musannef Abdurrezzak |
Diyetler |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Katilin Cezası
17803- İbn Cüreyc der
ki: Abbas b. Abdillah bana Hz. Ömer'in: "Birini kasıtlı olarak öldürüp de
kısas cezasını haketmeyen kişiye yüz kamçı atılır" dediğini bildirdi. Ona:
"Bu nasıl olabilir?" diye sorduğumda, Abdullah: "Hür birinin
kasıtlı olarak bir köleyi öldürmesi ve benzeri durumlarda olur" dedi.
17804- ismail b. Umeyye
der ki: "Köle birini öldüren kişinin ceza olarak hapsedileceğini ve ona
yüz kamçı atılacağını işittim."
17805- Amr b. Şuayb der
ki: "Ömer b. el-Hattab, bir köleyi öldüren hür birine yüz kamçı attı ve
onu sürgüne gönderdi."
17806- İbn Şihab
(ez-Zühri) der ki: "Hür biri köle birini kasıtlı bir şekilde öldürdüğü
zaman ağır bir şekilde kamçılanır, hapsedilir ve köle azat etmesi istenir.
Şayet köle azat etme imkanı yoksa peş peşe iki ay oruç tutar. Şayet köleyi hata
ile öldürmüşse köle azat etmesi veya iki ay peş peşe oruç tutması istenir, ama
cezalandırılmaz."
17807- Zühri der ki:
"Hürün köleyi öldürmesi durumunda kısas olmaz.
Ancak öldüren kişi
cezalandırılır, kınanır, diyeti ödemesi istenir ve köle azat eder."
Ma'mer der ki:
"Ömer b. Abdilazız de aynı şekilde hüküm verdi."
17808- Şa’bi der ki:
"(Öldürme veya yaralamayı) itiraf durumunda cinayeti işleyen kişinin
akrabaları diyeti ödemek zorunda değildir."
17809- Süleyman b. Müsa
bildiriyor: "Ömer b. Abdilazız, katilin akrabalarının kendileri
istemedikten sonra ne cinayeti itiraf, ne de diyet üzerine anlaşma durumunda
diyet ödeme zorunda olmadıklarına hükmetti."
17810- Hz. Ömer der ki:
"Kişinin işlediği her tür suçta velileri diyetini öderler."
17811- Şa’bi der ki:
"Dört durumda diyet suçu işleyen kişinin yakınları tarafından değil bizzat
kendi malından ödenir. Bunlar da kasıtlı öldürme, suçu itiraf etme, taraflar
arasında anlaşma sağlanma ve öldürülen kişinin köle olması durumudur. "
Tahric: Beyhaki (8/106),
Abdullah b. İdrıs kanalıyla Mutarrif'ten rivayet etti.
17812- Zühri der ki:
"Kasıtlı öldürmelerde, kasıtlı öldürmeye benzeyen öldürmelerde, suçlunun
suçunu itiraf etmesi durumunda ve taraflar arasında anlaşmaya varıldığı
durumlarda suçlunun yakınları diyeti ödemek zorunda değildirler. Bu durumlarda
diyet suçu işleyen kişinin bizzat kendi malından ödenir. Yakınları diyeti
ödemede ona yardımcı olurlar ki bu konuda ona yardımcı olmaları gerekir. Zira
bize ulaşana göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Kureyş ile Ensar
arasında yazdığı anlaşma metninde: "Kimsesi olmayan kişinin esaret bedeli
veya diyetini ödemede yardımcı olun" diye yazmıştır. Kimsesi olmayandan
kasıt da diyet veya esaret bedelini, yerine ödeyecek akrabadan yoksun olan
kişidir.
Tahric: Ebu Davud,
Merasil (281), Abdurrezzak kanalıyla kısa bir metinle rivayet etti. Bu anlaşma
metnini Beyhaki (8/106), İbn İshak kanalıyla Osman b. Muhammed'den farklı bir
lafızla rivayet etti.
17813- Ömer b. el-Hattab
der ki: "Kişinin suç işlemesi durumunda arada anlaşma olduğu zaman
yakınlarının onu yalnız bırakması doğru değildir."
17814- İbn Ebi Leyla der
ki: "Kasıtlı öldürmeye benzeyen öldürmelerde diyet, suçu işleyen kişinin
yakınları tarafından değil, bizzat kendi malından ödenir."
Süfyan der ki:
"Öğrencilerimiz ise böylesi bir durumda diyeti katilin yakınlarının ödemesi
gerektiğini düşünürlerdi."
17815- ibrahım( -i
NehaI) der ki: "Kemiğe varan derin yaralamalardan daha hafif
yaralamalarda, kasıtlı öldürmelerde, (yaralama veya öldürme sonrası) taraflar
arasında anlaşmaya varılması durumunda ve suçun itiraf edilmesi durumunda
suçlunun yakınları diyet ödemek zorunda değildir."
17816- Şa’bi der ki:
"Kasıtlı olduktan sonra kısasa hükmedilmeyen her türlü yaralamada diyet
suçlunun bizzat kendi malından ödenir."
Abdurrezzak der ki:
"ibn Cüreyc de Ata (b. Ebi Rebah)'dan naklen aynı şeyi aktarmıştır. "
17817- süfyan der ki:
"Kemiğe varan derin yaralamalardan daha hafif yaralamalarda diyet suçlunun
bizzat kendi malından ödenir. Kemiğe varan derin yaralamalarda ise diyeti
suçlunun yakınları öder. Ömer b. Abdilazız de kemiğe varan derin yaralamalarda
diyeti suçlunun yakınlarının ödemesine hükmetti."
17818- Zühri der ki:
"Tam diyetin üçtebirinden daha az tutan yaralamalarda diyet suçlunun kendi
malından ödenir. Daha fazla tutan yaralamalarda ise diyeti suçlunun yakınları
öder."
17819- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah): "Tam diyetin üçtebirine kadar ulaşan
yaralamalarda diyeti suçlunun yakınları öder" dedi. Aynı şeyi bana İbn
Eymen de söyledi. İbn Eymen'in: "Tam diyetin üçtebirine kadar ulaşan
yaralamalarda diyeti özellikle suçlunun yakınları öder" dediği konusunda
herhangi bir şüphem yok.
17820- İbn Cüreyc ile
Ma'mer'in bildirdiğine göre Ubeydullah b. Ömer: ilSahabe ile TabiCın, tam
diyetin üçtebirinden daha az olan yaralamalarda diyeti suçlunun yakınlarının
ödeyeceği konusunda ittifak halindeydiler" veya: "Tam diyetin
üçtebirinden daha az olan yaralamalarda diyeti suçlunun yakınlarının ödeyeceği
konusunda neredeyse ittifak halindeydik" demiştir.
Süfyan der ki:
"çocuğun mala yönelik suçunda diyeti kendi malından ödenir. Cana yönelik
suçlarında ise diyetini yakınları öder."
ibn Ebi Leyla der ki:
"Erkek çocuğunun kız çocuğuna zorla sahip olması durumunda diyet çocuğun
bizzat kendi malından ödenir."
17821- İbn Cüreyc bildiriyor:
Ata (b. Ebi Rebah): "Hür biri köle birini hatayla öldürdüğü zaman diyeti
katilin yakınları öder. Bir bineği hata ile öldürdüğü zaman diyetini ödemek
yine yakınlarına düşer" dedi. Amr b. Dinar ile Süleyman b. Musa:
"Böylesi bir durumda diyeti yakınlarının ödeme zorunluluğu yoktur. Kişi bu
diyeti kendi malından öder" dediler.
17822- Ma'mer
bildiriyor: Kufe alimlerinden biri: "Hatayla olduktan sonra kemiğe varan
derin yaralama ve daha üstü yaralamalarda diyeti suçlunun yakınları öder"
dedi.
17823- İbn Cüreyc
bildiriyor: Kasıtlı bir şekilde birini öldüren ve karşı tarafla diyet üzerine
anlaşan kişi hakkında Süleyman b. Musa: "Katilin yakınları kendileri
istemedikten sonra diyetini ödemezler. Katilin suçunu itiraf etmesi durumunda
da aynı şey geçerlidir" dedi. Ömer b. Abdilazız de aynı şekilde hüküm
verdi.
17824- Ma'mer
bildiriyor: Zühri'nin: "Tam diyetin üçtebiri ve altında olan yaralamalarda
diyet suçlunun kendi malından ödenir" dediğini işittim veya öyle dediği
bana bildirildi.
17825- Zühri der ki:
"Tam diyetin üçtebiri ve altında olan yaralamalarda diyet, suçlunun kendi
malından ödenir. Daha üstü olan diyetleri yakınlarından devletten maaş alanlar
öder."
