musannef Abdurrezzak |
KİTABU’L-CAMİ Ma’mer
b. Raşid el-Ezdi |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
İpek, Atlas; Altın ve
Gümüş Kaplar
19926- Ümmü Seleme'nin
bildirdiğine göre Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "içeceğini gümüş
kaplardaniçen kişi, midesine cehennem ateşi dolduruyor demektir"
buyurmuştur.
Tahric: Buhari (10/77)
ve farklı kanallarla Müslim (2/187) rivayet ettiler.
19927- Ebü Şeyh el-Hunai
bildiriyor: Muaviye, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bir
topluluğa: "Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kaplan derisinden
eyerlerin üzerine binmeyi yasakladığını biliyorsunuz değil mi?" diye
sorunca: "Vallahi biliyoruz" dediler. Muaviye: "Basit ve küçük
şeyler olmadıktan sonra sırf altın ve gümüşten olan şeylerin giyilmesini de
yasakladığını biliyorsunuz değil mi?'' diye sorunca yine: "Vallahi
biliyoruz" dediler. Muaviye: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) hacdaki mutayı (muta haccını) da yasakladığını biliyorsunuz değil mi?''
diye sorunca: "Vallahi yasaklamış değildir!" karşılığını verdiler.
Muaviye: "Bilakis, bunları yasaklarken onu da zikretti!" deyince,
yine: "Hayır, yasaklamadı" karşılığını verdiler.
Tahric: Ebu Davud (1794)
ve Nesai (8/161) rivayet ettiler.
19928- Katade
bildiriyor: Huzeyfe su isteyince köyağalarından biri ona gümüş kapta su
getirdi. Huzeyfe gümüş kabı attı ve şöyle dedi: "Daha önce böylesi kapları
kendisine yasaklamıştım, ama yine bu kapla bana su getirdi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ipek ve atlastan giysiler giymemizi yasakladı.
Altın ve gümüş kaplardan içmemizi de yasakladı ve: ''Bu tür şeyleri dünyada
iken diğer insanlara bırakın ki ahirette bunlar size verilsin'' buyurdu."2
Tahric: Buhari (10/76) başka
bir vecihle ve Müslim (2967), Huzeyfe el-Yemani kanalıyla aynısını rivayet
ettilero
19929- İbn Ömer der ki:
Ömer b. el-Hattab, Utarid'i çarşıda atlastan bir kaftan satarken gördü.
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ya Resulallah! Utarid'i
çarşıda atlastan bir kaftanı satarken gördüm. Onu alsan da sana gelen
heyetlerin huzurunda, bayram ve Cuma günlerinde giysen olmaz mı?" dedi.
Ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "ipeği dünyada, ahiretten
nasibi olmayanlar giyer" karşılığını verdi. Daha sonraları Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ipekten desenli kaftanlar hediye edildi. Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlardan bir tane Ali b. Ebi Talib'e,
bir tane Usame b. Zeyd'e verdi, bir tane de Ömer b. el-Hattab'a gönderdi. Ali
b. Ebi Talib'e verince ona: "Kadınların arasında kesip örtü olarak
paylaştır" buyurdu. Hz. Ömer, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
gelip: "Ya Resulallah! Geçenlerde ipek giysiler hakkında ne dediğini
biliyoruz. Ama şimdi bana bu kaftanı göndermişsin" deyince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben onu sana giymen için değil, satman
için gönderdim" karşılığını verdi.
Usame o kaftanı giyip
dışarıya çıktı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu görünce bakmaya
başladı. Usame, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona sert bir
şekilde baktığını görünce: "Ya Resulallah! Bunu bana sen gönderdin"
dedi. Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu parçalayıp örtü
olarak kadınlar arasında paylaştır" veya buna benzer bir şey söyledi.
Tahric: Buhari (10/231)
ve farklı kanallarla Müslim (2/188, 190) rivayet ettiler.
19930- Ebu Musa
el-Eş'ari'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Altın ve ipek giyinmek, ümmetimin Kadınlarına helal. erkeklerine ise
haram kılındı" buyurmuştur.
Tahric: Buhari (2/146,
7/195) ve Müslim 2068 (7) Nafi' kanalıyla rivayet ettiler.
19931- Ebu Musa der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sağ elinde ipeği, sol elinde de altını
tutup kaldırdı ve: "Bunlar, ümmetimin Kadınlarına helal. erkeklerine ise
haram kılındı" buyurdu.
Tahric: Nesai (8/161),
"Eyyub-Ebu Musa" kanalıyla ve Tirmizi (1720), "Nafi'-EbU
Musa" kanalıyla rivayet ettiler.
