musannef Abdurrezzak |
Talak |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Fidye
11747- Ata (b. Ebi
Rebah): "Nikahı usullere uygun olan her evlilikten sonra olan ayrılıklarda
adam talak kelimesini kullanmasa bile bu şekilde olan her talak bir
talaktır." Yani, mübarat [anlaşmalı boşanma] ve adamın fidye alması bir
talaktır." Ancak, İbn Abbas bu görüşte değildi.
11748- Katade der ki:
"Nikahı usullere uygun olan her evlilikten sonra yapılan talaklar,
(kadından) fidye alarak ayrılmak gibi sadece bir talak sayılır. Aynı şekilde
evli cariyenin azat edilmesi, kişinin kayıpken evlenen karısını döndüğünde evli
bulması ve onu geri almayı seçmesi, Hıristiyanla evli olan Müslüman kadının
kocasının Müslüman olması durumlarında da bir talak gerçekleşmiş olur."
11749- Yahya b. Ebi
Kesır bildiriyor: Ebu Seleme b. Abdirrahmanı fidye alarak boşamayı bir talak
saymış ve: "Kadının fidye verdiği mecliste ayrıca kocası onu boşarsa bu da
ayrı bir talak sayılır" demiştir.
11750- Zühri:
"Fidye alarak boşamakı bir talak sayılır" demiştir.
11751- İbn Ebi Necih:
"Rul' (eşlerden birinin boşanmak şartıyla diğerine mal vermesi) bir talak
sayılır" demiştir.
11752- ibrahim(-i
NehaI): "Hul' (eşlerden birinin boşanmak şartıyla diğerine mal vermesi)
tam bain talak sayılır" demiştir. Rul', saçlarını bağladığı tokası dışında
(kadına ait olan) her şeydir. Kadın boşanma karşılığı malının bir kısmını feda
edebilir."
11753- İbn Mes'ud, hul'
veya Ila dışındaki hiçbir talakı bain talak olarak görmezdi.
Tahric: Said b. Mansur,
Huşeym kanalıyla İbn Ebi Leyla'dan ve el-Muhalla'da (10/238) geçtiği üzere İbn
Ebi Şeybe, Ali b. Haşim kanalıyla İbn Ebi Leyla' dan rivayet ettiler.
11754- Zühri, Hasan ve
ibnu'I-Müseyyeb: "Koca, malı kabul eder ve boşamazsa, bir talak
sayılır" dediler.
Tahric: Said b. Mansur
(3/1443), Yunus kanalıyla Hasan'dan aynı mana ile rivayet etti.
11755- Hz. Ali:
"Koca talak için bir bedel alınca (boşamasa bile) bir talak sayılır"
demiştir.
11756- Zühri der ki:
"Kişi, hanımından bir talakı satın alsa (bedel karşılığı onu boşayacağını
söylese) bu hul'dur." Katade ise bunun ImI' olmadığını söylemiştir.
11757- Said b.
el-Müseyyeb bildiriyor: Zeyd b. Kays b. Şemmas'ın kendisine mehir olarak bir
bahçe verdiği bir hanımı vardı. Kıskanç biri olan Zeyd hanımına vurup elini
kırınca, hanımı Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip şikayette
bulunarak: "Ben ona bahçesini geri veririm (beni boşasın)" dedi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunu yapar mism?" diye
sorunca kadın: "Evet" cevabını verdi. Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) onun kocasını çağırdı ve:
"Sana bahçeni geri
verecek" buyurdu. Zeyd: "Buna benim hakkım var mı?" diye
sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" cevabını
verdi. Zeyd: "Kabul ettim ey Allah'ın Resulü" deyince, Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Gidin. Bu bir talak oldu" buyurdu.
Sonra kadın Rifaa el-Abidı ile evlendi, o da kendisini dövünce, kadın Hz.
Osman'a gelerek: "Ona mehirin geri vereyim (beni boşasın)" dedi. Hz.
Osman kocasını çağırınca Rifaa bunu kabul etti ve Osman: "Git. Bu, bir
talak oldu" dedi."
İbn Cüreyc der ki: Amr
b. Şuayb da aynı rivayette bulunmuş ancak: "Onun kafasını yardı"
ifadesini kullanmıştır
Tahric: Ebu Davud,
Merdsil' de (247), Abdurrezzak kanalıyla rivayet etti.
11758- Başka bir kanalla
bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
11759- ikrime der ki:
Sabit b. Kays'ın hanımı Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek:
"Ey Allah'ın Resulü! Vallahi, sabit'in dinine ve ahlakına diyeceğim bir
şey yoktur. Ama ben müslüman olduğum halde nankörlük etmek istemiyorum"
dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ona (sana mehir olarak
verdiği) bahçesini geri verir misin?" diye sorunca, kadın: "Evet"
cevabını verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Sabit'i
çağırıp, bahçesini kadından aldı ve onları birbirinden ayırdı. Bu kadın Cemile
b. Abdillah b. Ubey b. Selul'du. Ma'mer der ki: Öğrendiğime göre Sabit'in
hanımı o gün: "Rabbime isyan etmek istemiyorum" demişti. Yine
duyduğuma göre Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Gördüğün gibi
ben güzelim. sabit ise çirkin biridir" demiştir.
Tahric: Farklı
kanallarla Buhari (7/61) mevsUl olarak; Hammad b. Zeyd ve Vuheyb, Eyyub
kanalıyla mürsel olarak rivayet ettiler.
11760- Cumhan der ki:
Ümmü Bekr el-Eslemiyye, Abdullah b. Esıd'in nikahı altındaydı. Hul' yoluyla
ondan ayrıldıktan sonra ikisi de pişman oldular ve Abdullah, daha sonraları Hz.
Osman'a gelip durumunu anlattı. Osman: "O (hul' yoluyla boşanmanız) bir
talaktır. Ancak sen daha çok sayıda boşadıysan talak sayısınca boşanmış
olursunuz" dedi. Bunun üzerine Abdullah hanımını geri döndürdü.
Tahric: Malik, Haşim
kanalıyla ve Said b. Mansur (3/1441), İbn Uyeyne kanalıyla Haşim'den "kısa
bir metinle" rivayet ettiler.
11761- Urve' nin
bildirdiğine göre Hz. Osman fidyeyi talak kabul etti ve:
"Eğer fidye
karşılığında ayrılmanın yanında ayrıca onu boşamak isterse fidye karşılığı
boşanmayla birlikte (bir talak) sayılır" demiştir.
11762- Habıbe binti Sehl
bildiriyor: Sabit b. Kays, hanımına (Habıbe'ye) defalarca vurunca kadın,
Gales'te olan Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelerek
durumunu anlattı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Sabit'e: "Ondan
(mehir olarak verdiğini) al (ve boşa)" deyince, hanımı: "Bana verdiği
olduğu gibi duruyor" dedi. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Ondan (mehir olarak verdiğini) al (ve boşa)" deyince Sabit hanımına
verdiklerini geri aldı (ve onu boşadı). Amra der ki: "Bunun üzerine Habibe
ailesinin yanında oturdu."
Tahric: Ebu Davud
(2227); Nesai (6/169) ve Malik, Yahya b. Said kanalıyla rivayet ettiler.
11763- Meymun b. Mihran
der ki: "Ubey'in kıraatına göre fıdye karşılığı boşanma bir talak
sayılmıştır."
Ma'mer der ki: Bunu
Eyyub'e anlattığımda yanında güvenilir birinden aldığı Ubey b. Ka'b'a ait eski
bir mushafı olan bir adamın yanına gittik ve mushafı okuduk. O mushafta söz
konusu ayet: "Allah'ın yasalarını koruyamayacaklar diye düşünürlerse, o zaman
kadının fıdye vermesinde bir günah yoktur. Daha sonra bu kadın başkasıyla
evlenmedikçe ona (ilk kocasına) helal olmaz" (Bakara Sur. 229) şeklinde
yazılıydı.
Tahric: Taberi (2/261),
Hasan b. Yahya kanalıyla Abdürrezzak'tan başka bir lafızla rivayet etti.
11764- Şa'bi der ki: Bir
kadının, kocasını (kadı) Şureyh'e şikayet ettiğini gördüm. Kadın, kocasına:
"Beni boşa ve bana verdiğini (mehri) sana geri vereyim" deyince adam
hanımını boşadı. Kadın: "Vallahi bunları (talakı) tekrar etmedikçe olmaz"
deyince, adam hanımının dediğini yaptı. Şureyh'in yanındakiler: "Hanımın
elinden gitti. Malının da gittiği kanaatindeyiz" deyince, Şureyh:
"Eğer islam dediğiniz gibi olsaydı, kılıcın keskin tarafından daha dar
olurdu" dedi.
Tahric: Said b. Mansur
(3/1415), Huşeym kanalıyla İsmail'den ve Veki', Ahbaru'l-Kudat'da (2/241),
İbnu'l-Mübarek kanalıyla İsmail'den, Huşeym'in rivayetinden daha uzun bir
şekilde rivayet ettiler.
11765- Tavus anlatıyor:
İbn Abbas'ın yanındayken, ibrahim b. Sa'd b. Ebi Vakkas: "Ben burada görevliyim
-ki ibnu'z-Zübeyr onu Yemen'de zekat toplamakla görevlendirmişti- bu sebeple
bana talakı öğret. Çünkü Yemen halkının geneli fidye karşılığı hanımlarını
boşuyorlar" dedi. İbn Abbas: "Fidye karşılığı olan talak, tek talak
değildir" dedi. İbn Abbas fidye karşılığı yapılan talakı geçerli sayıp
kadınla erkeği ayırırdı. İbn Abbas şöyle derdi: "Bu fidyedir, ama insanlar
bunu yanlış (talakın kendisi olarak) adlandırıyorlar."
Tavus der ki: Daha sonra
İbn Abbas'ın yanına gittiğimde bana: "Fidye talakın kendisi değildir"
dedi. İbn Abbas'ın bu konuda: "Boşanmış kadınlar üç ay hali iddet
beklerler"[Bakara, 228] ayetini okuduktan sonra: "Kadının, boşanması
için bir bedel vermesinde, her ikisine de bir günah yoktur"l ayetini de
okuyup: "Allah, fidyeyi talaktan sonra zikretmiştir" derdi. Yine İbn
Abbas: "Allah, talakı fidyeden hem önce, hem sonra zikretmiş, fidyeyi iki
talakın arasında zikretmiş, ama fidyeyi talak olarak zikretmemiştir" der,
fidyeyi talak olarak saymazdı.
11766- İbn Tavus der ki:
"Babam, fidyeyi talak olarak görmez, kadınla erkeğin fidye karşılığı
boşanmalarını geçerli sayardı."
11767- Tavus der ki:
"Fidye, saklanması helal olmayan bir ilim olmasaydı ondan kimseye
bahsetmezdim." İbn Abbas koca boşamadıkça fidyeyi talak olarak saymazdı ve
şöyle derdi: "Görmüyor musun? Yüce Allah önce talakı zikretti, sonra
fidyeyi andı ve onu talak olarak adlandırmadı. Sonra diğer ayette: "Bundan
sonra kadını boşarsa, kadın başka birisiyle evlenmedikçe bir daha kendisine
helal olmaz''[Bakara, 230] buyurarak aralarındaki fidyeyi talak olarak
saymadı."
11768- İbn Abbas'ın
azatlısı ikrime: "Malın geçerli saydığı şey talak değildir" dedi. Amr
ekledi: "Zannedersem ikrime bunu İbn Abbas'tan naklen söyledi." İbn
Cüreyc der ki: Amr'a: Kadın: "Eğer beni üç talakla boşarsan (bana mehir
olarak verdiğin) malını sana geri veririm ve bunu ancak üç talakla boşadığında
yaparım" derse, koca da bunu yaparsa durum ne olur?" diye sorunca:
"Fidye ile talak birleşmiş ve bir talak gerçekleşmiş olur" cevabını verdi.
ikrime der ki: "Bana göre kocanın kadından aldığı her şey fidye
sayılır."
11769- Hammad (b. Ebi
Süleyman):"Koca tarafından olan her ayrılma bir talaktır. Kadın tarafından
olan her ayrılma ise bir şey değildir" demiştir.
11770- İbn Abbas:
"Mal karşılığında caiz kılınan her türlü ayrılık -yani hul'- talak olarak
sayılmaz" demiştir.
Tahric: Said b. Mansur
(3/1449) bu isnadla rivayet etti.
