musannef

Abdurrezzak

Alışveriş

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Satıcı ve Alıcının Anlaşmazlığı Durumunda Hangisinden Yemin Etmesi istenir?

 

15184- Amr b. Şuayb, babasından, o da dedesinden naklediyor:

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hakkında iddiada bulunulan kişi bir delil getirmediği takdirde ilk olarak kendisi yemin eder" buyurdu.

 

Tahric: Tirmizi (3141), "Muhammed b. Ubeydillah-Amr b. Şuayb'ın dedesi" kanalıyla merfu olarak ve farklı kanallarla Beyhaki (10/256) rivayet ettiler.

 

 

 

15185- Kasım b. Abdirrahman bildiriyor: İbn Mes'ud, Eş'asb. Kays'a bir mal sattı ve fiyatında ihtilafa düştüler. Abdullah: "Yirmi dirhem" derken, Başka bir kanalla bu hadisin aynısını rivayet edilmiştir: "On dirhem" dedi. Abdullah: "Aramızda dilediğin kişiyi hakem kıl" deyince, Başka bir kanalla bu hadisin aynısını rivayet edilmiştir: "Sen kendinle benim aramda hakem ol" karşılığını verdi. Bunun üzerine Abdullah: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda hüküm vermiş olduğu gibi diyeceğim: "Eğer alıcı ile satıcı ihtilafa düşer de ortada bir delil olmazsa mal sahibinin dediği geçerli saydır veya satış geçersiz kılınır" dedi. 

 

Tahric: Ebu Davud (3512); İbn Mace (2186), Kasım b. Abdirrahman kanalıyla babasından; Tirmizi (2/255), Avn b. Abdillah kanalıyla İbn Mes'ud'dan merfu olarak başka bir lafızla ve Beyhaki (5/332) rivayet ettiler.

 

 

 

15186- Ma'mer der ki: Bir kişi bir cariye satın aldı ve onunla ilişkiye girdi.

Sonra sahibi geri gelip: "Ben sana onu yüz dinara sattım" deyince, cariyeyi satın alan kişi: "Ben onu senden elli dinara aldım" dedi. Bu durumu Hammad'a sorduğumda: "Bu durumda satıcının delil getirmesi gerekir" karşılığını verdi.

 

 

15187- Ma'mer der ki: Hammad (b. Ebi Süleyman)'a bir kişinin bir mal satın alıp ve malın telef olmasından sonra satıcıyla ihtilafa düşmesi durumunu sorduğumda: "Bu durumda satıcı delil getirir veya müşteri yemin eder. Eğer mal olduğu gibi duruyorsa ikisinin de yemininden sonra satış geçersiz kılınır" karşılığını verdi.

 

 

15188- İbn Sırin der ki: "Satıcı ve alıcı ihtilafa düştüğü zaman her ikisi de yemin eder. Eğer yemin ederlerse satış geçersiz kılınır. Eğer biri yemin etmekten çekinir ve diğeri yemin ederse mal yemin eden kişinin olur. ikisi de yemin etmekten çekinirse yine satış geçersiz kılınır."

 

 

15189- ibrahim(-i Nehai) der ki: Satıcı ve alıcı ihtilafa düştüğü zaman mal telef olmuşsa ve satıcı bir delil getirmezse söz müşterinin sözüdür. Eğer mal sağlam ise ikisi de delil getirir. Hangisinin delili daha üstün ise o geçerli kılınır."

 

 

15190- (Kadı) Şureyh der ki: "Bu konuda sözün özü, davacının iki şahit getirmesi ve davalının yemin etmesidir."

 

Tahric: Farklı kanallarla Veki' (2/355) ve Beyhaki (10/253) rivayet ettiler.

 

 

 

15191- Şa'bi: "Davalı kişinin delil getirmesine gerek yoktur" demiştir."

 

 

 

15192- Amr b. Dinar der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) davalı kişinin yemin etmesine hükmetti."

 

 

 

15193- İbn Ebi Muleyke bildiriyor: iki kadın bir evde dikiş dikmekteydi ve evde ikisinden başka kimse yoktu. Biri, iğne elinin içinden batıp öbür tarafından çıkmış bir şekilde dışarı çıktı ve: "Bu kadın beni bu şekilde yaraladı" dedi. Diğeri de bunu inkar etti. Bunun üzerine İbn Abbas'a haber gönderip durumu kendisine anlattım. İbn Abbas: "Bir şey hakkında delil olmadan hüküm verme. Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''insanlara davaları sebebi ile istedikleri verilseydi bir takım insanlar bazı adamların mallarını iddia ederlerdi. Fakat yemin davalıya düşer'' buyurmuştur. Kadını çağır ve ona: ''Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir değere değişenlerin, işte onların, ahirette bir payları yoktur''[Al-i İmran, 77] ayetini oku" dedi. Ben de öyle yaptım ve kadın itirafta bulundu.