19932- Nafi' bildiriyor:
"ibn Ömer, kızlarına altın takar, kadınlarına da giysi üzerinde küçük bir
desen olacak kadarıyla ibrişimli ve ipekli elbiseler giydirirdi. "
19933- İbn Sirin, Ebu
Amr'ın kızından bildirir: "Hz. Aişe'ye takıları ve gümüş kapları sorduğumuzda
bunları kullanmamamızı söyledi. Ancak bu konuda ona çokça gelinince takılardan
bir kısmını kullanmamıza ruhsat verdi ancak gümüş kaplar konusunda ruhsat
vermedi."
19934- Enes der ki: Hz.
Ömer'in, giysilerinin altına giydiği ipek gömlekten dolayı Abdurrahman b. Avf'a
sitem ettiğini gördüm. Beraberinde ibnu'z-Zübeyr de vardı ve o da ipekten bir
gömlek giymişti. Hz. Ömer: "Bu gömleği üzerinden çıkar!" deyince,
Abdurrahman gülmeye ve: "Sen de bizi dinlesen aynısını giyerdin"
demeye başladı. Hz. Ömer'in gömleğine baktığımda ise iki omuzu arasında
birbirine benzeyen dört yama gördüm.
19935- İbn Tavus,
babasından (Tavus'tan) bildirir: Ebu Hureyre'nin, kızına şöyle dediğini
işittim: "Bana: ''Babacığım! Bana altın giydirmen halinde cehennem alevinden
de kork'' de!"
19936- Katade
bildiriyor: "Hasan(-ı Basri), gümüş kap kullanmayı mekruh görürdü; ancak
kendisine gümüş kapta bir şey ikram edildiği zaman içerdi. İbn Ömer ise içinde
içecek getirilen böylesi bir kabı kırardı."
19937- Abdurrahman b.
Yezid bildiriyor: İbn Mes'ud'a oğullarından biri geldi. ipekten bir gömlek
giymiş ve bu gömleğini çok beğenmişti. Yaklaşınca İbn Mes'ud gömleği yırttı ve:
"Annene git, sana başka bir gömlek giydirsin!" dedi.
19938- İbn Sirin der ki:
Ebu Hureyre, kızına: "Altın giyme! Zira cehennem alevinin sana değmesinden
korkarım!" derdi.
19939- Hz. Ali der ki:
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ipekten bir kaftan hediye edilince
giymeyi hoş görmedi ve kaftanı bana gönderdi. Ben de bu kaftanı giydim. Ancak
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu üzerimde görünce: "Kendim
için hoş görmediğim bir şeyi sana da hoş görmem. Bunu kesip kadınlar arasında
paylaştır" buyurdu. Ben de dediği gibi yaptım.
Tahric: Buhari (10/230),
Zeyd b. Vehb kanalıyla; Müslim, Ebu Salih kanalıyla Ali'den; İbn Mace (3596)
Hubeyr kanalıyla ve Tahavı, Hubeyr b. Yerım kanalıyla rivayet ettiler.
19940- Amr bildiriyor:
Hz. Ali'ye binmesi için bir at getirildi. Eyerin iki kaşı aralığına da atlastan
bir kumaş konulmuştu. Hz. Ali binmek üzere ayağını koyup eyerden tutunca eli
aşağıya doğru kaydı. "Bu ne?" diye sorunca: "Atlas"
karşılığını verdiler. Bunun üzerine: "Vallahi buna binmem!" dedi.
19941- Ma'mer, Katade
veya başkasından bildirir: "Abdurrahman b. Avf bitlerden yana Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yakınınca giysilerinin altına ipekten gömlek
giymesine ruhsat verdi. ''
Tahric: Buhari; Müslim
ve Tirmizi (3/40), Hemmam b. Katade kanalıyla rivayet ettiler.
19942- Sabit der ki:
"Enes b. Malik'in insanların paniklediği bir ortamda atlastan iki sancağa
sarındığını gördüm."
19943- Hişam b. Urve
bildiriyor: "Babamın savaş zamanlarında giydiği atlas veya ipekten bir
cübbesi vardı."
19944- Zühri der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ümmü Seleme'nin altından küpe
taktığını görünce onları çıkarana kadar yüzüne bakmadı. Yine Hz. Aişe'nin
elinde altın işlemeli gümüşten iki bilezik görünce onları çıkarmasını, yerine
safranla boyanmış iki gümüş bilezik takmasını söyledi."
19945- Zühri der ki:
Enes b. Malik'in bana bildirdiğine göre kendisi Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) kızı Zeyneb'in üzerinde çizgili ipek bir hırka veya gömlek
görmüştür."
19946- Kasım b. Muhammed
bildiriyor: "Hz. Aişe gümüş işlemeli kaptan içmeyi mekruh gördü."
Eyyub der ki:
"Kasım'ın üzerinde ipek işaret bulunan bir giysi gördüm."
19947- Ebu Hureyre der
ki: "Kadınları altın ve safran olmak üzere iki kırmızı helak
etmiştir."
19948- ikrime b. Halid der
ki: Kendini ibadete vermiş bir adam vardı.
Şeytan onu saptırmak
için geldi, ancak adam kendini ibadete daha fazla verdi. Şeytan bir adam
suretinde karşısına çıktı ve: "Sana yoldaş olabilir miyim?" diye
sordu. Adam: "Olabilirsin" deyince yolculuğunda ona arkadaş oldu.
Şeytan bazen geriden geliyor, bazen de yanında gidiyordu. Yüce Allah onlara bir
melek gönderdi. Şeytan meleği görünce tanıdı, ama adam onu melek olduğunu
bilemedi. Adam yürüdüğü zaman şeytan geriden geliyordu. Melek elini şeytana
doğru uzatıp onu öldürdü. Adam bunu görünce meleğe: "Böylesini görmüş
değilim! Kendi halinde olan bir adamı öldürdün!" dedi. Sonrasında melekle
yola devam edip bir köyde mola verdiler. Köylüler onları ağırlayıp ikramlarda
bulundular. Giderken melek onlardan gümüş bir kap aldı. Sonrasında akşama kadar
yol aldılar. Akşam vakti başka bir köyde mola verdiler. Köyahalisi onları
ağırlamayıp herhangi bir ikramda bulunmadı. Melek elindeki gümüş kabı onlara
verdi. Adam bu durumu görünce meleğe: "Bizi ağırlayan kişilerin kabını
alıp bizi ağırlamayanlara verdin! Artık bana yoldaş olma!" dedi. Melek de:
"Öldürdüğüm kişi
şeytandı ve seni yoldan çıkarmak istiyordu. Kaplarını aldığım kişiler salih
kimselerdi ve öylesi bir kabı yanlarında bulundurmaları uygun değildi. Kabı
kendilerine verdiğim kişiler ise fasık kimselerdi ve böylesi kaplar onlara daha
fazla yakışırdı" karşılığını verip adamın bakışları önünde göğe çıktı.
19949- sevban
bildiriyor: Kasım'ın kızı Filan ile bir arkadaşı Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanına geldiler. Parmaklarında da Arapların ''Fetah (=aslan
pençesi)'' dedikleri yüzükler vardı. Geldiklerinde Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bir şeyler sordular. içlerinden biri elini çıkarınca
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzüklerden birini gördü. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu görünce elindeki bir değnekle kadının
parmağından omzuna kadar gelecek şekilde vurdu ve onlardan yüz çevirdi.
"Neden bizden yüz çeviriyorsun?" diye sorduklarında, Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Elleriniz kor ateşiyle dolu bir şekilde
gelip önümde oturmuşken neden sizden yüz çevirmeyeyim?" karşılığını verdi.
Bunun üzerine kalkıp
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kızı Hz. Fatıma'nın yanına girdiler
ve babasının vurmasını ona şikayet ettiler. Hz. Fatıma da altından bir zincir
çıkardı ve: "Bunu Ebu'l-Hasan (Ali) bana hediye etti" dedi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp Hz. Fatıma'ya doğru yürümeye
başladı. Ben de onunla birlikte yürüyordum ve Hz. Fatıma geldiğini fark
etmiyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kapının yan tarafında durdu
ve selam verdi. Daha önce geldiğinde yüzünü kapıya doğru verirdi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) oraya girmek için izin istedi. izin verilince de
girdi. Hz. Fatıma altına bir giysi koyunca Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) üzerine oturdu. O kolye de Hz. Fatıma'nın elinde veya boynundaydı.
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanların, ''Resulullah'ın
kızının elinde veya boynunda ateşten bir tabak var'' demeleri hoşuna gider
mi?" buyurdu ve ona ağır laflar etti. Bundan dolayı Hz. Fatıma'nın gözleri
doldu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de fazla oturmadan oradan
çıktı. Hz. Fatıma zinciri yakınlarından birine verdi ve: "Ne verirlerse
versinler sat!" dedi. Gönderdiği kişi de zinciri bir köle karşılığında
sattı. Hz. Fatıma getirilen bu köleyi azat etti. Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) haber gönderip zincir konusunda yapılanı haber verdiklerinde:
"Fatıma'yı ateşten kurtaran Yüce Allah'a hamdolsun" diye dua
etti.