11771- Tavus der ki:
ibrahim b. Sa'd, İbn Abbas'a, hanımını iki defa boşadıktan sonra, hanımının ondan
hul' (mal karşılığında) ayrıldığı kişinin, bu kadınla yeniden evlenip
evlenemeyeceğini sorunca, İbn Abbas şöyle cevap verdi: "Evet,
evlenebilirler. Zira Yüce Allah ayetini başında ve sonunda iki defa talakı
zikretmiştir. Bedel karşılığında ayrılma da bu ikisinin arasında bulunmaktadır
ve talak değildir. Onun için evlenebilirler. ''
Tahric: Said b. Mansur
(3/1455) bu isnadla ve Beyhaki (7/316), Sa' dan kanalıyla İbn Uyeyne' den
rivayet ettiler.
Fidyeden Sonra Talak
11772- İbn Cüreyc der
ki: Ata (b. Ebi Rebah)'a, kişinin fidye aldıktan sonra hanımını ayrıca
boşamasını sorduğumda: "Bu boşamasının bir değeri yoktur; zira üzerinde
hakkı olmayan bir kadını boşamış sayılır" dedi. Süleyman b. Musa onun bu
sözünü karşı çıktı; ama Ata şöyle dedi: "ibn Abbas ile ibnu'z-Zübeyr,
fidye karşılığında karısından ayrılan erkeğin bu boşamasının bir değerinin
olmadığı konusunda ittifak edip: ''Zira kişi böylesi bir durumda karısını
değil, üzerinden hakkı bulunmayan bir kadını boşuyor demektir'' demişlerdir.''
Tahric: Beyhaki (7/317),
Müslim b. Halid kanalıyla İbn Cüreyc'den rivayet etti.
11773- Tavus:
"Kadın fidye verdikten sonra iddet içerisinde onu boşayacak olursa
caizdir" derdi.
11774- Ebu Seleme ve
Hasan(-ı BasrI) şöyle dediler: "Fidye veren kadını aynı mecliste kocası
fidye verirken ayrıca boşarsa, fidyeyle beraber bir talak da geçerli olur.
Ancak fidye sonrası meclisten ayrıldıktan sonra kocası onu boşayacak olursa bu
boşamanın bir geçerliliği olmaz."
11775- Ebu Seleme b. Abdirrahman:
"Fidye verdikten sonra iddet beklerken kadının talak almasının hiçbir
değeri yoktur" demiştir.
11776- Hasan(-ı BasrI):
"Hul'dan sonra talak vermesinin hiçbir değeri yoktur" demiştir.
Katade: "Hasan bazen bundan başka şey de söylerdi" demiştir.
11777- ikrime:
"Fidyeden sonra talakın hiçbir değeri yoktur" demiştir.
11778- Tavus:
"Fidye aldıktan sonra iddet beklerken onu boşayacak olursa bu talak
geçerlidir" demiştir.
11779- Zühri:
"Fidye aldıktan sonra iddet beklerken onu boşayacak olursa bu talak
geçerlidir" demiştir.
11780- ibnu'I-Müseyyeb
ve en-Nehai: "iddet beklerken onu boşayacak olursa bu talak
geçerlidir" dediler.
11781- Şa’bi ve
ibrahim(-i Nehai), fidye veren kadının iddet beklerken boşanmasıyla ilgili
olarak: "iddet beklerken verilen talak geçerli olur" dediler.
11782- Ali b. Talha
el-Haşimi'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Hul' yoluyla boşanan kadın iddet beklediği müddetçe boşanmış
demektir" buyurmuştur.
Abdurrezzak der ki: Bunu
Sevri'ye zikrettiğimizde: "Bu hadisi sorduk, ama aslının olmadığını
gördük" dedi.
11783- Mesruk der ki:
(Fidye karşılığında ayrılan) kadın, kocasının suyu henüz rahmindeyken
(hamileyken) başkası için değil, sadece ayrıldığı kocası için iddet bekler.
iddeti içindeyken sadece ayrıldığı kocası onunla evlenebilir; başkasıyla
evlenemez. iddeti içindeyken de ayrıldığı kocası ayrıca ona talak
verebilir."
11784- İbn Mes'ud:
"iddet beklediği sürece hul' yoluyla boşanan kadına talak
verilebilir" demiştir. Abdürrezzak der ki: Bunu Ma'mer'e anlattığımda:
"Yahya'nın bunu İbn Mes'ud'dan zikrettiğini duydum" karşılığını
verdi.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Hul' ve Ila
Yoluyla Boşanan Kadınla (Onu Boşayan Kocasının) Evlenmesi