Yanımda Yahudi bir kadın varken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içeri girdi. Yahudi kadın: "Kabirde sorguya çekileceğinizi biliyor musunuz?" diyordu. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu sözünden sıkıldı ve: ''Kabirde Yahudiler sorguya çekilecektir'' buyurdu. Birkaç gece geçtikten sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Bana kabirde sorguya çekileceğinizin vahyedildiğini biliyor musun?'' buyurdu. Daha sonra da Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kabir azabından Allah'a sığındığını işittim.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim (584) ve Nesai (4/104-5) rivayet ettiler.

 

 

 

8939 (8)- Hz. Aişe anlatıyor: Yanıma Yahudi bir kadın girdi ve: "Kabirde sorguya çekileceğinizi biliyor musunuz?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu işitince sıkıldı ve: ''Kabirde ( asıl) Yahudiler sorguya çekilecektir'' buyurdu. Birkaç gün geçtikten sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Bana kabirde sorguya çekileceğinizin vahyedildiğini biliyor musun?'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

 

 

8940 (9)- Hz. Aişe bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: '' (Kabirde) kafir olan kimseye biri başı tarafından, biri de ayakları tarafından olmak üzere iki yılan gönderilir. Bu iki yılan kıyamet gününe kadar onu sokar dururlar. ''

 

[Hasen]

 

Heysemi (4284) der ki: "Hadisi, İmam Ahmed rivayet etmiştir. İsnadı hasendir."

 

 

SONRAKİ