musannef Abdurrezzak |
KİTABU’L-CAMİ Ma’mer
b. Raşid el-Ezdi |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
İdareciler, Valiler
20719- Cabir b.
Abdillah'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ka'b b.
Ucre'ye: "Ey Ka'b b. Ucre! Allah seni sefihlerin idareciliğinden
korusun" buyurunca, Ka'b: "Sefih idarecilik nedir?" diye sordu.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benden sonra getirdiğim
hidayetle hidayet bulmayan ve sünnetimin izinden gitmeyen yöneticilerdir. Kim
onların yalanlarını doğrular ve zulümlerini desteklerse, onlar benden değildir,
Ben de onlardan değilim. Onlar Havz'ımın (Kevser'in) başına da gelemezler. Kim
de onların yalanlarını doğrulamaz, zulümlerine destek olmazsa. işte onlar
bendendir. Ben de onlardanım, onlar Havz'ımın (Kevser'in) başına geleceklerdir.
Ey Kab b. Ucre! Oruç kalkandır, Sadaka günahlan affettirir. Namaz Allah'a
yaklaştıncıdır -veya delildir- Ey Ka'b b. Ucre! Haram ile büyümüş hiçbir et
parçası (vücut) Cennet'e giremez. Ey Ka'b b. Ucre! insanlar iki smıf olarak
sabahleyin evden çıkarlar. Birinci smıf nefsini satın alır ve onu azat eder.
Diğeri isen onu satar ve helak eder. ''
Tahric: Ahmed; Nesai;
Bezzar ve Hakim, Müstedrek'te (4/422), Abdurrezzak kanalıyla rivayet ettiler.
20720- Ebu Said el-Hudri
anlatıyor: Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize ikindi
namazın! kıldırdı ve güneş batıncaya kadar hutbe verdi. Hutbesinde, kıyamet
gününe kadar olacak şeylerden anlatmadığını bırakmadı. Bunları ezberleyen
ezberledi, unutansa unuttu. Söylediklerinden biri de şuydu: "Ey insanlar!
Dünya tatlı ve hoştur. Allah sizi ona varis kılacak ve nasıl hareket
edeceğinize bakacaktır. Öyleyse dünyadan sakının, kadından da sakının! Kıyamet
Günü her hain için hainliği miktarınca yükseltilecek bir bayrak olacaktır ki
hiyanetçe halkın idarecisinin bayrağından daha büyük bayrak yoktur. "
Sonra ahlaktan bahsetti
ve şöyle buyurdu: "Kimisi çabuk öfkelenir ve öfkesi çabuk geçer. Bunlar
birbirini dengeler. Kimisi de geç öfkelenir ve öfkesi geç geçer. Bu da bunu
dengeler. Bunların en hayırlısı ise geç öfkelenip öfkesi çabuk geçendir. En
kötüleri ise çabuk öfkelenip öfkesi geç geçendir. Öfke, insanın kalbinde yanan
kor gibidir. Öfkeli olanın gözlerinin nasil kızardığmı ve avurtlarının nasıl şiştiğini
görmez misiniz? Biriniz öfkelenince otursun veya- yatsın. "
Sonra borç istemekten
bahsedip şöyle dedi: "Kimisi alacağmı taleb ederken iyilikle talep eder,
ama borcunu öderken kötü öder. Bunlar birbirini dengeler. Veya kimisi borcunu
öderken iyi güzel şekilde öder, alacağmı taleb ederken kötü bir şekilde ister.
Bunlar da birbirini dengeler. Bunların en hayırlısı, alacağmı alırken de,
öderken de bu işi güzelce yapandır. En kötüleri ise alacağmı kötülükle alan,
ödeyeceğini de kötülükle veren kişilerdir."
Sonra şöyle buyurdu:
"insanlar çeşitli tabakalar halinde yaratılmıştır: Kimisi vardır, mümin
olarak doğar, mümin olarak yaşar, mümin olarak ölür. Kimisi vardır, kafir
olarak doğar, kafir olarak yaşar, kafir olarak ölür. Kimisi vardır, mümin
olarak doğar. mümin olarak yaşar. kafir olarak ölür. Kimisi de kafir olarak
doğar, kafir olarak yaşar ve mümin olarak ölür."
Sonra hadisinde şöyle
dedi: "Hiçbir söz. zorba sultanın yanında söylenen adil söz kadar üstün değildir.
Kişinin insanlardan korkusu. gördüğü şeyi doğru olarak söylemesine veya
şahitlik etmesine engel olmasın." Sonra Ebu Said ağladı ve: "Vallahi!
Korkumuz buna engel oldu" dedi.