Tahric: Nesai (8/158)
rivayet etti.
Giysiye ipekten işaret
Koymak
19950- Katade
bildiriyor: "Ömer b. el-Hattab, giyside işaret babında iki veya üç veya
dört parmak kadarı bulunması haricinde ipek giysiler giymeyi yasakladı. ''
Tahric: Buhari,
"Şu'be-Ömer" kanalıyla başka bir lafızla merru olarak rivayet etti.
19951- Katade'nin
bildirdiğine göre (ibn) Ömer: "Hz. Ömer, desen de olsa ipeği mekruh
görmeseydi ben ipek desenli giysilerin giyilmesinde bir sakınca görmezdim"
demiştir.
19952- Zühri der ki:
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kinde'den bir heyet gelmişti.
Heyettekilerin üzerinde Yemen yapımı cübbeler vardı ve cübbelerin kol ile
yakalarının astarını ipekten yapmışlardı. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) selam verdiklerinde: "Siz müslüman değil misiniz?" diye
sordu. Onlar: "Tabi ki müslümanız" dediler. Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "O zaman bu ipek de ne oluyor?" diye sorunca kol
ve yakalarından ipeği söküp attılar. Heyettekiler, Allah Resulü'ne (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Siz Abdimenaf oğulları bizdensiniz. Siz Akilu'I-Mirar
oğullarındansınız" dediler. Akilu'I-Mirarı Kinde'den bir kabileydi ve
Cahiliye döneminde Abdimenaf oğullarıyla evliliklerden dolayı bir akrabalıkları
bulunuyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Abbas'a ve Ebu
Süfyan'a gidin! Onlar sizlerle dünür olurlar" buyurdu. Onlar: "Aksine
biz seninle dünür olmak isteriz" deyince, Allah Resölü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Biz Nadr b. Kinane oğulları annelerimize zina isnadında
bulunmaz ve babalarımızdan başkasına nisbet edilmeyiz" karşılığını verdi.
Tahric: İbn Sa'd (1/22),
Abdulvahid b. Ziyild kanalıyla Ma'mer'den rivayet etti.
19953- Katade der ki:
"ibn Ömer, kapılara konan ipekten işaretleri mekruh görürdü."
ipek-Yün Karışımı
Giysiler; Aspurla Boyanmış Giysiler
19954- Abdulazız der ki:
"Enes b. Malik'in üzerinde aspurla karışık gül rengine boyanmış iki giysi
gördüm."
19955- Hişam b. Urve der
ki: "Babam ölene dek, aspurla boyanmış kırmızı bir hırka giyerdi."
19956- Aişe binti Sa'd
der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarından altı
tanesinin aspurla boyanmış giysiler giydiklerini gördüm."
19957- Defıre bildiriyor:
"Ümmü Seleme, üzerinde haç desenleri bulunan giysilerin giyilmesini mekruh
görürdü."
Ma'mer der ki:
"Gören birinin bana bildirdiğine göre Hasan(-ı Basri), üzerinde haç
desenleri bulunan giysi giymiştir."
19958- Muhammed b. Ziyad
der ki: "Ebu Hureyre'nin üzerinde Mervan'ın kendisine verdiği sarı renkli
bir giysi gördüm."
Tahric: Farklı
kanallarla Tahavi (2/348, 349), "kısa bir metinle" rivayet etti.
19959- Abdulkerim
el-Cezeri der ki: Said b. Cübeyr ile birlikte Kabe'yi tavaf ederken Enes b.
Malik'in üzerinde ipek yün karışımı bir cübbe ile bir giysi gördüm. Said onu
böyle görünce: "Bizden öncekiler onu bu şekilde görselerdi canını
acıtırlardı" dedi.
19960- Hakem b. Uteybe
der ki: "Kadılık yaptığı sırada Şureyh'in üzerinde yeşil renkte ipek yün
karışımı bir atkı gördüm."
19961- Hişam b. Urve der
ki: "Abdullah b. ez-Zübeyr'in üzerinde Hz.
Aişe'nin kendisine
verdiği yeşil renkte ipek yün karışımı bir atkı gördüm."
19962- Nafi' der ki:
''İbn Ömer, oğullarının ipek yün karışımı giysiler giydiklerini görür, ancak bu
yüzden onları azarlamazdı."
19963- Vehb b. Keysan
der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından beş
kişinin ipek yün karışımı giysiler giydiğini gördüm. Bunlar: Sa'd b. Ebi
vakkas, İbn Ömer, Cabir b. Abdillah, Ebu Said, Ebu Hureyre ve Enes'ti."
19964- Ali b. Ebi Talib
der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aspur ile boyanmış
giysileri giymemi yasakladı."
Tahric: Müslim (2/193); Ebu
Davud (s. 560), Abdurrezzak kanalıyla; Tirmizi (1737) ve diğer hadis imamları
rivayet ettiler.
19965- İbn Tavus,
babasından (Tavus'tan) bildirir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Abdullah b. Amr b. el-As'ın üzerinde aspur ile boyanmış iki giysi görünce ona:
"Bunları sana annen mi giydirdi?" diye sordu. Abdullah: "Evet ya
Resulallah! Onları çıkarayım mı?" deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Aksine onları yak!" karşılığını verdi.
Ma'mer der ki: Yahya b.
Ebi Kesir'in bana bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu
giysileri Abdullah'ın üzerinde görünce ona sert bir şekilde bakmış ve:
"Kırmızı renk, şeytanın süslerindendir. Zira şeytan kırmızıyı sever"
buyurmuştur.
Tahric: Müslim (2/193),
Süleyman el-Ahvel kanalıyla Tavus'tan, Nesai (8/203), İbn Tavıls kanalıyla
rivayet ettiler.
19966- Yahya b. Ebi
Kesir bildiriyor: "ibn Ömer eşlerinin yanında aspur ile boyanmış giysileri
giyerdi. ''
19967- Muhammed b. Ali
b. Hüseyn der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kıldığı son
namazında üzerinde safran kökü ile boyanmış bir hırka vardı."
19968- Nafi' bildiriyor:
"ibn Ömer, giysinin az bir safran kökü ile kırmızı toprakla boyanmasını
söyler ve onu öyle giyerdi."
Abdurrezzak der ki:
"Bazen Ma'mer'in de bu şekilde boyanmış giysi giydiğini görürdüm."
19969- Ma'mer'in,
Eş'arili bir adamdan, onun da Şamlı bir adamdan bildirdiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kişi üzerinde safran
köküyle boyanmış bir giysi varken tek bir gece dahi geçirmesin. Zira şeytan
kırmızı rengi sever ve bu renkte olan şeylere çabucak yanaşır.
19970- Katade der ki:
Ömer b. el-Hattab, adamın birinin üzerinde aspurla boyanmış bir giysi görünce:
"Bu parlak şeyleri giymeyi kadınlara bırakın!" dedi.
Tahric: Fethu'l-Bari'de
(10/237) geçtiği üzere Taberi rivayet etti.
19971- Salim bildiriyor:
"ibn Ömer, eşlerinden birinin yanında aspurla boyanmış giysiler
giyerdi."
Zühri der ki: "Hz.
Aişe de aspurla boyanmış giysiler giyerdi."
19972- Süleyman b. Surad
el-Huzai der ki: Ömer b. el-Hattab, bir adamın üzerinde aspurla boyanmış iki
giysi görünce: "Bunları üzerinden çıkar!" dedi. Adam: "Ey
müminlerin emiri! Daha önce bu tür şeyleri hiç giymemiştim" karşılığını verince,
Hz. Ömer: "Filan günde bunları üzerinde görmüştüm" dedi. Adam:
"Unutmuşum! Bundan dolayı Allah'tan bağışlanma dilerim" karşılığını
verince, Hz. Ömer: "Belki de bundan daha büyük günahlarını da bu şekilde
yok sayıyorsun!" dedi.
19973- Ma'mer, adamın
birinden bildirir: "Hilafeti döneminde Ömer b.
Abdilazız'in arkasında
namaz kıldım. Bize namaz kıldırırken üzerinde san renkte bir hırka
olurdu."
19974- Abdullah b. Ömer
bildiriyor: Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Abdullah b. Amr'ın üzerinde
aspurla boyanmış giysiler görünce ona sert bir şekilde baktı ve: "Bunları
üzerinden çıkar, zira kafirlerin giydiği giysilerdendir" buyurdu.
Tahric: Müslim (2077),
Ma'mer kanalıyla "Ona sert bir şekilde baktı" lafzı olmaksızın
rivayet etti.
19975- Hasan( -ı BasrI)'
nin bildirdiğine göre Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kırmızı
renk, şeytanın süslerindendir, zira şeytan kırmızı rengi sever"
buyurmuştur.
Tahric: İbn Ebi Şeybe,
mürsel olarak rivayet etti.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Gösteriş Yapan Ve
Gösteriş İçin Giysisini Yerde Sürüyen Ve Lüks