Abdurrezzak der ki: "Sonra İbn Cüreyc ile karşılaştım ve bu meseleyi bana bir yıl sonra anlattı."

 

Tahric: Buhari (6/43), Abdullah b. Davud kanalıyla İbn Cüreyc'den; Müslim (ını), İbn Cüreyc kanalıyla rivayet ettiler.

 

 

 

15194- Abdurrezzak der ki: Ma'mer'e, kişinin satıcıdan iki giysi almak istemesi, satıcının da: "iki giysiyi de ai. Hangisini beğenirsen onun parasını öde" demesi ve bir giysinin telef olması sorulunca: "Geriye kalan giysiye bir değer biçer, bunu yaparken telef olan giysinin de telafisini eklerim" dedi.

 

 

 

15195- Sevri der ki: "Eğer kişi beğenmek üzere iki kişiden değişik iki giysi alırsa ve her iki satıcı: "Giysilerin güzel olanı benimdir" derse söz giysileri geri verecek kişinin sözüdür. Güzel giysiyi dilediği kişiye verir. Güzel giysinin kimin olduğunu bilmezse satış gerçekleşir ve güzel giysinin hangisinin olduğuna dair yemin ettirilir."

 

 

 

15196- Abdurrezzak bildiriyor: Bir kişi birine iki giysi sattı. Müşteri de giysilerden birini sattı ve diğerinde kusur buldu. Bunun üzerine delil getirerek: "Satılan giysinin değeri şu kadardır" deyince satıcı: "Hayır, şu kadardır" karşılığını verdi. Bu konu hakkında Sevri: "Müşterinin delil getirmemesi halinde satıcının sözüne itibar edilir" dedi.

 

 

 

15197- Ma'mer der ki: "Böylesi bir durumda giysideki kusur oranına göre değerden düşülür veya diğer giysiyi gerçek değerinde iade eder."

 

 

 

15198- Abdurrezzak der ki: Birinin birine: "Ben sana evimi çocuk iken sattım" demesi, müşterinin: "Hayır, sen bana bunu büyük iken sattın" demesi konusunda Sevri: "Satıcının çocuk iken sattığına dair delil getirmesi gerekir. Müşteri de kanıtla satışı iptal etmediği sürece satış geçerli sayılır" dedi. Adamın biri Sevri'ye: "Ama Malik böylesi durumlarda satıcının sözüne itibar edileceğini söylüyor" deyince Sevri bunu diyen adama dönüp de bakmadı.

 

 

 

15199- Sevri der ki: "Eğer razı olarak (denemek üzere) bir giysi alıp onu iade etmek istersen ve satıcı: "Bu, benden aldığın giysi değildir" derse, giysiyi iade edenin sözüne itibar edilir."

 

 

 

15200- Abdurrezzak der ki: Ma'mer'e, birinin bir kişiye bir dinar verdiğini ve adamın bunu iade edip: "Bu, eksiktir" dediğinde: "Ben sana bunu tam olarak verdim" demesini sorduğumda şu karşılığı verdi: "Eğer onu delilsiz olarak vermiş ise iade eden kişinin sözüne itibar edilir. Alan kişinin dinarın eksik olduğuna dair delil getirmemesi halinde veren kişi tam olarak verdiğini kanıtlarsa verenin sözüne itibar edilir."

 

 

 

15201- Abdurrezzak der ki: Ma'mer, kişinin birine: "Ben sana borç olarak bir dinar verdim" deyince, diğerinin: "Hayır, sen onu bana hibe ettin" demesi hakkında: "Kişi kendisine hibe edildiğine dair delil getirmezse borç sayılır" dedi. Yine kişinin, birinin yanında bir giysi bulup: "Bu benden çalınmıştır" deyince, diğerinin: "Sen bunu yanımda rehin olarak bıraktın" demesi hakkında: "Burada: ''Benden çalınmıştır'' diyenin sözüne itibar edilir" dedi.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Sahiplik İddiası