Sonra şöyle dedi:
"Sizler, yetmişinci ümmetsiniz. Bunların en hayırlısı, Allah katında en
üstün alanıdır." (Ebu Said der ki) Sonra güneş batmaya yaklaşınca:
"Dünyanın ömründen geçmiş kısmına nisbeten geri kalan kısmi, şu gününüzden
geçen kısma nazaran geri kalan kısmına oranı gibidir" buyurdu.
Tahric: Tirmizi:
(3/218), Hammad b. Zeyd kanalıyla Ali b. Zeyd b. Cud'an'dan hasen olduğunu
söyleyerek ve İbn Mace (2873) rivayet ettiler.
20721- Hasan( -I BasrI)
ve Katade' nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Müminin kendini küçük düşürmemesi gerekir" buyurunca: "Nasıl
kendini küçük düşürür?" diye soruldu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Gücünün yetmeyeceği belalara atılarak" cevabını verdi.
Tahric: Tirmizi:
(3/243), "Ali b. Zeyd-Huzeyfe" kanalıyla merfu olarak rivayet etti.
20722- Tavus der ki: Bir
adam İbn Abbas'a gelerek: "Şu idareciye götürülüp kendisine iyiliği
emrederek kötülükten sakındırayım mı?" diye sorunca, İbn Abbas:
"Hayır, bu, senin fıtneye düşmene sebep olur" cevabını verdi. Adam:
"Bana, Allah'a isyan etmemi emrederse ne yapayım?" diye sorunca, İbn
Abbas: "Sen bunu istiyorsun, işte o zaman adam ol (yanına gitme)"
cevabını verdi.
20723- Cerir el-Beceli'
nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Bir topluluk, aralarında günah işleyen bir adama. güçlerinin yetmesine
rağmen engel olmazlarsa. muhakkak ki Allah o topluluğu cezalandırır. ''
Tahric: Ebu Davud (4339)
rivayet etti.
20724- Cafer b. Burkan
der ki: Ömer b. el-Hattab, Said b. Amir b.
Huzeym el-Cumahi'yi
çağırıp onu Şam'ın bir bölgesinde görevlendirmek isteyince, Said bu görevi
kabul etmedi ve görevden kaçmak istedi. Ömer:
"Hayır! Canım
elinde olana yemin ederim ki; sizler bu görevi boynuma yükleyip evlerinizde
oturamazsınız" deyince Said, Ömer'in kararlılığını görüp ve kendisini
bırakmayacağını anladı ve ona tavsiyede bulunarak şöyle dedi: "Allah'tan
kork ey Ömer! Seni başlarına geçirenlerle ilgili hüküm verirken, Müslümanların
yakını olsun uzağı olsun onlara karşı doğru ol. Kendin ve ailen için istediğini
insanlar için de iste. Kendin ve ailen için istemediğin şeyi insanlar için de
isteme. Bir konuda değişik iki hüküm verme. Yoksa sağlam bir görüşün kalmaz ve
haktan ayrılmış olursun. Hak yolunda girmen gereken mücadelelere gir ve Allah
yolunda kınayanın kınamasından korkma." Ömer: "Buna kimin gücü yeter
ey Said?" diye sorunca, Said: "Allah'ın, senin boynuna yüklediği
gibi, boyunlarına bu sorumluluk yüklenen kişilerin gücü yeter. Emretmek senin
işindir. Sana itaat edilir veya isyan edilir. Böylece lehine delilin olur"
cevabını verdi.
20725- Ebu ishak der ki:
Ebu Zer, Hz. Osman'a gelip onu bazı şeylerden dolayı kınadı. O kalktıktan sonra
Hz. Ali bir bastona dayanarak geldi ve Osman'ın başucunda durdu. Osman: "Allah
ve Resulü adına yalan söyleyen bu adam hakkında ne yapmamızı önerirsin?"
diye sorunca, Hz. Ali: "Onu Firavun ailesinden olan mümin kişinin
konumunda say! Allah onun hakkında: ''Eğer yalancı ise, yalanı kendi
aleyhinedir. Eğer doğru söylüyorsa, sizi tehdit ettiği şeylerin bir kısmı
başınıza gelecektir. Şüphesiz Allah, aşırı giden, yalancılık eden kimseyi doğru
yola eriştirmez!''[Mü'min, 28] buyurmuştur" karşılığını verdi. Osman:
"Sus! Ağzın toprakla dolsun emi!" deyince, Hz. Ali:
"Asıl senin ağzın
toprakla dolsun! Bize danıştın, biz de sana fikrimizi söyledik!"
karşılığını verdi.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: