musannef Abdurrezzak |
Diyetler |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Katil, Maktüle Mirasçı
Olmaz
17776- İbn Cüreyc
bildiriyor: Ata (b. Ebi Rebah), oğlunu kasıtlı olarak öldüren baba hakkında:
"Oğlunun ne diyetine, ne de malına mirasçı olur. Onu hatayla öldürmüşse
malına mirasçı olur, ancak diyetine mirasçı olmaz" dedi.
17777- ibnu'I-Müseyyeb
ile Mücahid der ki: "Hatayla birini öldüren kişi onun malına mirasçı
olabilir, ancak diyetine mirasçı olamaz. Ancak kasıtlı bir şekilde öldürmüşse
ne malına, ne de diyetine mirasçı olur."
17778- Süleyman b. Yesar
bildiriyor: Mudlic oğullarından bir adam oğlunu öldürdü. Ömer b. el-Hattab
kısas olarak adamı öldürmedi, ancak diyeti ödemesine hükmetti. Adamı oğluna
mirasçı kılmadı. Annesini ve bababir kardeşini ise ölene mirasçı kıldı.''
Tahric: Mudlic
oğullarından olan adamın kıssasını Beyhaki (6/219), Amr b. Şuayb' dan rivayet
etti.
17779- Eyyub, Ebu Kılabe
ile Katade'den bildirir: (Mudlic oğullarından oğlunu) öldüren kişinin adı
Arfece'ydi. Hz. Ömer: "Buna karşılık onu öldürmem" deyince, Suraka b.
Malik b. Cu'şum: "Ey müminlerin emiri! Arfece de oğlunu gözü gibi severdi.
Ancak öfkeli bir anına denk geldi ve öldürmek istememesine rağmen ölümüne sebep
oldu" karşılığını verdi. Hz. Ömer, Arfece'nin tüm malının toplanmasını ve
diyeti ağırlaştırılmış bir şekilde ödemesini istedi. Oradakiler: "Ey
müminlerin emiri! Ölen çocuğa kim mirasçı olacak?" diye sorunca, Hz. Ömer:
"Arfece'nin ağzını toprak doldursun (ona bir şey yok!)" dedi ve
annesini çocuğa mirasçı kıldı.
17780- Abdulkerım
bildiriyor: Katade el-Müdlici'nin bir cariyesi vardı. Bu cariye ondan iki erkek
çocuğu doğurdu. Bu çocuklar büyüyüp evlendiler. Katade'nin karısı: "Cariyeyi
koyun yaymaya göndermeni istiyorum" deyince, Katade cariyeye koyun yaymaya
çıkmasını söyledi. Cariyenin oğlu:
"Annemden istediğin
şeyi onun yerine biz yaparız" dedi ve cariyeyi koyun yaymaya çıkarmadılar.
Katade cariyeye bir daha söyleyince cariye yine koyunları yaymaya çıkmadı. Onun
yerine oğulları çıktılar. Katade buna çok öfkelendi ve kılıcı alıp oğlunun
bacağına vurdu. Çocuk da kanamadan öldü. Suraka, Ömer b. el-Hattab'a gelip bu
konuyu konuştu. Hz. Ömer: "Size geleceğim! Kudayd'da yüzyirmi deve
hazırla!" dedi. Hz. Ömer oraya gidince diyet olarak altı ile dokuz yaşları
arasında ve gebe olan kırk tane deve, otuz tane dört yaşında dişi deve ve otuz
tane beş yaşında dişi deve aldı. Sonra ölen çocuğun kardeşine: "Bunlar
senindir! Babana bunlardan bir şey düşmez" dedi. Anlatılana göre orada
bulunanlar Katade'yi bu konuda mazur göstermek istemiş ve: "Katade onu
öldürmek istemedi! Sırtına vurmak istedi, ancak yanlışlıkla kılıç ayağına denk
geldi" demişler. Fakat Hz. Ömer bunu kasıtlı öldürmeye benzeyen bir
öldürme saydı ve diyeti ağırlaştırılmış bir şekilde ödetti.
17781- Abdurabbih b.
Said bildiriyor: (Katade'nin zikrettiği söz konusu olayda) Hz. Ömer şöyle dedi:
"Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Katile (maktulün
malından) bir şey düşmez" buyurduğunu işittim .
17782- Amr b. Şuayb
bildiriyor: Suraka b. Cu'şum, Ömer b. el-Hattab'a geldi ve: "Bizden Katade
adında bir adam oğlunun üzerine kılıcını fırlattı. Kılıç çocuğun bacaklarına
değince kanamadan öldü" dedi. Hz. Ömer, Suraka'dan yüz çevirdi. Suraka:
"Şayet müminlerin emiri isen bizimle ilgileneceksin! Senden başka biri
bulunsaydı ona giderdik!" deyince, Hz. Ömer ona döndü. Suraka olayı
anlatınca, Hz. Ömer: "Kudayd'da bana yüzyirmi deve hazırla!" dedi.
Kudayd'a gidince diyet olarak adamdan otuzu beş yaşında, otuzu dört yaşında ve
kırkı da gebe olmak üzere yüz deve aldı. Sonra: "Ölenin kardeşi
nerede?" diye sordu. Kardeşi gelince ona şöyle dedi: "Bunları al!
"Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Katilin (maktulün malına) mirasçı olma hakkı
yoktur'' buyurduğunu işittim."
Tahric: Malik, Muvatta
(3/70); İbn Mace (2646); Ahmed, Müsned (1/49) ve Beyhakı (6/219, 8/38), farklı
kanallardan rivayet ettiler.
17783- Hz. Ömer der ki:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Katilin (maktulün
malına) mirasçı olma hakkı yoktur" buyurduğunu işittim.
17784- Ebu Kılabe der
ki: Ömer b. el-Hattab zamanında bir adam erkek kardeşini öldürdü. Hz. Ömer onu
ölen kardeşine mirasçı kılmadı. Adam: "Ey müminlerin emiri! Onu hatayla
öldürdüm" deyince, Hz. Ömer: "Zaten kasıtlı öldürseydin kısasla seni
öldürürdük" karşılığını verdi.
17785- İbn Tavus
bildiriyor: Babam (Tavus): "Katilin (maktulün malına) mirasçı olma hakkı
yoktur" dedi. Bunu da İbn Abbas'tan naklen zikretti.
17786- İbn Abbas der ki:
"Katil, maktülden kalan hiçbir şeye mirasçı olamaz."
17787- İbn Abbas der ki:
"Kişi, öldürdüğü birine mirasçı olamaz.
Öldürdüğü kişi babası da
olsa oğlu da olsa, kendisinden başka mirasçı da olmasa ona mirasçı olamaz.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), katilin (maktulün malına) mirasçı
olma hakkının olmadığına, kafıre karşı kısasla bir müslümanın öldürülmeyeceğine
hükmetti.''
Tahric: Beyhaki (6/220),
Abdurrezzak kanalıyla kısa bir metinle rivayet etti.
17788- Mansur
bildiriyor: Kendi oğlunu kasıtlı olarak öldüren kişi hakkında ibrahim(-i
NehaI): "Oğlunun ne malına, ne de diyetine mirasçı olamaz" dedi.
17789- Ömer b. el-Hattab
der ki: "Kasıtlı olarak öldürmüş de olsa hatayla öldürmüş de olsa katil,
maktülden kalan hiçbir şeye mirasçı olamaz.''
Tahric: Beyhaki (6/220),
Mahmud b. Adem kanalıyla Ebu Bekr b. Ayyaş'tan rivayet etti.
17790- ibrahım(-i NehaI)
der ki: "Kasıtlı olarak öldürmüş de olsa hatayla öldürmüş de olsa katil,
maktulün ne diyetine, ne de malına mirasçı olamaz."
17791- Sevri der ki:
"Biz de aynı görüşteyiz. Her iki durumda da katil maktüle mirasçı
olamaz."
17792- Başka bir kanalla
ibrahım'den aynısı rivayet edilmiştir.
17793- ibrahım(-i NehaI)
der ki: "Hatayla öldürmüş de olsa katil, maktulün ne diyetine, ne de
malına mirasçı olamaz."
17794- Abıde der ki:
"Katilin maktüle mirasçı olamayacağı hükmünün verildiği ilk dava, israil
oğullarında görülen bir dava olmuştur."
17795- Eyyüb bildiriyor:
Abıde (bir önceki rivayeti içinde ayrıca): "O davada katil maktüle
mişrasçı olamadı. Ondan sonra da bir katilin maktüle miraçsı olduğunu hiç
duymadık."
17796- Hasan(-ı BasrI)
der ki: Adamın biri attığı bir taşla annesini öldürdü. Dava, Ali b. Ebi Talib'e
taşınınca diyet vermesine hükmetti. Adamı annesinden kalan hiçbir şeye mirasçı
kılmadı ve: "Annenden senin nasibine düşen taştır" veya: "kor
ateştir" dedi.
17797- İbn Cüreyc der
ki: Bana bildirilene göre (Müdlic oğullarında vaki olan sözkonusu olayda) Hz.
Ömer: "Buna karşılık onu öldüreceğim deyince, (Suraka) şu karşılığı verdi:
"Onu öldüremezsin! Zira Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
oğlunu öldüren babada diyete hükmederken, babasını öldüren oğulda diyete
hükmetmediğine şahit oldum."
17798- Amr b. Şuayb der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem); "Kişi, öldürdüğü birine
mirasçı olamaz. Kendisinden başka mirasçlSl olmasa da. öldürdüğü kişi babası da
olsa oğlu da olsa. ona mirasçı olamaz" buyurdu. Yine; "Katile (maktulün
malından) bir şey düşmez" buyurdu.
17799- Hişam b. Urve
bildiriyor; Urve'ye, kişi hayatta mirasçısı olduğu birini öldürse diyetine
mirasçı olabilir mi?" diye sorduğumuzda: "Hayır, olamaz! Şayet öyle bir
şey caiz olsaydı kişi (malına mirasçı olmak için) sevmediği kişiyi öldürmeye
kalkardı" dedi.
17800- Ma'mer
bildiriyor: Babasını veya kardeşini öldüren kişi hakkında Zühri: "Bu
ümmetin selefleri böylesi durumlarda diyeti ağırlaştırılmış bir şekilde ödetirlerdi.
Sonrasında imamlar böylesi kişileri suçlu bulmaya (ve kısas yapmaya)
başladılar" dedi.
17801- Süfyan der ki:
"Kişi kasıtlı bir şekilde oğlunu öldürdüğü zaman diyet babanın kendi
malından ödenir ve böylesi bir durumda babanın yakınlarının bir şey ödemesi
gerekmez. Ancak hatayla öldürmüşse diyeti babanın yakınları öder."
17802- Abdurrahman b.
Harmele bildiriyor: Cüzam kabilesinden bir adamın şöyle anlattığını işittim:
Kabilemizden Adiy adında bir adam vardı. Adam attığı taşla karısını vurup
öldürdü. Bu adam Tebuk savaşına Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte katıldı ve orada bu olayı Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) anlattı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Karının
diyetini ödersin; ancak ona mirasçı olamazsın" buyurdu.
Tahric: İsabe'de (2/472)
geçtiği Üzere Said b. Mansur ve Taberani rivayet ettiler.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: