MÜSNED-İ HANBEL |
CENAİZ |
9- Ölmek Üzere Olan Kişinin Gördükleri ve Ruhun Cesetten
Ayrıldıktan Sonra Gittiği Yer
1. Bera b. Azib (r.a.)
8240 (1) Bera b. Azib anlatıyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ile beraber Ensar'dan bir adamın cenazesine katıldık. Mezara vardığımızda henüz
kabrin lahdi yapılmamıştı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturdu. Biz
de onun çevresinde, başlarımızda sanki kuşlar varmış gibi sükunetle oturduk.
Nebi (s.a.v.) elindeki bir çöple yeri karıştırıyordu. Derken başını kaldırıp
iki ya da üç defa: ''Kabir azabından Allah'a sığınınız'' buyurduktan sonra
şöyle devam etti: ''Mu'min bir kulun dünyadan kopup ahirete yönelme vakti
gelince onun yanına gökten, yüzleri güneşe benzeyen beyaz yüzlü melekler iner.
Yanlarında Cennet kefenlerinden ve Cennet kokularından bulunur. O melekler, can
vermekte olan kişinin gözünün göreceği kadar bir uzaklıkta otururlar. Sonra
Ölüm Meleği gelir, onun baş ucuna oturur ve: ''Ey temiz olan ruh! Vücuttan
çıkıp Allah'ın affına ve rızasına kavuş'' der.
Bunun üzerine su kabından bir damlanın akması gibi ruh
vücuttan akıp çıkar ve melek onu alır. Diğer melekler o ruhu göz açıp kapatacak
kadar bile bekletmeksizin Ölüm Meleğinin elinden alarak Cennet'ten getirdikleri
o kefenin ve kokunun içine koyarlar. O ruhtan, yeryüzündeki en güzel miskin
kokusu gibi bir koku çıkar ve melekler bu ruhu alıp yukarı çıkarlar. Onların
uğradığı hiçbir melek topluluğu yoktur ki: ''Bu temiz ruh kimdir?'' diye
sormasın. Meleklerl dünyada iken onun isimlendirilmiş olduğu isimlerin en
güzeli ile: ''Filan oğlu falandır'' derler.
Nihayet dünya semasına ulaşır ve onun açılmasını isterler.
Dünya seması onun için açılır. Her semanın Mukarreb melekleri onu bir sonraki
semaya kadar geçirirler. Nihayet yedinci semaya ulaştırdıklarında; Allah: ''Bu
kulumun amelini yüksek katlarda İlliyyun'a yazın ve kendisini yeryüzüne
gönderin. Çünkü ben onları oradan yarattım ve oraya döndürürüm. Tekrar oradan
çıkaracağım'' buyurur. Ruhu (yeryüzüne) iade edilir. İki melek gelip onu
oturturlar ve ona: ''Rabbin kim?'' diye sorarlar. O: ''Rabbim Allah'tır''
cevabını verince, ona: ''Dinin nedir?'' derler. O: ''Dinim İslam'dır''
karşılığını verince, ona: ''Size gönderilen şu adam kimdir?'' diye sorarlar. O:
''O Allah'ın Resulü'dür'' cevabını verince, ona: ''İlmin nedir?'' diye
sorarlar. O: ''Allah'ın Kitabını okudum, ona iman ettim ve onu doğruladım''
diye cevap verince, semadan: ''Kulumı doğru söyledi. (Kabrini) Cennette
döşeyin, onu Cennetten giydirin ve ona Cennetten bir kapı açın'' diye bir ses
gelir. Ona Cennetin rahatlığı ve hoşluğu gelir ve kabri, gözünün uzanacağı yere
kadar onun için genişletilir. Ona güzel yüzlü, güzel elbiseli ve hoş kokulu bir
adam gelip: ''Seni sevindiren şeyle ferah bul, bu, sana vaad edilen gündür''
der. Mu'min kul ona: ''Sen kimsin? Yüzün hayır getiriyor'' diye sorunca, o:
''Ben senin salih amelinim'' diye cevap verir. Kul: ''Ey Rabbim! Kıyameti
kopar, kıyameti kopar ki aileme ve malıma döneyim'' der.