Kişinin Kendi Kendini
Yaralaması
17826- Zühri ile Katade
der ki: Kişinin kendi kendini yaralaması konusunda Hz. Ömer: "Yaralayan
el, müslümanlardan birinin (kendi) elidir" dedi.
17827- Katade der ki:
"Adamın biri hatayla kendi gözünü çıkarınca Hz.
Ömer gözünün diyetini
kendi yakınlarına yükledi."
17828- Zühri anlatıyor:
Adamın biri Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hakkında şiirler söylerdi.
Onun ölümünden sonra oğlu geldi ve: "Ya Resulallah! Hakkında şiir okuyayım
mı?" diye sordu. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Oku!"
buyurunca, Hz. Ömer adama: "Ne söyleyeceksin?" diye sordu. Adam:
"Allah'a yemin olsun ki Allah olmasaydı doğru yolu bulamazdık,
diyeceğim" deyince, Hz. Ömer: "Doğru söyledin" karşılığını
verdi. Adam:
"Sadaka vermez,
namaz kılamazdık, diyeceğim" deyince, Hz. Ömer: "Doğru söyledin"
karşılığını verdi. Adam: "Allahım! Düşmanla karşılaştığımızda Bize sükunet
ver, ayaklarımızı sabit kıl Müşrikler bize zulmettiler Kafir olmamızı
istediler, oysa biz bunu reddettik, diyeceğim" deyince Hz. Ömer: "Doğru
söyledin" karşılığını verdi.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bu şiiri dinledikten sonra: "Bu sözleri kim
söylüyor?" diye sordu. Adam: "Ya Resulallah! Babam söylerdi"
deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah ona rahmet
etsin" buyurdu. Adam: "Ya Resulallah! Ama kendi kendini öldürmüş olma
endişesinden dolayı müslümanlar babamın cenaze namazını kılmak
istemiyorlar" deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Aksine baban mücahid birisiydi ve sevabını iki kattyla alacaktır" buyurdu.
Adamın babası da müşriklerden birini kılıcıya vurmuş, ancak salladığı kılıç
kendisine de değince bundan dolayı ölmüştü.
Birini Öldürüp Kaçan
Kişinin Kaçfığı Yerde Öldürülmesi veya Ölmesi
17829- Katade
bildiriyor: Birini kasıtlı bir şekilde öldürdükten sonra kaçan, ölene dek
kendisine ulaşılamayan ve geride mal bırakan kişi hakkında Hasan(-ı Basri):
"Böylesi bir durumda maktulün velileri ancak diyeti alırlar" dedi.
17830- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah): "Kişinin, birini kasıtlı bir şekilde
öldürdükten sonra kaçması, ölene dek kendisine ulaşılamaması ve geride mal
bırakması durumunda ölenin diyeti, katilin geride bıraktığı maldan alınır"
dedi. Ona: "Şayet hapiste iken ölürse?" diye sorulunca: "Onu
öldürmüş sayılırlar. Zira onu hapiste ölene dek tutmuşlardır" dedi. Bana
göre ise şayet katil olup olmadığını netleştirmek için hapiste tutarlar da bunu
netleştirmeden hapiste ölürse, öldükten sonra da katil olduğu anlaşılırsa
maktulün diyeti onun malından alınır. Ancak katil olduğu anlaşıldıktan sonra
onu hapsedip de hapiste ölürse bu durumda maktulün bir hakkı kalmaz.
17831- İbn Cüreyc der
ki: Hişam b. Urve'ye: "Kişi birini öldürüp kaçtığı zaman diyet onun kendi
malından mı ödenir, yoksa diyeti akrabaları mı öder?" diye sorduğumda:
"Kasıtlı bir öldürme ise kendileri istemedikten sonra yakınlarının bu
diyeti ödeme zorunluluğu yoktur" dedi.
17832- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah) bana şöyle dedi: "Kısası yapılamayan her
türlü yaralamada diyet yaralamayı yapan kişinin malından ödenir. Şayet birinin
sağ elini kesen kişinin daha önceden sağ eli kesilmiş ise kestiği elin diyeti
kendi malından ödenir. Şayet malı yoksa diyeti yakınları öder. Böylesi bir
durumda sol eli sağlam olsa da o ele kısas yapılmaz. Diğer organlardaki
yaralamalarda da aynı durum geçerlidir." İbn Şihab da aynı şeyi söyledi.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Babanın Hatayla
Oğlunu Öldürmesi; Kölenin Hür Olan Oğlunu Öldürmesi