Kafir kul ise, dünyadan ayrılıp ahirete yöneldiğinde, gökten
ona, siyah yüzlü melekler iner. Yanlarında paçavralar vardır. O melekler can
vermekte olan kişinin gözünün görebileceği kadar bir uzaklıkta otururlar. Sonra
ölüm Meleği (Azrail) gelir, onun başucuna oturur ve: ''Ey pis ruh, Allah'tan
kızgınlık ve öfkeyle Çık'' der. Ruh cesedinde dağılır da, ölüm Meleği onu,
şişin, ıslanmış yünden çıkarılışı gibi çıkarıp alır. Ruhu çıkardığında,
melekler onu Ölüm Meleğinin elinde göz açıp kapayıncaya kadar bırakmayıp alır
ve o paçavraya koyarlar. Ondan, yeryüzünde bulunan leş kokusunun en kokmuşu
gibi bir koku çıkar. Onu alıp yükseltirler. Uğradıkları hiçbir melek topluluğu
yoktur ki: ''Bu pis ruh kimdir?'' diye sormasın. Onlar dünyada
isimlendirilmekte olduğu isimlerin en çirkini ile: ''Filan oğlu, filandır''
derler.
Nihayetı onu dünya semasına ulaştırırlar ve dünya semasının
kapısının açılmasını isterler, ama semanın kapısı açılmaz. '' Sonra Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Göğün kapıları açılmaz"[A'raf
40] ayetini okudu ve şöyle devam etti: "Allah: ''Bunun amelini, yerin en
alt katında bulunan Siccın'e yazın'' buyurur ve onun ruhu aşağıya atılır. ''
Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'a ortak koşan kimse,
gökten düşüp de kuşların kaptığı veya rüzgarın bir uçuruma attığı şeye
benzer,,[Hac 31] ayetini okuyup şöyle devam etti: "Bu kişinin ruhu
bedenine iade edilir ve iki melek gelip kendisini oturtarak: ''Rabbin kimdir?''
diye sorarlar. o: ''Hı. hı, bilmiyorum'' cevabını verir. Onlar: ''Dinin nedir?''
diye sorunca, o: ''Hı. hı, bilmiyorum'' cevabını verir. Onlar: ''Size
gönderilen şu adam kimdir?'' diye sorunca, o: ''Hı. hı, bilmiyorum'' cevabını
verir. Bunun üzerine semadan: ''Kulum yalan söyledi. Onun (kabrini) ateşten
döşeyin ve ona Cehennemden bir kapı açın'' diye bir ses gelir. O sırada
Cehennemin sıcağı, yakıcı havası kendisine gelmeye başlar. Kabri kendisine öyle
bir daraltılır ki kaburga kemikleri birbirine girer. Ona çirkin yüzlü, çirkin
giysili, pis kokulu bir adam gelir ve: ''Seni, üzüleceğin bir şeyle müjdelerim.
İşte bu, sana vaad edilen gündür'' der. Kafir kul: ''Sen kimsin? Yüzün kötülük
getiriyon'' der. O kişi: ''Ben senin çirkin amelinim'' karşılığını verince bu
kişi: ''Ey Rabbim, kıyameti koparma'' diye dua eder. ''
[Sahih]
Diğer tahric: Ebu Davud (4753, 3212, 4754), İbn Mace
(1548), Nesai (4/78) ve Tirmizi, cenaiz 3/374 (1071, "hasen garib")
rivayet ettiler. ---- Mahir: Bu hadis gösterilen adreslerde parçalar halinde
yada büyük kısmı şeklinde rivayet edilmiştir.
8241 (2) Bera b. Azib: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
beraber Ensar'dan bir adamın cenazesine katıldık. Mezara vardığımızda henüz
kabrin lahdi yapılmamıştı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturdu. Biz
de kendisiyle oturduk..." dedi ve bir önceki hadisin aynısını aktardı.
Ancak rivayetinde: "Ruhu çıkardığı zaman damarları ve sinirleri de
beraberinde çıkarır'' ibaresi geçmiştir.
[Sahih]
8242 (3) Bera: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber
Ensar'dan bir adamın cenazesine katıldık ... " dedi ve mana olarak
aynısını aktardı. Ancak rivayetinde (Mu'min için): ''Ona güzel elbiseli ve
güzel yüzlü bir adam gelir ... '' dedi. Kafir için de: ''Ona çirkin yüzlü,
çirkin giysili bir adam gelir ... '' ibaresi geçmiştir.
[Sahih]